Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ayipli Mal

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-02-2021, 13:40   #1
dlndmr

 
Varsayılan Ayipli Mal

Merhaba meslektaşlarım.
Müvekkil 2018 yılında traktör satın alıyor. Traktörü kepçeli olan traktörlerden alıyor. Ruhsatta ve faturada da traktör kepçeli olarak geçiyor. 2 yıllık garanti süresi bitmeden servise götürüyorlar. Serviste traktörün kendinden kepçeli değil de sonradan kaynak yapılmak suretiyle eklenen kepçelerden olduğu anlaşılıyor. ( Kendinden kepçeli olan traktörlerin diğerlerine nazaran fiyatları yüksek olduğu için bu husus müvekkil yönünden önemli)
Bu hususta müvekkiller, traktör bayii ile görüştüklerinde yardımcı olacaklarını söyleseler de şimdiye kadar müvekkillerin mağduriyeti giderilmedi. Müvekkiller şuan seçimlik haklarını kullanmak istiyorlar. (değişim veya iade) Ancak müvekkillerin ayıptan ötürü yapmış oldukları herhangi bir yazılı ihbar yok. Sadece sözlü olarak görüşmüşler. Birde teslim tarihi 2 yılı geçmiş halde. Burada ayıp ihbarının yapıldığını nasıl ispatlayabiliriz. Ayrıca 2 yıl geçmiş olması nedeniyle zamanaşımı iddiası ile karşılaşabilir miyiz? Şimdiden teşekkürler.
Old 03-02-2021, 13:39   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Meslektaşım merhabalar;
Anlattığınız durum gizli ayıp ve yeni öğrenilmiş. Aşağıdakşi maddeler ışığında değerlendirme yapmanızı ve ayıbı derhal satıcıya bildirmenizi tavsiye ederim. Ayrıca ağır kusur durumu için bk. md. 225 hükmüne bakmanızı tavsiye ederim.

BK. MADDE 223 - Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.

Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.


BK. MADDE 225 - Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.


MADDE 231 - Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def'i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.

Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.
Old 09-02-2021, 13:07   #3
dlndmr

 
Varsayılan

Meslektaşım öncelikle yardımınız için teşekkür ederim. Peki müvekkilin traktörü tarımsal faaliyetler için almış olması bu uyuşmazlığın çözümü için görevli mahkemenin belirlenmesine etki eder mi? Yani Tüketici Mahkemesi mi Ticaret Mahkemesi mi görevlidir. Birde taraflara ihtarname göndereceğim öncelikle. Bu ihtarnameyi noter vasıtasıyla değil de adi şekilde göndermem sorun teşkil eder mi?
Old 09-02-2021, 14:39   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dlndmr
Meslektaşım öncelikle yardımınız için teşekkür ederim. Peki müvekkilin traktörü tarımsal faaliyetler için almış olması bu uyuşmazlığın çözümü için görevli mahkemenin belirlenmesine etki eder mi? Yani Tüketici Mahkemesi mi Ticaret Mahkemesi mi görevlidir. Birde taraflara ihtarname göndereceğim öncelikle. Bu ihtarnameyi noter vasıtasıyla değil de adi şekilde göndermem sorun teşkil eder mi?

Meslektaşım; görev konusunu bilmiyorum bir araştırın derim. Tarımsal kredileri ticari kredi sayan bir yargımız var maalesef.

İhtarnameyi noter yoluyla göndermeniz zorunlu değil. Aslına bakarsanız yazılı şekil şartı dahi yok. Ama yine de İspat için iadeli taahhütlü göndermeyi unutmayın kafi.
Old 09-02-2021, 16:41   #5
Av. Suat

 
Varsayılan

Hukuk Genel Kurulu 2015/440 E. , 2015/1769 K. 16.09.2015

Özet :Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.

Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.

Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.

Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.


