3 ay ödenmeyen taksitler nedeniyle tüm borcun muaccel hale gelmesi

kredi kullanılarak alınan aracın 3 taksidinin üst üste ödenmemesi nedeniyle tüm borc muaccel hale getirilerek icra takibine konmuştur. bu durumda asıl borcun tespit edilebılmesı ıcın tespıt davası açtıgımızda tum borcun muaccel hale gelmesının hukuka aykırı olduğuna dair yargıtay kararı olan yada bu konuda nsl bır yol ızlemelıyız.

Asıl borç derken ne kast ediyorsunuz. Zaten muaccel hale gelen kısım, ödenmemiş taksitler değil midir? Banka ödenmiş taksitleri de mi istiyor. Pek anlayamadım.

asıl borc ödenmeyen 3 aylık taksıt bu ayla beraber 4 ay yanı 15 mılyar ama takıp ipotek bedelı uzerınden 110 mılyardan takıbe konulmuş

Sayın angel82
Siz ödemediğiniz taksitleri ödemek istiyorsunuz ama unutmayın genelde kredi sözleşmelerinde MUACCELİYET şartı bulunmaktadır ve banka bu şartı kullanarak artık tüm kredi alacağını talep etmektedir bu yüzden sanırım ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gidiyordur
Ayrıca bankanın müvekkilinize durumu bildirir bir ihtarnemede gönderdiğini düşünüyorum

Alıntı: Yazan angel82 asıl borc ödenmeyen 3 aylık taksıt bu ayla beraber 4 ay yanı 15 mılyar ama takıp ipotek bedelı uzerınden 110 mılyardan takıbe konulmuş

Kalan aylar yok mu? Muacceliyet gerçekleştiyse bundan sonraki tüm aylar için ödenmesi gereken tutar muaccel hale gelmiş olur. Sadece ödenmemiş aylar değil.

sanırım boyle bır ıhtarname gondermedıler pekı bu durumda menfı tespıt davası acıp asıl borcun tespitini istesem nasıl olur?

Bankadan kredi sözleşmesinin örneğini alıp inceleyin oradaki şartlara göre dava açıp açmayacağınıza karar verirsiniz. müvekkiliniz artık tüm kalan borcundan sorumludur(muacceliyet gereği)

Hatırladığım kadarıyla bu şartlara ek olarak bir de ödenmeyen taksit tutarının toplam kredi tutarının en az yüzde 10'una denk gelmesi gerekiyordu fakat dayanak hükmü bulamadım. Bilen varsa eklerse sevinirim.

Merhaba,

Tartıştığımız kredi tüketici kredisi ise, muacceliyet konusunda 4077 sayılı Yasada hüküm var. Bankaların sözleşmeleri de bu hükümle uyumlu olacak şekilde düzenlenmiş durumda. Ticari nitelikli kredilerde ise, bankaların kredi sözleşmelerinde muacceliyet şartı içeren hükümler var. Muhataplara gönderilen kat ihtarnamelerinde hangi taksitlerin ödenmediği ve sözleşme maddesine göre tüm alacağın muaccel kılındığı belirtiliyor, süre verilerek ödemeye davet ediliyor.
Bunun tersine olacak şekilde, yani günü gelmemiş banka alacağının muaccel olmayacağı yönündeki iddiaların başarılı olma şansı çok az. İlgili bankanın kat ihtarnamesi göndermemiş veya usulü doğrultusunda ilgilisine tebliğ ettirememiş olması hallerinde ancak bu iddia sonuç getirebilir.
Menfi tespit davası yerine, eğer ilgili banka asıl alacak tutarını veya diğer takip kalemlerni hatalı hesaplamışsa, o yönden itiraz ederek etmek suretiyle sonuca ulaşabilirsiniz. Saygılarımla,

