Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukat Enflasyonu!

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-05-2004, 21:12   #1
MAGISTER

 
Rahatsiz Avukat Enflasyonu!

İstanbul Barosu 20 binlere yaklaşan üye sayısıyla, Tokyo'dan sonraki en kalablık baro. Neredeyse her ay 300 kişi ruhsat alıp avukatlığa başlıyor bu şehirde.

Her tarafta pıtırak gibi açılan hukuk fakülteleri nedeniyle gereğinde fazla hukuk mezunu iş piyasalarına giriyor. Hakim ve savcı olanların sayısı, bakanlığın açtığı kadroların sınırlı(yıllık 500 kişi) olması nedeniyle az. Bu nedenle neredeyse hukuk diploması alan herkes avukat oluyor. Diğer taraftan, memleketin farklı şehirlerinden mezun olan arkadaşların da avukatlık yapmak için İstanbul'u seçmesi başka bir olumsuzluk. Bu aralar Ankara Hukuk mezunlarının yarısının İstanbul'da olduğuna kanaat getirdim

Avukat sayısındaki bu fazlalık aynı şekilde stajyer sayısına da yansıyor. Sanırım İstanbul'da 4000 kadar stajyer avukar var ve bunların büyük çoğunluğu staj yapacak büro bulamıyor.

Bütün bu etkenler avukat enflasyonuna neden oluyor. İş piyasasına sunulan emek arzı fazla olunca bu da ücretlere olumsuz olarak yansıyor. Şu an bir stajyer için belirlenen aylık ücret 300 milyon, ruhsatını yeni almış bir avukat için belirlenen aylık rayiç ücret 600 milyon! Bu arada hakim stajyerlerinin henüz stajdayken aylık 600 milyondan fazla aldığını da belirteyim.

Bu enflasyonun diğer olumsuz etkisi ise mesleğe olan saygının giderek azalması. Neredeyse elinizi sallasanız avukata çarpacak.

Çözüm ne olabilir?
Old 04-05-2004, 09:14   #2
OKoseoglu

 
Varsayılan

Ben avukatlık için Türkiye'deki en büyük tehlikenin özel üniversiteler olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar ÖSS sınavının eleştirilecek yanları olsa da bu eleme, zeka ve yetenek bakımından hala ciddi bir gösterge.
Sanırım sosyal bilimler içinde en zor üniversite eğitiminin hukuk .eğitimi olduğu konusunda hemfikirizdir. Buradaki zorluk bizatihi hukuk konularının genişliğinden ve gündelik hayatta sahip olduğu önemden kaynaklanmaktadır. Özel hukuk fakültelerinin razı olduğu düşük taban puanları bir kere vasat ama mali gücü iyi ÖSS adaylarını buraya çekmektedir . Yine bu fakülteler işletme mantığı ile çalıştıkları için aralarında ticari alanda bir rekabet de söz konusudur. Hal böyle olunca öğrencilerin eğitim yolunda yeteneklerinin ve kapasitelerinin zorlanması da mümkün olmamaktadır. Çünkü hiçbir öğrenci dört senede kolayca bitireceği bir fakülte varken , gece gündüz ders çalışmak zorunda kalacağı ve yedi sekiz senede bitirip bitiremeyeceği şüpheli rakip fakülteyi tercih etmeyecektir.
Özel hukuk fakültelerinin bir başka ve bence en tehlikeli etkisi ise devlet üniversitelerindeki öğretim görevlilerini yüksek ücretlerle transfer etmeleri, devlet okullarını boşaltmalarıdır.
Önümüzdeki dönemde avukatlık sınavının barolar tarafından ciddiye alınmaması mesleği ciddi erozyona uğratacaktır.
Old 04-05-2004, 10:35   #3
sbudak

 
Varsayılan

Basından öğrendiğim kadarıyla yürütülen bir hazırlığa göre hukuk fakültelerine giriş için özel bir üzenleme yapılması planlanıyormuş. Buna göre avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hukuk Fakültelerine girişte daha önceden en az bir yüksek okul mezunu olma şartı getirilecekmiş. Yani kişiler direk(doğrudan) olarak Hukuk Fakültelerini tercih edemeyecek.

Bu düzenleme yaşanan avukat enflasyonuna bir yavaşlama getirebilir ve hatta durdurabilir. Üstelik bu, disiplinli bir avukatlık sınavı uygulaması ile desteklenirse daha da etkili bir sonuç elde edilir.

Bildiğim kadarıyla Almanya'da Hukuk Fakültesi mezunları avukat olabilmek için çok zorlu bir sınava tabi tutuluyormuş. Kişilerin bu sınava üç kere girme hakkı bulunuyormuş. Üç hakkında da başarılı olamayanlar bir daha sınava giremiyormuş. Bunun sonucu olarak hukuk fakültesi mezunu olsanız bile avukat olma imkanını kesin olarak kaybediyormuşsunuz. Bu bilgiler ne kadar doğrudur bilemiyorum. Forumun sıkı takipçilerinden olan sayın Gemici sanırım bizi bu konuda aydınlatabilir.
Old 04-05-2004, 23:10   #4
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

4 yıllık hukuk fakültesini bitiren herkes;
1-Hakim,savcı olamaz. Olabilmeleri; sınav koşuluna bağlanmıştır.
2-Hemen,noter olamaz. Sıraya girmeleri gerekir, o sıra belki de 5 sene sonra gelecektir.
3-Hemen, bir şirkette hukuk müşaviri ya da bir şirket bünyesinde hukukçu kimliğini kazanamaz. Şirketler, ya da benzeri kuruluşlar, bünyeleri içerisine alacakları hukuk mezunu arzusu ile dolup taşmamaktadır.
4-Hukuk fakültesinde akademik kariyer yapamaz, yapılabilmesi için, öğrencilik daha devam edecektir.

Ama hukuk fakültesini bitiren herkes; bir daktilo ve 3-5 kitap alarak; levhasını kiraladığı büroya asıp; gelişigüzel staj tamamlayıp; AVUKAT olabilir.

Bu kolaylık, sanıldığının tersine tüm zorlukları da aşamalarda beraberinde getiriyor. Kolaylık; bir takım riskleri ve olumsuzlukları da bünyesinde barındırıyor: Kendini geliştirmek zorunluluğu hissetmeme, orta seviyede başarıyla bir mezuniyet sonrası; hatta yine benzer stajımsı bir staj evresi sonrası -çoğunlukla şehir dışı icra takipleri hacizleri ile dolu olan kronik stajlar- bazı konuları bilip bazı konuları bilmemeye rağmen her konuda dava alabilme, ihtiyaçtan çok fazla sayıda öğrenci kapasitesine sahip hukuk fakülteleri, hiç birini olamazsam avukat olurum anlayışının gelişmişliği ve benzeri pek çok olumsuzluk; bugün çok sevdiğimiz mesleğimizin sayısız nedenle olumsuz gönderme ve somut örneklere konu olmasına neden olmuş durumda..

1989 yılında üniversite sınavına girdiğimde de; hukuk fakülteleri en fazla sayıda öğrenci yerleştirecek olan nadir fakülteler arasındaydı. 40 kişilik, 50 kişilik mühendislik öğrencisi kontenjanı bulunan üniversitelerle, 500-900 kişilik hukuk öğrencisi kontenjanı bulunan AÜHF nin, sadece 1989 yılını kıyaslamak bile şaşırtıcı ve dehşet verici..

Son derece yüksek öğrenci alımı, ama buna karşılık avukatlık mesleği için yeterli olan rahat stajlar ve alabildiğine özgür büro açma olanağı.

