Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Yargıdan basın lehine iki karar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-12-2006, 10:23   #1
Seyda

 
Varsayılan Yargıdan basın lehine iki karar

HABER OBJEKTİF İSE ELEŞTİRİ SERT VE KIRICI OLABİLİR
Yargıtay, YÖK Yasası'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "pervasız kabadayılığı" sonucu kabul edildiği şeklindeki yazı nedeniyle tazminat ödemeye mahkûm edilen Yeniçağ gazetesi aleyhindeki kararı bozdu.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Erdoğan'ın yayımlanan yazıda kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle açtığı davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Normalde hakaret kabul edilecek bir davranışın, basın tarafından yapılması halinde hakaret oluşturmayabileceğinin belirtildiği kararda, basının işlevini yerine getirirken, yayının gerçek olması ve kamu yararı bulunması, toplumsal ilginin varlığını dikkate alması, konunun güncelliği ve olayın özü ile biçim arasındaki dengeyi gözetmesi gerektiği anlatıldı.
Objektif sınırlarda yayın yapması gereken basının o an görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olaylarla ilgili yayınlardan sorumlu tutulamayacağının ifade edildiği kararda, davaya konu "Fay hattı kırılırsa" başlıklı yazının 14 Mayıs 2005'te YÖK Yasası ile ilgili kaleme alındığı, yasanın "Erdoğan'ın pervasız kabadayılığı ve AKP'lilerin ahdi ile kabul edildiği" ifadelerinin kullanıldığı hatırlatıldı.
Erdoğan'ın, AKP lideri ve Başbakan sıfatlarını taşıdığı belirtilen kararda şöyle denildi: "Basının, başbakanla ilgili toplumu bilgilendirme görevi vardır. Erdoğan eleştiriye açık olmalıdır. Siyasal kişileri gerektiğinde icraatlarıyla bağlantılı olarak eleştirmek basının görevidir.
Yayın konusu yapılan haber, objektif oldukça, doğru olaylara dayandıkça ve doğru amaca yönelik bulundukça eleştiri; sert, kırıcı ve kişiyi küçük düşürücü olabilir. Böyle durumlarda hukuka aykırılık ortadan kalkmaktadır.
Dava konusu yayında kamu yararı bulunduğu, eleştirel bir yaklaşım ile haber yapıldığı, sözlerin siyasi eleştiri sınırları içinde kaldığı, bazı yasaların çıkarılmasında ısrarlı davranılmasının eleştirildiği, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık anlamında, davacının kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığı kabul edilmelidir."

ÖZKAYA GEREKÇESİ: BASIN O ANDAN SORUMLUDUR

ANKARA Milliyet
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin, Alaattin Çakıcı'nın bir dosyası için MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'yla görüşen eski Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın açtığı davada, yerel mahkemenin tazminat ödemeye mahkûm ettiği Posta gazetesi aleyhindeki kararı bozma gerekçesi belli oldu.
Kararda, Özkaya'nın tadilattaki villasına inşaat malzemelerinin Çakıcı'nın adamlarınca getirildiğine ilişkin 20 Ağustos 2004'te yayımlanan haberin, tazminat nedeni sayıldığı hatırlatıldı. Anayasa ve Basın Kanunu'ndaki basın özgürlüğünü güvenceye alan hükümlerin anımsatıldığı kararda, "Basın; olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme ve yönlendirmede yetkili ve sorumludur" denildi.
Basın özgürlüğünün sınırsız olmadığına işaret edilen kararda, "Basın, o anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından sorumlu tutulmamalıdır" ifadelerine yer verildi ve gazetedeki haberin görünür gerçeğe uygun bir yorum içerdiği kaydedildi. Daire, Özkaya'nın hakkındaki haberler nedeniyle açtığı 20'yi aşkın tazminat davasının reddine ilişkin kararları yerinde bulmuştu.

Yargıtay Hasan Pulur davasını da bozmuştu

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Milliyet yazarı Hasan Pulur'un 23 Ekim 2003'teki 'Maliye Bakanı Baltalimanı'nı top sanıyor' başlıklı yazısı için açılan manevi tazminat davasının temyiz incelemesinde basın özgürlüğünden yana karar almıştı.
Kararı Pulur lehine bozan Yargıtay, şunları kaydetmişti: "Siyasal kişileri eleştirmek, basının görevidir. Basında yayın konusu yapılan haber, objektif oldukça, doğru olaylara dayandıkça ve doğru amaca yönelik bulundukça; eleştiri sert, kırıcı ve küçük düşürücü olabilir. Bu durumda hukuka aykırılık ortadan kalkmaktadır."
http://www.milliyet.com.tr/2006/12/09/guncel/gun02.html
Old 09-12-2006, 21:51   #2
ahmetsacit

 
Varsayılan Başka bir kaynak!!!

