Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

savcıya karşı alacak davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-06-2012, 13:09   #1
genus non perit

 
Varsayılan savcıya karşı alacak davası

müvekkil meslektaşının eşi olması nedeniyle ilimizde görev yapan savcıya borç para verir.borcu banka havalesi yoluyla gönderir.ancak havale dekontuna borç para olduğuna dair bir kayıt koymaz.savcınında halen maaşında 10'dan fazla haciz bulunmaktadır.aynı zamanda savcı rüşvet suçundan dolayıda yargılanmış olup yargıtay tarafından kendisine rüşvet suçunu işlediğinden bahisle ceza verilmiştir.savcı ceza kararının incelenmesi için kararı bir üst mercie taşımıştır.
bu durumda savcıya karşı alacak davası açarsam kazanabilirmiyim.şimdiden teşekkürler.
Old 17-06-2012, 21:26   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan genus non perit
müvekkil meslektaşının eşi olması nedeniyle ilimizde görev yapan savcıya borç para verir.borcu banka havalesi yoluyla gönderir.ancak havale dekontuna borç para olduğuna dair bir kayıt koymaz.savcınında halen maaşında 10'dan fazla haciz bulunmaktadır.aynı zamanda savcı rüşvet suçundan dolayıda yargılanmış olup yargıtay tarafından kendisine rüşvet suçunu işlediğinden bahisle ceza verilmiştir.savcı ceza kararının incelenmesi için kararı bir üst mercie taşımıştır.
bu durumda savcıya karşı alacak davası açarsam kazanabilirmiyim.şimdiden teşekkürler.

Kişinin savcı olmasının ve bir ceza davasında yargılanmasının alacak davanızla bir ilgisi olmadığı halde bunları yazmışsınız ama tutarı yazmışsınız. Alacak tutarı, tanıkla ispat sınırının üstünde ise kanıtlama zorluğu yaşayamanız olası. Yemin delili de ne kadar işe yarar, onu siz takdir edeceksiniz.
Old 18-06-2012, 07:25   #3
genus non perit

 
Varsayılan savcı

cevabınız için teşekkürler.miktar 8.800,00 tl yani tanıkla ispat sınırının üstünde.yemin delilinden başka dayanacağımız delil yok maalesef.
Old 18-06-2012, 07:32   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan genus non perit
cevabınız için teşekkürler.miktar 8.800,00 tl yani tanıkla ispat sınırının üstünde.yemin delilinden başka dayanacağımız delil yok maalesef.

Yargıtay, dekontta açıklama yoksa "Mevcut bir borcun ödenmesi" olarak kabul ediyor.

Daha önce eklediğimiz bir karar için tıklayınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...71&postcount=3
Old 18-06-2012, 07:34   #5
genus non perit

 
Varsayılan savcı

maalesef vatandaşlarda yargıtayın bu görüşünü bilmedikleri için kendilerini böyle sağlama aldıklarını düşünüyorlar
Old 18-06-2012, 08:50   #6
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

2.500 TL sı kısmı için alacak davası açın hiç olmazsa baktınız iyi gidiyor ıslah edersinizde kazansanız ne olacak?maaşta 11.sıra bu arada başka sıraya giren olmazsa tabi
Old 18-06-2012, 11:35   #8
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nazife Eytemiş BAŞAR
2.500 TL sı kısmı için alacak davası açın hiç olmazsa baktınız iyi gidiyor ıslah edersiniz

Ne farkedecek? Tanıkla ispat sınırı böyle bertaraf edilemez.
Old 18-06-2012, 12:01   #9
aytül

 
Varsayılan

Alacak belirli olduğundan kısmi dava açıp ıslah yapamazsınız, ayrıca Sayın Aladağ'ın da dediği gibi tanıkla ispat sınırı sorununu bu şekilde aşamazsınız.
Old 18-06-2012, 12:01   #10
aytül