Değerli meslektaşlarım, benim de bu konuda biraz bilgiye ihtiyacım var. Müvekkil ile borçlu aralarında bir ödeme protokolu yapmışlar ve 20000 liralık ödemenin 500 liralık taksitler halinde ödenmesine karar verilmişler. Borçlu 4 aydır taksitlerini ödemiyor. BK.'da borçlu 2 ay temerrüte düşerse tüm borçların muaccel hale geleceği belirtilmiş. Ben de bu haktan yararlanarak tüm borç için icra takibi yapmayı düşünüyorum. Ancak sözleşmede ödemelerde temerrüte düşülmesi halinde tüm borcun muaccel hale geleceği ile ilgili bir madde konulmamış. Bu durumda yine de tüm borç için icra takibi yapabilir miyim? Takibe sözleşmeyi mi eklemem gerekiyor? İcra takibi konusunda pratik bilgim olmaması sebebiyle bana bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılar

Alıntı: Yazan ebrub Değerli meslektaşlarım, benim de bu konuda biraz bilgiye ihtiyacım var. Müvekkil ile borçlu aralarında bir ödeme protokolu yapmışlar ve 20000 liralık ödemenin 500 liralık taksitler halinde ödenmesine karar verilmişler. Borçlu 4 aydır taksitlerini ödemiyor. BK.'da borçlu 2 ay temerrüte düşerse tüm borçların muaccel hale geleceği belirtilmiş. Ben de bu haktan yararlanarak tüm borç için icra takibi yapmayı düşünüyorum. Ancak sözleşmede ödemelerde temerrüte düşülmesi halinde tüm borcun muaccel hale geleceği ile ilgili bir madde konulmamış. Bu durumda yine de tüm borç için icra takibi yapabilir miyim? Takibe sözleşmeyi mi eklemem gerekiyor? İcra takibi konusunda pratik bilgim olmaması sebebiyle bana bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılar

sözleşmede muaccelliyet şartı yoksa tamamını isteyemezsiniz ,alacağın %10 da geçilmiş olmalıdır 2 aylık taksit tutarı ile sizin yerinizde olsam borçluya bir ihtarname gönderir makul bir süre içersinde birikmiş borcun ödenmemesi halinde tüm alacağın muaccel hale geleceğini bildirir ona göre icra takibne başlarım.saygılarımla

Ben de müvekkilime öncelikle bir ihtar göndermemiz gerektiğini belirtmiştim ama dediğim gibi sözleşmede bu konuda madde olmaması da beni tereddüte bırakmıştı. Yanıtınız için teşekkür ederim. Saygılar

Danıştığım bir meslektaşım da protokol senede bağlanmadığı için muacceliyet şartının olmamasının borcun tümünün takibe konu olmasını engellemeyeceği görüşünde olduğunu söyledi. Bu konuda aynı görüşte olan meslekdaşlarımız var mı?

Alıntı: Yazan ebrub Danıştığım bir meslektaşım da protokol senede bağlanmadığı için muacceliyet şartının olmamasının borcun tümünün takibe konu olmasını engellemeyeceği görüşünde olduğunu söyledi. Bu konuda aynı görüşte olan meslekdaşlarımız var mı?

protokolu takibe konu edebilirsiniz neticede ilamsız takip yapacaksınız itiraz olmazsa takibiniz kesinleşir ama itiraz olursa veya karşı tarafın acabileceği menfi tespit davasında yapmanız gerekenleri iyi hesaplamakda fayda var diye düşünüyorum

peki son olarak şunu sormak istiyorum;
diyelim ki borçluya vadesi gelmiş ödemelerin ödenmemesi halinde tüm borcun muaccel olacağını ihtar ettik ,borçlu da bu zamana kadar olan taksitlerini ödedi... Bundan sonraki ayları ödemezse kalan borç için takip yapmak istersek tekrardan ihtar çekmemiz gerekmeyecek mi? Bu da müvekkil için tekrar tekrar masraf demek değil midir? Çünkü olayımızda borçlunun borcu ödemekten kaçındığı ve daha sonra da kaçınacağı ortadadır.