Tüm bunların yanı sıra; gerçek anlamda şirketleşmeye; hukuk ofisleri yaratmaya engel ve her bir mezunu kişisel çalışmaya sevk edici yasal düzenlemeler..

Enflasyon , doğal seleksiyonu engellemiyor olsa da; bu süreç içinde yaşanan olumsuzluklar, mesleğe duyulan,duyulması gereken güven ve itibarı ne yazık ki zedeleyebileceği kadar zedeledi.
Old 07-05-2004, 21:06   #5
eylem

 
Varsayılan

tartışmaya ilişkin ifadeleri şöyle bir değerlendirdim, ve yine bana yanılmadığımı gösterecek bir dolu ifadeyi bir arada görmekte gecikmedim.

siz ve diğer müstakbel meslektaşlarımın özel üniversitelerle alıp veremediklerinin ne olduğunu inanın çok merak ediyorum. bir sınıf yaratıp dışlamaksa amaç bu dediklerinizde oldukça haklısınız zira para verdik ve hatta çalışmadık hiç bir emek vermeden o diplomayı elimize sıkıştırıverdiler ve barolardan teşekkül etmiş bulunan bu debi deryanın içine baldırı çıplak saksısı boş bir avuç hukukçu olarak attık kendimizi!!!! eğer buysa ifade etmeye çalıştığınız size gülerim ve hatta güleriz.

şunu peşinen hatırlatmakta yarar görüyorum " bu enflasyon biz yokken de vardı" ünlü bir ata sözü bu durumu, yanlış hatırlamıyorsam şöyle ifade etmektedir "deve kendi hörgücünü görmezmiş" unutmayın sayın devlet üniversitesi mezunu arkadaşlarım, bize miras kalan bir avukat kimliği var. Bunun başlıca sorumluları sizlersiniz zira tüm toplumca ifade edilen, bir nevi sahtekarla eş değer bir sıfata sırf hukuk fakültesi mezunu olduğumuz için sahip olmaktayız.

özel üniversite adı verdiğiniz kurumlar yaklaşık 6 yıllık bir geçmişe sahipler ve sizinde ifade ettiğiniz gibi devlet üniversitelerinin en iyi hocalarını yüksek transfer ücretleri ödeyerek (yani insanlara hakkı olan bedeli ödeyerek) en iyi eğitimi vermek amacı ile bir araya getirmeye çalışmaktadırlar, bunun yanında daha küçük sınıflarda daha az kontenjanla en üst seviyede eğitime ulaşmayı amaçlamaktadırlar. Daha da ileri giderek ingilizce eğitim konusunda ciddi çalışmalar yapmaktadırlar. Bazı konularda sizin haklılığınızı açıkcası görmezden gelemiyorum bir kısım özel üniversiteler bahsettiğiniz gibi puansız hatta direkt parayı veren düdüğü çalar mantığıyla ticarethane gibi çalışmaktadır. Fikrimce bu tür üniversiteler ya devamlılık kazanamayacaklar yahutta bu düzende devam edemeyeceklerdir. Fakat bu durumu genellemek ve bir çok insanı bu kategorinin içine sokmak başlı başına bir hatadır ama mesleğimizdeki enflasyon açısından değerlendirdiğimizde bu enflasyondaki yerimiz oldukça düşük çünkü örnek vermek gerekirse benim üniversitem benimle birlikte 90 kişi mezun etti. Fakat Ankara Üniversitesi'nin anfisini dolduran öğrenciler 1000 rakamına ulaşmaktadır. Bir de bu rakamı mezunlarla oranlarsanız enflasyonun asıl kaynağının devlet üniversiteleri olduğunu sizde göreceksiniz.

