Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Edinilmiş Malların Tasfiyesi Ve Tasarrufun İptali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-10-2012, 12:59   #1
avrecepefe

 
Varsayılan Edinilmiş Malların Tasfiyesi Ve Tasarrufun İptali

Sevgili Meslektaşlarım,
Bir konu hakkında fikirlerinize ihtiyaç duyuyorum. Karar veremediğim husus şu:
Açtığımızboşanma davasından ayrı olarak, evlilik birliği içerisinde edinilen konutun aile konutu olması ve rızamız ve bilgimiz dışında taşınmazın 3. kişilere muvazaalı devri nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açmış idik.
Boşanma davası boşanma kararı verilerek neticelendi ve boşanma yönünden kesinleşti. Kazandığımız maddi-manevi tazminat ile nafaka yönünden temyiz edildi.
Aynı mahkemedegörülen Tapu iptali ve Tescil davamız dava sırasında boşanma kararı kesinleştiği için karar verilmesine yer olmadığı biçimindeki bir hükümle sona erdi. Bu karar henüz kesinleşmedi. Ancak yargılama giderleri ve ücret-i vekalet davalılara yükletildiği için gerekçeli karar henüz yazılmamış olmakla, muhtemelen mahkeme muvazaa iddiamızı sabit gördü ve yargılama giderlerini karşı tarafa ayükledi.
Şimdi ortada mal olarak sadece bir adet ev vardı ve o da muvazaalı devredilmiş oldu.
Ben edinilmişmallara katılma rejiminden kaynaklı bir dava açmayı düşünüyorum. Açacağım bu davada davayı kazanmanın yanında ilamın infaz kabiliyetini kaybetmemesini de sağlamalıyım. Zira kocanın başkaca malı ve parası da yok. Malum olduğu üzere 229/1 fıkra hükmü gereğince açılacak davalarda mal rejiminin sona ermesinden önceki 1 yıl içinde yapılan karşılıksız kazandırmalar eklenecek değerlerdir. Ancak 2. fıkra hükmünce açılacak davalarda kazandırmanın yapıldığı tarih önemli değil.
229/2 fıkra gereğince devrin muvazaalı olduğugerekçesiyle (muvazaalı devir kastın varlığını gösterir bana göre) taşınmazın değerinin edinilmiş mallara eklenecek değerlerden olduğunu iddia edip, bu arada davanın taşınmazı devralan 3. Kişilere de ihbar edilmesini talep ederek, ayrıca3. Kişinin devir yapmasını önlemek amacıyla ihtiyati haciz/tedbir de talep etmek suretiyle katılma ve katkı payı alacağımız için böyle bir dava önerirmisiniz.
Her ne kadar TMK 241 uyarınca davalı kocadan alacağımızı tahsil edemez isek karşılıksız kazandırmanın yapıldığı 3. Kişiye müracaat imkanı var ise de 3. Kişilere karşı bu taleplerde bulunabilmek için öncelikle kocadan alacağımızı tahsil edememiş olmamız gerekecek. Tabii ki bu sürezarfında 3. Kişilerin bu taşınmazı iyiniyetli 3. Kişilere satma ihtimali var.
Bu konuda nasıl bir yol önerebileceğinizi öğrenmek arzusuyla şimdiden şükranlarımı sunarım.
Old 11-10-2012, 17:11   #2
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Boşanmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıllık süre göz önüne alınarak edinilmiş mallara katılma alacağı davası açılmalı(evin değerinin yarısı talep edilmeli)ilaveten kazandığınız tazminat ve nafakaları icraya koyduğunuzda tahsil kabiliyeti olmayacaksa aciz belgesi alarak ev için tasarrufun iptali davası da açabilirsiniz.Tasarrufun iptali ayni değil ama alacaklarınız için şahsi hak doğuracaktır,saygılarımla.
Old 11-10-2012, 19:29   #3
avrecepefe

