Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Devlete İlamlı İCRA KALKTI MI

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-11-2012, 23:27   #1
Av. Özer

 
Varsayılan Devlete İlamlı İCRA KALKTI MI

Alacak davasına ilişkin olarak sağlık bakanlığı aleyhine açmış olduğumuz davayı ilamlı icraya konu ettik. ancak bakanlık 6352 sayılı yasanın 58. maddesi uyarınca icra hukukta takibin iptalini istedi ve doysa üzerinden takibin iptaline karar verildi.

açıklama:Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” hükmü gereği davacı vekili önce ilamı bakanlığa banka hesap numarası ile göndermesi gerekirdi diye

Ancak bu düzenleme sadece idare mahkemesi kararları için değilmiydi?

Eklenen madde zaten İYUK'a eklenmiş dolayısıyla icra kanununa eklenmediğinden her türlü mahkeme kararını kapsıyor mu
Old 06-11-2012, 00:31   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Av.Özer,

İYUK ile düzenlenen bir hususun adli yargı mahkemelerince verilmiş olan ilamların icrası hakkında uygulanmaması gerektiği ve ayrıca İYUK m.28/2'nin de Anayasa'nın 10. maddesindeki "kanun önünde eşitlik" ilkesine aykırı olduğu kanaatindeyim.

Hatırlanacağı üzere Anayasa Mahkemesi, kamu kuruluşlarına, temyiz süresi hakkında (15 günü uzatarak) 30 günlük süre tanınmasına ilişkin HUMK m.432/1-c.2'yi Anayasa'nın 10 ve 36. maddelerine aykırı bularak iptal etmişti. Yine HMK m.127 düzenlemesi "1086 sayılı Kanunun 195 inci maddesinin ikinci cümlesinde, 4353 sayılı Kanuna tâbi kamu kuruluşları hakkında otuz gün olarak düzenlenmiş bulunan cevap süresi, özel hukuk ilişkilerinde Devletin vatandaşı karşısında, kanun ve mahkeme önünde eşit olması ilkesi gereğince, bu maddede kamu kuruluşları açısından farklı bir süre öngörülmemiştir." gerekçesiyle HUMK m.195/2'deki (Yukarıda belirtilen on günlük süre, 08.01.1943 tarih ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kuruluşları hakkında otuz gündür.) ayrıcalığa yer vermemiştir. İYUK'da yapılan bu düzenleme de anılan hususlardan farklı değildir.
(diye düşünüyorum )

Saygılar...
Old 06-11-2012, 11:04   #3
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Kanun No. 6352
MADDE 58- 2577 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (2) ve (6) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“2. Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.”

Söz konusu değişiklik 2577 sayılı kanunda yapılmıştır.Adli Yargıya teşmil edilemez
Old 06-11-2012, 11:18   #4
feyzaday

 
Varsayılan

Sizin konunuzdan bağımsız olarak bence adli idari yargı ayırmaksızın davayı kazanan tarafın davalıya ödeyeceği miktarı ve banka hesap numarasını yazılı olarak bildirmesi gerekir. Şimdi davayı kazandığınızda bir de icra aşaması oluyor, vekalet ücreti bakımından karlı bir yol ancak borçlunun borcunu daha fazla arttırmadan ödeme imkanı tanımak lazım.
Old 06-11-2012, 13:28   #5
Av.Kaya

 
Varsayılan

Borçlu iyi niyetli ise ve vekalet ücretinden kurtulmak isterse, kararda yazılı miktarı, masrafları ile birlikte (alacaklının hesabına ya da konutta ödemeli) öder,icra takibini beklemek zorunda değildir.
Old 06-11-2012, 15:37   #6
feyzaday

 
Varsayılan

Borçlular davalarını takip etmeyebiliyorlar, karardan haberdar olmuyorlar çoğu zaman. Bazı ilamlar kesinleşmeden de icra edilebildiğinden, borçlu icra emriyle haberdar oluyor. İyi niyeti biraz da kendimizde aramamız lazım. Aslında olayı niyete bırakmayıp bu durumu yazılı bildirim şartına bağlamaları lazım.
Old 06-11-2012, 15:57   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feyzaday
Aslında olayı niyete bırakmayıp bu durumu yazılı bildirim şartına bağlamaları lazım.
Borçlu haksız çıkmıştır. Borçlu borcunu ödemeyi dava boyunca ve yıllarca haksız yere geciktirmiştir. Eğer icra aşamasından önce bir de bildirim koşulu getirilirse borçlu ödemekte biraz daha süre kazanacak ve böylelikle biraz daha haksız olacaktır.