Alıntı: Yazan ebrub peki son olarak şunu sormak istiyorum; diyelim ki borçluya vadesi gelmiş ödemelerin ödenmemesi halinde tüm borcun muaccel olacağını ihtar ettik ,borçlu da bu zamana kadar olan taksitlerini ödedi... Bundan sonraki ayları ödemezse kalan borç için takip yapmak istersek tekrardan ihtar çekmemiz gerekmeyecek mi? Bu da müvekkil için tekrar tekrar masraf demek değil midir? Çünkü olayımızda borçlunun borcu ödemekten kaçındığı ve daha sonra da kaçınacağı ortadadır.

borçluyu temerrüte düşürmeden sıkıntı yaşayabilirsiniz müvekkiliniz açısından külfet olan durum protokol yapılırken öngörülmesi ve protokole dahil edilmesi gerek bir durum diye düşünüyorum

Malesef taraflar aralarındaki sözleşmeleri avukat aracılığı ile yapmadıkları için bu tür mağduriyetler yaşayabiliyorlar. Zaman ayırdığınız için tekrar teşekkür ederim. İyi çalışmalar

YARGITAY
13. Hukuk Dairesi 2009/10613 E.N , 2010/2575 K.N.

İlgili Kavramlar

MUACCELİYET
TÜKETİCİ KREDİSİ

Özet
MUACCELİYET ŞARTININ GERÇEKLEŞMESİ İÇİN BUNUN SÖZLEŞMEDE KARARLAŞTIRILMIŞ OLMASI, TÜKETİCİNİN BİRBİRİNİ İZLEYEN EN AZ İKİ TAKSİTİ ÖDEMEMESİ VE EN AZ BİR HAFTA SÜRE VERİLEREK MUACCELİYET UYARISINDA BULUNULMASI GEREKİR.


İçtihat Metni

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı M.Ercan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, tüketici kredi sözleşmesi borçlusu olan davalıların ihtara rağmen borçlarını ödemediklerini, yapılan icra takibine de itiraz ettiklerini İleri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalı kefiller yönünden davanın reddine, asıl borçlu davalı hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektiriri nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı banka, tüketici kredisi borçlusu olan davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek muaccel olan alacağın tamamı için icra takibinde bulunmuştur. 4822 sayılı Kanunla değişik, 4077 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereği, muacceliyet şartının gerçekleşmesi için bunun sözleşmede karar-laştırılmış olması, tüketicinin birbirini izleyen en az 2 taksidi ödememesi ve en az 1 hafta süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekmektedir. Sözleşmenin 7. maddesinde muacceliyet hakkı düzenlenmiş, davalının üst üste 2 taksitten fazlasını ödemediği belirlenmiş ise de, 17.09.2008 tarihli ihtar-namede borcun tamamının istendiği anlaşılmaktadır. Bu halde muacceliyet şartı gerçekleşmemiştir. Ancak icra takibi 10.10.2008 tarihinde yapılmış olup, davacı bankanın bu tarihe kadar ödenmeyen taksitlerini talep etme hakkı vardır. Dosya içeriğinden davalının 07.07.2008 tarihinden sonra ödemede bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece taraflardan bu konuya ilişkin delilleri sorulup, davalının takip tarihine kadar ödemediği tak-sitlerin belirlenerek bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı mahkeme kararının davalı yararına (BOZULMASINA), 03.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Temerrüt
MADDE 19- (1) Taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, satıcı
veya sağlayıcı, kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak satıcı veya sağlayıcının bütün
edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de kalan borcun en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya
kalan borcun en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ödemede temerrüde düşmesi hâlinde kullanılabilir. Satıcı veya
sağlayıcının bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması
zorunludur.
(2) Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz, komisyon ve benzeri masraflar dikkate alınmaz.