Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muvaazalı maaş haciz işleminin iptali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-08-2008, 15:42   #1
johnross

 
Varsayılan muvaazalı maaş haciz işleminin iptali

İcra takibine giriştiğimiz borçluya ödeme emrimiz 9 haziran da kendisini tebliğ edilmiş, borçluda kendisini 30.000 ytl lik borçlandırarak 10 haziran tarihinde takip başlatmış ve tebligatı da kapıdan kapıya posta servisi ile tebliğ ettirmiş ve 18 haziranda çalışmakta olduğu kuruma maaş haczi müzekkeresi göndermiştir. bizde kendi takibimizde borçluya 22 haziranda maaş haczini göndererek 2. sıradan haciz şerhi işlettik, benim sorum şu borçlunun bu muvaazalı işleminin iptali için dava açmamız mümkün müdür? yardımlarınızı bekliyorum.
Old 20-08-2008, 15:55   #2
miss_lawyer

 
Varsayılan

kanaatimce bir yakını ile aralarında senet düzenleyip on ailişkin muvazaalı takip yapılmıştır. Fakat ispatı nasıl olacak? Alacaklı ekden para verdiğini ve karşılığında senet aldığını, ödenmeyince de icraya koyduğunu söyleyecektir. Aslında bu olaydan dolayı mağdur olduğunuz açık fakat bu durumun ispatı zor.
Old 20-08-2008, 15:55   #3
hırs

 
Varsayılan

sayın meslektaşım bu durumda bence sıra cetveline itiraz davası açabiliriz.saygılar
Old 21-08-2008, 13:18   #4
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan johnross
İcra takibine giriştiğimiz borçluya ödeme emrimiz 9 haziran da kendisini tebliğ edilmiş, borçluda kendisini 30.000 ytl lik borçlandırarak 10 haziran tarihinde takip başlatmış ve tebligatı da kapıdan kapıya posta servisi ile tebliğ ettirmiş ve 18 haziranda çalışmakta olduğu kuruma maaş haczi müzekkeresi göndermiştir. bizde kendi takibimizde borçluya 22 haziranda maaş haczini göndererek 2. sıradan haciz şerhi işlettik, benim sorum şu borçlunun bu muvaazalı işleminin iptali için dava açmamız mümkün müdür? yardımlarınızı bekliyorum.
Sn.johnross,
Öncelikle İİK md.20 gereğince borçlunun süreden feragati ile takip kesinleşmiş ise sizi bağlamaz.Bu yönden şikayet yolu düşünülmelidir.
Ayrıca İİK 277 ve devamı maddelerine gözatarsanız(aciz vesikası,akrabalık,yeni alacakılının borçlunun durmunu bilebilecek durumda olması v.s gibi şartlar açısından) yapılan tasarrufun iptali için dava açabilirsiniz.
Selam ve saygılarımla...
Av.M.Aydın Bilen
Old 24-08-2008, 10:15   #5
hırs

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/4433

K. 1995/4421

T. 23.5.1995

• HACİZLİ MALIN SATIŞI ( Tüm Alacaklıların Alacağını Karşılamaması )

• SIRA CETVELİNDE SIRAYA İTİRAZ ( Tetkik Merciinde Bakılacağı )

• SIRA CETVELİNDE ALACAĞIN ESASINA İTİRAZ ( Mahkemenin Görevli Olduğu )

• GÖREV ( Sıra Cetveline İtiraz Davalarında )

• SIRA CETVELİNE İTİRAZ ( Muvazaa Nedeniyle )