Hukuk haklının yanında olursa adalet olur. Eğer hukukun zayıfı koruma kaygısı varsa devlet karşısında zayıf durumda olan alacaklıyı korumalıdır.

Bu nedenle "yazılı bildirim koşulu" düşüncesine katılamıyorum.

Saygılarımla
Old 07-11-2012, 10:02   #8
uzer5613

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özer
Alacak davasına ilişkin olarak sağlık bakanlığı aleyhine açmış olduğumuz davayı ilamlı icraya konu ettik. ancak bakanlık 6352 sayılı yasanın 58. maddesi uyarınca icra hukukta takibin iptalini istedi ve doysa üzerinden takibin iptaline karar verildi.

açıklama:Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” hükmü gereği davacı vekili önce ilamı bakanlığa banka hesap numarası ile göndermesi gerekirdi diye

Ancak bu düzenleme sadece idare mahkemesi kararları için değilmiydi?

Eklenen madde zaten İYUK'a eklenmiş dolayısıyla icra kanununa eklenmediğinden her türlü mahkeme kararını kapsıyor mu
avukat bey verilen bu kararı yayınlayabilirmisiniz.
Old 07-11-2012, 12:16   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feyzaday
Sizin konunuzdan bağımsız olarak bence adli idari yargı ayırmaksızın davayı kazanan tarafın davalıya ödeyeceği miktarı ve banka hesap numarasını yazılı olarak bildirmesi gerekir. Şimdi davayı kazandığınızda bir de icra aşaması oluyor, vekalet ücreti bakımından karlı bir yol ancak borçlunun borcunu daha fazla arttırmadan ödeme imkanı tanımak lazım.

Bu hüküm, borçluya ödeme fırsatı vermeden yapılan icra takiplerini ve masrafı önlemesi bakımından bence de çok doğru bir hüküm.

Aynısının HMK'ya da eklenmesi ve davada kaybeden tüm borçlular için bu hükmün geçerli olması gerekir. (Ki ileride öyle olacak gibi)
Old 08-11-2012, 10:05   #10
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Alıntı:
Aynısının HMK'ya da eklenmesi ve davada kaybeden tüm borçlular için bu hükmün geçerli olması gerekir. (Ki ileride öyle olacak gibi)


Olsa olsa çok küçük miktarlar için olabilir.O da zaten İİK'da...Devlet kaçmaz ama vatandaş kaçabilir...
Old 08-11-2012, 11:09   #11
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Borçlu İİK da gerçek kişi idare diye ayrılmaz değil miÜstad Nevra Hanımın da işaret ettiği üzere idarenin adli yargıda üstün tutulması ve cevap sürelerini iptaline bir ekleme de benden;HMK 392 tedbirde teminat hususunda idare ayrık tutulmamış teminat göstermesi düzenlenmiştir.(HUMK m.110 dan farklı olarak)İcra hukuk mahkemesinin kararı isabetsiz olmuştur diye düşünüyorum,saygılar...
Old 08-11-2012, 11:51   #12
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Sevgili Meslekdaşlarım

İyuk'un idari yargı ile sınırlı olarak düzenleme yaptığı konusunda kuşku yoktur. Sorun yaşadığımızda ve İYUK madde 1'i icra müdürlerine okuduğumuzda ilamlı takibimizi gayet rahat yapabiliyoruz.

Dolayısı ile adli yargıdan çıkan ilamların doğrudan icra takibine konu edilmesi mümkündür. Bunu tartışamayız bile.



Yukarıda çok doğru ifade etmiş olanlar vardır, icra vekalet ücreti ödemek istemeyen kişi karardan sonra hemen ödeme yapabilir. Yapmıyorsa icra masraflarına da katlanır.

Bu yüzden HMK'ya da böyle bir madde konsa iyi olur diyenlere katılamayacağım. Hem IYUK'a konan madde "vekalet ücretini" gereksiz gören bir bakış açısına sahiptir. Esas hedef vekalet ücretidir. Hükümet gerekçesini okuyanlar hemen anlayabilir.

Dava sürerken anlaşmaya tenezzül etmeyen, karar çıktıktan sonra ödeme yapmayı istemeyen kişileri veya idareyi korumak bence adil olmaz. Zaten idare aleyhine takip yapıp ta sorunsuz tahsilat yapan olursa beri gelsin.