19. HD. 30.11.2010 T. 12588/13510
Özet : Zirai kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, kredinin çiftçi olan davacının çiftçilik faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla alındığı, davacının 4077 sayılı TKHK‟nun 3/e maddesinde tanımlanan tüketici kapsamına girmediği gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olacağı…

Olayınızda çekilen bir kredi olmasa da, alınan mal zirai amaçlı olduğundan.....
Old 09-03-2021, 13:30   #6
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Meslektaşım; görev konusunu bilmiyorum bir araştırın derim. Tarımsal kredileri ticari kredi sayan bir yargımız var maalesef.

İhtarnameyi noter yoluyla göndermeniz zorunlu değil. Aslına bakarsanız yazılı şekil şartı dahi yok. Ama yine de İspat için iadeli taahhütlü göndermeyi unutmayın kafi.

Meslektaşım noter aracılığıyla ihtarname gönderdik ancak uzlaşma sağlanamadı. Yasal süreci başlatacağız ancak görev yönünden hala net bir bilgiye ulaşamadım. Müvekkilin ticari işe yapmadığını sadece tarımsal faaliyetler için satın aldığını düşünürsek görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olmaz mı?
Old 09-03-2021, 13:34   #7
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
Hukuk Genel Kurulu 2015/440 E. , 2015/1769 K. 16.09.2015

Özet :Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.

Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.

Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.

Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.


19. HD. 30.11.2010 T. 12588/13510
Özet : Zirai kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, kredinin çiftçi olan davacının çiftçilik faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla alındığı, davacının 4077 sayılı TKHK‟nun 3/e maddesinde tanımlanan tüketici kapsamına girmediği gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olacağı…

Olayınızda çekilen bir kredi olmasa da, alınan mal zirai amaçlı olduğundan.....

Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim meslektaşım. Ancak bu haliyle ticari iş olarak değerlendirdiğimizde tüketici sınıfına hangi işler girecek acaba. Yani ben net bir bilgiye ulaşamıyorum ve açıkçası müvekkil ve karşı taraf sıkıntılı olduğu için riske atmak da istemiyorum. Müvekkilin zirai işleri için almış olması ticaret mahkemesinin görevli olmasında yeterli midir? Birde burada sizce hangi görev alanına girmesi daha lehimize olur?Zamanaşımı vs yönünden.
Old 09-03-2021, 14:05   #8
solicitor54

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dlndmr
Meslektaşım noter aracılığıyla ihtarname gönderdik ancak uzlaşma sağlanamadı. Yasal süreci başlatacağız ancak görev yönünden hala net bir bilgiye ulaşamadım. Müvekkilin ticari işe yapmadığını sadece tarımsal faaliyetler için satın aldığını düşünürsek görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olmaz mı?

Mesleki amaçlarla (Tarım yapmak) satın alım gerçekleştiğinden müvekkilinizin tüketici sıfatını haiz olmadığı, ancak müvekkilinizin tacir de olmaması sebebi ile davanın ticari nitelikte olmadığı gerekçesiyle davaya bakmakla genel mahkemeler görevlidir.

"Dava konusu olayda,traktör alım satımına bağlı gizli ayıptan kaynaklanan uyuşmazlık olduğundan,davacının tüketici olmadığı gibi tacirde olmadığı,davanın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde davanın,görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü zorunludur."
(Yargıtay 13.H.D. 2015/5832 E. 2015/12981 K. 21.04.2015)

"Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin tarımsal amaçlı olarak kullanılan pamuk hasat makinası ve bileşiği olan traktörün alım satımına ilişkin olduğu, davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel mahkemeler görevlidir."
(Yargıtay 13.H.D. 2014/36793 E. 2015/5063 K. 19.02.2015)
Old 09-03-2021, 14:48   #9
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan solicitor54
Mesleki amaçlarla (Tarım yapmak) satın alım gerçekleştiğinden müvekkilinizin tüketici sıfatını haiz olmadığı, ancak müvekkilinizin tacir de olmaması sebebi ile davanın ticari nitelikte olmadığı gerekçesiyle davaya bakmakla genel mahkemeler görevlidir.

