imited şirketin ihyası ve tasfiye memurlarının sorumluğunda zamanaşımı

1999 tarihinde limited şirket aleyhine bir dava açmıştık. dava devam ederken kararın kesinleşme sürecinde şirket tasfiye yoluna gitti ve Kasım 2004 yılında tasfiyesi son buldu. fakat tasfiye memuru(iki ortaklı bir şirket ve tasfiye memuru da şirketin %49 ortağı) bizim alacağımız gözden kaçırarak(!) tasfiyeyi sonlandırdı. bu şekilde usulsüz sonlandırılan tasfiye sonucu şirket ticaret sicilinden terkine edildi. şu anda şirketin ihyası için dava açmak istiyoruz. zira asfiye memuru başka bir şirtkette ortak olarak faaliyetine devam ediyor. ancak dava açtığımız zaman karşı tarafın zamanaşımı def'iyle karşılaşma durumumuz da var. zira bilindiği üzere TTK 224 de tasfiye memurlarını sorumluluğu zararın doğrudğu tarihten itribaren 5 öğrenme tarihinden itibaren de 2 yıl la sınırlı tutulmuştur. fakat zararın doğduğu tarihi yani zamanaşımı sürecinin başlangıcını tayin ederken hangi tarihi esas alacağız kafama takılan husus bu. tasfiyenin sonlandırıldığı tarih mi? cevap veren tüm arkadaşlara şimdidedn teşekkürler.

Sayın Kurt;

Öncelikle şu hususu düzeltelim. Türk hukukuna göre tasfiye halindeki şirketin ihyası
1-Emredici nitelik taşımayan sona erme sebeplerinden bir sebebiyle tasfiye haline girmesi,
2-Genel kurulun ihya kararı vermesi gerekir.

İhya için belli bir sürede içinde başvurulmalıdır.Bu süre ile ilgili farklı görüşler vardır.
1-Sicilden terkin edilinceye kadar.(Çevik)
2-Tasfiye bakiyesinin pay sahiplerine dağıtımına başlanıncaya kadar(Alman Hukuku)
Toplanan genel kurulda oybirliği ile ihya kararı verilir.

Yani görüldüğü üzere sizin takip edeceğiniz yol ihya yolu değil.

Bu durumda eğer siz bir yeni bir malvarlığı veya paraya çevrilerek dağıtıma konu edilmemiş bir mal tespit ettiyeseniz "Ek Tasfiye" talep edebilirsiniz.

Bu sebeple şunu tespit ediniz.
1-Şirketin malvarlığı varmıydı.
2-Şirket borçlarını ödedimi
3-Tasfiye bakiyesi kaldı mı?

Çünkü eğer şirketin hiç malvarlığı olmamış ise boşuna uğraş verirsiniz.
Yok eğer tasfiyenin kurallarına uygun yapılmadığına inanıyorsanız. O zaman tasfiye prosedüründe Tasfiye Memurunun yapması gereken fakat yapmadığı hususları tek tek tespit edip davanı aç. Her halükarda zararı doğuran fiilden itibaren 5 yılın var. Fiil ne ona bakacaksın. Ayrıca bildiğin gibi cezai müeyyide gerektiriyorsa onun zamanaşımına tabidir.

Doç. Dr. Sami KARAHAN, Anonim Şirketlerde Tasfiye, Konya 1998, s.261:
İsviçre-Türk Hukukunda hakim olan kanaate göre ise, terkin şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi ve organların ortadan kalkmasına, işletme ve işletilme imkanının yok olmasına ve davalı ve davacı olma ehliyetlerinin kaybına yol açar. Bununla birlikte terkin, kuruluşun tescilinden farklı olarak ihdası değil ihbarı etkiye sahiptir. Bu nedenle, anonim şirket sicilinden terkin edilmiş olmasına rağmen, sonradan şirkete ait tasfiye edilmesi gereken borçların, tahsili gereken alacakların veya bir mal varlığının mevcut olduğunun anlaşılması, yani tasfiyenin tamamlandığına ilişkin beyanın asılsızlığının tespiti halinde, şirketin ticaret sicili yeniden tescili mümkün ve hatta zorunludur. Nitekim Yargıtay’ın görüşü de bu istikamettedir. Hatta, bazen, öyle bir zorunluluk şirketin terkininden on yıl sonra ortaya çıkabilir. Zira alacaklılar veya pay sahipleri lehine tevdi bulunan meblağlar üzerine ancak on yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra tasarruf olunabilir.