Alacaklıyı zarara sokmak amacıyla mevcudu eksiltmek

Yanıtlar için şimdiden teşekkürler. Alacaklı vekilinin bulunmadığı, temsilcinin bulunduğu bir haciz sırasında bir kaç ev eşyası haczedilmiştir. Borçlu sinirlenerek hacizli eşyalar tutanağa yazıldıktan sonra haczedilen bir elektronik eşyayı duvara atarak kırmıştır. Borçlunun İİK., m. 331 dolayısıyla şikayet edilmesi ve cezalandırılması konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

Merhaba;

Olayın, madde metninde geçen "telef ederek veya kıymetten düşürerek" kısmına uyduğunu ve cezalandırılabileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla...

Teşekkürler sayın Karabulut...

Olayın anlatılış biçiminden, suçun oluşmadığı sonucu çıkar.

Mevcut, (olayda elektronik eşya) alacaklıyı zarara sokmak için yok edilmiş olmalıdır. Oysa ki, olayın aktarımı bunun bir öfke / hezeyan hali ile gerçekleştiği yönünde.

Başka suç(lar) düşünülebilrse de m.331'de düzenlenen suçun oluşmayacağı düşüncesindeyim.

Saygılarımla...

Suçun oluşması için kast unsuru gerek, olayın anlatılışından kast olmayıp, sayın Av Erenin de dediği gibi olay anında borçlunun öfke ile gayri iradi davranışı sonucu meydana gelmiş olduğu düşünülürse suç oluştuğu kanısında değilim.

Sayın Koçak ve Sayın Eren'e katılmıyorum.

Nitekim, bulunduğu mahalde haciz işlemi yapılan bir borçlunun hacizli olan malı telef etmesinin hezeyan/sinir hali/öfke veya gayri-iradi davranışlar ile açıklanması bence yerinde değildir. Alacaklının zararına mevcudunu eksilten kişinin kastının sebebi sinir hali de olabilir alacaklı ile dalga geçmek de olabilir. Kast ile duygudurum birbirinden farklı şeyler olsa gerek, diye düşünüyorum.

Eğer böyle düşünecek olursak Yasa'nın 331. maddesinin "telef ederek" kısmının uygulamasını haylice daraltmış oluruz.

Sn. Eren "Başka suç(lar)" demişsiniz, neler olabileceği konusunda görüşünüzü yazarsanız karşılaştırma imkanımız da olur.

Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Av.Özgür KARABULUT ... Sn. Eren "Başka suç(lar)" demişsiniz, neler olabileceği konusunda görüşünüzü yazarsanız karşılaştırma imkanımız da olur. Saygılarımla...

Sayın Karabulut,

Örneğin hacizli mallar borçluya yeddimein olarak teslim edilmiş ise TCK m.289 hükmü ile düzenlenmiş "muhafaza görevini kötüye kullanma" suçu düşünülebilir.

Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Av. Hakan EREN Sayın Karabulut, Örneğin hacizli mallar borçluya yeddimein olarak teslim edilmiş ise TCK m.289 hükmü ile düzenlenmiş "muhafaza görevini kötüye kullanma" suçu düşünülebilir. Saygılarımla...

Haklısınız Sayın Eren, yediemin olarak teslim edilmiş ise bu suçun oluştuğu düşünülebilir...

Değerli meslektaşım,öfke /hezeyan halinde halinde kişi hareketinde bilme unsurunu devreye sokar yani alacaklısını zarara sokacağını bilir ancak karının hızı nedeniyle hareket etmeme imkanı olmaz yine burada borçlu haciz baskısı altında ve alacaklının mevcudu eksiltmek için isteyerek yapmış olduğu televizyonu kırma fiilini başka bir amaçla yaptığını düşünmüyorum bu nedenle kastının olduğu düşüncesindeyim.
Ayrıca eğer hacizli mallar borçluya yedi emin olarak teslim edilmiş ise sayın Eren'in düşüncesine katılıyorum.. teşekkürler

Kanaatimce, anlatılan olayda İİK 331 uygulanır. Zira icra takibinden sonra haciz esnasında açıkça ve kasten mevcudu eksiltme iradesi olduğu anlaşılmaktadır.