Siyasiden hoşgörü isteyen yargı, eleştirilince cezayı kesiyor

Siyasetçilere yönelik ağır sözleri düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendiren Yargıtay, kendi üyeleri ve kararlarıyla ilgili eleştirilere ise cezayı kesiyor.
Bunun son örneği Meclis Başkanı Bülent Arınç hakkındaki davada yaşandı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, önceki gün verdiği kararda, 4 yıl önce Tayyip Erdoğan'ın milletvekili adaylığının engellenmesini eleştiren Arınç'ı 4 bin YTL tazminata mahkum etti. Yüksek mahkeme, Arınç'ın 'yargı kararının hukuka aykırı olduğu' yönündeki sözlerini, yargıcın kişilik haklarının ihlali olarak değerlendirdi. Ancak dün Yargıtay'dan farklı bir karar geldi. 4. Hukuk Dairesi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle bir gazeteye açtığı tazminat davasını kabul eden yerel mahkeme kararını bozdu. Gerekçe ise ilginç: "Bir haber doğru amaca yönelik bulundukça eleştiri sert, kırıcı ve kişiyi küçük düşürücü olabilir. Davacı (Tayyip Erdoğan) eleştiriye açık olmalı."
Yargının tavrı konusunda en dertli siyasetçilerden biri de AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı. Yargıtay'ın bir kararını eleştirdiği için 10 bin YTL tazminata mahkum edilen Ünaldı, geçen ay adalet bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, yargının uyguladığı çifte standardı protesto etti. Komisyonda söz alan ve konuşma yapmak istemediğinin altını çizen Ünaldı, ekledi: "2003 yılında adalet bütçesinin görüşüldüğü toplantıda konuşmuştum. Tazminat cezası verdiler. Yine konuşursam yine ceza gelir."
Meclis Anayasa Komisyonu Sözcüsü AK Partili Mehmet Ali Bulut, Yargıtay'ın verdiği çelişkili kararlarla eleştiriye açık olmadığını gösterdiğini ifade ediyor. Özellikle kendi mensuplarıyla ilgili kararlarda çok katı davrandığına, eleştiri hakkını sınırlı olarak yorumladığına işaret eden Bulut, politikacılarla ilgili davalarda ise olabildiğince eleştiri özgürlüğünden yana kararlar verildiğine dikkat çekiyor. Bulut, Yargıtay'ın kararları arasındaki bu çelişkiyi ortadan kaldırması gerektiğini belirterek, "Eleştiri hakkı ve düşünce özgürlüğünden politikacı, yazar ya da yargı mensubu ayırımı yapmadan herkes eşit şekilde yararlanabilmelidir." diyor.
Demokratik ülkelerdeki düşünce özgürlüğü ve eleştiri hakkının önemine vurgu yapan hukukçular da, yargı kararlarının olumlu ya da olumsuz yorumlara konu olabileceğinin altını çiziyor. Anayasa hukukçusu Levent Korkut, yargı mensuplarının kişiliklerine yönelik bir hakaret olmaması şartıyla yargı kararlarının eleştirilebileceğini kaydediyor. Davalar sürerken yargının etkilenmesini önlemek amacıyla birtakım sınırlamaların makul karşılanabileceğini söyleyen Korkut, kesinleşmiş bir karar hakkında görüş bildirilmesine yasak getirilemeyeceğini anlatıyor. Türkiye'de yargı kararlarının tartışılmaz kutsal metinler haline getirilmek istendiğini aktaran Korkut, şöyle devam ediyor: "Yargı kararları da eleştiri hakkı ve düşünce özgürlüğü kapsamında eleştirilebilir. Bizde özellikle yargı söz konusu olduğunda özgürlükleri daraltma eğilimi baş gösteriyor. Yargı kararlarının zamanla değişmesi bu kararlara yönelik eleştirilerin haklılığını ortaya koymaktadır. Hakaret etmemek ve kararı veren yargı mensuplarının kişilik haklarına saldırmamak şartıyla kararlara yönelik eleştiri yapılabilir. İnsanlar kararları siyasi bulabilir ve bu kanaatlerini eleştiri hakkı kapsamında ortaya koyabilirler."
Yüksek yargı organlarının başkanları da yargı kararlarının eleştirilebileceğini kabul ediyor. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, adli yıl açılışında yaptığı konuşmada, bir hukuk devletinde yargı kararlarının eleştirilmesini doğru ve gerekli gördüklerini söylemişti. Arslan, ancak yargı kararının eleştirilebilmesi için kararın biçimsel olarak kesinleşmesi gerektiğini dile getirmişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu ise mahkeme kararlarının, akademisyenler ve uygulayıcılar tarafından yorumlanmasının yararlı olduğunu, bunun yargıya yeni ufuklar açabileceğini ifade etmişti.

