Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bakim Nafakasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-12-2008, 13:06   #1
külekçi

 
Varsayılan Bakim Nafakasi

Eşler birlikte yaşarken biri, diğer eşin kendisine bakmadığından bahisle bakım nafakası ve tasarruf hakkının kısıtlanması talepli dava açmıştır. Eşler hala aynı evde yaşamaktadırlar ve açılmış olan bir boşanma davası da yoktur. Bu durumda bakım nafakasına hükmedilebilir mi?
Old 23-12-2008, 13:38   #2
avkevser

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/13988

K. 2002/14391

T. 3.12.2002

• NAFAKA ( Davalı Eşi Olan Davacıya Gücü Nispetinde Yeterli Maddi Katkıda Bulunmak ve Gerekirse Taşınmazlarını Nakite Dönüştürerek İhtiyaçları Karşılamak Zorunda Olduğu )

• KADININ ÇALIŞMAMASI ( Davalı Eşi Olan Davacıya Gücü Nispetinde Yeterli Maddi Katkıda Bulunmak ve Gerekirse Taşınmazlarını Nakite Dönüştürerek İhtiyaçları Karşılamak Zorunda Olduğu )

• EV İŞLERİNİ YÜRÜTEN KADIN ( Davalı Eşi Olan Davacıya Gücü Nispetinde Yeterli Maddi Katkıda Bulunmak Zorunda Olduğu )

4721/m.4,186/son,195,196

ÖZET : Tarafların yaklaşık 40 küsür yıldır evli oldukları ve aynı evi paylaştıkları, davacı Kadının ev işlerini üstlendiği, çeşitli hastalıkları bulunduğu, geliri bulunmadığı; buna karşılık kocanın Bağ-Kur emeklisi, evi, arsaları ve önceki çalışmalarından kazanımları olduğu anlaşılmaktdır.
Mahkeme gerekçesinde de doğru olarak vurgulandığı gibi davalı eşi olan davacıya gücü nispetinde yeterli maddi katkıda bulunmak ve gerekirse taşınmazlarını nakite dönüştürerek ihtiyaçları karşılamak zorundadır.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Davalı yönünden,
Temyize konu miktar 40.000.000 lirayı geçmemektedir.
HUMK'un 4146 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesi uyarınca bu gibi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
2- Davacı taraf yönünden ise;
Davada, tarafların aynı evde oturdukları, sürekli tartıştıkları, davalının evin ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşıladığı, eşinin tedavi giderlerini, yeme, içme ve giyinme gibi ihtiyaçlarını temin etmediği, davacının yakınlarının yardımına muhtaç bırakıldığı dolayısı ile evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği ileri sürülerek aylık 500.000.000 lira tedbir nafakası istenmiştir.
Mahkemece; davalının eşi olan davacıya yeterince mali destekte bulunmadığı gerekçesi ile aylık 40.000.000 lira tedbir nafakasına ( katkı payına ) hükmedilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 186/son maddesine göre; "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar."
Aynı şekilde 195. madde uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi... halinde Hakim'in gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alacağı belirtilmiştir.
Bu düzenlemelerle birlikte özel olarak, Eşler Birlikte Yaşarken başlığı altında 196. madde hükmü getirilmiş olup buna göre: "Eşlerden birinin istemi üzerine hakim ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler" ifadesine yer verilmiştir.
Hakimin parasal katkıda bulunma kararı verirken göz önünde tutması gereken ölçüler 196.maddenin ikinci fıkrasında belirlenmiştir. Bu fıkra hükmüne göre hakim katkı miktarını belirlerken eşin ev işlerini görmesini vs. göz önünde bulunduracaktır.
Her şeyden önce koca, aile olmanın sorumluluğunu üstlenip, eşinin sağlık, barınma vb. gibi ihtiyaçlarına maddi gücü oranında katkıda bulunmak zorundadır.
Somut olayda tarafların yaklaşık 40 küsur yıldır evli oldukları ve aynı evi paylaştıkları, davacının ev kadını olup ev işlerini üstlendiği, çeşitli hastalıkları bulunduğu, geliri olmadığı için kocanın maddi katkısına ihtiyacı olduğu buna karşın davalı eşin Bağ-Kur emeklisi olup, Evi, arsaları ve önceki çalışmalarından kazanımları bulunduğu anlaşılmaktadır.
MK'nun 4. maddesine göre; "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir." Uygulama dosya içeriğine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumuna uygun olmayıp, davacının sağlık giderlerini bile asgari ölçüde karşılayacak düzeyde bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde de doğru olarak vurgulandığı gibi davalı eşi olan davacıya gücü nispetinde yeterli maddi katkıda bulunmak ve gerekirse taşınmazlarını nakite dönüştürerek ihtiyaçları karşılamak zorundadır.
SONUÇ : Yukarıdaki gerekçeler, dosyadaki belge ve bilgiler ışığında bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasındaki "40.000.000.TL" rakamının karar metninden çıkartılarak yerine "100.000.000.TL" rakımı yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.12.2002 günü oybirliğiyle karar verildi.



-------------------------------------------------------------------


T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/2288

K. 2003/3441

T. 13.3.2003

• AİLE GEÇİMİ İÇİN MALİ KATKI TALEBİ ( Aynı Evde Kalmalarına Rağmen Aile Geçimine Katkıda Bulunmayan Davalıdan Tedbir Nafakası Talep Edilmesinin Haklı Olması )

• AİLE KONUTUNA TEDBİR ( Aile Konutu Devredildiğinde Muvazaa Sebebiyle Tasarrufun İptali Talep Olunmadıkça Taşınmaz Üzerine Tedbir Konulması Talebinin Red Edilmesi )

• GEÇİME KATKIDA BULUNMAMA ( Aynı Evde Kalmalarına Rağmen Aile Geçimine Katkıda Bulunmayan Davalıdan Tedbir Nafakası Talep Edilmesinin Haklı Olması )

• AİLE KONUTUNUN DEVRİ ( Aile Konutu Devredildiğinde Muvazaa Sebebiyle Tasarrufun İptali Talep Olunmadıkça Taşınmaz Üzerine Tedbir Konulması Talebinin Red Edilmesi )

• TEDBİR NAFAKASI ( Aynı Evde Kalmalarına Rağmen Aile Geçimine Katkıda Bulunmayan Davalıdan Tedbir Nafakası Talep Edilmesinin Haklı Olması )

4721/m.186,194,195,196

ÖZET : 1-Aile konutu devredildiğinde muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talep olunmadıkça taşınmaz üzerine tedbir konulması talebi konusuz kaldığından karar vermeğe yer olmadığı suretinde hüküm kurulması gerekir.
2-Aynı evde kalmalarına rağmen aile geçimine katkıda bulunmayan davalıdan tedbir nafakası talep edilmesi haklıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine ve özellikle davacı, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini de ileri sürerek, ailenin geçimi için davalıdan parasal katkı da talep etmiştir ( TMK’nun 195 ve 196 ). Tanık beyanlarından tarafların halen aynı evde birlikte oturmaya devam ettikleri ancak davalının ailenin geçimine katkıda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının talebi haklıdır ( TMK. 196 ). Bu nedenle davalının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Aile konutu olarak özgülenen meskenin, tapusuz olup, dava tarihinden önce 5.8.2002 tarihinde davalı tarafından Ömer T. isimli kişiye “zilyetliğin devri” suretiyle devredildiği, Ömer T.’un da aynı tarihte İbrahim D. adlı kişiye devrettiği anlaşılmaktadır. Konutu devralan İbrahim D.’la davalı arasında 6.8.2002 tarihinde ( 2 ) yıl süreyle kira sözleşmesinin yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, aile konutunun başkasına devrinin önlenmesi yönündeki tedbir talebinin konusu kalmamıştır. İstek, Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayanan tedbire ilişkin olup, ortada “tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali” yönünde açılmış bir dava da bulunmadığına, yine dava tarihine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun müddeabihin temliki halinde hareket tarzı ile ilgili 186. maddesinin uygulanmasına da olanak yoktur. Türk Medeni Kanununun 194/son maddesi koşulları da bulunmadığı gibi, bu yönde de bir talep bulunmadığına göre aile konutuyla ilgili tedbir istemi, konusuz bulunmakla karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu kısımlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-07-2010, 13:30   #3
Anıl Köksal Böke

 
Varsayılan "karar"

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/14193
Karar: 2007/14996
Karar Tarihi: 18.10.2007

ÖZET: Davalı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı, kumar oynadığı, evine har­cama yapmayan bir kişi olduğu, eş ve çocuklarının alışveriş yapmaması için talimat verdiği, telefon faturalarının ödenmemesi nedeniyle telefonun kesildiği ifade edilmektedir. Ancak, davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle ko­runması gere­kir.

