Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anneliğin Tespiti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-04-2013, 12:03   #1
Av. Lami Elka

 
Varsayılan Anneliğin Tespiti

Sayın Meslektaşlarım, onlarca Yargıtay kararı inceleyerek açmış olduğum nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindeki Anneliğin Tespiti davasında yerel mahkeme davamızı kabul ederken Yargıtay aşağıdaki şekilde yerel mahkeme kararını bozdu. Ben bozma kararının hukuka aykırı ve hatta politik yönelişle ilgili bir karar olduğunu düşünüyorum. Sizlerin bu kararla ilgili hukuki görüşünüzü merak etmekteyim.

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14733
KARAR NO : 2013/2693

Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2012
NUMARASI : 2012/158-2012/365
DAVACI : A. S.
Vek.Av.Reyhan Kayışlı
DAVALI LAR : 1-M. B. vd. Vek.Av.Engin Cem
2- Nüfus Müdürlüğü

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların çocuğu olarak nüfusa kayıtlı Muhammet Ali Barış'ın davacının çocuğu olduğunun tespiti ile nüfus kaydının buna göre düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Muhammet Ali Barış'ın, davalılar nüfusuna çocukları olarak kaydedildiğini, ancak gerçek annesinin davacı olduğunu bildirerek, davacının Muhammet Ali Barış'ın annesi olduğunun tespiti ile gerçeği yansıtmayan mevcut kaydın düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları, kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemeler hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda sadece taraf beyanları ile tanık anlatımları ve özel hastanede düzenlenmiş doğum raporu ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN V. ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Old 08-04-2013, 12:23   #2
av.sercan35

 
Varsayılan

Doğum raporu devlet hastanesinden verilmiş olsaydı bu durumda da DNA testi isteyecek miydi?Özel hastanelere olan güvensizlik sözkonusudur.Başka bir gerekçe bulumadım.
Old 08-04-2013, 15:16   #3
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Yargıtay kararı, aksi düşünülemeyecek kadar yerindedir. İlginç olan; yerel mahkemenin, taraf beyanı, tanık anlatımı ve doğum raporuyla yetinmesidir. Kuvvetli bir şüphe varsa aldırırsın DNA raporunu, verirsin kararını. Tanıkla, doğum raporuyla uğraşmaya gerek yok. Kuvvetli şüphe yoksa zaten araştırma yapmaya gerek görmeden, "doğum raporu yeterlidir" deyip, davayı reddedersin.

Sayın meslektaşım, politik yönelişle nasıl bağlantı kurdunuz, onu anlayamadım.
Old 08-04-2013, 17:43   #4
Av. Lami Elka

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

Belki dikkatimden kaçmıştır ancak, ben bu türlü davalarla ilgili hiç bu yönde bir karar görmemiştim. Okuduğum bütün kararlar, anneliğin tespitine dair davaların "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde davalar olduğu ve doğum raporunun da anneliğe karine teşkil ettiği yönündeydi.

Daha önce açtığım bir nüfus düzeltme davası da çocuğun anne ve baba kaydı yine DNA testi yapılmadan tanıkla kabul edilmişti.

Sunduğum Yargıtay kararına konu yargılamada davalı taraflar da davacının, çocuğun gerçek annesi olduğunu kabul etmiş, ancak maddi yardım amacıyla kendi nüfuslarına geçirdiklerini, kötü bir niyetleri olmadığını beyanla, çocuğun velayetini talep etmişlerdir. Ve temyiz itirazları da bu yöne olmuştur.

Babalık davalarında DNA testi yapılması gerektiği konusunda hiç bir şüphem olmamakla birlikte annelik için DNA testi gerektiği yönündeki kararla ben ilk defa karşılaştım. Eğer elinizde bu karar doğrultusunda başka bir Yargıtay kararı örneği varsa, paylaşırsanız memnun olurum. Şimdiden teşekkürler.
Old 09-04-2013, 16:06   #5
denizus

 
Varsayılan

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi
2007/7384 e.
2007/8804 k.
23.10.2007


Davacı vekili, dava dilekçesinde nüfus kaydında davacı çocukları olarak görünen davalılar Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek anneleri davalı Hatice T.. nüfusuna yazılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı Saniye 'un davalı Kemal ile resmen evli olmasına karşın Hatice adındaki kadınla birlikte yaşamasından dolayı Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı 'un dünyaya geldiğini, bu çocukların hepsinin nikahlı eşi Saniye tarafından dünyaya getirilmiş gibi nüfus kütüğüne kaydedildiğini, nüfusa yanlış yazılan anne adlarının düzeltilmesini, Saniye isminin iptali ile bu dört çocuğun annelerinin Hatice olarak nüfus kütüğüne kayıt ve tescilini istemiş, mahkemece davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek annelerinin davacı Saniye mi, yoksa Hatice mi olduğunun tıbben tespiti için DNA testi yapılması gerektiği, mahkemenin doğru sicil oluşturmakla görevli bulunduğu, davacı vekilinin DNA testi yapılması için mahkemeye yardımcı olmadığı ve Nüfus Müdürlüğünün de davalı gösterilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, özellikle duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın Hatice adındaki kadından dünyaya gelmiş olmalarına karşın babaları Kemal'in nikahlı eşi olan Saniye dan doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri, gerçek annelerinin Saniye olmayıp Hatice olduğu, tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemelerin doğru sicil oluşturmak için gerçeği tüm yönleri ile araştırmaları ve elde ettikleri kanaate göre karar vermeleri kural olarak doğrudur. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141. maddesinin son fıkrasına göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken ve dava da hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kanıtlanmışken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi, yukarıda değinilen Anayasa hükmüne uygun düşmemektedir.