"Dava konusu olayda,traktör alım satımına bağlı gizli ayıptan kaynaklanan uyuşmazlık olduğundan,davacının tüketici olmadığı gibi tacirde olmadığı,davanın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde davanın,görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü zorunludur."
(Yargıtay 13.H.D. 2015/5832 E. 2015/12981 K. 21.04.2015)

"Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin tarımsal amaçlı olarak kullanılan pamuk hasat makinası ve bileşiği olan traktörün alım satımına ilişkin olduğu, davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel mahkemeler görevlidir."
(Yargıtay 13.H.D. 2014/36793 E. 2015/5063 K. 19.02.2015)

Öncelikle yardımınız için çok teşekkür ederim meslektaşım. Bulunduğumuz yerde tüketici yahut ticaret mahkemesi bulunmamakta, asliye hukuk mahkemesinde dava açacağız. Dava açtığımızda sıfat belirtmezsek şayet daha sonra mahkeme ara karar kurarak kendisi hangi sıfatla bakacağına karar verebilir mi? Bu halde arabuluculuk şartı var mı? Arabulucuya başvuru yapılmaksızın direkt genel mahkemelerde mi dava açmalıyız. Zamanaşımı ile ilgili sizin öneriniz var mıdır? Traktörün teslim tarihi 2 yılı geçmiş durumda. Araştırdığım kadarıyla ihbar şekle tabi olmadığından tanık beyanıyla da süresinde ihbar yapıldığının ispat edilebileceğine dair çok eski tarihli karar buldum. Pratikte uygulama nasıl ilerliyor acaba.
Old 09-03-2021, 15:09   #10
solicitor54

 
Varsayılan

Ben de sizin gibi mesleğe yeni başladım ve pratik bilgim yok. Ancak sizlerle uyuşmazlığa ilişkin kanaatimi bildirebilirim.

Davayı hangi mahkemede açarsanız o mahkemede ilerler. Örneğin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla açmanız halinde o mahkemeye göre dosya esas numarası alır. Dolayısıyla sonradan görevli mahkeme belirlenmez.

Öte yandan adli yargıda davanın görev yönünden reddi halinde davaya görevli mahkemede devam edebilmeniz mümkün. Fakat arabuluculuk başvurusunun yapılmamış olduğunun anlaşılması halinde dava şartı yokluğundan davanız usulden reddedilir. Dolayısıyla dilerseniz dava açmadan evvel arabuluculuk yoluna başvurup akabinde görevsizlik kararı verilir ise arabuluculuk görüşmesi son tutanağının aslı ile görevli mahkemeye başvurabilirsiniz.

Tüm bu ret hallerinde karşı vekalet ücreti çıkacağından değerlendirmenizi buna göre yapmanızı tavsiye ederim.

Bir diğer husus satıcının kötü niyetli olduğunu kanıtlamanız halinde zamanaşımı işlemez. Kaynak yapılarak kepçe takılması hali gerçekten ayıp ise ve satıcı bu konuda alıcıyı bilgilendirdiğini ispat edemezse ayıptan sorumlu olur. Ancak bu durumun ayıp teşkil ettiği ispat olunmalı ve satıcı da bilgilendirme yaptığını delillendirememelidir. Bu halde satıcının ayıbı bilerek gizlediği, bedeli daha düşük malı yüksek fiyattan satarak haksız kazanç elde ettiği, dolayısıyla ayıptan sorumlu olduğu iddiası ortaya atılabilir.
Old 10-03-2021, 10:53   #11
dlndmr