Açıkcası kendi adıma konuşmam gerekirse hakkımla kazandığım bu üniversiteyi, hakkımla da bitirmiş bulunuyorum. Aldığım puanın hiç de azımsanmayacak bir puan olduğunu biliyorum yapmam gerekenin sadece biraz daha fazla matematik sorusu olduğu açıktır. Bir gerçek daha var ki o da hukuk fakültesinin öyle üst seviyede bir matematik bilgisini gerektirmediğidir ve bu yönümle diğer meslek arkadaşlarımdan geride kaldığıma inanmıyorum. Bu sebeple ben ve benim gibi hatta benden daha iyi durumda olan diğer özel üniversite mezunu arakadaşlarımı bu şekilde tahkir etme çabasından bir adım geri durmanız size en çok yakışanıdır çünkü kendi kusurlarınızın hepsini bize yükleyemezsiniz!! vicdan bunu kabul etmeyecektir.

özel üniversitelerle uğraşmaktansa esas soruya yani bu enflasyonun çözümüne yönelmeyi daha doğru buluyorum zira kötü olan başarısız olan bu işten ekmek yiyemez. tutunmak isteyen başarısını ispat edecek bir alan bulacaktır kendine.

benim bu konudaki fikrim farklı hukuk bürolarının tek kişiden teşekkülüne bir engel konulmalı ve gerçekten her türlü hukuki soruna yetişir miktarda hukukçudan mütevellit olması sağlanmalıdır. hukukun alanları belirlenmeli ve her büroda her türlü soruna yanıt verecek biri bulunmalı her ne kadar herkes avukat sıfatının önüne yok ceza avukatıyım yok icra avukatıyım şeklinde sıfatlar eklemiş olsada bunun hiç bir legal yanı bulunmamaktadır. kimse bu şekilde insanların hak arama hürriyetine sınır koyma hakkına sahip değildir. bu şekliyle değerlendirildiğinde kimse başarısına ve bilgisine güvenmediği bir avukatla bir arada çalışmak istemeyecektir ve hak eden hak ettiği yerde olacaktır. iş böyle olunca avukat sayısından değil büro sayısından şikayetçi olunur hale gelecektir muhtemelen ama şu bir gerçek bu meslek için bir ihtisas sahası oluşturmak şart oldu dahası stajın tam manasıyla verimli olduğuna inanmıyorum. daha uzun süreli ve belli bir ücret karşılığı yapılması gerektiği inancındayım çünkü hiç bir şeyi tam manasıyla öğrenmemiş bir pratisyeni by-pass ameliyatına sokmaktan farksız bana göre bu uygulama.. neyse bu konuda söylenecek çok şey var sanırım benden bu kadar.
Old 10-05-2004, 12:25   #6
OKoseoglu

 
Varsayılan

Özel üniversite mezunu olduğunuz için alınmanızı çok doğal karşılıyorum. Ve şu şekilde somut bir ölçü koyalım isterseniz: Son yıllarda açılan hakimlik -savcılık sınavlarında yazılı ve sözlü olmak üzere üniversitelerin sıralanış şekli nedir? Bu veriye ulaşabilecek arkadaşlar varsa lütfen yardımcı olsun.
Lütfen yanlış anlamayın. Ben avukatlık mesleğinin tek sorunu özel üniversiteler demiyorum. Elbette ki başka sorunlar var; ancak en son eklenen sorun ve bence en ciddisi özel üniversiteler.
Old 10-05-2004, 15:09   #7
Gemici

 
Varsayılan

AB Ülkelerinde Hukukçu Eğitimi:

Fakülteye Giriş:
Hukuk fakültesine girişteki temel koşul lise diploması. Avusturya, İtalya, Hollanda ve Fransa ikinci bir koşul aramıyor. Almanyada fakültelere alınacak öğrenci sayısı belirli, alınacaktan fazla müracaat olursa, not ortalaması iyi olanlar kayıt yaptırabilir. Son senelerde müracaat edenlerin hepsi kayıt yaptırabilmiş. Oxford ve Cambridge test yolu ile bir eleme yapıyor. Yunanistan İspanya ve Portekiz giriş testleri yapıyor. En ağır giriş şartlarını Finlandiya istiyor. Müracaat edenlerin belirli bir süre içinde kendilerine verilen bir literatür listesini öğrenmesi gerekiyorr. Verilen süreden sonra hukuki bilgilerin sorulduğu bir giriş sınavı yapılıyor.