2004/m.142/1

1086/m.7,27

ÖZET : Borçluya ait mahcuzun satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline, şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinde, dava yoluyla mahkemede itiraz edilebilir. İtiraz alacağın esas ve miktarına ise dava yoluyla mahkemede, yalnız sıraya ilişkinse şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinde ileri sürülmelidir. Davacı alacaklı, davalı alacaklının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden bu itiraz alacağın esasına yapılan itiraz niteliğinde olup Mahkeme görevlidir.
DAVA: Taraflar arasındaki derece kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davalı vekili, dava dışı borçlu A.`ya ait aracı müvekkilinin fiilen haczederek muhafaza altına aldığını, aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin tamamının davalıya ayrıldığını, davalının 8.08.1994 tarihinde başlattığı takibin aynı gün kesinleştirilerek haciz konulmasının yapılan haczin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, hacizden sonra aracın borçlu elinde bırakılmasının da yapılan işlemin muvazaalı olduğunun kanıtı olduğunu, aracın haciz ve muhafaza masraflarının öncelikle ayrılmamasının da usule aykırı bulunduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini istemiştir.
Davalı vekili cevabında, sıra cetveline itirazın şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciine yapılması gerektiğini, davanın görev yönünden dinlenemeyeceğini, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin alacağının senede dayandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, takibin sıra cetveline itiraz olarak ileri sürüldüğü, bu itirazın İcra Tetkik Mercii`ne yapılması gerektiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Borçluya ait mahcuzun satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline, şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinde, dava yoluyla mahkemede itiraz edilebilir. İtiraz alacağın esas ve miktarına ise dava yoluyla mahkemede ( İİK madde 142/1 ), yalnız sıraya ilişkinse şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinde ( İİK madde 142/son ) ileri sürülmelidir. Davacı alacaklı, davalı alacaklının alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden bu itiraz alacağın esasına yapılan itiraz niteliğinde olup Mahkeme görevlidir. Mahkemece bu yön gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 23.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/3431

K. 1998/4317

T. 18.6.1998

• MUVAZAA ( Takibin Yapıldığı Gün Ödeme Emri Gönderilmesi ve Borçlunun Muvafakatıyla Haciz Konulması )

• SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI ( Görevli Mahkeme )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Sıra Cetveline İtiraz Davalarında )

• MUVAZAA İDDİASI ( Hacizden Mal Kaçırmak Maksadıyla İşlem )

• İSPAT YÜKÜ ( Sıra Cetveline İtiraz Davasında )

• SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI ( Alacağın Varlığını İspat Yükü )

818/m.18

1086/m.8

2004/m.142

ÖZET : 1 - Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme davacının davasını kazanması halinde istifade edeceği muhtemel tutara göre belirlenir.
2 - Takibin yapıldığı gün ödeme emri tebliği ve borçlunun muvafakatı ile haciz konulması alacağın muvazaalı olduğuna dair tek başına yeterli kabul edilemez.Ancak sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü davalıda olup, alacağı herhangi bir belgeye dayanmayan davalı alacağını kanıtlayamadığından davanın kabulü sonucu itibariyle yerindedir.
DAVA: Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin davalı alacaklıya ayrıldığını, davalının gerçekte borçludan alacağı bulunmadığını ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir. Davalı cevap vermemiş ve duruşmalara da gelmemiştir.
Mahkemece, davalı alacaklının alacağının muvazaalı olduğu, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacıyla takip yapıldığı gerekçesiyle davalının borçludan alacağı olmadığının tespitine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme davacının davasını kazanması halinde istifade edeceği muhtemel tutara göre belirlenir. Davalı alacaklıya ayrılan pay 100.000.000 TL olup, davacının davanın kabulü halinde istifade edebileceği tutar anılan miktar olduğundan Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Takibin yapıldığı gün ödeme emri tebliği ve borçlunun muvafakatı ile haciz konulması alacağın muvazaalı olduğuna dair tek başına yeterli kabul edilemez. Ancak sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü davalıda olup, alacağı herhangi bir belgeye dayanmayan davalı alacağını kanıtlayamadığından davanın kabulü sonucu itibariyle yerindedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 18.6.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ÖZET : Takibin yapıldığı gün ödeme emri tebliği ve borçlunun muvafakatı ile haciz konulması, alacağın muvazaalı olduğunu kabule, tek başına yeterli değildir. DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin davalı alacaklıya ayrıldığını, davalının gerçekte borçludan alacağı bulunmadığını ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir.
Davalı cevap vermemiş ve duruşmalara da gelmemiştir.
Mahkemece, davalı alacaklının alacağının muvazaalı olduğu, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacıyla takip yapıldığı gerekçesiyle davalının borçludan alacağı olmadığının tesbitine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme davacının davasını kazanması halinde istifade edeceği muhtemel tutara göre belirlenir. Davalı alacaklıya ayrılan pay 100.000.000.TL. olup, davacının davanın kabulü halinde istifade edebileceği tutar anılan miktar olduğundan Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Takibin yapıldığı gün ödeme emri tebliği ve borçlunun muvafakatı ile haciz konulması alacağın muvazaalı olduğuna dair tek başına yeterli kabul edilemez. Ancak sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü davalıda olup, alacağı herhangi bir belgeye dayanmayan davalı alacağını kanıtlayamadığından davanın kabulü sonucu itibariyle yerindedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 18.6.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 26-08-2008, 05:07   #6
üye25667