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

BORÇLAR KANUNU (MÜLGA) Madde 390
BORÇLAR KANUNU (MÜLGA) Madde 392

Esas No : 2005/13-774
Karar No: 2006/14
Karar Tarihi: 25.01.2006





Taraflar arasındaki "tazminat ( alacak )" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; G. 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05.03.2004 gün ve 2002/1352 E. 145 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.11.2004 gün ve 2004/7473-17375 sayılı ilamı ile; ( ... Davacı, 15780 parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 1/2 hisseyi dava dışı S. O.''ye satış yapmak üzere 23.05.2002 tarihinde davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının aynı gün satış işlemini gerçekleştirdiğini ancak taşınmazı vekalet görevini kötüye kullanarak çok düşük bedelle devrettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın rayiç değeri üzerinden 210.000.000.000 TL.nin satış tarihinden faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, davacının hissedarı olduğu şirkete ait hastanede başhekim olarak görev yaptığı dönemde, kardeşi olan S. O. ile dava konusu taşınmazın satışı konusunda haricen anlaştıklarını ve satış bedeli olarak davacının banka hesabına, ortak hesaplarından 125.000 Dolar havale edildiğini, kendisine tapuda resmi işlemin yapılması için vekalet verildiğini, davacının başhekimlik görevine son verilmesi dolayısıyla duyduğu husumet nedeniyle bu davayı açtığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece ortak hesaptan yapılan ödemenin taşınmazın satış bedeli olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacıya ait 15780 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payın 23.05.2002 tarihli vekaletname ile aynı gün davacının vekili olan davalı tarafından dava dışı alıcı S. O.''e tapuda resmi satış akdi ile 65.000.000.000 TL bedelle satılıp, bedelin peşinen ve nakden alındığı tapu akit tablosundan anlaşılmaktadır. Davacı, vekili davalı tarafından tapuda taşınmazın gerçek değerinden düşük bedelle satılmış gibi gösterip, alınan parayı kendisine vermediğini iddia ederek, davalının vekil olarak görevini iyi yapmadığı ve kendisine hesap vermediği iddiası ile bu davayı açmıştır. BK.390.maddesi hükmüne göre vekilin mesuliyeti umumi surette işcinin mesuliyetine ait hükümlere tabidir. Vekil, müvekkiline karşı vekaleti iyi bir surette ifa ile mükelleftir. Ayrıca BK. 392.maddeleri hükmüne gore de vekil, müvekkilinin talebi üzerine yaptığı isin hesabını vermeye ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun, almıs olduğu seyi muvekkiline tediyeye mecburdur. Yasanın bu duzenlemelerine gore davalı vekaleti iyi bir sekilde ifa ettigini ispat etmeli, aksi takdırde en ufak bir kusurunun varlığı halinde müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğu gibi, satış bedeli olarak aldığı paranın hesabını da vermek zorundadır. Davalı, tapuda satış bedelinin düşük gösterildiğinin doğru olduğunu ancak davacıya satış bedelinin, dava dışı alıcı tarafından kardeşleri ile ortak olan hesaptan ödendiğini, kendisinin para almadığını savunmuştur. Davalı bu savunmasını kanıtlayamaz ise davacı taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelini davalıdan istemekte haklıdır. Davalı savunmasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Davalı savunmasını ispat için bir banka dekontu ibraz etmiş i*se de; dekontta yapılan ödemenin taşınmaz satış bedeline karşılık olduğuna ilişkin bir açıklama olmadığı gibi, davacı, davalının bu savunmasını kabul etmemiştir. Gerçekten odemenin yapıldığı hesabın dava dışı S. O.''e ait olduğunu ve havalenin de S. O. tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı bu dekonttan başkaca yazılı belgede ibraz edememiştir. Bu dekont yalnız basına davalı savunmasını ispata yeterli değildir. Miktar itibariyle ve davacının açık muafakatı bulunmadığından olayda davalı savunmasının ispatı icin HUMK.288 ve devamı maddeleri hükmü geregi tanık dinlenemez ve tanık beyanlarına dayanılarak hükum kurulamaz. Davalı savunmasını yazılı belge ile ıspat edememiş ise de, delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı anlaşıldığından savunmasının ispat için davalıya, davacı tarafa yemin teklif hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir... ) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu''nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.01.2006 gününde yapılan 2. görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Old 18-06-2012, 12:10   #11
aytül