 
Varsayılan

Müvekkilin beyanına göre sonradan kaynak yapılarak eklenen kepçeli traktörün bedeli fabrika çıkışında kepçeli olan traktöre nazaran daha düşüktür. Yani fabrika çıkışlı traktör için bedeli fazla ödediğini söylüyor. 180bin TL ödeme yaptığını beyan ediyor ancak faturada 150bin olarak görünüyor. İspat noktasında sıkıntı yaşayabilir miyiz acaba? Bedelin fazla ödendiğini ispat edebilirsek zaten satıcının alıcıyı bilgilendirmediğini de ispatlamış oluruz diye düşünüyorum. Yani müvekkil olayı beyan ediyor ancak somut olarak elimizde sadece yetkili servisten alınan "traktörün fabrika çıkışlı kepçeli olmadığına" dair evrak, ayrıca 150bin bedelli fatura. Traktörün kepçesinin sonradan eklenmesi nedeniyle kepçe garanti kapsamına da girmiyor. Müvekkil bayi ile tamirat için görüştüğünde traktörü getir işlem yapalım deniyor. Traktör yaklaşık 1-2 ay bayide kalmasına rağmen de hiçbir işlem yapılmıyor. Şuan yetkili serviste, müvekkilin kullanımında değil. Müvekkilin zararı için talepte de bulunabilir miyiz?
Old 10-03-2021, 11:09   #12
Admin

 
Varsayılan

Yukarıda meslektaşımızın söylediği gibi siz tacir olmadığınız için ticari iş kapsamında değil ancak mesleki amaçla kullandığınız için de tüketici kapsamına girmiyor, o nedenle ben de genel mahkemenin (asliye hukuk) görevli olduğunu düşünüyorum.

İspat konusunda yaşayabileceğiniz sıkıntı kepçenin 2 yıl sizin kullanımınızda kalması nedeniyle şu anda ayıp olarak nitelendirdiğiniz durumun sizin kullanımınız sırasında ortaya çıkıp çıkmadığı noktasında olabilir. Örnek vermek gerekirse, karşı taraf size vaad ettiği gibi kepçeli bir traktör satmış olabilir ama siz kullanırken kepçesini kırmış ve sonra kaynak yaptırmış olabilirsiniz. Dosya bilirkişiye gittiğinde bilirkişi bu traktördeki ayıbın "satış sırasında var olduğu" konusunda rapor düzenlerse sorun yok ama "ben bunu bilemem, sonradan da olmuş olabilir" derse ispat sıkıntısı yaşayabilirsiniz diye düşünüyorum. Yetkili servisten alınan rapora bakılırsa bu konuda sıkıntı yaşamayacaksınız muhtemelen.
Old 10-03-2021, 13:31   #13
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Yukarıda meslektaşımızın söylediği gibi siz tacir olmadığınız için ticari iş kapsamında değil ancak mesleki amaçla kullandığınız için de tüketici kapsamına girmiyor, o nedenle ben de genel mahkemenin (asliye hukuk) görevli olduğunu düşünüyorum.

İspat konusunda yaşayabileceğiniz sıkıntı kepçenin 2 yıl sizin kullanımınızda kalması nedeniyle şu anda ayıp olarak nitelendirdiğiniz durumun sizin kullanımınız sırasında ortaya çıkıp çıkmadığı noktasında olabilir. Örnek vermek gerekirse, karşı taraf size vaad ettiği gibi kepçeli bir traktör satmış olabilir ama siz kullanırken kepçesini kırmış ve sonra kaynak yaptırmış olabilirsiniz. Dosya bilirkişiye gittiğinde bilirkişi bu traktördeki ayıbın "satış sırasında var olduğu" konusunda rapor düzenlerse sorun yok ama "ben bunu bilemem, sonradan da olmuş olabilir" derse ispat sıkıntısı yaşayabilirsiniz diye düşünüyorum. Yetkili servisten alınan rapora bakılırsa bu konuda sıkıntı yaşamayacaksınız muhtemelen.

