Kusursuz sürücü-Köy merkezi-tek taraflı trafik kazası-vefat eden yaşı küçük çocuk-yakınlarının DYK tazminatı hakkı

Bir sigara firmasının bayisine ait satış aracı şehir merkezinden uzak bir ilçeye bağlı köydeki bir bakkalın önünde park eder. Aynı zamanda ruhsat sahibi araç sürücüsü (S) aracından inmemiştir. Bakkal sahibi yaşlı kadın (oğlu (O) ve torunu [2 yaşında] (T) ) ile birlikte bakkalın içerisinde oturmaktadır.
Sigara satıcısı araçtan inmediği için (O) dışarıya çıkarak (S)'nin içerisinde bulunduğu aracın yanına kadar giderek ( hal , hatır sorgularından sonra çaya davet teklifinin reddinin ardından sigara almak isteyip istemedikleri hususlarında ) konuşurlar. Olumsuz yanıt alan (S) aracını çalıştırır ve yola devam eder. Ancak saniyeler içerisinde olan olmuştur. (O)'nun oğlu (T) aracın ön tarafına kadar gelmiş ve (S) hareket ettiği sırada (T)'yi farketmemiştir. Aynı şekilde (O)'da (T)'nin ardısıra dışarıya çıktığını görmemiştir.(T) olay yerinde vefat etmiştir.

Şikayetin ardından C. Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma kapsamında, ATK'dan alınan raporda (S)'nin hatalı tutum ve davranışı olmadığından bahisle kusursuz olduğu ve netice olarak CBS tarafından kovuşturmaya yer olmadığı hususunda karar verilmiştir.

Değerli THS üyelerinin, olaydaki "kusur tespiti"ne ve buna bağlı olarak talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin değerlendirmeleri ile sunabilecekleri (emsal olabilecek) yargıtay kararlarını aramaktayım.

Cevaplarıyla katkıda bulunacak tüm üyelere şimdiden teşekkür ve başarı dileklerimi sunarım.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=23384
bu linki de incelemeniz gerekir, faydalı olacaktır sanırım.

Alıntı: Yazan yeditepelişehir http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=23384 bu linki de incelemeniz gerekir, faydalı olacaktır sanırım.

Yanıtınız için teşekkürlerimi sunmakla birlikte bir açıklama yapmak durumundayım.

Somut olayımızda CBS tarafından (ATK raporuda gözönünde bulundurularak) müteveffa çocuk tam kusurlu kabul edilmiştir.

Olaya ilişkin bilirkişi raporunda aracın kamyonet tarzı bir araç olduğundan bahisle sürücü (S)'nin " 82 cm uzunluğunda bir çocuğu görmesinin imkansız olduğu ", ATK'dan alınan raporda ise sürücü (S)'nin hatalı tutum ve davranışı olmadığından bahisle kusursuz olduğu, müteveffanın bakım ve gözetiminden sorumlu olan babası (O) ' nun asli ve tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.

Dolayısı ile asıl sorunumuz çocuğun tam kusurlu ( sürücünün ise kusursuz ) kabul edilebilmesi için objektif bir kriterin var olup olmadığıdır ?

Mesela somut olayımız şöyle yorumlanabilirmi ? Satıcı ve sürücü (S) köy bakkalına değil de şehir merkezinde satış ve cirosu yüksek bir markete v.s. gitmiş olsaydı, aynı şekilde aracından inmeden "ayağına çağırmak suretiyle" satış görüşmesi yapabilirmiydi ? Dolayısı ile görüşme "olağan" şekilde gerçekleşseydi çocuk babasının ardından dışarı çıkmayacaktı ve belki de sürücü aracının önündeki çocuğu farkedebilecekti. (Ki sürücünün yanında bir kişi daha var.)



Saygılarımla,

Mevcut şartlara bakıldığında kusur dağılımı yerinde gibi görünüyor. Çünkü iki yaşındaki çocuğun olayınızda babasının bakım ve gözetiminde olduğu açıktır. Verdiğiniz örnekle olay arasında illiyet bağı olmadığı kanısındayım. Yani ayağına çağırıp satış yapması,dükkana girip de satış yapması veya telefon açıp malları dükkanın önüne bırakıp gideceğini söylemesi vs farklı konulardır diye düşünüyorum. Şöyle bir örnekte haklı olabilirdiniz belki. Sürücü satış yapmak üzere dükkana girer,satışı yapar,çocuğu dükkanda görür,işi bitince çıkar,ardından baba satıcıya birşey söylemek üzere çıkar ve peşinden de çocuğu gelir. Sürücü dükkanda daha evvel çocuğu gördüğü için dükkandan fırlayabilir diye düşünüp daha dikkatli olmalıydı vs. denebilir ama bu bile biraz zorlama oldu.