Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Nafaka Borcunun Ödenmesi İle İlgili İçtihat Değişikliği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-08-2010, 23:08   #1
Mert_

 
Karar Nafaka Borcunun Ödenmesi İle İlgili İçtihat Değişikliği

Az önce bir arkadaşım mail olarak bu kararı göndermiş bende paylaşmak istedim. Mükerrer oldu ise özür dilerim.

Nafaka borcu ödenirken herhangi bir açıklama yazılmadan yapılan ödemelerin nafaka borcundan düşülebileceğine dair yeni Yargıtay içtihatı.
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/22641
Karar: 2010/3781
Karar Tarihi: 19.02.2010

İTİRAZIN KALDIRILMASI DAVASI - NAFAKA BORCUNDA BORÇLUNUN YAPTIĞI ÖDEME - ÖDEMELERİN NAFAKA DIŞINDAKİ BİR ALACAĞA İLİŞKİN OLDUĞUNUN İSPAT EDİLİP EDİLMEDİĞİ - YENİDEN ALINACAK EK RAPORUN İNCELENMESİ GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Somut olayda, birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yaptığı ve yaptığı bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağına kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödemedir. Bu sebeple borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gereğinden, yeniden alınacak ek rapor sonunda oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir.

(4721 S. K. m. 175) (1086 S. K. m. 284) (2004 S. K. m. 67)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temziyen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Alacakların takibine dayanarak yaptığı 09.07.2008 tarihli tedbir kararı gereğince, 04.04.2008 tarihinden itibaren takip alacaklısı kadın için aylık 2.500. TL. müşterek çocuklardan her biri için aylık 2.000. TL. tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu bir takım ödemelerde bulunduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir. İtirazın kaldırılması aşamasında mahkemece Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yaptırılarak, ödeme belgelerinde “nafakaya ilişkindir” kaydını taşımayanlar nazara alınmayacak yazılı şekilde sonucu görülmektedir. Ancak Dairemizce oluşturulan yeni içtihat gereğince borçlunun somut olayda, gözlendiği gibi birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yaptığı ve yaptığı bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağına kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödemedir. Açıklanan nedenlerle Dairemizce içtihat değişikliğine gidilmiş ve az yukarıda belirlenen ilkeler kabul edilmiştir.

Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gereğinden, yeniden alınacak ek rapor sonunda oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir.

Sonuç: Taraf vekillerinin temyiz itirazların kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’in 366. ve HUMK’un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 04-08-2010, 09:41   #2
neseargun

 
Önemli

Selamlar,
Benzer bir durumla bende karşılaştım. nafaka borçlusu olduğumuz bir dosyada, bankanın ayrıca masraf istediği için açıklama yapmadan nafaka bedelleri ve çoğu zaman bu bedelinde üzerinde ödeme yapan Müvekkilime karşı , en başından itibaren tüm nafaka bedelleri haksız bir şekilde talep edildi. Karşı yan vekili Sn. meslektaşım "açıklama yok, ahlaki borcun ifasıdır " diye iddia edince Biz "ödenmediği takdirde hapis cezası alacağı bir borcu olan bir kimsenin nafaka borcunu bırakıp ahlaki borcunu mu ödeyeceğini, her ay düzenli bir şekilde nafaka için açılmış bir hesaba aynı bedellerin yatırılmasının sadece ve sadece nafaka olarak nitelendirilmesi gerektiğini,vb" savunmalarımızı sunduk. Mahkeme davayı kabul etti. Yargıtay da kararımızı aynı gerekçelerle onadı. Bu nev'i davalar çoğunlukla eski eşlerin birbirlerine olan öfkelerinin bir yansıması diye düşünüyorum. Aradaki kalan tek köprüyü ( çocuklarını ) kullanarak aynı zamanda bizleri de aracı kılıyorlar.... ?? Sevgi gidince ardından saygıda gidiyor. Bu davalar mesleğimin icrasında en zorlandığım davalar oluyor ???!
Kolay gelsin.
Old 04-08-2010, 10:36   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan neseargun
Selamlar,
Benzer bir durumla bende karşılaştım. nafaka borçlusu olduğumuz bir dosyada, bankanın ayrıca masraf istediği için açıklama yapmadan nafaka bedelleri ve çoğu zaman bu bedelinde üzerinde ödeme yapan Müvekkilime karşı , en başından itibaren tüm nafaka bedelleri haksız bir şekilde talep edildi. Karşı yan vekili Sn. meslektaşım "açıklama yok, ahlaki borcun ifasıdır " diye iddia edince Biz "ödenmediği takdirde hapis cezası alacağı bir borcu olan bir kimsenin nafaka borcunu bırakıp ahlaki borcunu mu ödeyeceğini, her ay düzenli bir şekilde nafaka için açılmış bir hesaba aynı bedellerin yatırılmasının sadece ve sadece nafaka olarak nitelendirilmesi gerektiğini,vb" savunmalarımızı sunduk. Mahkeme davayı kabul etti. Yargıtay da kararımızı aynı gerekçelerle onadı. Bu nev'i davalar çoğunlukla eski eşlerin birbirlerine olan öfkelerinin bir yansıması diye düşünüyorum. Aradaki kalan tek köprüyü ( çocuklarını ) kullanarak aynı zamanda bizleri de aracı kılıyorlar.... ?? Sevgi gidince ardından saygıda gidiyor. Bu davalar mesleğimin icrasında en zorlandığım davalar oluyor ???!
Kolay gelsin.