Öğrenim süresi üçle beş sene(Polonya) arasında değişiyor.

Öğrenimden sonraki mesleki eğitim çoğu AB ülkesinde meslek kuruluşları tarafından gerçekleştiriliyor.

Alman Sistemi:
Gerek fakülteyi bitirmede gerekse meslek eğitiminde Almanyanın diğer ülkelere kıyasla değişik bir sistemi var. Alman Eğitiminin organizesinde devletin belirli bir ağırlığı göze çarpıyor. Özellikle sınavlarda.

Bir yandan AB nin ve küreselleşmenin gerektirdiği koşullara ayak uydurabilmek için diğer yandan senelerden beri tenkid edilen hukuk eğitimini daha verimli bir hale getirebilmek için 01.07.2003 tarihinden beri yürürlükte olan bir kanunla hukukçu eğitimi yeniden düzenlendi.

Dört yıl süren üniversite öğrenimi devlet sınavı ile bitiriliyor. "Die Erste Staatsexamen"(ilk devlet sınavı) denilen ve başka hiçbir AB ülkesinde olmayan bu sınav iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm üniversitelerin “ağırlıklı bir daldaki” kendi sınavları, ikinci bölüm devlet tarafından gerçekleştirilen “mecburi bölüm/dal” sınavı. Fakülteyi bitirmek için iki sınavında başarı ile verilmesi gerekir.

Birinci sınavdan sonra “Vorbereitungsdienst”(hazırlık dönemi) denilen ve iki sene süren Referendarzeit (stajyerlik süresi) geliyor. Bu süreyi ikinci devlet sınavı ile bitiren kişiler hakimlik yapma ehliyetini (Befähigung yum Richteramt) kazanıyor. Hakimlik yapma ehliyetini kazanmak avukat olarak ruhsat alabilmenin şartı.

Kanun stajyerlerin her biri en azından üç ay süren ve “Pflichtstation”(mecburi istasyon/durak) diye nitelendirilen,

1. hukuk mahkemesi
2. savcılık veya ceza mahkemesi
3. idari bir daire
4. avukat ve

normal bir eğitim vermeye ehil bir veya başka birkaç yerde staj yapmalarını şart koşuyor.
Eyaletler düzenledikleri eğitim yönetmenliklerinde avukatların nezdindeki staja büyük önem veriyor. Örneğin Beden Württemberg eyaletinde bu süre dokuz ay.

İkinci devlet sınavını verip mesleğe başlıyan hukukçuları neler bekliyor?

Almanyada senede 11.000 e yakın hukukçu meslek eğitimini bitiriyor. Bunlardan hakim veya savcı olabilme şansı olanlar sadece yüzde 4 . Devlet daireleri sigortalar ve diğer özel kuruluşlarda iş bulanların oranı yüzde 21 cıvarında. Tahminlere göre mesleğe yeni başlıyan hukukçuların yüzde 70 inden fazlası, özellikle not ortalaması iyi olmayan ve bu sebepten başka yerde iş bulma imkanı olmayan kesim, avukatlık mesleğini seçiyor. Federal Baronun istatistiklerine göre 01.01.2004 tarihinde barolara 126.799 kayıtlıydı.

Almanyada ortalama olarak 700 kişiye bir avukat düşüyor(01.01.2002). Bu oran metropollerde dahada düşük(Frankfurt: 112, Berlin: 390, Münih: 139) Buda özellikle metroplollerde büyük bir rekabetin işareti. Böyle oluncada başka yerde iş bulamayıp bir büro açan avukatların kısa bir süre sonra iflasın eşiğine gelmeleri kaçınılmaz görünüyor.