 
Varsayılan

Sayın Başar,
Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Doğal olarak bahsettiğiniz gibi davranmak; öncelikle katılma alacağına ilişkin dava açıp, neticede alacağı tahsil edemez isek, BK. 18 gereğince kocaya ve şimdiki malike (3. kişi) karşı tapu iptali ve tescil davası açmak ilk yapılacak şey.
Ancak, zaten muvazaalı hareket edildiği ve 3. kişiye muvazaalı devir yapıldığı için, siz katılma alacağınız için kocaya dava açtığınızda zaten 3. kişi de hemen taşınmazı iyiniyetli bir 3. kişiye devredecektir. Dolayısıyla siz katılma alacağı davasıyla uğraşırken muvazaa sebepli davayı açmak için çok geç kalmış olacaksınız.
Ben kocanın devrettiği konuttan başka bir malı ve parası olmadığı için daha davanın başında devredilen taşınmazı nasıl olur da dava konusu edebilirim sorusunun cevabını arıyorum.
Aklıma iki şey geliyor:
Asliye Hukuk Mahkemesinde kocayı ve aradaki 3. kişileri davalı gösterip muvazaa sebepli iptal davası açmak ve taşınmazın kaydına İhtiyati haciz/tedbir konulmasını istemek, ayrıca Aile Mahkemesinde katılma alacağı davası açmak. Bu durumda iki dava birleştirilemeyeceği için sanırım Asliye Hukuk Mahkemesi veya Aile Mahkemesi birbirlerinin kararı için bekletici mesele yapma yolunu seçmeden yargılama yapabilirler. Belki de Asliye Hukuk Mahkemesi katılma alacağımıza ilişkin kararı bekleyecek, şayet alacağımızı ilama bağlar isek bu davayı görme yolunu seçecektir. Ama bu yoldan gidilebilir mi tam emin değilim.
Diğer yol;
TMK 229/2 gereğince dava açıp, davanın bu 3. kişilere de ihbarını talep etmek, ihbarla birlikte taşınmazın kaydına tedbir/haciz konulmasını istemek. Ancak bu durumda taşınmaz üzerine bahsi geçen şerh talebim kabul edilir mi bilemiyorum.
Aklıma başka yol gelmiyor şimdilik. Ne dersiniz?
Old 12-10-2012, 09:12   #4
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Y8HD
Esas : 2011/3625
Karar : 2011/4839
Tarih : 04.10.2011
BOŞANMA DAVASI SÜRERKEN KOCANIN TAŞINMAZ SATMASI ( Tapu İptali - Edinilmiş Malları Tasfiye )
EDİNİLMİŞ MALLARI TASFİYE DAVASI ( Boşanma Davası Sürerken - Görev )
TAPU İPTALİ VE TESÇİL ( Kocanın Boşanma Davası Sürerken Taşınmaz Satması - Görev )
DAVALARIN AYRILMASI ( Edinilmiş Malları Tasfiye - Tapu İptali ve Tescil )
MUVAZAALI SATIŞIN İPTALİ ( Edinilmiş Malları Tasfiye İle Birlikte - Görev - Davaların Ayrılması )
TMK.225
4787 Sa.Ka.4
HMK.1
Taraflar arasındaki boşanma davası sürerken; davalı kocanın üzerine kayıtlı taşınmazı satması üzerine;

Muvazaalı satışın iptaline ve
davalılardan S.`ın mülkiyetine dönecek olan taşınmazın yarı payının edinilmiş mallara katılma rejimi gereği davacı adına kayıt ve tesciline;
aynen ifanın mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek satış bedelinin yarısının davalılardan tahsiline, yönelik davada:

Mahkemece yapılması gereken iş;
Genel mahkemelerde görülmesi gereken muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili davayı tefrik ederek mahkemenin ayrı bir esasına kaydetmek ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini temin için görevsizlik kararı vermek;

Aile Mahkemesinde kalacak olan mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasında ise;
Taraflar arasında derdest olduğu bildirilen boşanma davasının sonucunu beklemek;
boşanmanın gerçekleşmesi ve kesinleşmesinden sonra, davaya kaldığı yerden devam edilerek, taraf delillerini değerlendirerek esasla ilgili bir hüküm kurmak;
boşanma davası olumlu sonuçlanmadığı takdirde ön koşul gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermek olmalıdır.fk
DAVA VE KARAR:
F.C. ile H. C. B. ve S. K. C. aralarındaki tasarrufun iptali davasının reddine dair