 
Varsayılan

İİK 277 ve devamı maddeler borçlunun malvarlığını alacaklıları aleyhine eksillttiği durumlar içindir. Örneğin aciz halindeyken evini aracını başkalarına devretmesi gibi.... Somut olayda uygulanmaz. Sıra cetveline itiraz davası açmalısınız. Yalnız ortada büyük ihtimalle geçmiş vadeli ve tanzim tarihli bir yazılı belge var. Ispatı zor gibi
Old 26-08-2008, 17:01   #7
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan murdican
İİK 277 ve devamı maddeler borçlunun malvarlığını alacaklıları aleyhine eksillttiği durumlar içindir. Örneğin aciz halindeyken evini aracını başkalarına devretmesi gibi.... Somut olayda uygulanmaz. Sıra cetveline itiraz davası açmalısınız. Yalnız ortada büyük ihtimalle geçmiş vadeli ve tanzim tarihli bir yazılı belge var. Ispatı zor gibi
Sn.murdican,
Borçlunun üçüncü bir şahsa muvazaalı olarak borçlanması durumunda tasarrufun iptali davası açılmasını engelleyen bir hüküm varsa belirtir misiniz?Olayda uygulanmasını engelleyen herhangi bir yasal mevzuat veya yargıtay kararı ekleyip bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Selamlar iyi çalışmalar...
Av.M.Aydın Bilen
Old 26-08-2008, 17:31   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

İİK 277 vd. maddelerinde düzenlenen iptal davası ile borclar hukukuna göre açılan muvazaaya dayalı iptal davası birbirinden farklıdır. İcra hukukundaki iptal davasının dinlenebilmesi için bazı usuli şartlar öngörülmüştür. Bunlardan ilki, dava şartı olan ve borçlunun aciz halinde olduğunu belgeleyen geçici (haciz zabtı)veya kesin aciz vesikasıdır.Ayrıca iptal davasında alacaklının alacağının iptali istenen borçtan önce doğmuş olduğunun ispatlanması gereklidir.Ayrıca süre şartı olarak ivazsız temliklerde geriye doğru "2 yıl", acizden dolayı butlanda "1 yıl" ve kötüniyetli ivazlı temliklerde "5 yıl"lık süreler öngörülmüştür.


Borçlunun maaşından başka haczi kabil malı olmadığının ve maaşının da borcu karşılamaya yetmediğinin belgelenmesi halinde aciz hali gerçekleşmiştir. (15 HD, 2003 / 3955 E. 5031 K 27.10.2003 T.)

Eğer aciz vesikası alınmış (dava safahatında da ibraz edilebilir) ve alacak da muvazaalı alacaktan önce doğmuşsa, İİK 280'e göre dava açılabilir. BK'na göre açılacak muvaazalı borçlnama davası açabilme hakkı ise saklıdır.
Old 31-01-2012, 00:22   #9
harkan

 
Varsayılan

maaş hacizlerinde sıra cetveli düzenlenmiyor ki sıra cetveline itiraz davası açılsın, icra müdürünün kuruma bildirerek oluşturduğu sıra teknik anlamda sıra cetveli addediliyorsa onu bilemeyeceğim,

muvazaalı maaş hacizleri çok karşılasılan bir durum , en etkin çözüm ne acaba?

tasarrufun iptali mi? muvazaa nedeniyle takibin iptali mi? yoksa daha pratik bir hukuki yol mevcut mu?
Old 31-01-2012, 11:27   #10
av.sally

 
Varsayılan

Umarım bu kararlar işinize yarar.