2002 senesi verilerine göre, iş aramak için işçi bulma kurumuna müracaat etmiş olan işsiz hukukçuların sayısı 7.600. İşsizlerin büyük bir bölümünü mesleğe yeni başlıyanlar oluşturuyor. Mesleğe yeni başlıyan hukukçuların iş ve işçi bulma kurumuna müracaat etmelerinin en büyük sebeplerinden birisi, hukukçuların staj döneminde sosyal sigorta aidtı ödemeleri ve bu yüzden de işsizlik parası almaya hak kazanmaları. Bu imkan diğer akademisyenlerde yok, onun içinde bunlar iş aramak için kuruma müracaat etmiyor.

Son senelerde, özellikle AB nin getirdiği olanaklardan ve küreselleşmeden yararlanabilmek için, avukatlık limited şirketlerinin (GmbH) ve avukatlık ortaklıklarının sayılarında belirli bir yükselme var. Yüzlerce avukatın çalıştığı ve dünyanın değişik ülkelerinde şubeleri olan veya oradaki avukatlarla ortak çalışan çok sayıda avukatlık kuruluşu var. Diğer ülkelerdeki meslekdaşlarla ve müvekillerle çalışabilmek için yabancı dil bilen, belirli konularda ihtisas yapmış ve iyi yetişmiş hukukçulara gereksinim var.

Saygılarımla
Old 10-05-2004, 21:13   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kimse alınmasın! Kırılmasın..

Yetersiziz..

Dünya standartlarının çok gerisindeyiz.

Biber acıdır.. Enflasyon kötü..
Old 11-05-2004, 18:01   #9
Av.Orhan Kaya

 
Varsayılan

Yabancı bir avukatlık dizisinde hakim gereksiz yere açılmış bir davada davacı vekiline "sizde haklısınız nerdeyse berberde traş olurken bile hukuk fakültesi diploması veriyorlar, avukatlarda para kazanmak zorunda" demişti. Türkiye'de ki durum bu kadar vahim olmasada gidişat bu yöne doğru. Baroların mükemmel fakat hayali çözümleri bir tarafa bırakması ile sorunun çözümü yönünde bir adım atılmış olur. Niteliği artırmak hukuk fakültelerini eski prestijli günlerinin tam aksine boşta kalmamak için yazılan bölümler olmaktan kurtarmak gerekir.
Old 12-05-2004, 16:04   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

Her baro kendi üyesini kabul yetkisine sahip olsa; üye sayısını dondursa; emekli veya rahmetli olan üye sayısı kadar yeni üye kabul etse bu uygulama "avukatlık mesleğinin serbest olması" ilkesine ters düşer mi ?

Bence düşmez. Tartışmak isteyen var mı ?

Avukatların liberal ekonominin rekabet kurallarına göre sayılarının kendiliğinden ayarlanmasını beklemek devletin yargı ayağının sallanmasına yol açar. Mesleğe büyük zarar verir kanısındayım. Ama Sayın Gemici 'nin verdiği bilgiye göre Almanya 'da ve diğer ülkelerde 'doğal seleksiyon' geçerli. Böyle olmak zorunda mı ?

Bir kentte taksilerin sayısı belirlenerek ruhsat veriliyorsa avukatların da sayısının belirlenmesi gerekmez mi ? Adalet trafik kadar önemli değil mi ?

Saygılarımla

Bir Dost
Old 13-05-2004, 09:10   #11
ibrahimbey

 
Varsayılan

her konuya duyarlı; her konuda hemen cübbelerini giyip eylem yapmaya meyilli ve fakat bu konuda nedense hiç sesini çıkarmayan öğretim üyeleri, anlı şanlı profesörler ne düşünüyor acaba?
Old 13-05-2004, 19:05   #12
sbudak

 
Varsayılan

Aman öğretim üyelerine, dekanlara, rektörlere laf söylemeyin! Onlar da ülkemizin dokunulmazlarından! Başka bir şey söylemiyorum!
Old 14-05-2004, 16:44   #13
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan Ayna ayna ,söyle bana..