Koyulaştırdığım bölüme aynen katılıyorum. Kendimizi kullandırmamayı becerebilmeyi öneriyorum. Sözkonusu kararın yayınlandığı diğer forumda da belirttiğim gibi bu karar "içtihat değişikliği" olduğu için katılmıyorum. Eğer karar, eldeki davaya özgü verilmiş olsaydı ve bu belirtilseydi daha iyi olurdu.

Örnek olay:

Taraflar boşanmışlar çocuk/ların velayeti anneye bırakılmıştır. Anne de baba da çocuklarına çok düşkündür. Ancak malum nedenlerle, birbirlerinin burnunu sürtmek istemektedir. Baba klasik Türk erkeğidir. Boşanmasına rağmen eski eşinin başka erkeklerle olma ihtimali onu delirtmektedir. Eski eşi çalışmamaktadır. Kendisine ödemek zorunda olduğu yüklü miktardaki nafakayı eşinin eline verse, başka erkeklerle yiyeceği endişesi duymaktadır. Bu nedenle eski eşine nafaka ödememektedir. Ancak çocuklarına taptığı için, onlarla tatil köylerinde tatil yapmakta, özel okul paralarını tıkır tıkır ödemekte ve nafaka miktarı kadar parayı ellerine saymaktadır. Çocuklar bu parayı bisiklet, bilgisayar, gitar ve gitar kursu gibi harcamalarla bitirmektedir.

Kadın, ödenmeyen nafakaları icra takibine konu etmiştir. Baba ise, nafaka paralarının yukarıda belirtildiği şekilde ödendiğini iddia etmektedir. Hakim olsanız nasıl karar verirsiniz?
Old 04-08-2010, 12:32   #4
ALAMUT

 
Varsayılan

olsun paylaşım için tşkler. aklımızda olsun
Old 11-02-2013, 16:05   #5
nihilietzsche

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Koyulaştırdığım bölüme aynen katılıyorum. Kendimizi kullandırmamayı becerebilmeyi öneriyorum. Sözkonusu kararın yayınlandığı diğer forumda da belirttiğim gibi bu karar "içtihat değişikliği" olduğu için katılmıyorum. Eğer karar, eldeki davaya özgü verilmiş olsaydı ve bu belirtilseydi daha iyi olurdu.

Örnek olay:

Taraflar boşanmışlar çocuk/ların velayeti anneye bırakılmıştır. Anne de baba da çocuklarına çok düşkündür. Ancak malum nedenlerle, birbirlerinin burnunu sürtmek istemektedir. Baba klasik Türk erkeğidir. Boşanmasına rağmen eski eşinin başka erkeklerle olma ihtimali onu delirtmektedir. Eski eşi çalışmamaktadır. Kendisine ödemek zorunda olduğu yüklü miktardaki nafakayı eşinin eline verse, başka erkeklerle yiyeceği endişesi duymaktadır. Bu nedenle eski eşine nafaka ödememektedir. Ancak çocuklarına taptığı için, onlarla tatil köylerinde tatil yapmakta, özel okul paralarını tıkır tıkır ödemekte ve nafaka miktarı kadar parayı ellerine saymaktadır. Çocuklar bu parayı bisiklet, bilgisayar, gitar ve gitar kursu gibi harcamalarla bitirmektedir.

Kadın, ödenmeyen nafakaları icra takibine konu etmiştir. Baba ise, nafaka paralarının yukarıda belirtildiği şekilde ödendiğini iddia etmektedir. Hakim olsanız nasıl karar verirsiniz?


Aradan 2 yıl geçmiş fakat ben sayfayı yeni gördüğüm için cevap yazma ihtiyacı hissettim.

İştirak nafakası alacağı çocuğa değil, çocuğun velayetinin bırakıldığı ebeveyn'e aittir. Zaten bu konuda hüküm kurulurken, "....TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine.." şeklinde hüküm kuruluyor.

Ancak velayeti fiilen kullanmayan ebeveyn aleyhine iştirak nafakasının kaldırılması davası açılarak ispat edilebilirse, hakkaniyet gereği iştirak nafakası kaldırılıyor.

Özetle ve sorunuza cevaben; Ben hakim olsam: Anne'nin velayeti fiilen kullanıp kullanmadığına göre karar verirdim.. Babanın iştirak nafakasına ek olarak fazladan yaptığı harcamaları da maddi gücü oranında ahlaki ödev olarak kabul ederdim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhaleden sonra dosya borcunun ödenmesi alperyldrm Meslektaşların Soruları 3 29-04-2016 21:04
Nafaka borcunun bir kısmının ödenmesi halinde icra cezada açılan davanın akıbeti Av. Elif Handan Meslektaşların Soruları 1 14-12-2009 12:02
Senet Borcunun Taksitle Ödenmesi Aziz Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03998709 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.