Gayri Nakdi Çek Sözleşmesinde Kefilin Sorumluluğu?

Herkese merhaba.
Müvekkil banka, müşterisi ile Gayri Nakdi Çek Kredisi Sözlşmesi yapmıştır. Bu sözleşme ile, banka müşterisine 25 yapraktan oluşan çek koçanını vermiştir. Müşterinin kullanmış olduğu çeklerin çoğu karşılıksız çıktığı için, müvekkil banka her çek yaprağ için hamillere ödemiş olduğu bedellerin toplamına, müşterisi ve kefili hakkında ilamsız takip yapmıştır. Müştereken ve müteselsilen kefil olan kişi, sözleşmede kefil olunan miktarın belirtilmediği ve bu sebeple alınan kefaletin geçersiz olduğu iddiasıyla menfi tespit davası açmıştır.
Banka ile yapılan sözleşme, normal bir kredi sözleşmesi değil de, çek karnesi için yapılan ve karşılıksız çıkması halinde yasal garantisi olan meblağı ödemek zorunda kalırsa kefilin de sorumluluğuna gidebilmek için, kefalet teminatına ilişkindir. Bu sebeple belli bir rakam yazılmamıştır ama kefil de zaten bu durumu bilerek müştereken ve müteselsilen kefilliği kabul etmiştir. Ancak şimdi de, iflas eden asıl borçludan ümidi kesince, kefil olarak bu borcu ödememek için, takipten bir yıl kadar uzun bir zamandan sonra (adına kayıtlı taşınmazının satış noktasına geldiği dönemde) dava açarak tedbir yoluyla işlemleri durdurmuştur.
Normal kredi sözleşmelerinden farklı olarak, gayri nakdi çek kredisi sözleşmesinde, meblağın belirtilmemiş olması bu sözleşmeye kefil olmuş kişiyi sorumluluktan kurtarır mı? Bu konudaki görüş ve deneyimlerini varsa içtihatlarla paylaşan meslekdaşlara şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla...

Gayri nakdi kredi sözleşmesi; ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olup, aksi kararlaştırılmadıkça TTK.nın 7. maddesi uyarınca bu tür sözleşmelere kefil olanın kefaleti BK.nın 487. maddesinde öngörülen müteselsil kefalet hükümlerine tabidir (Y.19. HD.,E. 2010/823K. 2010/10391T. 28.9.2010).

BK. 484. maddesi gereğince, kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça gösterilmemesi nedeniyle, kefalet “kural olarak” geçersizdir.

Ancak olayda; hesap sahibi ile muhatap banka arasında, çek defterinin teslimi sırasında,yapılmış “dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi”ndeki miktar Yasa ile belli (5941 s.Çek K.m.3) olduğundan, kefalet geçerli ve bu sözleşmeyi imzalamış olan kefil de ( yasal sorumluluğuna tekabül edecek meblağ da bilirkişilerce tespit ettirilebileceğinden) yasal miktarla sınırlı olarak sorumludur, görüşündeyim.

Sayın meslektaşım;bu sorumluluk miktarının sınırının 5941 sayılı yasanın 3.maddesi miktar olarak zaten belirtiyor.Bu sebeple kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu kanaatindeyim.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Sayın Metin, yukarıda yazdığınız Yargıtay kararına ulaşamadım. Bu kararı ekleme imkanınız varsa memnun olurum. Çok teşekkür ederim.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/823
K. 2010/10391
T. 28.9.2010
6762/m. 7 , 818/m. 487
ÖZET : Davacı vekili, Genel ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine, sözleşmenin kefili davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu, kredi sözleşmesi ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olup, aksi kararlaştırılmadıkça TTK.nun 7. maddesi uyarınca bu tür sözleşmelere kefil olanın kefaleti BK.nun 487. maddesinde öngörülen müteselsil kefalet hükümlerine tabidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Genel ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine, sözleşmenin kefili davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kefil olduğu miktarın 24.000 TL olduğunu, bu kısmın ödendiğini, daha sonra yapılan limit artırımına onayının bulunmadığını duruşmada belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinde asıl borçlunun Gürhan müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin Ahmet ve Hatice olduğu, kefil olunan miktarın 24.000 TL bulunduğu, asıl kredi borçlusu Gürhan'dan borcun tahsili gerektiği halde doğrudan davalı hakkında takip yapılması nedeniyle davalı borçlunun yaptığı takibe itirazın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu, kredi sözleşmesi ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olup, aksi kararlaştırılmadıkça TTK.nun 7. maddesi uyarınca bu tür sözleşmelere kefil olanın kefaleti BK.nun 487. maddesinde öngörülen müteselsil kefalet hükümlerine tabidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde reddine, 28.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak:www.kazanci.com/cgi-bin/ara.cgi)