T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/10572
K. 2010/13213
T. 24.11.2010
• SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI ( Maaş Haczine İlişkin İşlemlerin Sıra Cetveli Yerine Geçeceği )
• MAAŞ HACZİ ( Maaş Haczine İlişkin İşlemlerin Sıra Cetveli Yerine Geçeceği )
• NAFAKA İLAMI ( Sıra Cetveline İtiraz Davası - Mahkemece Muvazaa İddiası Üzerinde Durulacağı )
• MUVAZAA ( Sıra Cetveline İtiraz Davası - Nafaka İlamına İlişkin Muvazaa İddiası Üzerinde Durulacağı )
2004/m.83, 101
ÖZET : Dava sıra cetveline itiraza ilişkindir. Maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli yerine geçer.

Nafaka ilamları tarafları bağlarsa da, bu hususta kötü niyetin korunmayacağı belirtildiğinden ve bu ilam 3. kişileri bağlamayacağından mahkemece bu husus üzerinde durulup muvazaa iddiası hususunda inceleme yapılmadan hüküm kurulmamalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili tarafından yapılan icra takibinde borçlunun maaşının 1/4'üne haciz konulduğunu, borçlunun maaşının 1.400.-TL olduğu halde aylık nafaka borcunun 1.554.-TL olması nedeniyle borçlunun maaşından hacizleri nedeniyle kesinti yapılmadığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacıyla davalının muvazaalı olarak borçlu ile anlaşıp 2007 ve 2008 yıllarında iki kez nafaka artırımına gittiğini, bu nedenle borçlunun maaş haczi sıralamasında ilk sıradaki alacaklarının önüne geçmek suretiyle oluşan sıra cetvelinin iptaline, müvekkilinin alacağının ilk sırada yer aldığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, yetkili mahkemenin Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve davanın yasal sürede açılmaması nedeniyle davanın yetki ve süre yönünden reddini, taraflar arasında muvazaalı anlaşma olmadığını, borçlunun aylık gelirinin 2.000.-TL üzerinde olması nedeniyle davacının alacağını aldıktan sonra 1,500.-TL kaldığını, bu miktarın da müvekkilinin haciz yoluyla aldığı paraya tekabül ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, sıra cetveline itiraz davasının dinlenebilmesi için icra dairesince sıra cetvelinin yapılması gerektiği, icra müdürlüğünce herhangi bir sıra cetveli yapılmadığı, ayrıca muvazaa iddiasının yerinde olmadığı nedenle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli yerine geçer. Mahkemece sıra cetveli olmadığından bahisle talep reddedilmişse de, 'kaldı ki' tümcesi ile bu hususu da mahkeme incelediğinden, bu hususa ilişkin temyiz talebinin reddi gerekir.

2-Ancak nafaka ilamları tarafları bağlarsa da, İİK 101. maddesinde bu hususta kötü niyetin korunmayacağı belirtildiğinden ve bu ilam 3. kişileri bağlamayacağından mahkemece bu husus üzerinde durulup muvazaa iddiası hususunda yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının bu yöndeki temyiz talebinin reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/8968
K. 2010/5127
T. 29.4.2010
• BELEDİYEDEN OLAN ALACAĞIN TAHSİLİ ( İcra Müdürlüğü Tarafından Gönderilen Ödeme Yazılarının Önceliğini Saptamak veya Aynı Gün Gelen Ödeme Yazıları Gereğince Hangi Alacaklıya Ne Oranda Ödeme Yapılacağını Belirlemek İcra Müdürlüğünün Yetki ve Görevi Olduğu )
• SIRA CETVELİ ( Yapılacak Bir Sıra Cetveli İle Alacaklar Belirlenmeli ve Alacaklıların Varsa İtiraz ya da Şikayetleri Yetkili İcra Mercii ya da Mahkeme Tarafından Sonuca Bağlandıktan Sonra Ödeme Yapılması Gerektiği )
• ÖDEME VE ALACAKLARIN BELİRLENMESİ ( Belediyeden Olan Alacağın Tahsili - İcra Müdürlüğü Tarafından Gönderilen Ödeme Yazılarının Önceliğini Saptamak veya Aynı Gün Gelen Ödeme Yazıları Gereğince Hangi Alacaklıya Ne Oranda Ödeme Yapılacağını Belirlemek İcra Müdürlüğünün Yetki ve Görevi Olduğu )
2004/m.140
ÖZET : Dava, dava dışı borçlunun, davalı Tavşanlı Belediye Başkalığı'ndan olan alacağının alınması istemine ilişkindir. İcra müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme yazılarının önceliğini saptamak veya aynı gün gelen ödeme yazıları gereğince hangi alacaklıya ne oranda ödeme yapılacağını belirlemek icra müdürlüğünün yetki ve görevidir. Bu konudaki öncelik, yapılacak bir sıra cetveli ile belirlenmeli, alacaklıların varsa itiraz ya da şikayetleri yetkili icra mercii ya da mahkeme tarafından sonuca bağlandıktan sonra ödeme yapılmalıdır. Böyle bir uygulama yapılmadan alacak-borç ilişkisinde taraf olmayan davalı Belediye'ye karşı alacak davası açılması doğru değildir.