Meslektaşım öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. Davayı genel mahkemelerde açtığımız takdirde arabuluculuk başvurusu yapmamız gerekir mi?
Ayrıca satıcının, kepçenin sonradan müvekkil tarafından kaynak yapıldığı yönündeki iddiasını ispat etmesi çok güç olmaz mı? Kaynak durumunun satış tarihinde mevcut olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırmak mümkün olur mu? Birde zaten yetkili serviste tamiratın yapılamama nedeni fabrika çıkışlı kepçeli olmamasıdır. Yani yetkili servisin düzenlediği evrakla da bu durum sabit aslında.
Benim asıl çekincem ayıp ihbarı ile ilgili. Zamanaşımı söz konusu olur mu? Çünkü her halükarda 2 yıl geçmiş durumda. Biz burada müvekkilin traktörü fabrika çıkışlı kepçeli şekilde satın aldığını, sonradan kaynak yapılarak eklendiğini bilmediğini, yetkili serviste bu durum tespit edilince ihbarın sözlü şekilde satıcıya yapıldığını tanık beyanı ile ispat edebilir miyiz? Birde bu kepçenin garanti kapsamına girmemesi ayıp olarak nitelendirilemez mi? Sizin öneriniz nedir dava açarak netice elde edebilir miyiz?
Old 10-03-2021, 14:17   #14
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Ben de meslektaşlar gibi asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu düşünüyorum. Bu kertede; arabuluculuk şartı da yok. Ama siz her ihtimale karşı; yine de arabuluculuk başvurusunda bulunun derim.
Old 10-03-2021, 14:33   #15
Av. M. Açar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/13659
K. 2012/17299
T. 3.7.2012
• MADDİ TAZMİNAT ( Traktörle Yapılan Kazanın Lastiğin Arızalı ve Yamalı Şamyelden Kaynaklanması Nedeniyle - Davacının 4077 S. Yasa Kapsamında Tüketici Olmadığı/Uyuşmazlığın Çözümünün Genel Mahkemelerin Görevi İçerisinde Olduğu )
• GÖREV ( Traktörle Yapılan Kazanın Lastiğin Arızalı ve Yamalı Şamyelden Kaynaklanması Nedeniyle Maddi Tazminat Davasında Davacının Tüketici Olmadığı - Uyuşmazlığın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
• TÜKETİCİ ( Çiftçinin Traktörle Yaptığı Kazanın Lastiğin Arızalı ve Yamalı Şamyelden Kaynaklanması Nedeniyle Maddi Tazminat - Davacının 4077 S. Yasa Kapsamında Tüketici Olmadığı/Uyuşmazlığın Çözümünün Genel Mahkemelerin Görevi İçerisinde Olduğu )
• MESLEKİ AMAÇLA EDİNİLEN RÖMORK ( Çiftçinin Traktörle Yaptığı Kaza/Maddi Tazminat İstemi - Davacı Tüketici Olmadığından Uyuşmazlığın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
4077/m.2,3
ÖZET : Davacı, traktörle yaptığı kazanın lastiğin arızalı ve yamalı şamyelden kaynaklandığını ve maddi zarara uğradığını bu nedenle uğradığı maddi zararının karşılanmasını talep etmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Davacı çiftçilik yapmaktadır ve bu nedenle davaya konu römorku satın almıştır. Bu itibarla davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olmadığı, söz konusu römorku mesleki amaçla edindiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı, 2008 yılında davalı Y... Traktör isimli firmadan sıfır olduğu beyan edilen traktör römorku aldığını, römork lastığının patlaması neticesinde kaza yaptığını, römorkun lastiğinden çıkan şamyelden kendi sayımına göre 17 tane yama olduğunu gördüğünü, bu kaza neticesinde traktörünün hasar gördüğünü ve 2.000 TL masraf yaptığını, bu kazanın lastiğin arızalı ve yamalı şamyelden kaynaklandığını ve maddi zarara uğradığını bu nedenle uğradığı maddi zararının karşılanmasını talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.