Kadıköy 3.Aile Mahkemesinden verilen 23.12.2010 gün ve 651/1080 sayılı hükmün Yargıtay`ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir.
Dosya incelenerek temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı Füsun C. vekili, davalılardan S. K. C.`nin vekil edeninin eşi olup taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, davalının adına tapuda kayıtlı 3091 ada 106 parseldeki binanın 12 nolu bağımsız bölümünü edinilmiş mallara katılma rejimi gereği vekil edeninin rızasını almadan diğer davalı H. C. B.`e devrettiğini,
vekil edeni ve müşterek çocukların haklarını ihlal etme gayesi taşıyan muvazaalı satışın iptaline,
davalılardan S.`ın mülkiyetine dönecek olan taşınmazın yarı payının edinilmiş mallara katılma rejimi gereği davacı adına kayıt ve tesciline, aynen ifanın mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek satış bedelinin yarısının davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalılardan S. K. C. vekili, boşanma davasının derdest olup mal rejiminin tasfiyesi davası açılamayacağını, davacının bağımsız bölümün edinilmesinde katkısı olmadığını, davanın süresinde açılmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Diğer davalı H. C. B. vekili, davanın niteliğinin tam anlaşılamadığını, genel hükümlere göre tapu iptali ve tescil isteğinin ise genel mahkemelerde görülmesi gerektiğini, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin ise vekil edenine husumet düşmeyeceğini, bağımsız bölümün işyeri olarak kullanılmak amacı ile bedeli de ödenerek alındığını, muvazaa bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, birbirinden farklı iki davanın aynı dava dilekçesi ile açılıp birinin diğerine bekletici mesele yapılması mümkün olmadığı, boşanma davasının derdest olup öncelikle muvazaalı satışla ilgili dava kesinleştikten sonra tapunun yarı payının iptali veya bedelin ödenmesi isteğinin görülebileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine;

hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre;
davada davalı eş S. tarafından diğer davalı H.`e yapılan satışın muvazaalı olduğu iddiası ile iptali ve davalı eş adına tescili,
bunun yanında davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek yarı paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Üçüncü şahsa geçen bağımsız bölüme ait tapu kaydının iptali ile eski malikine (yani davalı eş S.`a) dönüşünün sağlanması ile ilgili davayı açmakta davacının hiç şüphesiz hukuki yararı bulunmaktadır.
Bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile eski malike dönüşü sağlandığı takdirde açılan edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili sağlanmış olacaktır.

Davacının istekleri arasında yer alan taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi gereği yarı paya ait tapu kaydının iptali ve tescili mümkün olmadığı takdirde alacak (katılma alacağı) isteği bakımından bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olup, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir.
Davacının diğer isteği ise Borçlar Kanununun 18.maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa (danışık) nedeniyle tapu iptali ve davalı eş S. adına tescili olup, bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri ise HMK.nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemelerdir.

Görev kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur.
Mahkemece, her iki davanın birlikte Aile Mahkemesinde görülerek karara bağlanması doğru olmamıştır.

Mahkemece yapılması gereken iş; genel mahkemelerde görülmesi gereken muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili davayı tefrik ederek mahkemenin ayrı bir esasına kaydetmek, daha sonra tefrik edilen dosyada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini düşünmek,

Aile Mahkemesinde kalacak olan mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasında ise;
eşler arasında evlilik devam ettiği sürece TMK.nun 225/2 maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejimiyle ilgili olarak tasfiyenin başlamayacağı ve yapılamayacağı kanun hükmü gereği olduğundan boşanmanın açılıp, olumlu sonuçlanıp, kesinleşmesinin mal rejimine ilişkin davalar bakımından ön koşul olduğunu, ön koşul gerçekleşmeden mal rejimi ile ilgili davanın görülerek sonuçlandırılamayacağını dikkate almak,
bu sebeple kayıtlarda halen evli olduğu görülen taraflar arasında derdest olduğu bildirilen Kadıköy 1.Aile Mahkemesinin 2008/686 Esas sayılı boşanma davasının sonucunu beklemek, boşanmanın gerçekleşmesi ve kesinleşmesinden sonra davaya kaldığı yerden devam edilerek ve taraf delillerini değerlendirerek esasla ilgili bir hüküm kurmak, boşanma davası olumlu sonuçlanmadığı takdirde ön koşul gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi:
Y8HD 04.10.2011 - K.2011/4839
____________ oOo ____________
Old 12-10-2012, 09:20   #5
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Benim de benzer nitelikte davalarım var; Müvekkil bayan için boşanma akabinde edinilmiş mallara katılma alacağı davsı açtım,boşanmadan 1 ay önce kaçırılmış araba vardı onun için de tasarrufun iptali açtım(B.K m.18)ve katılma lacağı davasında bu davanın beklenmesine karar verildi.Boşanmamız kesinleşmişti,tazminatlar açısından bozulup geldi(lehimize tazminat takdir edilmesi cihetiyle)fakat Sayın mahkeme 1 Ekimde tas .iptali davamı sabit görmemiş(?)red etti.Gerekçe nedir diye sordum,araba 1 ay önce satılmış avukat hanım denildi,pesŞimdi tas.iptali davam temyiz edilecek ve katılma alacağım bu davayı bekleyecek
Old 12-10-2012, 14:10   #6
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