Tüm bu hususlar dikkate alınarak kanıtlanmış bulunan davanın kabulü yolunda hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi,

2- Nüfus Müdürlüğü davada taraf olarak gösterilmemiş olsa bile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-a madde ve bendi uyarınca kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Yargıtay 18. Hukuk Dairesi
2008/3297 e.
2008/5507 k.
06.05.2008



Davacı vekili, dava dilekçesinde davacılardan Y... D...'un babası H... D...'un annesi Z... D...'un nüfus kütüğünde kayıtlı olan H... D... ve Z... D...'un annesinin babası D... D...'un evlilik dışında birlikte yaşadığı M... olduğunu bildirerek H... ve Z... D...'un, Z... D...'un nüfus kütüğündeki kayıtların iptal edilerek anne adlarının M... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı H... D... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili dava dilekçesinde davalılardan Z... ve H... D...'un annelerinin Z... olmayıp, M... olduğunu ileri sürerek bu kişilerin nüfus kütüğünde "Z..." olan anne adlarının iptali ile "M..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davalılardan H... ve Z...'in annelerinin nüfus kütüğündeki kayıt gibi Z... olduğunu M... olmadığını israrla belirttikleri, davacı vekilinin ise 28.6.2007 ve 18.09.2007 günlü oturumlarda tanık beyanlarının yeterli görülmemesi halinde DNA testi yapılmasını istediği anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek somut olayda mahkemece salt tanık beyanları ile yetinmeyip davacı tarafın da istemi doğrultusunda bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-04-2013, 20:14   #6
Av. Lami Elka

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim sayın denizus. Her ne kadar 18. Dairenin benzer davalarla ilgili farklı kararlar verebildiğini görmüş olsak da, sanırım benim elimdeki dosyanın durumu gönderdiğiniz birinci olaya daha çok uyuyor. Çünkü bizim davamızda da karşı tarafın herhangi bir itirazı ve DNA testi talebi bulunmuyor. Mahkemenin direnme kararı vereceğinden çok umudum olmasa da bu kararı dosyaya sunarak bu yönde talebimi dile getireceğim.
Old 18-04-2013, 12:56   #7
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

Her ne kadar yargıtay kararları genelde DNA testi istemese de ben bu kararın çok doğru olduğu kanaatindeyim.Yıllar önce bir meslektaşımın baktığı davada baba gayrıresmi olarak birlikte olduğu(imam nikahlı ilk eş)kadından çocuğu olamayınca başka kadınla resmen evleniyor.Ancak iki kadın da kuma hayatı yaşıyordu.Baba ve 2.eş ile çocuklar yurtdışına gidip, resmi nikah olmadığı için ilk eş gidemediği için, çocuklardan büyük olanın aslında gayrıresmi nikahlı ilk eşten olduğu fakat 2.eş resmi nikah olduğu için onun üzerine yazıldığı ,bu nedenle anneliğin tespiti gerektiği yönünde dava açılmış ve doğumun evde olması ve tanık beyanlarıyla ilk eşin anneliğine hükmedilmiş.Bu surette de gayrıresmi nikahlı eşin de çocuk vasıtasıyla yurtdışına gidişi sağlanmıştı.Bu nedenle teknolojik gelişmeler de dikkate alınarak DNA testi istenmesi yerindedir diye düşünüyorum.Ama tabi siz mevcut duruma göre davanızda yerleşik kararları delil gösterip direnme isteyebilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Terekenin tespiti davasında 3.kişilere yapılan muvazzaalı devirlerin tespiti istenebilir mi? Av.Jülide Topçuoğlu Meslektaşların Soruları 1 05-02-2013 12:31
Noter Tespiti mi,Delil Tespiti mi? hukukkuşu Meslektaşların Soruları 2 07-09-2012 15:05
delil tespiti dilekçesi ile taraf tespiti istenebilir mi erdal7 Meslektaşların Soruları 12 03-03-2010 22:41
Babaanne ve dede üzerine kayıtlı çocuğun anneliğin tespitini istemesi Av.şebnem çiçek Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 09-05-2009 13:40
trafik kazasında kusur tespiti için açılan davada tanıksız delil tespiti difensore Meslektaşların Soruları 0 03-10-2007 12:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14170504 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.