Somut olayda davacı çiftçilik yapmaktadır ve bu nedenle davaya konu römorku satın almıştır. Bu itibarla davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olmadığı, söz konusu römorku mesleki amaçla edindiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.Öyle ise mahkemece işin esası incelenerek ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalıların temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 03.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-03-2021, 09:56   #16
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Ben de meslektaşlar gibi asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu düşünüyorum. Bu kertede; arabuluculuk şartı da yok. Ama siz her ihtimale karşı; yine de arabuluculuk başvurusunda bulunun derim.

Arabuluculuk başvurusu yaptık meslektaşım. Yardımınız için teşekkür ederim.
Old 15-03-2021, 09:57   #17
dlndmr

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. M. Açar
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/13659
K. 2012/17299
T. 3.7.2012
• MADDİ TAZMİNAT ( Traktörle Yapılan Kazanın Lastiğin Arızalı ve Yamalı Şamyelden Kaynaklanması Nedeniyle - Davacının 4077 S. Yasa Kapsamında Tüketici Olmadığı/Uyuşmazlığın Çözümünün Genel Mahkemelerin Görevi İçerisinde Olduğu )
• GÖREV ( Traktörle Yapılan Kazanın Lastiğin Arızalı ve Yamalı Şamyelden Kaynaklanması Nedeniyle Maddi Tazminat Davasında Davacının Tüketici Olmadığı - Uyuşmazlığın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
• TÜKETİCİ ( Çiftçinin Traktörle Yaptığı Kazanın Lastiğin Arızalı ve Yamalı Şamyelden Kaynaklanması Nedeniyle Maddi Tazminat - Davacının 4077 S. Yasa Kapsamında Tüketici Olmadığı/Uyuşmazlığın Çözümünün Genel Mahkemelerin Görevi İçerisinde Olduğu )
• MESLEKİ AMAÇLA EDİNİLEN RÖMORK ( Çiftçinin Traktörle Yaptığı Kaza/Maddi Tazminat İstemi - Davacı Tüketici Olmadığından Uyuşmazlığın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
4077/m.2,3
ÖZET : Davacı, traktörle yaptığı kazanın lastiğin arızalı ve yamalı şamyelden kaynaklandığını ve maddi zarara uğradığını bu nedenle uğradığı maddi zararının karşılanmasını talep etmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Davacı çiftçilik yapmaktadır ve bu nedenle davaya konu römorku satın almıştır. Bu itibarla davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olmadığı, söz konusu römorku mesleki amaçla edindiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı, 2008 yılında davalı Y... Traktör isimli firmadan sıfır olduğu beyan edilen traktör römorku aldığını, römork lastığının patlaması neticesinde kaza yaptığını, römorkun lastiğinden çıkan şamyelden kendi sayımına göre 17 tane yama olduğunu gördüğünü, bu kaza neticesinde traktörünün hasar gördüğünü ve 2.000 TL masraf yaptığını, bu kazanın lastiğin arızalı ve yamalı şamyelden kaynaklandığını ve maddi zarara uğradığını bu nedenle uğradığı maddi zararının karşılanmasını talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.

Somut olayda davacı çiftçilik yapmaktadır ve bu nedenle davaya konu römorku satın almıştır. Bu itibarla davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olmadığı, söz konusu römorku mesleki amaçla edindiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.Öyle ise mahkemece işin esası incelenerek ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalıların temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 03.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumunuz için teşekkür ederim meslektaşım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayipli Elektronik Eşya Av.Nazife Eytemiş BAŞAR Meslektaşların Soruları 4 12-06-2014 09:03
Vadelİ SatiŞ ,ayipli Mal orhan oğuz Meslektaşların Soruları 1 06-12-2011 18:19
Ayipli Maldan Sorumluluk vselek Meslektaşların Soruları 2 26-11-2011 11:50
Ayipli Gazoz av.sgenc Meslektaşların Soruları 11 29-07-2011 16:23
AYIPLI MAL ve izlenebilecek yol Pınar Meslektaşların Soruları 11 09-09-2008 22:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06102300 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.