sayın recepefe ;"Aynı mahkemedegörülen Tapu iptali ve Tescil davamız dava sırasında boşanma kararı kesinleştiği için karar verilmesine yer olmadığı biçimindeki bir hükümle sona erdi"demişsiniz devamında ise bu taşınmazın muvazaaa nedeniyle iptali ve 3.kişilere devrinin önlenmesi için birşeyler yapmak istiyorum demişsiniz.Doğru mu anladım?Benzer birdavada aile konutu olmayan ve boşanmadan sonra devradilen taşınmaz için genel mahkemede muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil,aile mahkemesinde ise edinilmiş mallara katılma davası açtım.
Old 12-10-2012, 18:48   #7
avrecepefe

 
Varsayılan

Sayın Yağmur Deniz,

Yanlış anlatmış olmamak için yeniden yazıyorum:

a) Aile Mahkemesinde açtığımız bir karşı boşanma davası ile yine aynımahkemenin başka bir dosyasında

b) Aile konutunun rızamız ve bilgimiz dışında 3. kişiye satıldığı, 3.kişinin de bir başka 3. kişiye sattığı, devirlerin muvazaalı olduğu dolayısıylatapu iptali ve davalı koca adına tescilini istemiş idik.

İki dava böyle devam ederken boşanma davası sonuçlandı. Her iki taraf daboşanma kararını temyiz etmedi. Ancak davalı taraf nafaka ve tazminatlaryönünden temyiz yoluna gitti. Dolayısıyla verilmiş boşanma kararı yönünden ilamkesinleşti.

Mahkeme, sanıyorum ki (gerekçeli karar henüz yazılmadı) boşanma kararınınkesinleşmesiyle artık ortada bir aile konutu kavramının olamayacağını,dolayısıyla karar verilmesinin gerekmediği kanaatiyle ikinci davamız bakımındanböyle bir karar verdi.

Bu durumda benim aklıma gelen yol şu: (zira davalı kocanın bu evden başka malıveya parası da yok. İlle evi kurtarmamız lazım)
Asliye Hukuk Mahkemesinde kocayı ve aradaki 3. kişileri davalı gösterip muvazaa sebepli iptal davası açmak ve taşınmazın kaydına İhtiyati haciz/tedbir konulmasını istemek, ayrıca Aile Mahkemesinde katılma alacağı davası açmak. Bu durumda iki dava birleştirilemeyeceği için sanırım Asliye Hukuk Mahkemesi veya Aile Mahkemesi birbirlerinin kararı için bekletici mesele yapma yolunu seçmeden yargılama yapabilirler. Belki de Asliye Hukuk Mahkemesi katılma alacağımıza ilişkin kararı bekleyecek, şayet alacağımızı ilama bağlar isek bu davayı görme yolunu seçecektir. Ama bu yoldan gidilebilir mi tam emin değilim.
Diğer yol;
TMK 229/2 gereğince dava açıp, davanın bu 3. kişilere de ihbarını talep etmek, ihbarla birlikte taşınmazın kaydına tedbir/haciz konulmasını istemek. Ancak bu durumda taşınmaz üzerine bahsi geçen şerh talebim kabul edilir mi bilemiyorum.
Aklıma başka yol gelmiyor şimdilik. Ne dersiniz?
Old 12-10-2012, 18:50   #8
avrecepefe

 
Varsayılan

Sayın Başar,
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığınız dava muvazaa sebepli iptal davası mı (B.K 18 gereğince) yoksa tasarrufun iptali davası mı?
Old 14-10-2012, 08:18   #9
avrecepefe