Ali Bulut (Meclis Anayasa Komisyonu Sözcüsü):
Eleştiri hakkı ve düşünce özgürlüğünden politikacı, yazar ya da yargı mensubu ayırımı yapmadan herkes eşit şekilde yararlanabilmelidir.
Levent Korkut (Anayasa Hukukçusu):
Kesinleşmiş kararlar da eleştirilebilir. Bizde özellikle yargı söz konusu olduğunda özgürlükleri daralt- ma eğilimi baş gösteriyor.
Kararını ağır bulan gazeteye 133 bin YTL ceza verdi
6 Kasım 2003'te Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi'nde görülen Belko davasında sanıklardan Av. Hatice Şahin'in başörtülü olduğu için savunmasını yapamadan mahkeme salonundan çıkarılmasını eleştirmesi Yeni Şafak gazetesine pahalıya mal oldu. Yeni Şafak, 7 Kasım 2003'te manşetten verdiği haberde vatandaşın başörtülü olduğu için mahkeme salonundan çıkarılmasının hukukun ihlali olduğunu belirtti. Gazetenin yazarlarından Mehmet Ocaktan da konuyu köşesinde eleştirdi. Bu haber ve yazının ardından Yargıtay 4. Ceza Dairesi başkan ve üyeleri Fadıl İnan, Niyazi Erdoğan, İsmet Balseven, Nasuhi Kurtoğlu ve Celal Aras, "Yargı yoldan çıktı" başlıklı haberin kendilerine karşı hakaret içerdiğini ve hedef gösterildiklerini iddia ederek Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde her üye için 10 milyar Türk Lirası (10 bin YTL) talepli tazminat davası açtı. Bunun üzerine 31 Mart 2004 tarihinde toplanan Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi, aynı gün hem davanın kabulüne hem de her bir davacıya 6'şar milyar Türk Lirası tazminat ödenmesine karar verdi. Türkiye'de yargının işleme süreci dikkate alındığında kararın tarihe geçecek bir hızla ve tek celsede alınması dikkat çekti. Gazetenin avukatları, haberin veriliş tarzında bir hakaret ve hedef gösterme maksadı bulunmadığını ifade ederek kararı temyiz etti. Ancak temyiz başvurusunu görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, başvuruyu reddetti ve Yeni Şafak'ı yaklaşık 133 bin YTL (133 milyar lira) tazminata mahkum eden Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği jet kararı onadı.

Son içtihat: Siyasetçiyi eleştiri küçük düşürücü olabilir Yargıtay, siyasetçilere yönelik ağır ifadeleri birçok davada eleştiri kapsamında değerlendirdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yeniçağ gazetesine açtığı tazminat davasında ise bu "özgürlükçü tavrını" bir adım daha ileri götürdü. 4. Hukuk Dairesi, dün yerel mahkemenin Erdoğan lehindeki kararını bozarak, "bir haberin, objektif oldukça, doğru olaylara dayandıkça ve doğru amaca yönelik bulundukça eleştirinin de sert, kırıcı ve kişiyi küçük düşürücü olabileceğini ve böyle durumlarda hukuka aykırılığın ortadan kalktığını" savundu. Kararda, toplumun her an göz önünde olan siyasal kişileri, gerektiğinde icraatlarıyla bağlantılı olarak eleştirmenin basının görevi olduğu vurgulanırken, "o an ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basının sorumlu tutulmaması gerektiği'' kaydedildi. Başbakan için "dayatıcı, din bezirgânı, sahte laik, birilerinin maşası ve ipinde oynatılan'' sözlerini sarf eden CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç'la ilgili davada da benzer bir karar verildi. Koç'u 10 bin YTL manevi tazminata mahkum eden yerel mahkeme kararını bozan Yargıtay, şu içtihadı yaptı: "Başbakan olan davacının ve anamuhalefet partisi grup başkan vekili olan davalının siyasi kimlik ve konumları gözetildiğinde, ağır dahi olsa yapılan eleştirinin hoşgörü ile karşılanması gerekir. Kişinin üstlendiği görev ne kadar önemliyse, hakkında yapılan eleştirilerin de o kadar yoğun ve gerektiğinde sert olabileceğinin kabulü gerekir." Yine Başbakan'ı at, danışmanı Cüneyd Zapsu'yu da üzerindeki binici olarak resmeden Evrensel Gazetesi ile onu ip yumağına dolanmış kedi olarak çizen Cumhuriyet Gazetesi çizerlerinden Musa Kart hakkındaki tazminat talepleri de Yargıtay'dan döndü. Penguen dergisi ise Musa Kart'a destek için tartışmayı 'Tayyipler Âlemi' karikatürüyle kapağına çekerek, Erdoğan'ı kurbağa, deve, maymun, yılan, ördek, fil, zürafa ve inek şeklinde karikatürize etti. Başbakan, bu konudaki şikayetinden de sonuç alamadı.

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=468580
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karşi Vekalet Ücreti Kimin Lehine Hükmedilmeli.. mslmklvz Meslektaşların Soruları 3 22-08-2007 18:39
menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması mineöge Hukuk Soruları Arşivi 2 07-11-2006 15:28
GÜncel Haber / Raf Kavgasına Yargıdan Müdahale Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 29-08-2006 14:11
Yargıdan töreye Kopenhag kriteri PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 5 26-08-2006 17:58
başkası lehine şart demester Hukuk Soruları Arşivi 1 06-06-2006 13:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06693912 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.