Selamlar..
Old 08-11-2012, 16:49   #13
Av. Eyyüp TEKİN

 
Varsayılan İyuk 28

Merhabalar sayın meslektaşım.Belirtmiş olduğunuz konuda kurum avukatı olmam vesilesiyle bir çok davam oldu.İYUK'un 28. maddesi, 05.07.2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasanın 58. maddesiyle değiştirilmiş olup, İDARİ davalarda konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinini davacının veya vekilinin idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına bu bildirim tarihinden itibaren yatırılacağı, yatırılmamamıs halinde genel infaz ve icar yoluna gidileceği şeklinde düzenlenmiştir.Dolayasıyla mevcut durum ve yasa değişikliği İDARİ DAVALARA ilişkindir.
Old 04-12-2012, 17:49   #14
Av. Özer

 
Varsayılan

kararı temyiz ettim. gerekçe olarak şöyle yazdım:

YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
Sunulmak Üzere
ANKARA .............. İCRA ........ MAHKEMESİNE


DOSYA NO 2012/......Esas – 2012/......Karar

DAVALI (Temyiz Eden) V.................................

VEKİLİ Av. ÖZER ......... Adres antettedir.

DAVACI GAZİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

D.KONUSU Mahkeme kararının açıkça “KANUNA ve USULE”
Aykırı olması nedeniyle “BOZULMASI TALEPLİ”
Temyiz dilekçemizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR

1) Müvekkilim Davalı şirket, Gazi Üniversitesi aleyhine açmış olduğu Ankara 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20../.......E.sayılı dosyası ile alacak davası açmış ve mevcut davayı kazanarak mahkeme 2012/......K. sayılı kararı ile alacak davasının kabulüne karar vermiştir. Sonrasında müvekkilim şirket, tarafımız aracılığıyla mevcut mahkeme kararını “İLAMLI İCRAYA KONU ETMİŞTİR.” Mevcut Mahkeme kararı da Ankara 13.İcra Müdürlüğünün 2012/........E.sayılı dosyası ile icra takibine konu edilmiştir.

2) Mevcut mahkeme kararını İlamlı İcraya konu eden müvekkilimin icra takibine DAVACI-BORÇLU Gazi Üniversitesi Rektörlüğü Vekilince itiraz edilerek şikayet yoluna gidilmiş ve söz konusu icra takibine konu edilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin 6352 sayılı yasasın 58. maddesi gereğince 2577 sayılı Kanunun 28.maddesinin 2.fıkrası gereği değişiklik yapıldığı ve söz konusu değişiklik ile;

Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” Düzenlemesi getirildiği ve bu bakımdan tarafımızın 1 ay içinde yargı ilamlarındaki para alacaklarının icraya konulabilmesi için alacaklı veya vekilinin borçluya hesap numarasını bildirmemesi sebebiyle mevcut icra takibimizin “İPTALİNE” karar vermiştir. ANCAK mevcut karar KANUNA AÇIKÇA AYKIRIDIR. ŞÖYLE Kİ;

a) 6352 sayılı yasa kapsamında getirilen değişiklik İDARE MAHKEMELERİNİN PARA ALACAKLARINA İLİŞKİN KARARLARA İLİŞKİNDİR Kİ DEĞİŞİKLİK DİKKAT EDİLECEĞİ ÜZERE İDARİ YARGILAMA USULU KANUNUNDA YAPILMIŞTIR.

KANUN KOYUCU EĞER HUKUK MAHKEMELERİNİN KARARLARINI KASDETMEK İSTESE “HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU ile İCRA İFLAS KANUNUNUN İLAMLI İCRA HÜKÜMLERİNDE” DEĞİŞİKLİK YAPARDI. YEREL MAHKEMENİN İLAMA KONU EDİLEN MAHKEME KARARININ İDARE MAHKEMESİ KARARI OLMAMASINA RAĞMEN 6352 sayılı YASA KAPSAMINDA TAKİBİ İPTAL ETMESİ KANUNA AYKIRIDIR. DEĞİŞİKLİĞİ ADLİ YARGIYA İNTİKAL ETTİRMEK KANUNA AYKIRIDIR.


b) AYRICA YEREL MAHKEMENİN TAKİBİN TAMAMINA İPTAL KARARI VERMESİDE KANUNA UYGUN OLMAYIP, DAVACININ TALEBİNİNDE ÖTESİNDEDİR.