 
Varsayılan GÖrevlİ Mahkeme Ve İkİ Davanin Bİrlİkte AÇilmasi

Sevgili meslektaşlarım,
Boşanma karanının kesinleşmesi ile birlikte katılma alacağına ilişkin bir dava açacağız. Ancak evlilik birliği devam ederken edinilmiş mallardan olan ortak konut muvazaalı olarak 3. kişilere devredilmiş.
Aile Mahkemesinde "Muvazaa sebepli iptal davası ile tapunun kocaya dönmesi ve neticede ....TL. katılma alacağımızın hüküm altına alınması" talepli bir dava açabilir miyiz? Yoksa Asliye Hukuk Mahkemesinde muvazaa sebepli bir dava ve Aile Mahkemesinde de katılma alacağımıza ilişkin ayrı bir dava mı açacağız? Devredilen taşınmaz Aile konutu olmasa idi verilecek cevap değişir miydi? Saygılar...
Old 14-10-2012, 08:59   #10
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avrecepefe
Sevgili meslektaşlarım,
Boşanma karanının kesinleşmesi ile birlikte katılma alacağına ilişkin bir dava açacağız. Ancak evlilik birliği devam ederken edinilmiş mallardan olan ortak konut muvazaalı olarak 3. kişilere devredilmiş.
Aile Mahkemesinde "Muvazaa sebepli iptal davası ile tapunun kocaya dönmesi ve neticede ....TL. katılma alacağımızın hüküm altına alınması" talepli bir dava açabilir miyiz? Yoksa Asliye Hukuk Mahkemesinde muvazaa sebepli bir dava ve Aile Mahkemesinde de katılma alacağımıza ilişkin ayrı bir dava mı açacağız? Devredilen taşınmaz Aile konutu olmasa idi verilecek cevap değişir miydi? Saygılar...

Değerli meslektaşım,

Muvazaa nedeniyle tapu iptâli ve tescil davasını,
ya sözleşmenin tarafı açar (ki yazılı belge zorunludur)
ya da muris muvazaası nedeniyle mirasçılar açar.

Bu durumda sözleşmenin tarafı dava açmayacağına ve ölmemiş olup, mirasçıları da bulunmadığına göre, Aile Mahkemelerin Görevleri Hakkındaki Kanun ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanundaki, katılma alacağına ilişkin düzenlemeleri incelemenizi ve kararınızı ona göre vermenizi öneririm. Saygılarımla...
Old 15-04-2014, 08:12   #11
avrecepefe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nazife Eytemiş BAŞAR
Boşanmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıllık süre göz önüne alınarak edinilmiş mallara katılma alacağı davası açılmalı(evin değerinin yarısı talep edilmeli)ilaveten kazandığınız tazminat ve nafakaları icraya koyduğunuzda tahsil kabiliyeti olmayacaksa aciz belgesi alarak ev için tasarrufun iptali davası da açabilirsiniz.Tasarrufun iptali ayni değil ama alacaklarınız için şahsi hak doğuracaktır,saygılarımla.

Sayın Meslektaşım,
Benzer konularla ilgili davalarınız olduğunu söylemiştiniz... Bana göre problem şurada: Aciz vesikası... Zira örneğin 50.000 TL. değerinde bir katılma alacağına yönelik ilamı icraya koydunuz. Borçlu asgari ücretle çalışmakta... Maaşının 1/4 ünü haczedebildiğiniz ve ayda yaklaşık 250 tl. maaş haczinin geldiği bir dosyada aciz vesikası alamayacağımız gerçeğini de düşündüğümüzde TMK. 241 e göre muvazaalı devrelanlara karşı nasıl bir dava açacağız merak ediyorum. Bu konudaki davalarınızda takip ettiğiniz yolu paylaşırsanız sevinirim. Saygılarımla...
Old 11-01-2015, 22:36   #12
av. bgh

 
Varsayılan

Sayın recepefe
sormuş olduğunuz konu ile ilgili benim de bir dava konum var ve ben de hangi davayı açacağımı bilemiyorum. Siz hangi davayı açarak nasıl bir yol izlediniz ve davanız hangi aşamada?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptalİ jusmers Meslektaşların Soruları 3 23-11-2010 17:39
Tasarrufun İptalİ İsmail Doğan TUNÇBİLEK Meslektaşların Soruları 3 03-03-2009 12:11
Tasarrufun İptalİ ategmen Meslektaşların Soruları 3 01-03-2009 17:46
EdİnİlmİŞ Mallarin Tasfİyesİ Av.Mine Alagaç Meslektaşların Soruları 2 20-06-2008 10:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05965590 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.