DAVA : Davacı Miray Taşımacılık Turizm İnş. Ltd. Şti. ve Denizbank A.Ş vekili Avukat Kazım Bayram ve Sami Kutlu tarafından, davalı Tavşanlı Belediye Başkanlığı aleyhine 01/12/2008 gününde verilen dilekçe ile asıl dava ve birleşen dava ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 05/06/2009 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ile davacı Denizbank A.Ş vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, dava dışı borçlunun, davalı Tavşanlı Belediye Başkalığı'ndan olan alacağının alınması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davacılardan Miray Taşımacılık Ltd Ş'nin istemi kabul edilmiş; birleştirilen dosyanın davacısı Denizbank AŞ'nin istemi ise reddedilmiş; karar, davalı ile davacılardan Denizbank AŞ tarafından temyiz olunmuştur.

Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava dışı Pemsa Ltd Ş''nin davacılara borcu olduğu, her iki davacının dava dışı Şirket hakkında ayrı ayrı icra takibi başlattığı, icra takibinin yapıldığı icra müdürlüklerinin davalı Belediye'ye ayrı ayrı yazı yazarak, Pemsa Ltd Ş'nin alacağının borcu karşılayacak oranda kendi dosyalarına ödenmesini istedikleri, anlaşılmaktadır.

İcra müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme yazılarının önceliğini saptamak veya aynı gün gelen ödeme yazıları gereğince hangi alacaklıya ne oranda ödeme yapılacağını belirlemek icra müdürlüğünün yetki ve görevidir. Bu konudaki öncelik, yapılacak bir sıra cetveli ile belirlenmeli, alacaklıların varsa itiraz ya da şikayetleri yetkili icra mercii ya da mahkeme tarafından sonuca bağlandıktan sonra ödeme yapılmalıdır. Böyle bir uygulama yapılmadan alacak-borç ilişkisinde taraf olmayan davalı Belediye'ye karşı alacak davası açılması doğru değildir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalı ile davacılardan Denizbank AŞ'nin öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine, 29.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 26-02-2013, 12:32   #11
Av.Fatih Davran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
İİK 277 vd. maddelerinde düzenlenen iptal davası ile borclar hukukuna göre açılan muvazaaya dayalı iptal davası birbirinden farklıdır. İcra hukukundaki iptal davasının dinlenebilmesi için bazı usuli şartlar öngörülmüştür. Bunlardan ilki, dava şartı olan ve borçlunun aciz halinde olduğunu belgeleyen geçici (haciz zabtı)veya kesin aciz vesikasıdır.Ayrıca iptal davasında alacaklının alacağının iptali istenen borçtan önce doğmuş olduğunun ispatlanması gereklidir.Ayrıca süre şartı olarak ivazsız temliklerde geriye doğru "2 yıl", acizden dolayı butlanda "1 yıl" ve kötüniyetli ivazlı temliklerde "5 yıl"lık süreler öngörülmüştür.


Borçlunun maaşından başka haczi kabil malı olmadığının ve maaşının da borcu karşılamaya yetmediğinin belgelenmesi halinde aciz hali gerçekleşmiştir. (15 HD, 2003 / 3955 E. 5031 K 27.10.2003 T.)

