satış vaadi sözleşmesi ve bedel iadesi

Müvekkil ile vaad eden borçlu arasında 2001 yılında satış vaadi sözleşmesi düzenleniyor. Sözleşmede en geç 31.12.2002 tarihinde ferağ takriri yapılacaktır deniliyor. Vaad eden şahıs, maliklerinden biri olduğu arsa üzerine bir kooperatifin yapacağı ve kendisine düşen bir daireyi müvekkilime vermeyi taahhüt ediyor. ARadan yıllar geçiyor ve halen müvekkilime teslim edilen bir ev yok. Artık müvekkilimin hukuki yollara başvurmaktan başka çaresi kalmamış durumda. Şuan arsanın maliki tek bir şahıs ve bu şahıs müvekkilimin sözleşme yaptığı kişi değil. Açacağım davada müvekkilimin sözleşmenin yapıldığı tarihte evin değeri olarak ödediği parayı, cezai şart olarak belirlenen tazminatı talep etmek istiyorum. Ancak ödenen bu paranın evin şuanki değeri üzerinden mi talep edileceği, yoksa ödenen paranın dava tarihindeki değerine göre mi belirleneceği ve ayrıca faizin başlangıç tarihi hususlarında bir sonuca varabilmiş deiğilim. Bu konuda yardımlarınızı ve görüşlerini bekliyorum. Herkese iyi çalışmalar...

Bu arada eklemeyi unuttum, sözleşme noterde düzenlenmiş.

Ayrıca sözleşmede yazılı olan bedel oldukça düşük olmasına rağmen gerçekte ödenen bedel 11.000 Tl. Asıl ödenen bedelin ise sadece tanıkla ispatı mümkün. Bu da davada sıkıntı verecek bir konu gibi geliyor bana.

Merhaba,

Eğer gayrımenkul, satış vaadi sözleşmesini yapan kişinin üzerinde olsa idi, FERAĞA İCBAR DAVASI açacak idiniz. Ama, gayrımenkul el değiştirdiği için, işbu sözleşmeyi yapan kişiye alacak (tazminat) davası açmalısınız. Ödenmiş olan rakamı yazılı belge ile ispat edebilirseniz (örn. elden verilmiş makbuzlar/banka havale mekbuzları gibi), bu rakamın tamamını, o günden itibaren faizi ve ayrıca menfi/müspet (hangisi Sizin müvekkilin işine uyuyorsa) zararlar ile birlikte talep edebilirsiniz.
Eğer elinizde yazılı ödeme belgesi yoksa, o yerin o tarihteki rayiç bedelini tespit edip, o bedelin talep edilmesi mümkün olmalıdır. Hukuk, gerçeğin ortaya çıkartılmasını amaç edinmelidir; o zaman ödenen rakam, sözleşmede yazılı rakamdan çok fazla ise, bunun da diğer delillerle ispatı mümkün olmalıdır diye düşünüyorum.
Bunun için de tüm hukukçulara, yeni emsal karar çıkartmaları için, biraz farklı yoldan düşünmelerini tavsiye ediyorum..

Saygılarımla,

Cevaplarınız için teşekkürler. İspat konusunda haklısınız ama sadece tanıklarımız var ödemeye ilişkin olarak, hiç bir belge yok. Şu durumda dairenin rayiç değerini talep edeceğim bir alacak ve tazminat davası açmak en doğrusu olacak gibi.

Bir türlü karar veremiyorum bahsettiğim konu ile ilgili olarak açtığım davada neyi nasıl talep edeceğime. İstemem gerekenler;
1-Satış bedeli yatırılmasına rağmen satışı yapılmayan evin değeri
2-Satış vaadi sözleşmesinden ayrı olarak taraflar arasında düzenlenen anlaşma gereği ödenmesi gereken cezai şart bedeli(20 bin mark)
3-Müvekkilin uğradığı zarar(Munzam zarar için BK 105 uyarınca talepte bulunabilir miyim)

Bunların dava tarihindei değerlerine göre mi talepte bulunmak lazım, ayrıca faizin nasıl talep edilmesi gerekiyor, bu konularda yardımcı olabilecek meslektaşlarımız var ise, değerli vakitlerini ayırmalarını rica ediyorum.şimdiden teşekkürler...

Sayın Meslektaşım;
13.HD.nin 2005/17982;2006/3610 sy. kararı sizin için açıklayıcı olabilir. Sözleşmenin uygulanma imkanının ortadan kalktığı tarih itibariyle rayiç değer ve denkleştirici adalet ilkesi ile hesaplanacak değer üzerinden talepte bulunabileceğinizi düşünüyorum. Ayrıca satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilip verilmemiş olması hususunu da araştırmalısınız diye düşünüyorum.
Saygılarımla...

(BaharB) nin cevabı geçersiz sözleşmeler için doğrudur.
Ortada Noterlikçe düzenlenen geçerli bir sözleşme bulunduğu anlaşılmakta. Taşınmaz başkasına satılmakla ifası imkansız hale gelmiştir. Davacı bu tarihteki rayice göre taşınmazın değerini isteyebilir.Cezai şartta isteyebilir. Munzam zarar şartlarına bağlı. Başkasına satış tarihinde temerrüt oluşacağından faiz de bu tarihten itibaren istenebilir.
Diye düşünüyorum.
Yargıtay kararı için bkn: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=28819