Davacı, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti bakımından itiraz etmiş olmasına rağmen takibin tamamına iptal kararı verilmesi kanuna aykırıdır. İcra Takibi kapsamında gönderilen icra ödeme emri kapsamında müvekkil şirketin asıl alacağının devamına diğer takipte yer alan unsurların iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin tamamına iptal kararı verilmesi kanuna aykırıdır.

c) KALDI Kİ EĞER BU DEĞİŞİKLİK, ADLİ YARGIYADA TEŞMİL EDİLİRSE “VATANDAŞ ile DEVLET” arasında kanun önünde eşitlik nezdinde devlet lehine düzenleme yapılmış olması nedeniyle hukuka aykırılık söz konusudur. Şahsa karşı yapılacak ilamlı icralarda 1 ay içinde ödeme zorunluluğu olmadan direkt icraya konulan bir ilam söz konusu iken, devlete karşı yapılacak takiplerde 1 ay beklemek kanun önünde eşitliğe aykırıdır. Bu durum, mevcut kanun değişikliğinin açıkça kanuna aykırı olması nedeniyle Anayasa mahkemesi nezdinde iptali gerekliliğini karşımıza çıkarmaktadır.

SON İSTEM: Buraya kadar izaha gayret sarfeylediğim bütün bu nedenler ve resen nazara alınacak hususlardan dolayı;

İYUK'un 28. maddesi, 05.07.2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasanın 58. maddesiyle değiştirilmiş olup, İDARİ davalarda konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacının veya vekilinin idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına bu bildirim tarihinden itibaren yatırılacağı, yatırılmaması halinde genel infaz ve icra yoluna gidileceği şeklinde düzenlenmiş olup, mevcut durum ve yasa değişikliği İDARİ DAVALARA ilişkin olmasına rağmen TARAFIMIZIN İDARİ YARGININ VERMİŞ OLDUĞU KARAR OLMAYAN, ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN KARARINI İCRA TAKİBİNE KONU ETTİĞİ İCRA TAKİBİMİZİN İPTALİNE KARAR VERİLMESİNİN KANUNA AYKIRI OLMASI NEDENİYLE YEREL MAHKEME KARARININ BOZULMASINI, saygılarımla arz ve talep ederim. 20.11.2012

DAVALI (Temyiz Eden) Vekili

Av. Özer ...........
Old 04-12-2012, 17:55   #15
Av. Özer

 
Varsayılan emsal karar

SÖz Konusu Kararin İdarİ Yargi Kararlarina İlİŞkİn OlduĞunda Daİr Elİnde Emsal Karar Olan ArkadaŞlarimiz Var Mi?
Old 04-12-2012, 18:01   #16
feyzaday

 
Varsayılan

İdare için getirilen 1 aylık süre, tüm kararlar için geçerli olmalıdır. Buna ilişkin düzenlemeler yoruma mahal vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
Sayın Özer, temyiz sonucunu buradan paylaşırsanız, uygulamanın ne yönde seyrettiğini görme imkanını verirsiniz.
Old 04-12-2012, 18:06   #17
Av. Özer

 
Varsayılan

karar lehime olursa paylaşacağıma emin olablirsiniz ama alleyhe ise o zaman mesleği bırakma konusunu tekrar düşüneceğim

sizce söz konusu durumun iyukta düzenlenmesi, sadece idare mahkemesi kararlarını bağlayacağı yönünde izlenmim vermiyor mu?

kanun koyucu eğer hukuk mahkemeleri kararlarını da kasdetmek istese hmk vede icra kanununun ilmalı icra bölümünde düzenleme yapması gerekmezmiydi?
Old 04-12-2012, 18:27   #18
feyzaday

 
Varsayılan

Bu konuda size katılıyorum. Düzenlemeden giderek lehinizde karar alma şansınız var. Ben sadece düzenlemenin genele de yayılması gerektiğini söylüyorum. Ancak mevcut düzenleme sizin lehinizedir.
Old 14-02-2013, 13:14   #19
Av.Özgür ODABAŞ

 
Varsayılan Benzer bir karar ve temyiz de benden

Meselenin hukuki boyutu tartışılmış,yorum yapmaksızın elimdeki kararı paylaşıyor ve temyize gideceğimi ve temyiz sonucunu paylaşacağımı belirtmekle yetiniyorum.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
....icra emrine itirazın yasal süresinde yapıldığı görülmüş ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacı ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 58.maddesi ile değiştirilen 2577 sayılı İYUK'nu 28/2 fıkrasında konusu belli bir miktar paranın ödenmesi gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına bu bildiirm tarihinden itibaren 1.fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılacağı,belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde genel hükümlere göre icra ve infaz olunacağı belirtilmiş olmakla,somut hadisede ilam alacaklısı tarafından değişen yasanın yürürlük tarihinden sonra idareye başvurmadan doğrudan başlatıldığı, yapılan bu yasal düzenlemenin idari yargının yanı sıra adli yargı merciilerinden verilen kararları da kapsadığı kanaatine varılmakla taleple bağlı kalınarak icra emrinin iptaline karar vermek gerekmiştir.

