Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Haksiz Tutuklama Tazmİnati / Beraat Ve DÜŞme Karari

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-10-2011, 14:52   #1
R.K.A.

 
Varsayılan Haksiz Tutuklama Tazmİnati / Beraat Ve DÜŞme Karari

Müvekkilim, 2004 yılında (sorgu tutanağına göre) "4 kişiye karşı fiili livataya eksik teşebbüs yoluyla ırza geçmeye eksik teşebbüs" suçundan sevkedildiği mahkemece "sanığın üzerine atılı suçtan dolayı suçun niteliği..." gerekçesiyle tutuklandı. Açılan dava neticesinde 2005 yılında verilen kararla mağdurlardan 2 tanesine karşı işlediği iddia edilen ırza tasaddi, ırza geçme, alıkoyma suçlarından beraatine, diğer 2 mağdura karşı işlediği iddia edilen aynı suçlardan mahkumiyetine karar verildi. Mahkumiyet kararı tarafımdan, beraat kararı C.Savcısı tarafından temyiz edildi ve Yargıtay tarafından Beraat hükümlerinin onanmasına, mahkumiyet hükümlerinin ÇKY 24/2 ve CMK m.231 değişikliği nedeniyle bozulmasına karar verildi. Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde de müştekilerin şikayetten vazgeçmeleri ve uzlaşma nedeniyle davaların düşürülmesine karar verildi.

Sorulm şu:

Müvekkilin 4 kişiye karşı fiili livataya eksik teşebbüs yoluyla ırza geçmeye eksik teşebbüs suçundan tutuklanmış olduğu ve bunlardan ikisi ile ilgili davadan beraat etmiş olması nedeniyle müvekkil haksız tutuklama tazminatı alabilir mi? Benzer bir duruma ilişkin Yargıtay kararı bulamadım. Yargtayın bu konuda bir kararı var mı?

Ayrıca;
Beraat kararının kesinleşmesinin üzerinden 1 yıldan fazla süre geçti. Tutuklama tarihi itibariyle 466 sayılı kanunun uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Zira işbu kanunda da 1 yıllık hakdüşürücü süre olmadığını biliyorum. Bu konuda da fikirlerinizi paylaşmanızı istirham ederim.
Old 21-10-2011, 15:31   #2
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

Yargıtay
1. Ceza Dairesi
E.2005/417
K.2005/2088
T.7.7.2005

HAKSIZ TUTUKLAMADAN DOLAYI TAZMİNAT

HAKSIZ TUTUKLAMADAN DOLAYI, MADDİ-MANEVİ ZARARA UĞRADIĞI ANLAŞILAN DAVACININ LEHİNE, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT TAKDİR EDİLMESİ GEREKİRKEN, TUTUKLAMANIN HAKSIZ SAYILAMAYACAĞINDAN BAHİSLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ, YANLIŞTIR.

5271/md. 141, 142, 143, 144 (466/md. 1)

Adam öldürmek suçundan sanık olarak H. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılanması sonunda, beraatine karar verilen A'nın tutuklu kaldığı günler için 466 sayılı Yasa uyarınca vaki tazminat isteği üzerine E. 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan incelemede; vaki talebin reddine dair ittihaz olunan 28.10.2003 gün ve 258/427 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Davacı A'nın H. Ağır Ceza Mahkemesi'nde adam öldürme suçundan yargılanıp, 30.11.1996 - 19. 2.1998 tarihleri arasında tutuklu kaldıktan sonra, anılan mahkemenin 20.5.1998/04-15 tarih ve sayılı kararı ile beraat ettiği, buna istinaden 466 sayılı Kanuna göre maddi ve manevi tazminat talep ettiği tüm dosya ve deliller kapsamından anlaşılmakla, haksız tutuklama nedeniyle maddi-manevi zarara uğradığı anlaşılan davacının lehine maddi-manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, delil yetersizliğinden beraat etmesi sebebiyle tutuklamanın haksız sayılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmesi,

Sonuç: Yasaya aykırı ve davacı A. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 7.7.2005 günü oybirliği ile karar verildi.
Old 21-10-2011, 22:34   #3
BALDIRAN

 
Varsayılan

Korkarımki, olaya 466 sayılı yasa uygulansa dahi, davanızı, kararın kesinleşmesinden itbaren 3 ay içinde açmanız gerekirdi.(466 sayılı yasa 2.madde) Şimdi dava açarsanız, mahkeme, kendiliğinden bu süreyi gözetecek ve davayı red edecektir diye düşünüyorum:ANCAK, BURADAKİ, KARARIN KESİNLEŞTİĞİNİN SANIĞA TEBLİĞ EDİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN 3 AY İFADESİ, BELKİ SİZE BİR ÇIKIŞ YOLU SUNABİLİR. KARARIN KESİNLEŞTİĞİNE İLİŞKİNBİR TEBLİĞ YOKSA BELKİ BURADAN SONUCA GİDEBİLİRSİNİZ. Saygılar
Old 21-10-2011, 22:44   #4
R.K.A.

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Korkarımki, olaya 466 sayılı yasa uygulansa dahi, davanızı, kararın kesinleşmesinden itbaren 3 ay içinde açmanız gerekirdi.(466 sayılı yasa 2.madde) Şimdi dava açarsanız, mahkeme, kendiliğinden bu süreyi gözetecek ve davayı red edecektir diye düşünüyorum:ANCAK, BURADAKİ, KARARIN KESİNLEŞTİĞİNİN SANIĞA TEBLİĞ EDİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN 3 AY İFADESİ, BELKİ SİZE BİR ÇIKIŞ YOLU SUNABİLİR. KARARIN KESİNLEŞTİĞİNE İLİŞKİNBİR TEBLİĞ YOKSA BELKİ BURADAN SONUCA GİDEBİLİRSİNİZ. Saygılar

ilginiz için teşekkür ederim. Kesinleşmiş karar sanığa tebliğ edilmediğinden 3 aylık süre henüz başlamadı. O açıdan sorun yok. hem beraat hem düşme kararı olması hususunda ne düşünüyorsunuz?
Old 21-10-2011, 22:55   #5
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba.466 sayılı yasanın 1. maddesine bakarsanız, tazminat istenebilecek haller, sınırlı olarak sayılmış.8F9 bendi: KANUN DAİRESİNDE YAKALANDIKTAN VEYA TUTUKLANDIKTAN SONRA, HAKLARINDA KOVUŞTURMA YAPILMASINA VEYA SON SORUŞTURMA AÇILMASINA YER OLMADIĞINA VEYA BERAATLERİNE VEYA CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLENLER.
Düşme kararı, failin, işlediği eylemin suç olmadığına veya o eylemin o fail tarafından işlenmedğine dair bir karar olmayıp, yargılama koşulunun olmayışı sebebiyle o fiil hakkında yargılama yapılamayacağını gösterir ve beraat değildir. Bu nedenle, düşme kararı verilmesi, tazminata hak kazandırmaz görüşündeyim.Beraat kararları içinse kanun çok açık.Fakat, mahkemelerin bu konuda oldukça ketum olduğunu ve tazminat miktarını oldukça sınırlı tuttuğunu hatırlatmak isterim.Saygılar
Old 22-10-2011, 13:49   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ömer ACAR
Müvekkilim, 2004 yılında (sorgu tutanağına göre) "4 kişiye karşı fiili livataya eksik teşebbüs yoluyla ırza geçmeye eksik teşebbüs" suçundan sevkedildiği mahkemece "sanığın üzerine atılı suçtan dolayı suçun niteliği..." gerekçesiyle tutuklandı. Açılan dava neticesinde 2005 yılında verilen kararla mağdurlardan 2 tanesine karşı işlediği iddia edilen ırza tasaddi, ırza geçme, alıkoyma suçlarından beraatine, diğer 2 mağdura karşı işlediği iddia edilen aynı suçlardan mahkumiyetine karar verildi. Mahkumiyet kararı tarafımdan, beraat kararı C.Savcısı tarafından temyiz edildi ve Yargıtay tarafından Beraat hükümlerinin onanmasına, mahkumiyet hükümlerinin ÇKY 24/2 ve CMK m.231 değişikliği nedeniyle bozulmasına karar verildi. Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde de müştekilerin şikayetten vazgeçmeleri ve uzlaşma nedeniyle davaların düşürülmesine karar verildi.

Sorulm şu:

Müvekkilin 4 kişiye karşı fiili livataya eksik teşebbüs yoluyla ırza geçmeye eksik teşebbüs suçundan tutuklanmış olduğu ve bunlardan ikisi ile ilgili davadan beraat etmiş olması nedeniyle müvekkil haksız tutuklama tazminatı alabilir mi? Benzer bir duruma ilişkin Yargıtay kararı bulamadım. Yargtayın bu konuda bir kararı var mı?

Ayrıca;
Beraat kararının kesinleşmesinin üzerinden 1 yıldan fazla süre geçti. Tutuklama tarihi itibariyle 466 sayılı kanunun uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Zira işbu kanunda da 1 yıllık hakdüşürücü süre olmadığını biliyorum. Bu konuda da fikirlerinizi paylaşmanızı istirham ederim.

Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

7. CEZA DAİRESİ

E. 2007/9031

K. 2009/10998

T. 15.10.2009

• KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT TALEBİ ( Araca Haksız El Konulması - 5320 S.K. Md. 6. Gereğince 5271 S.K. Md. 141'in 1.6.2005'den İtibaren Yapılan İşlemler Hakkında Uygulanacağı/Önceki İşlemlere İlişkin Davaların Hukuk Mahkemelerinde Görüleceği )

• ARACA HAKSIZ EL KONULMASI ( 5320 S.K. Md. 6. Gereğince 5271 S.K. Md. 141'in 1.6.2005'den İtibaren Yapılan İşlemler Hakkında Uygulanacağı/Önceki İşlemlere İlişkin Davaların Hukuk Mahkemelerinde Görüleceği - Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Talebi )

• TAZMİNAT TALEBİ ( Koruma Tedbirleri Nedeniyle/Araca Haksız El Konulması - 5320 S.K. Md. 6. Gereğince 5271 S.K. Md. 141'in 1.6.2005'den İtibaren Yapılan İşlemler Hakkında Uygulanacağı/Önceki İşlemlere İlişkin Davaların Hukuk Mahkemelerinde Görüleceği )

5271/m. 141

5320/m. 6


ÖZET : Davacı, aracına 10.12.2003-08.06.2005 tarihleri arasında haksız el konulmasından dolayı 5271 sayılı CMK.nun 141 ve devamı maddeleri gereğince tazminat davası açmıştır. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanununun 6.maddesi gereğince 5271 sayılı kanunun 141.maddesi 01.06.2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanır. Bu tarihten önce yapılan işlemlere ilişkin tazminat davaları hukuk mahkemelerinde genel hükümlere göre görülür.
DAVA : Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacının 34 ... ... plakalı aracına 10.12.2003-08.06.2005 tarihleri arasında haksız el konulmasından dolayı 5271 sayılı CMK.nun 141 ve devamı maddeleri gereğince tazminat davası açtığı anlaşılmakla; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanununun 6.maddesi gereğince 5271 sayılı kanunun 141.maddesinin 01.06.2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce yapılan işlemlere ilişkin tazminat davalarının hukuk mahkemelerinde genel hükümlere göre görülmesi gerektiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi; SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.10.2009 günü oybirliğiyle karar verildi.
</H4>
Old 22-10-2011, 14:04   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Davanın, kararın kesinleştiğine dair tebligatın sanığa yapılmasından itibaren 3 ay içinde açılması gerekiir. (466 sayılıı yasa madde 2) Bu husus önemlidir.
Saygılar.
Old 22-10-2011, 14:13   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan Görüş...

Taminata hakkınız olup olmadığı noktasında kesin bir görüş belirtemem. Bu en iyi, dava açınca anlaşılacaktır.
Ancak, davanın "tamamen reddi" halinde karşı taraf vekalet ücretine hükmediliyor. Kısmen kabul, kesmen red halinde reddedilen kısım yönünden karşı vekalet ücretine hükmedilmiyor.

Benim görüşüm: Tutuklama anı itibariyle mahkemenin uzlaşma ve kabul halini bilemeyeceği, bunun bozma sonrası ortaya çıkan bir durum olduğu, iki sanığa ilişkin eylemi yönünden mahkumiyet hükmü doğduğu da gözetilerek haksız tutuklama şartlarının oluşmadığı kanısındayım. Ancak, takdir sizin tabii ki...
Saygılar.
Old 24-02-2014, 16:09   #9
gunay30

 
Varsayılan

Sayın Güntay'a katılmıyorum. Zira mahkeme beraat kararını da önceden bilemez. Dolayısıyla bu noktadan hareket edildiği takdirde haksız tutuklama tazminatının da herhangi bir geçerliliği kalmayacaktır.

Ancak bu konuda Yargıtay görüşünün ne olduğuna ilişkin bende herhangi bir karar bulamadım. Şu an elimde olan benzer bir dosyada da müvekkil adam öldürme suçundan tutuklandı ancak yargılama sonucunda adam öldürme suçundan beraat etmesine rağmen mala zarar verme suçundan düşme kararı verildi. Tazminat hakkı olup olmadığına ilişkin Yargıtay kararı olan varsa bizlerle paylaşırsa çok sevinirim.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İmzaya İtİraz Haksiz ÇiktiĞinda İcra İnkar Tazmİnati Mİktari Nasil Olur? ÖZGÜR İLKAY AYVAZ Meslektaşların Soruları 4 31-12-2012 10:54
Kefaletle Salıvermeden Sonra Tutuklama (AİHM KARARI ARIYORUM) Av.Yücel Meslektaşların Soruları 3 10-06-2011 17:24
Cmk M.141 Vd.haksiz Tutuklama GÜncel İÇtİhat Ariyorum denipre Meslektaşların Soruları 6 07-02-2011 01:02
Derhal Beraat Kararı Verilcek Hallerde Düşme Kararı Verilemez damista Meslektaşların Soruları 2 13-05-2008 12:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05183792 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.