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/15559
K. 2005/2269
T. 16.2.2005
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Davacının Davalı ile Yaptığı Satım Sözleşmesinde Bedelini Ödeyip Sipariş Ettiği Malların Teslim Edilmemesi Nedeniyle Ödenen Bedel için Yapılan İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle )
• SATIM SÖZLEŞMESİ ( İçeriğinde Hiçbir Açıklama Yer Almayan Banka Havale Dekontunun Mevcut Bir Borcun Ödendiğine Karine Olması-Tek Başına Satım Sözleşmesinin İspata Yarayan Belge Olmaması )
• BANKA HAVALESİ ( Ödeme Vasıtası Olması-Hiçbir Açıklama Yer Almayan Havale Dekontunun Mevcut Bir Borcun Ödendiğini Gösterir Belge Olduğunun Kabul Edilmesinin Gerekmesi )
• İSPAT ( Satım Sözleşmesinin Yemin Dahil Her Türlü Delil ile İspat Edilebilmesi-Sözleşmenin Varlığını İddia Eden Davacının İspatla Yükümlü Olması )
2004/m.67
818/m.182
ÖZET : Davacı satım hukuki ilişkisine dayanmaktadır. Davalı ise, davacının gönderdiği parayı aldığını ancak kendisine olan borcuna karşılık gönderildiğini savunmuştur. Davalının bu beyanı gerekçeli inkar niteliğindedir. Öyle olunca davacı gönderdiği paranın sipariş ettiği mal karşılığı olduğu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Banka ile gönderilen havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödendiğini gösterir, davacı iddiasını isbata yeterli değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıya 12 ton havuç sipariş ettiğini, davalının banka hesabına havuç bedeli olarak 3.800.000.000 TL. yi gönderdiğini, davalının taahhüt ettiği malı göndermediğini, parayı da iade etmediğinden davalı aleyhine icra takibi başlattığını, bildirip davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatını karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının 3.800.000.000 TL.'nin mevcut olan borcunu ödemek için gönderdiğini, aralarında sebze-meyve alışverişi olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalıya sipariş ettiği 12 ton havuç karşılığı olarak 3.800.000.000 TL. yi banka havalesi ile gönderdiği, ancak havuçların kendisine teslim edilmediği gibi paranın da iade edilmediğini bildirip, yaptığı icra takibine davalının vaki itirazının iptali talebi ile bu davayı açmıştır. Davacı satım hukuki ilişkisine dayanmaktadır. Davalı ise, davacının gönderdiği parayı aldığını ancak kendisine olan borcuna karşılık gönderildiğini savunmuştur. Davalının bu beyanı gerekçeli inkar niteliğindedir. Öyle olunca davacı gönderdiği paranın sipariş ettiği mal karşılığı olduğu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Davacı iddiasını ispat için 20.2.2003 tarihli Vakıflar Bankasına ait dekontu ibraz etmiş dekonta da paranın ne sebeple gönderildiğine dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığı görülmüştür. Banka ile gönderilen havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödendiğini gösterir, davacı iddiasını isbata yeterli değildir. Öyle olunca mahkemece davacıdan iddiasını ispat edecek başkaca belge ve delilleri sorulmalı, gerektiğinde yemin hakkı hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle ispat yükünün davalıya ait olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
-Kazancı yayınları-
Old 18-06-2012, 16:30   #12
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Kısmi dava açsın demedim zaten senetle ispat sınırında açılsın (2.500TL üzerinden) davalı insafa gelir davayı kabul ederse ve tanıklar da borcun tamamını belirtirlerse ıslah hakkı olabilir diye yorumladım,sonuçta alacaklı Borçlar Kanunu çerçevesinde kısmen ifa isteyemez mi?
Old 19-06-2012, 11:37   #13
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nazife Eytemiş BAŞAR
Kısmi dava açsın demedim zaten senetle ispat sınırında açılsın (2.500TL üzerinden) davalı insafa gelir davayı kabul ederse ve tanıklar da borcun tamamını belirtirlerse ıslah hakkı olabilir diye yorumladım,sonuçta alacaklı Borçlar Kanunu çerçevesinde kısmen ifa isteyemez mi?


Alacağının 8.800 TL değil de 2.500 TL olduğunu iddia etsin, diyorsunuz sanırım. Ancak bu durumda alacaklı banka dekontu delilinden de vazgeçilmiş olacaktır. Kaldı ki tanıklara da telkinde bulunmak (borcun 8.800 TL değil de 2.500 TL olduğu yönünde) gerekecektir. Bunun ne kadar etik olacağını siz takdir edin artık.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Takıların İadesi Davası- Yeni HMK Belirsiz Alacak Davası Av. Çıldır Meslektaşların Soruları 3 28-04-2012 14:39
İş Mahkemesinde İtirazin İptali Davası ile Alacak Davası Birlikte Açılabilir mi? aühf Meslektaşların Soruları 8 22-09-2011 13:25
GÖREVLİ MAHKEME - Tam yargı davası mı haksız fiilden kaynaklı alacak davası mı ? akil Meslektaşların Soruları 7 23-11-2010 14:09
Alacak davası mı- Sebepsiz Zenginleşme Davası mı- Maddi Tazminat mı açılmalı sarissa Meslektaşların Soruları 5 19-03-2009 14:04
itirazın iptali davası için bir yıllık süre dolmadan alacak davası açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 2 20-07-2008 22:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06961799 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.