Bu arada icra takibine konu ilam İş Mahkemesi'nin hizmet tespiti ve işçilik alacağına ilişkin kararı olup,davalı SGK aleyhine icraya konmuştur.
Old 14-02-2013, 14:33   #20
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Özgür ODABAŞ
idari yargının yanı sıra adli yargı merciilerinden verilen kararları da kapsadığı kanaatine varılmakla
Böyle bir gerekçe "gerekçe" olamaz:

Nasıl olup da "adli yargı merciilerinden verilen kararları da kapsadığı kanaatine varıldığı" hukuki dayanakları ortaya konarak kararda açıklanmalıdır.

Kararda "Mahkemenin kanaatini açıklaması" önemlidir ama yeterli değildir. Kararın "adaletin yerine geldiğine ilişkin bir inanç" uyandırması beklenir. Adalete inanç ancak kararın gerekçesiyle sağlanır. Hukuki dayanaklara yer vermeyen gerekçe adalet inancı uyandırmaz.

Taraflarda adalet inancı uyandırmayan karar hukuka uygun olsa da saygı görmeyecektir.

Yargılama mahkemenin kanaat edinmesi için yapılmaz; yargılama halka adalet dağıtmak için yapılır.

Saygılarımla
Old 14-02-2013, 14:53   #21
av.emremert

 
Varsayılan

Benim bu konuda şöyle bir sorum olacak.

İdare kendisine başvurulan tarihten itibaren 1 aylık süre sonunda, yine mahkeme ilamını yerine getirmiyorsa, icra takibi başlatılabilecek midir?

SGK 'ya karşı emeklilik aylıkların ödenmesinin talepli bir dilekçe sundum.(mahkeme kararları da ekinde olmak kaydıyla)
Old 25-02-2013, 21:47   #22
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Katkı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 28.12.2012 Tarih, Esas: 2012/12455, Karar: 2012/13378: "Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR:

Ankara 19. İş Mahkemesi'nin 2011/___ E. 2012/____ K. sayılı alacak ilamı borçlu aleyhine takibe konulmuş olup, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili İdareye 6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişiklik kapsamında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir başvuru yapılmaksızın takip başlatılmasının yasal dayanağı olmadığından bahisle takibin ve icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, adı geçen Yasa uyarınca ilam alacaklısının, ilam borçlusuna hesap numarasını bildirerek başvurması ve 30 günlük yasal sürede bu hesaba ödemelerin yapılmaması halinde takip yapılabileceği ve bunların yerine getirilmediği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.

6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile değişik 2577 sayılı Yasanın 28 inci maddesinin (2) fıkrasına göre "...Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur..." Ancak 2577 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca; "Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri'nin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi..." olup, Yasanın 28/2. maddesindeki anılan değişikliğin adlî yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle şikayetin kabulü ile takibin iptaline hükmolunması isabetsizdir.

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi."

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...447#post632447

Sayın Av.Aylin Kaya'ya paylaşımı için teşekkür ederim...
Meslektaşımızın izniyle şerhlerimize de eklenmiştir:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14311

Saygılar...
Old 26-02-2013, 01:11   #23
AV.FİLİZ AY

 
Varsayılan

bu karardan sonra adli yargıdan verilen kararların idare aleyhine doğrudan icraya konulmasında skınca olmadığı konusu açıkça anlaşılıyor.teşekkürler
Old 14-11-2013, 09:55   #24
eliferdogan

 
Varsayılan

.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/5219
K. 2013 8784
T. 10.6.2013
• İDARE ALEYHİNE TAKİBE KONULAN İLAMLI ALACAK ( 2577 S.K. Değişik Md. 28/2'nin Adli Yargı Mahkemeleri İlamlarının İnfazında Uygulanma Olanağı Bulunmadığı - Takipten Önce İdareye Ödeme Yapılması İçin Herhangi Bir Başvuru Yapılmaksızın Takip Başlatılabileceği )
• ADLİ YARGI İLAMLARININ TAKİBE KONULMASI ( Takipten Önce İdareye Ödeme Yapılması İçin Herhangi Bir Başvuru Yapılması Gerekmediği/Takibin İptaline Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu - 2577 S.K. Değişik Md. 28/2'nin Uygulanma Olanağı Bulunmadığı )
• İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU'NUN ADLİ YARGI İLAMLARININ TAKİBE KONULMASINDA UYGULANAMAYACAĞI ( Takipten Önce İdareye Ödeme Yapılması İçin Herhangi Bir Başvuru Yapılmaksızın Takip Başlatılabileceği )
• TAKİBİN İPTALİ TALEBİ ( İdare Aleyhine Takibe Konulan Adli Yargı İlamı/Takipten Önce İdareye Ödeme Yapılması İçin Herhangi Bir Başvuru Yapılmaksızın Takip Başlatılabileceği - 2577 S.K. Değişik Md. 28/2'nin Uygulanma Olanağı Bulunmadığı/Takibin İptaline Karar Verilemeyeceği )
2577/m. 28/2
ÖZET : 6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile değişik 2577 sayılı Yasanın 28'inci maddesinin ( 2 ) fıkrasına göre "... Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı İdareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur...".

Bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/39 E. 2012/433 K. sayılı alacak ilamı borçlu aleyhine takibe konulmuş olup borçlu vekili icra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili İdareye 6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2 maddesindeki değişiklik kapsamında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir başvuru yapılmaksızın takip başlatılmasının yasal dayanağının olmadığını, bu nedenle takibin iptalini talep etmiştir.

Mahkemccc, alacaklının, borçlu kuruma belirtilen usule göre başvurusu bulunmadığı, banka hesap numarası bildirilmediği, 30 günlük süre beklenmediği, ön şart yokluğundan şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.

6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile değişik 2577 sayılı Yasanın 28'inci maddesinin ( 2 ) fıkrasına göre "... Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı İdareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur..." Ancak 2577 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca; "Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare Mahkemeleri vc Vergi Mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi ..." olup, bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nuıı Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4 ( HMK. m. 297/ç ) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-01-2014, 17:19   #25
avukatyildiz

 
Varsayılan

İDARE MAHKEMESİNİN EDA İÇEREN KARARININ KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULMASI, Tam yargı Kararının Kesinleşmeden İcraya Konulması

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas : 2011/12-322
Karar : 2011/464
Tarih : 06.07.2011

-İDARİ YARGI KARARLARININ İCRAEN İNFAZI
-ŞİKAYET ( Tam yargı Kararının Kesinleşmeden İcraya Konulması )
-TAM YARGI KARARININ KESİNLEŞMEDEN İCRAEN İNFAZI
-İDARE MAHKEMESİNİN EDA İÇEREN KARARININ KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULMASI

HUMK.443
2577 Sa.Ka.28

Şikayetçi/borçlu Kurum aleyhine, idari yargıda açmış olduğu tam yargı davası sonucu lehine hükmedilen ve eda hükmünü içeren ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği gibi;
Somut olayda uygulanması olanağı bulunmayan İYUK m.28/1.maddesinde belirtilen 30 günlük sürenin dolmasını beklemeksizin, genel hükümler uyarınca ilamın icraya konulması usul ve yasaya aykırı değildir.fk
DAVA VE KARAR:
Şikayet kanun yoluna başvuru nedeniyle yapılan yargılama sonunda;

Malatya 2.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 12.11.2008 gün ve 2008/310 E., 2008/636 K. sayılı

kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 04.06.2009 gün 2009/3818 E., 11954 K. sayılı ilamı ile;

(…Alacaklının, borçlu aleyhine idari yargıda açmış bulunduğu tam yargı davası sonucu lehine hükmedilen alacağı icra takibine koyduğu anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İYUK 28/2.maddesi tam yargı davaları hakkındaki konularda belli bir miktarı içerenlerin genel hükümler dairesinde infaz ve icra olmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

Bir başka anlatımla, idari yargının edaya ilişkin ilamları icra dairesinde ilamlı takibe konu edilebilir.
Kesinleşmeden takibe konulamayacaklar aynı Kanun`un 28/1. maddesine göre idare aleyhine açılan ve haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar olup, somut olaya uygulama olanağı bulunmamaktadır.

Bu nedenle ilamda hüküm altına alınan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri alacakları yönünden yukarıda belirtilen aynı maddenin 6.fıkrası uyarınca alacaklının takip yapmasında yasaya aykırılık yoktur. O halde, mahkemece anılan alacak kalemleri yönünden şikayetin reddi yerine somut olaya uygun düşmeyen 30 günlük sürenin beklenmeden takip yapıldığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:İstek, ilamlı icrada icra emri ile icra takibinin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkindir.

