Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tanığın önceden ses kaydı alınarak daha sonra duruşmaya tanık sıfatıyla çağrılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-04-2007, 20:35   #1
buketoz

 
Varsayılan tanığın önceden ses kaydı alınarak daha sonra duruşmaya tanık sıfatıyla çağrılması

Halen görülmekte olan iş davasında karşılaştığım bir sorunla ilgili fikrinizi almak istiyorum.
Karşı taraf kendi gösterecekleri tanığı arayarak tanıklık yapıp yapmayacağını soruyorlar ve bu konuşmaları kayda alıyorlar. Tanık tanıklık yapmak istemediğini söylüyor. Buna rağmen bu tanığı mahkemeye çağırıyorlar ve tanık aleyhlerinde ifade veriyor. Karşı tarafın avukatı duruşma sırasında hakime "tanık gerçekleri söylemiyor elimizde telefon görüşmesi cdsi var aksini ispatlayacağız" diyor ve daha sonra bu cdyi dosyaya sunuyor.
Şimdi:1- Bence izinsiz olarak kayda alınan bu delil tck 132-133 anlamında suç teşkil etmektedir ve bana göre delil niteliği yoktur. Ancak İş mahkemesi hakimi bu cdyi çözdürmek için bilirkişiye yollayacağını ifade etti.Bu durum hakimin bu delili dikkate alacağı anlamına mı gelmektedir bu konuda tereddüte düştüm?
2. olarak bu cdye dayanılarak tanık hakkında yalancı tanıklıktan dolayı dava açılabilir mi?( Tanıklık yapan şahıs şirket müdürü ve halen bu şirkette çalışıyor.)
Bu konu forumlarda daha önce işlenmiş ama genelde boşanma davaları ve ceza davaları kapsamında tartışılmış. Hukuka aykırı yolla elde edilen bu delil hukuk davasında ne derece geçerli olmaktadır. Bu konuda meslektaşlarımın görüşünü öğrenmek istiyorum. Saygılarımla
Old 09-04-2007, 20:39   #2
Av.Turan

 
Varsayılan

Buket hanım, bunu hangi iş mahkemesi yaptığını merak ettim doğrusu.tanıdık iş hakimleri ve savcılarla da bu konuyu tartışacam yarın.bana da çok ilginç geldi.aslında böyle bir durumda ses kaydını delil olarak gösterememeleri gerekmektedir. ama uygulamada neler yapıldığını bilmek için yarını beklemem gerek bana ulaşırsanız.öğrendikerlimi size de aktarırım.
Old 09-04-2007, 22:35   #3
Av.fatboz

 
Varsayılan

sayın Buket hanım,
İş Mahkemesi Hakimi cd yi bilirkişiye incelemeye gönderdiğine göre kararında cd çözümünün, sonuca etkili olacağı açıktır.
Bu cd ye dayanılarak yalancı tanıklıktan kanımca ceza davası açılamaz zira hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan bir delil sözkonusudur.
Old 10-04-2007, 13:57   #4
Av. Alpgiray Bozkurt Avlağı

 
Varsayılan

Hakim sanırım; merakını da belli bir oranda gidermek adına istedi bunu, dosyaya kabul etmesi yargıtay açısından bozma gerektirebilecek bir husus olduğunu düşünüyorum, konuşmalar acaba cok kilit bir bilgiyimi içermekte?
Old 10-04-2007, 17:25   #5
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Av.Alpgiray meslektasıma katılıyorum...hukuka aykırı olarak elde edılmıs delıldır...hakım belkı kanaat etmek ıcın cozdurulmesıne karar vermıstır...ama hukme etkı edecek sekılde yorumlanıp karara baglanırsa bozma sebebıdır...ıyı calısmalar...
Old 10-04-2007, 18:08   #6
Av.Turan

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım, bu konuyu bugün buket hanımla birlikte araştırdık ve hakimlere de sorduk. hakimin cdyi çözdürmekteki amacı tanığın ifadesini kabul edip etmeme konusunda karar vermek içindir. buket hanım savcılığa suç duyurusunda bulunabilir.yasal olmayan dinlemeler için.
Old 26-11-2008, 13:49   #7
serdarserdar

 
Varsayılan Bir arkadaşımızın bu sitede yadığı makaleden bir kısım ekliyorum.Yeterli olur sanırım

Özetleri aşağıda sunulan kararlarda, gerekçe açık ve net olarak belirtilmiş olmasa da, özel şahısların kaydettiği kaset geçerli delil olarak kabul edilmiş, kamu ajanlarının kayıtları ise değerlendirme dışı bırakılmıştır:
1 CD’nin, 16.02.2004 tarih ve 2003/3819E-2004/299K sayılı kararı özetle şöyledir: “...Şu halde, yerel mahkeme hükmünü üç önemli delile dayandırmıştır. Bu delillerden birincisi, küçük S. 'nin konuşmalarının yer aldığı ve amcası D. tarafından kaydedilen teyp kasetidir. İkincisi, S.'nin kasetteki kayıtları teyit eden aşama ifadeleri, üçüncüsü ise polis tarafından C. 'den habersiz olarak gizli kamera ile kaydedilmiş olan, C.'nin ikrarını havi video kasetidir... Sanık C.'nin ikrarını içeren video kasetinin tamamı hukuken geçersiz kabul edilerek, bunun dışındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle, oluşacak kanaate göre sanıkların hukuki durumlarının tayin edilmesi gerekirken gerekçede yazılı olduğu şekilde yasak yöntemlerle elde edildiğinde şüphe bulunmayan delile dayanılarak hüküm kurulması suretiyle, CMUK.'nın 3842 Sayılı Kanun ile değişik 135/a ve 254/2. maddelerine muhalefet edilmesi” hukuka aykırı bulunmuş ve yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Burada, özel şahsın kaydettiği kaset delil olarak kabul edilirken, kamu görevlisinin kaydettiği kaset hukuka aykırı bulunmuştur.

CGK’nın 21.05.2002 tarih ve 2002/6-95E-2002/252K sayılı kararında ise; “Yerel Mahkemece hükmün gerekçesinde; sanık korucu başı Kemal Ö.'in, Kahraman B.'le, maddi durumu itibariyle zengin bildiği şahıslardan PKK.ya yardım ettiği bahanesiyle tehditle para alma fiillerini gerçekleştirme yönünde teşekkül oluşturdukları, alınan karar doğrultusunda Kahraman B.'in Vahyettin A.'dan telefon tehdidiyle para talep ettiği, bu tehdit üzerine ve tehdit doğrultusunda Vahyettin A.'ın Kemal Ö.'in yazıhanesinde Kahraman B. ile doğrudan görüştüğü, para verilmesi konusunda Vahyettin A.'ın her iki sanığa kabul beyanında bulunduğu, Vahyettin A.'ın telefon konuşmalarını kasete aldığı, bu kasetin Askeri Komutan tanık Hami Ç.'a Vahyettin A. tarafından verildiği, Kahraman B.'in tanık Hami Ç. huzurunda olayı kabullendiği, sanık savunmaları tanık ve müşteki anlatımlarıyla sabit olduğu belirtilmek suretiyle sanık Kemal Ö.'in Vahyettin A.'a yönelik gasp suçunun sabit olduğu kabul edilmiş, ancak hüküm fıkrasında sanık Kemal Ö.'in, Vahyettin A.'a yönelik gasp suçundan kanıt yetersizliğinden beraatine karar verilmek suretiyle gerekçe ve sonuç arasında çelişkiye düşülmüştür. Hüküm bu yönüyle kendi içinde çelişkili bulunduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığının anılan hususa ilişkin itirazının bu değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir” denmek suretiyle, kendi yaptığı telefon görüşmesini kayda alan şahsın sunduğu bu kaset, geçerli delil olarak kabul edilmiştir.

6 CD’nin 02.10.2000 tarih ve 2000/6524E-2000/6644 K sayılı kararında ise; “Dosya içerisinde bulunan kasetin çözümünün yaptırılıp, defter ve belgelerin Denetim Kuruluyla beraber kendilerine de verildiği iddia edilen üst kurul üyeleri Naim ve Ali ile sanıklar tarafından ilgili belgelerin kendisine kontrol amacıyla götürüldüğü açıklanan ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığında çalıştığı bildirilen Cafer dinlenilip; Sincan C.Başsavcılığına üst kurulları hakkında Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından 09.12.1996 tarihinde vaki suç duyurusunun akıbeti de araştırıldıktan sonra anılan defter ve belgelerin kimde olduğu tespit”i gerektiği bildirilerek, ne suretle kaydedildiği açıklanmasa da, özel şahıslarca elde edilen kaset, delil olarak kabul edilmiştir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tanık listesinde tanıdığın soyadının yanlış yazılması halinde bu tanık dinlenirmi? dilekgulsen Meslektaşların Soruları 6 16-03-2007 10:56
kesin sürenin kaçırılması ve bu süreden sonra tanık listesinin verilmesi Staj.Av.Selçuk Meslektaşların Soruları 13 24-01-2007 14:37
Bağ-Kur , Yaşlılık aylığının iptali, Oda Kaydı mı, Vergi Kaydı mı ? Av.Aslı Meslektaşların Soruları 1 28-11-2006 18:40
Yeni Malikin Tahliye İhtarı ve İhtarı Önceden Çekmesinin Geçerliliğine Etkisi umutlaw Meslektaşların Soruları 14 12-10-2006 16:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04230809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.