|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
18-03-2019, 12:54 | #1 |
|
Davacıların birden fazla olması halinde HMK 16 yetki sorunu?
Davacılar 8 kardes olup murisleri trafik kazasında vefat etmiştir. Sorumlulara karşı açılacak davada yetkili mahkeme, HMK 16 gözetildiğinde davacılardan herhangi birinin ikametgah mahkemesi olabilir mi?
Not: davalılar adresi : B adliyesi davacıların her birinin ikametgahı 5 farklı yer kaza yeri il dışında C adliyesi Murad ettiğimiz davacılardan birinin ikametgahında davayı açabilmek.... |
18-03-2019, 15:04 | #2 |
|
Sayın Meslektaşım,
Yetki yönünden HMK 7. ve 16. maddesini beraber değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Davalının birden fazla olması halinde yetki MADDE 7 - (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Haksız fiilden doğan davalarda yetki MADDE 16 - (1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. HMK 7. maddesine göre her ne kadar davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davayı açabilirseniz de 7/1. fıkra ikinci cümledeki ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme bulunup bulunmadığına dair tespit yapmak gerekir. Aşağıdaki Yargıtay kararında da görüleceği üzere yüksek mahkeme HMK 7/1. fıkra ikinci cümlesindeki ortak yetkiye ilişkin hususu da mevcut davada değerlendirmiştir. Bu sebeplerden HMK 16. maddedeki "haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer" mahkemelerinin ortak yetki sahibi mahkemeler olabileceğini değerlendirmekteyim. Tartışmanın daha çok HMK 16. maddede belirlenen yetkili mahkemelerin hangisinin ortak yetkili tanımına uyduğu ekseninde olması gerektiğini değerlendiriyorum. İyi çalışmalar dilerim. T.C YARGITAY 22.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 5268 Karar: 2016 / 11199 Karar Tarihi: 18.04.2016 ÖZET: Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, işin yapıldığı yer İ ili olup dolayısıyla İ İş Mahkemesi davada ortak yetkili olacağından, mahkemece öncelikle davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. (4857 S. K. m. 57) (1475 S. K. m. 14) (5521 S. K. m. 5, 15) (6100 S. K. m. 7) Dava ve Karar: Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini yaşlılık aylığına hak kazanmak amacıyla feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği yıllık izin ücreti alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı D.. R.. vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacı ile müvekkili kurum arasında iş sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacının davalı şirket işçisi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunmuş, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin sadece, davacının kendi şirketleri bünyesindeki çalışmalarından sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasında yetkili mahkemenin hangi yer iş mahkemesi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemesi Kanunu'nun yetkiyi düzenleyen 5. maddesinde, "İş Mahkemelerinde açılacak her davanın, davanın açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri mahkemesinde de bakılabileceği, bunun aksine sözleşmenin geçerli sayılmayacağı" hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup bu kuralın yargılamanın her aşamasına re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. Yargıtay'ın yerleşmiş görüş ve uygulaması da bu yönde oluşmuş ve istikrarlı bir şekilde uygulanmıştır. 5521 sayılı Kanun'un 15. maddesinde de "Bu kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hükümlerinin uygulanacağı" düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında ise; "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişe, davaya o yer mahkemesinde bakılır." denilmektedir. Eldeki davada, birden fazla davalının bulunması karşısında, davanın hangi davalının ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiği sorunu ortaya çıkmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 1. fıkrasında bu sorunun açık bir şekilde düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Belirtilen kanun maddesinin 1.cümlesinde, "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir." şeklinde düzenleme yer almakta olup iş bu davada, davanın açıldığı tarihteki yargı çevresi düzenlenmesine göre davalılardan Ltd. Şti.'nin ticaret sicil kayıtlarındaki merkez adresi itibariyle dava açıldığı görülmektedir. Ancak aynı maddenin ikinci cümlesinde, "Ancak dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır." denilmek suretiyle birden fazla davalı aleyhine açılan davalar için emredici ve ortak bir yetki düzenlemesi yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, işin yapıldığı yer İzmir ili olup dolayısıyla İzmir İş Mahkemesi davada ortak yetkili olacağından, mahkemece öncelikle davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ........... Tic. Ltd. Şti.'ye iadesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)(www.sinerjimevzuat.com.tr) |
18-03-2019, 16:37 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay 17.H.D. 2016/18155 Esas 2016/12139 Karar: "...6100 sayılı HMK'nın 9. maddesi, genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu düzenlemiş, 16. maddede ise "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü getirilmiştir. Somut olayda; zarar gören davacılardan N ____'nin ikametgahının yetki çevresinde bulunan Bakırköy Mahkemelerinde dava açılmıştır. Buna göre; davalının yetki itirazının reddine karar verilerek, işin esasına girilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir." Saygılarımla, |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Birden Fazla Konut Olması Halinde Aile Konutu | ckmk | Meslektaşların Soruları | 1 | 07-07-2017 14:46 |
Birden Fazla İcra Takibi Olması Halinde Mirasın Hükmen Reddi | thanatos | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-10-2016 13:23 |
birden fazla sanık olması halinde vekalet ücreti | miss_lawyer | Meslektaşların Soruları | 7 | 07-06-2012 22:18 |
iş davasında birden fazla davalı olması sebebi ile feragat sorunu | Av.Damla Gül | Meslektaşların Soruları | 1 | 14-12-2011 17:56 |
birden fazla borçluda yetki sorunu. | avukat1980 | Meslektaşların Soruları | 2 | 29-01-2011 17:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |