Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

husumet yalnız doktora mı, yoksa idareye mi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-12-2011, 18:38   #1
asoy

 
Varsayılan husumet yalnız doktora mı, yoksa idareye mi

6100SK'na göre idareye karşı açılacak tazminat davalarına da asliye Hukuk mahkemesi bakacak. doktor hatası sonucu sakat kalma durumunda, husumet yalnız doktora mı, yoksa Sağlık bakanlığına İzafeten hastahaneye mi, yoksa her ikisi ne mi yöneltilecek. ayrıca idareye bir başvuru gerekiyor mu? Teşekkürler!
Old 28-12-2011, 23:26   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

6100 saylı yasanın 3. maddesine göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi, bu konuda tereddüt yok, bu konu anlatıldığı zaman da tereddüt yoktu.

Şimdi meslele önünümüze geldiğinde insanın kafası ister istemez karışıyor. Mahkeme idare değilse, husumet neden idareye yöneltiliyor.

Bu konu uzun uzun tartışıbilir ancak Muhammet Özekes Hocaya bu soruyu sormuşlardı, cevabı "husumette bir değişiklik yok" şeklinde olduğunu hatırlıyorum.

Kolay Gelsin...
Old 29-12-2011, 13:07   #3
yılmazkan

 
Varsayılan

Hem doktora hem bakanlığa yöneltebilirsiniz. Bildiğim kadarıyla hastanelerin tek başına kişilikleri yok.
Old 30-12-2011, 00:02   #4
asoy

 
Varsayılan

Teşekkür ederim. Sağlık Bakanlığına izafeten hastahane gösterilecek. Ancak hakimlerle ilgili tazminat davaları artık devlete karşı açılacak. acaba bu diğer kamu görevlilerinde de geçerli mi? bu konuda tereddütteyim. uygulanan tedavi sonucu tek gözü kör olmuş.
Old 30-12-2011, 11:52   #6
asoy

 
Varsayılan

cevaplarınız için teşekkürler, Ancak Anayasanın 129/5. varken Devlet Hastahanesinde memur olan doktora tazminat davası açılabilir mi? Ceza kovuşturması için doktor hakkında suç duyurusunda bulunmanın tazminat davasında delil olmaktan başka bir önemi var mı? tazminat davasının uzun sürmesine mi neden olacak.
Old 30-12-2011, 12:23   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Doktorun kişisel kusuru ağırlık kazanıyorsa aleyhine adli yargıda tazminat davası açılabilir. Diye düşünüyorum.
Dayanağı için BKN : http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=8019
deki yazımız.
Old 30-12-2011, 13:07   #8
av.feride inan gül

 
Varsayılan

Doktorun kişisel kusuruna da dayanılır ve kişisel kusur ağırlık kazanırsa doktor aleyhine adil yargıda tazminat davası açılabilir. Hastaneye karşı ise hastanenin kusuru var ise idari yargıda dava açılır kanısındayım.

Old 30-12-2011, 13:13   #9
Av. Hakan VARAN

 
Varsayılan

Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev

MADDE 3 - (1) Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır.
Madde hükmü gereği adli yargıda açılacaktır. hasım duruma göre doktor veya Bakanlığa izafaten hastahane...
Old 30-12-2011, 18:25   #10
av. themis=)

 
Varsayılan

bu tür davalarda husumetin idareye yöneltilme sebebi ,tazminat davalarında idare dışında objektif olarak asliye hukuk mahkemelerinin inceleme yapılmasının istenmesidir. Kural olarak sağlık bakanlığı ve hastane davalı gösterilecektir. idarenin kusurundan dolayı doktorun sorumluluğuna gidilmez; idare daha sonra rücu hakkını kullanabilir. iyi çalışmalar...
Old 01-01-2012, 20:10   #11
asoy

 
Varsayılan

Katkılarınız için teşekkürler, husumeti çözdüm sanıyorum. Müvekkil 1954 doğumlu, 2 derece gözlük kullanırken, iğne ucunun sinirlere değmesi sonucu göz hiç görmüyor, gözde körlük meydana gelmiş. bu durumda açılacak dava belirsiz alacak mı? yoksa hesap edilebilir mi? dava değeri kaç olmalı?
Old 01-01-2012, 21:53   #12
av. themis=)

 
Varsayılan

sayın Asoy ;
davayı açmadan önce, bilirkişi marifetiyle tespit yaprırmanızı öneririm. iyi çalışmalar
Old 02-01-2012, 10:08   #13
yılmazkan

 
Varsayılan

Belirsiz alacak davası. Müvekkilinizin maddi zararlarının hesaplanması, yaptığı iş,yaşı,tedavinin süresi ve kapsamı, kazancı, çalışamadığı günler, çalışma gücü kaybı,çalışabileceği süre ve benzeri hususlar göz önüne alınarak ortaya konabilir. Bunların tam olarak belirlenebilmesi mümkün olsa bile çok zor olacağından belirsiz alacak davası açabilirsiniz. Dava değerini yukarıda belirtmeye çalıştığım noktaları göz önüne alarak, müvekkilinizle de görüşerek kendiniz belirleyabilirsiniz. Yargılama sonunda belirlenecek zarar üzerinden eksik harcı tamamlarsınız.
Old 02-01-2012, 12:44   #14
Av. Seda Üstün Tuğ

 
Varsayılan

Sayın Asoy,
Sırasıyla Hastaneye ve Hasta Hakları Kuruluna yazı yazmanızı öneririm. Özellikle Hasta Hakları Kurulundan gelen yazı size bir yön verecektir, hekimin kusuru ile ilgili..Yine savcılığa şikayette de bulunabilirsiniz.Buralardan gelecek cevap ve çıkacak sonuç yolunuzu daha da aydınlatacaktır.
Saygılar..
Old 14-01-2012, 00:23   #15
criminal

 
Varsayılan

Tüm açıklanan hususlara ek olarak Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına değinmekte yarar var kanımca .
1219 sayılı TABABET VE ŞUABATI SAN'ATLARININ TARZI İCRASINA
DAİR KANUN Ek Madde 12 – "(Ek: 21/1/2010-5947/8 md.)Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak zorundadır. Bu sigorta priminin yarısı kendileri tarafından, diğer yarısı döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçelerinden ödenir.".

İlgili hekimin sigortasını sorgulatma imkanı da bulunmakta.
http://www.hatmer.org.tr/htm-police/...olice/list.sbm
Old 15-01-2012, 19:42   #16
avukat17

 
Varsayılan

yeni yasanın sağladığı kolaylıklar bazı meslektaşlarımız tarafından atlanmış. 6100 sayılı yeni HUMK nun 3.maddesi bu konunun yasal dayanağını oluşturduğundan çözüm arayışlarımız bu madde çerçevesinde olmalıdır.
görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.Yeni HUMK da böyle bir zorunluluk da öngörülmediğinden idareye başvurma zaman kaybından başka bir şeye hizmet etmeyecektir kanaatindeyim.
idare aleyhine dava açılacağı bildirilmiş olduğundan idareye karşı dava açılacaktır.
Doktora karşı dava açılıp açılmayacağı meselesini iki şıkta değerlendirmek gerekir:
Yasa değişikliğinden önce doktorun kişisel kusuru söz konusu ise (suç teşkil eden bir tıbbi uygulama hatası söz konusu olduğunda) doktor aleyhine adli yargıda dava açılması gerektiği kabul ediliyordu.
İdari hizmet kusuru söz konusu ise idari yargıda dava açılması gerekiyordu.
Kusurun idari hizmet kusuru mu kişisel kusur mu oluşturduğunu saptayabilmek hukuk terazisi olmayı gerektiriyordu. Yani neredeyse hak arama özgürlüğünü kısıtlayacak kriterler söz konusu idi.
Bunu saptadıktan sonra idari yargıda dava açarken tazmin edilmesi istenen bedeli doğru saptamak gerekiyordu. Tazminat miktarını doğru saptamak zorunda idiniz çünkü talebinizi sonradan artıramıyordunuz.
idari yargıya açılan davada verilen savunmalarda adli yargının görevli olduğu ileri sürülürken adli yargıda açılan davalarda idari yargının görevli olduğu ileri sürülüyordu. Yani hak aramak durumunda olan kişi açısından bir korku platformu yürüyüşü başlıyordu. Oraya mı düşeceksin buraya mı düşeceksin ?
Neyse tüm bunlar bence HUMK 3 ün getirilmesi ile sonra erdi. yargı yolu itirazı getirilemeyecek artık kesinlikle adli yargı görevli hem de değere bakılmaksızın asliye mahkemeleri görevli kılındı.
Kanaatimce kişisel kusur olması halinde doktora karşı adli yargıda dava açılabildiğinden ; açılacak davayı Sağlık Bakanlığı aleyhine ve hastanenin bağlı olduğu tüzel kişilik ve hastane başhekimliği aleyhine ve doktor aleyhine açmakta bir hukuksal engel yoktur. Yargılama neticesinde "kişisel kusur" tesbit edilirde dava hekim yönünden kabul edilecek,"hizmet kusuru" tesbit edilirse idare yönünden kabul edilecek diğerleri açısından husumetten reddedilecektir.
Bu durum ise maktu vekalet ücreti ödenmesinden başka bir sakınca ihtiva etmemektedir. Yani o muydu bu muydu tartışması yargılama aşamasında saptanacak ve hukuken sorumlu olan aleyhine karar verilecektir.
Yeni HUMK getirdiği bir başka olağanüstü kolaylık da 107 maddedeki belirsiz alacak davası açma imkanı olup bu tip davalarda belirsiz alacak davası açılabilecek ve gereksiz harç yatırılması , ıslah, zamanaşımı , gereksiz vekalet ücreti ödenmesi ve bol stres gibi sakıncalar da ortadan kalktığından tam olarak bilemediğimiz zararımızı önceden saptamak zorunluluğumuz artık bulunmamaktadır.
6100 sayılı HUMK 3 ve 107 maddeleri çözümün altın anahtarlarıdır .kolaylıklar ..
Old 02-04-2012, 05:49   #17
avukat17

 
Varsayılan

çok önemli yeni bir gelişmeyi duyurmak isterim.anayasa mahkemesi 6100 3.maddeyi iptal etti hayırlı olsun. idare aleyhine açılacak bedensel zararlara ilişkin tazmin davalarında idare mahkemesi görevi devam ediyor!!!
Old 05-04-2012, 13:59   #18
omrgnd

 
Varsayılan

İdare mahkemesinde ıslah edememe sorunu tekrar gündeme gelecek bu yüzden idareye karşı dava açmalarda dikkatli olunması gerekmektedir.
Old 10-04-2012, 13:54   #19
Esra DEMİRKAN

 
Varsayılan

HMK madde 3 iptal edildi. Busebeple haksız fiillin meydana geldiği tarihten itibaren 1 yıl içinde idareye başvurup başvurunun red veya zımnen red tarihinden itibaren ise 60 gün içinde ( çok önemli) idare mahkemesinde bakanlığa karşı davanızı açın. İdare mahkemesinde bakiye haklar sakılı tutularak dava açımaz,bu şekilde maddi tazminat talep edilmez.( Çok önemli) Bu sebeple maddi tazminatı bilirkişiye hesaplatıp bu hesabın birazda üstünde talep edin ki hak kaybı olmasın. Manevi tazminatıda müvekkilinizin isteğine göre talep edersiniz.
Öte yandan ameliyatı yapan doktor, hemşire vs. sağlık ekinbinin ağır kişisel kusurları varsa, bu durumda hangileri hakkında ceza soruşturması veya davası açılmışsa ceza davasının sanıklarına karşı da tahsilde mükerer olmamak kaydıyla Asliye hukuk mahkemesinde ayrıca maddi ve manevi tazminat istemli davanızı açmanızı tavsiye ederim. Benzer bir davamda idare mahkemesinden tazminat hükmedilip Bakanlıktan tahsil etmemize karşın Asliye Hukuk davası devam etmekte olup bilirkişi incelemesi aşamasına gelmiş ve hakim '' memur doktora karşı asliye hukukta ayrıca dava açılmaz'' itirazlarını ara karar ile reddederek yargılamaya devam etmektedir. Kolay gelsin .
Old 10-04-2012, 20:45   #20
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Anayasa mahkemesinin iptal kararı henüz Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmemiştir. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı yayınlanana kadar davalar yine adli yargıda açılacaktır. Açılan bu davalara “Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez” kuralı gereği yine adli yargıda bakılmaya devam edilecektir. Ancak; Anayasa Mahkemesi Kararı Yürürlüğe girdikten sonra hizmet kusuruna dayalı dava Sağlık Bakanlığı aleyhine idari yargıda açılabilecektir.

2. Doktor hakkında, hekimlik sanatının icrası sırasında salt kişisel kusuru ile davacı zararına yol açması halinde adli yargıda kişisel kusura dayalı tazminat davası açılabileceğini Yargıtay kabul etmekte idi . ( YARGITAY HGK ,26.09.2001 T. 2001/4-595E , 2001/643 K. ) Ben bu konuya ilk cevabımda belirttiğim (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=8019) linkinde değinmiştim. Fakat aşağıdaki yazıda HGK nun bu konuda yeni bir kararının çıktığından ve bu kararla , doktorun kişisel kusurundan dolayı da adli yargıda dava açılamayacağından söz edilmektedir. Yeni karara ulaşamadığımız için şimdilik bir yorum getiremiyoruz.

Av. Murat TEZCAN, Medimagazin okurları için yazdı.

"...Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun henüz hukuk dünyasında bilinmeyen, 2011/4-592E. 2012/25K. Sayılı kararı, konuya ilişkin kabul edilemez yargı uygulamasını tümüyle değiştirecek niteliktedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/4-592E. 2012/25K. Sayılı Kararı Neyi Değiştiriyor?
Mersin Asliye Hukuk Mahkemesi, devlet hastanesinde görevli doktora, kişisel kusur nedeniyle açılan tazminat davasını “görevli doktora doğrudan doğruya dava açılamayacağı” gerekçesiyle husumet yönünden reddetmiştir. Davacıların temyizi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, davanın husumet yönünden reddedilmesinden önce kişisel kusur, hizmet kusuru incelemesi yapılması zorunluluğunu gerekçe göstererek, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Fakat Mersin Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıtay’ın bozma kararına uymamış ve kararında direnmiştir. Bunun üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu karar uygulamaya yepyeni bir ışık tutacak niteliktedir. İlgili kararın sonuç kısmında,

“(…)kamu görevlisinin hizmet içinde veya hizmetle ilgili davranışının suç oluşturulması ya da hizmeti yürütürken ağır kusur işlemesi ve bunun gibi kötü niyetle bir kişiye zarar vermesi halinde dahi bu durum, aynı zamanda idarenin eleman seçme yükümlüğünü yerine getirmemesinden kaynaklı hizmet kusuru olup, açılacak dava idareye yöneltilmelidir. Kişilerin uğradığı zararla, zarar veren personelinin yürüttüğü görev arasında her hangi bir ilişki kurulabiliyorsa, ortada hizmet kusuru var demektir ve bu tür davranışlar kasten veya ihmalen işlenmesine bakılmaksızın hizmetten ayrılamayan kişisel kusurları olarak ortaya çıkmakta ve bu husus Devlet Memurları Kanunun 13. maddesindeki ‘kişilerin kamu hukukuna tabii görevlerle ilgili uğradığı zararlarda’ ifadesini bulmaktadır. Diğer taraftan Anayasa’nın 129/5 maddesindeki ‘kusur’ şartında kamu yetkisini kullanan memurun veya kamu görevlisinin işlediği eylemin kasten gerçekleştirip gerçekleştirmediğine bakılmaksızın bu eylemlerinden doğan davaların ancak idareye yöneltilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur.

(…) Öncelikle açıklanan anayasal ve yasal düzenlemelerin amacı tartışılmıştır. Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan düzenlemelerin, memur ve kamu görevlilerin kusurunu ortadan kaldırmadığı; (…) Bu güne kadarki uygulamada, kamu personelinin mali sorumluluğunu çözmekte ‘hizmet kusuru’, ‘kişisel kusur’ ayrımına gidilmiş olmasının yerinde olmadığı, zira yasada böyle ayrıma gidilmediği, bunun idareyle memur arasında görülecek rücu davasının, sorunu olduğu tartışmasızdır.”ifadelerine yer verilmiştir. Bu bölümden de açıkça anlaşılacağı üzere Yargıtay daha önceki uygulamalarına son vermiş bulunmaktadır. Dolayısıyla kamu hastanelerinde görev yapan hekimlere karşı doğrudan doğruya tazminat davası açılamayacaktır. Hekimin kötü uygulaması nedeniyle açılacak davalar öncelikle idare aleyhine genel görevli İdare Mahkemesi’nde görülecek, daha sonra eğer ilgili hekimin kişisel kusuru tespit edilirse, İdare, hekime kusuru oranında rücu edebilecektir. Alınan bu karar hekimlerin doğrudan tazminat taleplerine muhatap olmaması sonucunu doğuracak olması açısından hayati öneme sahiptir. Yargıtay’ın yanlış uygulamasına son vermiş olması hem hukuk dünyası hem de tıp dünyası için sevindirici bir haberdir."
Old 31-08-2012, 16:45   #21
avukat17

 
Varsayılan

sayın yücel kocabaş 'ın belirttiği ( YARGITAY HGK ,26.09.2001 T. 2001/4-595E , 2001/643 K. ) sayılı kararın mevcudiyetini ve mahkemeleri bağlayacağı yönündeki 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu 45.maddesini dikkate alarak eylemi suç teşkil ettiğinden hakkında ceza davası ikame edilen hekim aleyhine açılan tazminat davası yeni hukuk genel kurulu kararı dikkate alınarak red mi edilecek?

Bu durum hukuka güven ilkesini derinden sarsmaz mı ? davaların açılış tarihleri itibarıyla hangi hukuk genel kurul kararı mevcutsa o kararın uygulanması gerekmez mi? Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun önceki kararının hukuk literatürü ile örtüşmediği ve son kararın doğru olduğu düşünülse bile önceki karar değişmediği sürece yargı mercilerini bağlayacağından hak arayışlarında esas alınan Hukuk Genel Kurul Kararlarına göre hareket eden hukuka saygılı kişiler bu saygılarının karşılığını nasıl alacaklar ? " Hukuk Genel Kurul Kararı değişti davanızı reddediyorum idare mahkemesi görevlidir" dendiğinde idare mahkemesine başvuru süresini geçiren hak sahipleri "ülkemizde adalet kriterleri sık sık değişiyor ,adil yargılanma hakkımız ihlal edildi" diye AHİME mi gitmek zorunda kalacaklar?
Old 01-09-2012, 22:14   #22
özlem küçükbahar

 
Soru

Alıntı:
Yazan asoy
6100SK'na göre idareye karşı açılacak tazminat davalarına da asliye Hukuk mahkemesi bakacak. doktor hatası sonucu sakat kalma durumunda, husumet yalnız doktora mı, yoksa Sağlık bakanlığına İzafeten hastahaneye mi, yoksa her ikisi ne mi yöneltilecek. ayrıca idareye bir başvuru gerekiyor mu? Teşekkürler!

Doktor hatalarından kaynaklı tazminat davalarında çok yeni tarihli 17 Ağustos yanılıyor olabilirim Resmi Gazetede uzlaşma müessesesine ilişkin bir yönetmelik yayınlandı. Artık dava açmadan önce doktorun çalıştığı hastanenin ( Devlet ya da özel ) bağlı bulunduğu İl Sağlık Müdürlüğüne uzlaşma başvurusu yapılabiliyor. Bu süreçte dava açma süresi duruyor. İlgili yönetmeliğin tarih ve sayısını Pazartesi günü bildirebirim. HMK'a göre doktorlar aleyhine Aadli yargıda tazminat davası doktorun çalıştığı hastanenin özel ya da devlet hastanesi olmaına göre değişiyor. Özel hastane ise Adli yargıda dava açılabiliyor. Ancak Devlet Hastanesi doktoru ise idari yargıya başvurulabiliyor.. Devlet hastanesi doktorları için adli yargıya gitme yolunu düzenleyen HMK'3. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Kararı Pazartesi yollayabilirim. Bunlar için önce idari başvuru yapmak koşulu ile idari yargıda dava açılıyor. Ancak uzlaşma müessesesinden yararlanmak daha hızlı souç almanızı sağlar diye düşünüyorum. Bu konuda birçok dava dosyam var daha ayrıntılı bilgiyi Pazartesi verebilirim.
Old 01-09-2012, 22:45   #23
özlem küçükbahar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan asoy
6100SK'na göre idareye karşı açılacak tazminat davalarına da asliye Hukuk mahkemesi bakacak. doktor hatası sonucu sakat kalma durumunda, husumet yalnız doktora mı, yoksa Sağlık bakanlığına İzafeten hastahaneye mi, yoksa her ikisi ne mi yöneltilecek. ayrıca idareye bir başvuru gerekiyor mu? Teşekkürler!

tekrar merhaba
uzlaşma müessesesi ile ilgili Yönetmelik 14.08.2012 tarih ve 28384 ayılı Resmi Gazetede yayınlandı. Devlet Hastanesi doktoruna karşı idari yargıda açılacak davada husumet doktora yöneltilemiyor. Sağlık Bakanlığına yöneltiliyor. Dava açmadan önce idareye başvurmak ve idarenin cevabından sonra (red ise)ya da 60 gün içerisinde cevap vermez ise bu sürenin sonunda dava açmak gerekiyor.
Old 03-09-2012, 08:36   #24
özlem küçükbahar

 
Varsayılan

Merhaba,

HMK'un 3. maddesi Anayasa Mahkemesi'nin 2011/35E. 2012/23K. sayılı kararı ile iptal edildi. İptal kararı 19.05.2012 tarih ve 28297 sayılı Resmi Gazetede yayınlandı. Karar gereği Devlet Hastanesi doktorları aleyhine adli yargıda dava açma yolu artık yok. İdari yargıda Sağlık Bakanlığı aleyhine dava açılabilecek. Özel Hastaneler için hala adli yargıya başvurulabiliyor. İlgili iptal kararını değerlendirin isterseniz. İyi çalışmalar.
Old 05-09-2012, 20:51   #25
avukat17

 
Varsayılan

teşekkürler özlem hanım. 31.08.2012 tarihli mesajımda belirttiğim HGK Kararının bağlayıcılığını dikkate alarak eylemi suç teşkil eden devlet hastanesi doktoruna karşı dava açılmış olsa ve idari dava açma süresi geçirilmişse bu durumda ne yapılabilir?
idari dava açma süresinin tavan sınırı olan 5 yıl içinde dava açılabilir mi? yeni içtihadı birleştirme kararı verilmiş olması 5 yıl içinde dava açılmasının mümkün kılar mı?
Old 22-09-2012, 21:04   #26
avukat17

 
Varsayılan

neyse kendi sorumu kendim cevaplamaya çalışayım. adli yargıda açılan dava ile ilgili olarak görevsizlik kararı verilirse ki umarız öyle olur görevsizlik kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren 30 gün içinde dosyanın idare mahkemesine gönderilmesini talep etmenin uygun bir yöntem olur diye düşünüyorum
Old 28-09-2013, 11:53   #27
ekinheval

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat17
neyse kendi sorumu kendim cevaplamaya çalışayım. adli yargıda açılan dava ile ilgili olarak görevsizlik kararı verilirse ki umarız öyle olur görevsizlik kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren 30 gün içinde dosyanın idare mahkemesine gönderilmesini talep etmenin uygun bir yöntem olur diye düşünüyorum
Adli yargıdaki dava doktora karşı açılmış ise malesef GÖREVSİZLİK değil PASİF HUSUMETTEN red kararı veriliyor. İşte bu durumda idari yargıda kaçırılan dava süresi nedeniyle doğacak mağduriyetin ne şekilde giderileceğine çözüm bulmak oldukça sıkıntı.
Old 08-01-2014, 17:14   #28
n_plak

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/4-592 Esas, 2012/25 Karar sayılı kararı ile doktorlara kişisel kusuru bulunduğu gerekçesi ile olsa dahi, doğrudan dava açılamayacağını açıklayan bir hüküm oluşturmuş.

Peki, Aile Sağlığı Merkezinde görevli hemşirenin hatalı iğne yapması nedeni ile müvekkilin bacağında meydana gelen sakatlık nedeniyle açılacak davada da idari yargı mı görevlidir?
Zira; Aile Sağlığı Merkezleri, Sağlık Bakanlığı'na bağlı olsa da, ASM'nin, sağlık personelinin ücretleri, kiraları ve elektrik, su vs. tüm masrafları Aile Sağlığı Merkezinde çalışan aile hekimleri tarafından ödeniyor. Bu durumda, hemşirenin hatası da idarenin hizmet kusuru olarak görülerek Sağlık Bakanlığı'na mı idari yargıda dava açılmalı?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı "idarenin eleman seçme yükümlülüğünü yerine getirmemesini hizmet kusuru olarak değerlendirip" hüküm kurmuş. Bu durumda, hemşireye maaşını ödeyen, aile hekimi(çalıştıranın sorumluluğu kapsamında) ve hemşireye mi adli yargıda dava açılmalı?

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yalnız Öyküler Nur Deniz Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 5 06-09-2011 17:48
Yalnız Kalmaktan Korkuyorum./Aile Konutunun Seçimi sedalı Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 16-06-2011 06:11
Yalnız Avukatın Yapabileceği İşler salimengin Meslektaşların Soruları 6 18-03-2008 14:36
Aile İçi Şiddet: Gülelim Mi, Ağlıyalım Mı Yalnız Olmadığımıza? Gemici Kadın Hakları Çalışma Grubu 1 09-03-2008 14:34
karayolları genel müdürlüğünün tüzel kişiliği var mı yok mu yoksa husumet kime kerim Hukuk Soruları Arşivi 14 09-11-2006 19:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09348607 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.