Eğer aciz vesikası alınmış (dava safahatında da ibraz edilebilir) ve alacak da muvazaalı alacaktan önce doğmuşsa, İİK 280'e göre dava açılabilir. BK'na göre açılacak muvaazalı borçlnama davası açabilme hakkı ise saklıdır.

arkadaşlar bu kararı bulamadım, siz de varsa paylaşabilir misiniz? çok teşekkürler..
Old 21-11-2014, 19:03   #12
AV.HARUN UYANIKOĞLU

 
Varsayılan 23 Hd Görüş Mü Değiştirdi Ispat Yükü Maaş Haczinde Davacinin Mi Diyor

Muvazaa nedeniyle maaş haczinin iptali davasında 23 hd 14.01.2014 tarih 2013/7887 E 2014/87 K sayılı ilamı ile görüş değiştirerek ispat yükünü genel hükümlere göre davacıya ait diyerek kabul edilen davayı bozmuş.Bu hususta bilgisi olan var mıdır? syg.
Old 05-01-2015, 11:41   #13
Av. Serpil

 
Varsayılan

merhaba arkadaşlar yargıtay son kararlarında bu konuda görüş değişikliğine gitti. muvazaalı takip nedeniyle sıra cetveline itiraz davalarında maaş haciz sırasının sıra cetveli yerine geçeceği konusunda bir görüş değişikliği yoktur.ancak önceden işveren kurumca yapılan maaş haciz sıralamalarını sıra cetveli yerine sayıp ispat yükü de davalıdadır seklinde düşünüyordu.şimdi ise hayır işveren kurumun yaptığı sıralama sıra cetveli sayılmaz bu nedenle de ispat yükünü sadece davalı üzerinde bırakıp hüküm kurmak yanlıştır şeklinde düşünmektedir. yani işveren kurumdan gelen, sıralamayı belirten, muzekkere cevabına dayanılarak açılan davaları ispat yükü açısından reddediyor. Ancak sıralamanın icra müdürlüğünce yapılması halinde davayı, sıra cetveline itiraz davası olarak görecek ve ispat yükünün de davalıda olduğunu kabul edecektir. Benim son kararlardan anladığım budur.(ör:y.23.HD.2013/7887 E. 2014/87 K. T:14.01.2014)bende icra müdürüyle konuşup maaş haciz sıralamasını icra müdürünün bizzat hazırlaması istedim o da işverene yazı yazalım maaş üzerindeki hacizleri detaylı bir şekilde sıralasın bizde yazı cevabı gelince maaş üzerindeki hacizler şu kalemlerden oluşmaktadır diye bir karar çıkaralım siz de davanızı bu karardan sonra açın dedi.ancak işverene gönderdiğimiz yazı ne yazık ki anlaşılamadı. detaylı bir sıralama istememize rağmen önceki maaş haciz müzekkeresine gönderdiği cevabı tekrardan gönderdi. dolayısıyla müdür de karar çıkaramadı. bende şimdi sıra cetveline ititraz mı yoksa BK. ya göre muvazaa nedeniyle iptal davası mı açmalıyım bilemiyorum. sıra cetveli olsaydı işimiz çok kolay olacaktı ispat açısından
Old 13-01-2015, 15:30   #14
cmuk

 
Varsayılan

Bu türden anlaşmalı maaş hacizlerinde muvazaa çok bariz ise alacaklıyı zarara sokmak kasdı ile mevcudunu eksiltmek suçundan borçlu hakkında şikayette bulunulabilir mi?
Old 13-01-2015, 15:55   #15
Av. Serpil

 
Varsayılan

Bu suçun tam olarak unsurları oluştu mu şartları nelerdir bilemiyorum.Ancak benim için farklı bir bakış açısı oldu konuyu araştıracağım teşekkürler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
idari organın onay işleminin iptali Av. YMuzaffer Meslektaşların Soruları 5 04-05-2008 10:44
Evlat edinme işleminin iptali ipekasnuk Meslektaşların Soruları 2 06-10-2007 03:39
intifa hakkının eşe ,bedel karşılığı devir işleminin iptali mümkünmü?i Av.Meftune Yakut ÇİL Meslektaşların Soruları 1 04-10-2007 09:45
icra dairesi işleminin iptali putto Meslektaşların Soruları 4 30-09-2006 19:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07925391 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.