Şikayetçi/borçlu vekili; müvekkili aleyhine Malatya 6.İcra Müdürlüğü`nün 2008/2685 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak takibin dayanağını oluşturan ilamın müvekkili Kuruma 26.05.2008 tarihinde tebliğ edildiğini, 2577 Sayılı Yasanın 28/1.maddesinde idare mahkemelerince verilen kararların idareye tebliğinden itibaren 30 içinde yerine getirileceğinin düzenlendiğini, takibe konu ilamın içerisindeki alacakların ilgisine ödenmesi için ilgili birime talimat verildiğini, 2577 Sayılı Yasanın 28/4.maddesi gereği 30 günlük idari yargı kararının uygulanma süresinin henüz dolmadığını, bu yasal düzenlemeye rağmen 30 günlük süre beklenmeden icra takibi yapıldığını, ayrıca takibe konu ilamın kesinleşmeden icra takibi yapılamayacağını belirterek, icra emri ile icra takibinin iptaline karar verilmesini şikayet kanun yolu ile talep etmiştir.

Karşı taraf/alacaklı vekili, ilamlı icrada itiraz nedenlerinin sınırlı olduğunu, somut olayda bu hallerin bulunmadığını belirterek, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece; “ 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)`nun 28/1.maddesi gereği borçlu Kuruma yasa ile tanınan 30 günlük ödeme süresi beklenmeden icra takibi yapıldığı ” gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icra takibinin iptaline karar verilmiştir.

Kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Özel Dairece;yukarıda belirtilen gerekçelerle karar bozulmuştur.

Yerel Mahkemenin, önceki gerekçelerini yasal sınırlarda genişleterek verdiği direnme kararı, karşı taraf/alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; idari yargı mercilerinin tam yargı davalarına ilişkin verdikleri ilamlarının genel hükümler dairesinde infaz ve icrası için, anılan ilamların kesinleşmesi ile 2577 Sayılı İYUK`nun 28/1.maddesindeki 30 günlük sürenin beklenmesi gerekip gerekmediği;dolayısıyla 2577 Sayılı İYUK`nun 28/1.maddesi hükmünün eldeki davada uygulanıp uygulanmayacağı, noktasında toplanmaktadır.
İlkin, konuyu düzenleyen yasal hükümlerin irdelenmesinde yarar vardır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)`nun 10.06.1994 tarih ve 4001 Sayılı Kanunun 13.maddesiyle değişik ve
“Kararların sonuçları” başlığını taşıyan 28.maddesi;
“1.Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.

2.Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.

3.Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.

4.Mahkeme kararlarının (otuz) gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.

5.Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarı ilgili idarece mükellefe bildirilir.

6.Tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödenir.”
Hükmünü içermektedir.

Bu maddenin birinci (1.) bendinin düzenleniş şeklinden anlaşılacağı üzere, Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde işlem tesis etmek veya eylemde bulunmak zorunda olduğu belirtilmiş;işlem tesis edilmesi veya eylemde bulunulmasının önkoşulu olarak kararın kesinleşmesi şartına yer verilmemiştir.
Ne var ki, anılan maddenin birinci (1.) bendinin ikinci cümlesinde, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, idarece işlem tesis edilmesi, bu kararların kesinleşmesi şartına bağlanmıştır.

Belirtilen 28.maddenin birinci (1.) bendi hükmü, idarenin tesis ettiği işlem veya eylemlerine ilişkin olarak idari yargı mercilerince verilen esasa ilişkin iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları ile ilgili olup, idari yargı mercilerinin tam yargı davalarında verilen kararlarını kapsamaz. Ayrıca 28.maddenin ikinci (2.) bendinde ise, tam yargı davaları sonucu verilen kararlardan, belli bir miktarı içerenlerin genel hükümler uyarınca infaz ve icra olunacağı belirtilmektedir.

Görüldüğü üzere, İYUK` da idari yargı mercilerinin tam yargı davalarında verilen kararlarının infazı ve icrası için açık bir hükme yer verilmemiş, genel hükümlere atıf yapılmakla yetinilmiştir.

Hemen burada, genel olarak ilamların icrasına da değinmek gerekir.

Medeni Yargılama Hukukunda ilamların icra edilebilme koşulları, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu (HUMK)`nda düzenlenmiştir.

HUMK`nun 443/4.maddesinde hangi hükümlerin kesinleşmedikçe icra olunamayacağı gösterilmiştir. Anılan madde hükmüne göre, gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklarla ilgili ilamlar ile aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe icra olunamaz.

Öyleyse, madde hükmünde belirtilenler dışında kalan ve tazminat niteliğindeki para alacakları ile ferilerini konu alan ilamların icrası için, kesinleşmeleri şartı aranmaz.