(4721 S. K. m. 195, 196, 197, 198, 199) (1479 S. K. m. 67)

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi so­nunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı dilekçesinde davalı ile 45 yıldır evli olduklarını, davalı eşin evine bakmadığını, elektrik ve su giderlerini ödemediğini, köy bakkalını kendisi ile alışveriş yapmaması konusunda uyardığını, kumar oynadığını ileri sürerek aylık 300 YTL nafakanın tahsilini istemiş, yargılamanın ikinci oturumunda ıslah ile davalının borçlularının ödemelerini kendisine yapması için önlem alınmasını istemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne; davalının Bağ-Kur yaşlılık aylı­ğından 200 YTL'nin davacı kadına ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar uzun yıllardan beri aynı bahçe içerisinde ayrı evlerde yaşa­maktadır. Davacı (ev hanımı) kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu davacı eşin ileri sürdüğü gibi davalı kocanın evin giderlerine katılmadığı, köy bakkalını uyararak eş ve çocuklarının alışveriş yapmasına engel olduğu ve kumar oy­nadığı tanıklarca ifade edilmektedir.

MK'nun 198. maddesi uyarınca <Eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hakim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir>.

Anılan hüküm Medeni Kanun'un, aile birliğinin korunmasına ilişkin <Bir&shy;liğin Korunması> başlığı altında düzenlenen önlemlerden biridir. Aile birliğinin korunmasına ilişkin bu önlemler (m. 195-199); <eşler birlikte yaşarken ailenin geçimi için diğer eşin yapacağı parasal katkının belirlenmesi> (m. 196) <ayrı yaşama halinde nafaka (m. 197) eşlerden birinin borçlularına ödemeyi ta&shy;mamen veya kısmen diğer eşe yapmasının emredilmesi> (m. 198) ve <eş&shy;lerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması> (m. 199) dır.

1479 sayılı Kanun'un 67. maddesine göre bağlanacak aylıklar nafaka borçları nedeniyle haczedilebilir, devir ve temlik edilebilirler.

Bu hükme göre, davalının Bağ-Kur'dan aldığı yaşlılık aylığını doğrudan diğer eşin almasına karar verilmesinde Bağ-Kur Yasası yönünden bir engel bulunmamaktadır.

Bağ-Kur, MK'nun 198. maddesindeki <borçlular> terimi içinde yer alma&shy;lıdır. Hakim anılan hüküm uyarınca koşulları gerçekleştiği takdirde; eşlerin bir&shy;likte yahut ayrı yaşaması halinde bu önlemi alabilir.

Önceki MK'nun 198. maddesinde yer alan <emreder> kelimesi İsviçre Medeni Kanunu'nun bu maddeyi karşılayan 171. maddesindeki esaslara uygun olarak emredebilir diye düzenlenerek hakimin takdir hakkının bulunduğu şek&shy;linde değiştirilmiştir. Bu bakımdan sebeplerin gerçekleşmesi halinde kanundaki önlemlerden birinin tercihi, hakimin takdir hakkı çerçevesinde mütalaa edil&shy;melidir.

O nedenle, Medeni Kanun'un 198. maddesinde düzenlenen ve birliği korumayı amaçlayan bu önlemle, davalı kocanın alacakları üzerindeki tasarruf salahiyeti kaldırılmakta olduğundan önemli nedenler halinde bu önleme baş&shy;vurulmalıdır.

Davalı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı, kumar oynadığı, evine har&shy;cama yapmayan bir kişi olduğu, eş ve çocuklarının alışveriş yapmaması için talimat verdiği, telefon faturalarının ödenmemesi nedeniyle telefonun kesildiği ifade edilmektedir. Bu bakımdan MK'nun 198. maddesinin öngördüğü koşul&shy;ların gerçekleştiği kabul edilebilir. Ancak, davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle ko&shy;runması (m. 198) mümkündür. Bu gibi durumlarda, diğer eş için ağır neticeler doğuran; onun tasarruf salahiyetini sınırlayan yahut <kısıtlı> durumuna sokan bir önleme başvurulmamalıdır.

Mahkemece talebin içeriği de gözetilerek nafakaya hükmedilmesi gere&shy;kirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde oldu&shy;ğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tedbİr Nafakasi AVUKAT MERYEM Meslektaşların Soruları 3 07-10-2010 14:22
Tedbİr Nafakasi Burak Demirci Meslektaşların Soruları 8 16-01-2009 13:02
Özel Huzurevlerİ İle Huzurevİ YaŞli Bakim Merkezlerİ Demir Demir Meslektaşların Soruları 0 05-10-2008 13:45
Tedbİr Nafakasi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 16-08-2008 14:02
bakim nafakasi davasi ve adreste bulunamama Konuk izmitli Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 29-01-2008 16:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03348589 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.