Sonuç olarak; idari yargıda tam yargı davaları sonucu verilen kararlardan, belli bir miktarı içeren para alacağına ilişkin ilamların icra takibine konu yapılabilmesi için kesinleşmeleri gerekmediği gibi, İYUK`nun 28/1.maddesinde belirtilen 30 günlük sürenin beklenmesine de gerek yoktur.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Karşı taraf/alacaklı Ali Özdemir vekili tarafından 30.05.2008 tarihinde şikayetçi/borçlu Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı aleyhine başlatılan ve Malatya 6.İcra Müdürlüğü`nün 2008/2685 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen ilamların yerine getirilmesi yoluyla icra takibinde;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla işlemiş faizi de dahil olmak üzere toplam 3.917,93-YTL alacağın(asıl alacak, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin) tahsili istenilmiştir. Borcun sebebi olarak, “Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 24.04.2008 tarih ve E:2063, K:2724 sayılı ilamı” gösterilmiştir.

İcra takibinin dayanağı olarak gösterilen Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 24.04.2008 tarih ve E:2063, K:2724 sayılı ilamında; Ankara 13.İdare Mahkemesinin 21.06.2007 tarih ve E:2006/236, K:2007/885 sayılı kararının bozulmasına, eksik ödenen diş tedavi gideri 3.081,00-YTL`nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) davacı Ali Özdemir`e ödenmesine, yine 62,50-YTL yargılama (posta) gideri ile 350,00-YTL vekalet ücretinin de davalı idarece davacı Ali Özdemir`e ödenmesine karar verilmiştir.

Görüldüğü üzere, karşı taraf/alacaklı Ali Özdemir`in, şikayetçi/borçlu Kurum aleyhine idari yargıda açmış bulunduğu tam yargı davası sonucu lehine hükmedilen ilama konu alacağı (tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderini) icra takibine koyduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtildiği üzere, İYUK m.28/2.maddesi hükmü gereğince, tam yargı davaları sonucu verilen kararlardan, belli bir miktarı içerenlerin genel hükümler uyarınca infaz ve icra olunacağı belirtildiğine göre, idarenin tesis ettiği işlem veya eylemlerine ilişkin olarak idari yargı mercilerince verilen esasa ilişkin iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları ile ilgili olan hükümlerin infaz ve icrasına ilişkin hüküm sevkeden İYUK m.28/1.maddesi hükmünün somut olayda uygulanması olanağından söz edilemez.

Öyleyse, genel hüküm niteliğinde bulunan ve İYUK m.28/2.maddesinin yaptığı atıf nedeniyle somut olayda HUMK`nun 443/4.maddesi hükmü uygulanmalıdır.

Şu durumda, HUMK`nun 443/4.maddesinde, gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklarla ilgili ilamlar ile aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe icra olunamayacağı belirtildiğine göre, eldeki şikayet başvurusuna konu icra takibine dayanak yapılan ve tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ferilerine ilişkin bir miktar para alacağını konu alan ilamın, kanunda sınırlı olarak düzenlenen ve kesinleşmedikçe icra olunamayacağı belirtilen ilamlar arasında sayılmadığı belirgindir.

O halde, karşı taraf/alacaklının, şikayetçi/borçlu Kurum aleyhine, idari yargıda açmış olduğu tam yargı davası sonucu lehine hükmedilen ve eda hükmünü içeren ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği gibi, somut olayda uygulanması olanağı bulunmayan İYUK m.28/1.maddesinde belirtilen 30 günlük sürenin dolmasını beklemeksizin, genel hükümler uyarınca ilamın icraya konulması usul ve yasaya aykırı değildir.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen, aynı hususlara işaret eden Özel Daire bozma kararına uyularak icra takibine konu alacak kalemleri yönünden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen 30 günlük süre beklenmeden takip yapıldığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:
Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.
Old 04-11-2014, 17:12   #26
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Bildirimin şekli

İdareye yazılı bildirim deniyor. Bu bir şekle tabi midir? Yoksa PTT'den iadeli taahhütlü olması yeter mi?
Old 12-09-2018, 13:08   #27
avukatsehersahin

 
Varsayılan

Merhaba Av. Özer,

Başvurunuz sonucu nasıl oldu acaba?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık Kanunu 35/a İlamlı İcra ad-hoc Meslektaşların Soruları 9 03-09-2015 10:45
İlamlı İcra Takibi, İcra Emrinin Usulsüz Tebliği, İflas Davasına Etkisi Av.ilçe Meslektaşların Soruları 1 06-10-2011 18:53
İlamlı İcra - Bozma Av. O. TEKGUL Meslektaşların Soruları 1 02-03-2011 14:29
İlamlı İcra avukatedali Meslektaşların Soruları 6 02-11-2010 13:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09491205 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.