Sayın Gemici'nin satırlarından "Hakimlik yapma ehliyetini kazanmak avukat olarak ruhsat alabilmenin şartı" na ne dersiniz?
Bir şey olmak zor ise, o şey çok değerli.Kolay alınabilinen (ucuz) şeyler nasıl kalitesiz ise , kolay olunan "şey"ler de (olası -biz şey değiliz- itirazına saygı duyarım ) Sayın Tikici'nin çok yerinde tesbiti ile "yetersiz" olmaya mahkum ne yazık ki.
Çare mi;
Önce birey olarak,meslek mensubu olarak, sonra da toplum olarak aynaya bakmak,bakabilmek ve dünya standartlarını yakalamak herhalde.
Saygılarımla.
Old 27-06-2004, 17:11   #14
Berkant Erdem

 
Varsayılan

bu konuda belki pek aldırış etmeyeceksiniz ama bildiğim çevremden gördüğüm bişey var; sayıca çok fazla olan bi kesim (bu kişilere avukat demek istemiyorum) yanında yeni mezun birini çalıştırmanın maliyetinden kaçmak için stajer çalıştırmayı seçiyor ve onu köle gibi kullanmayı (abartı yok çocuğunun altını temizletmeye kadar ilerleniyor) kendilerinin en doğal hakkı olarak görüyor. Üstelik bu mağdur kişilere mesleği öğretmek adına, rekebet korkusuyla, hiçbir yardımda bulunmuyorlar. Henüz yolun başındaki bi öğrenci olmama rağmen şimdiden, eğer ilerde hakimlik, savcılık gibi benim için daha önemli bi mesleğe ulaşamamam durumunda avukatlığa yönelecek olursam istediğim tek şey; üstüne para vereyim yeter ki bu mesleği iyi bir şekilde öğreneyim, hakkını vererek yapabileyim.
Old 06-07-2004, 12:24   #15
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Avukatlar,

""Avukat sayısının fazlalığı" ile ""avukatların yeterli mesleki donanıma sahip olmaları"" iki ayrı konu olarak düşünülmeli.

İkisi de birbirinden önemli. Ama birlikte düşünülmesi çözümü zorlaştırıyor.

Önce "fazlalık" sorununu çözersek "mesleki yeterlilik" mesleğe girişteki rekabet içinde kendiliğinden çözülecektir kanısındayım.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 06-07-2004, 16:40   #16
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım, Sevgili Öğrenciler;

THS deki bu bölümü (Avukat Enflasyonu) uzun süredir izliyorum. Kendilerini THS sinden ya da bizzat tanığım "dost" ve meslektaşların konuya ilişkin görüş bildirmeleri üzerine düşüncelerimi aktarmak istedim.

Avukat sayısındaki artış, kuşkusuz Hukuk Fakülteleri'nin Dünya standartlara göre çok fazla olması ve avukat oranlarının nüfusa göre büyük oranlara ulaşmasıdır.

Öncelikle Hukuk Eğitimi İ.Ö 3. Y.Y dan bu yana çok önem verilen bir eğitim ve öğretimdir. Ancak ne yazıktır ki ülkemizde bazı ekonomik veya siyasi rant hesaplarıyla bilimsel alt yapı çalışmaları yapılmadan Hukuk Fakülteleri açılmaktadır.

Değişik Hukuk Fakültelerinden mezun olan arkadaşlarımdaki formasyon ve kültür farkını staj eğitimi için gittiğim bir çok barodaki staj konferanslarında gözlemlemekteyim.

Öncelikle Hukuk Eğitimi'nin temel standart da olması gerekir. Bünyesinde tek bir kadrolu hukukçu doçent bulunan, bir kısım temel eğitimini telekonferans sistemi ile veren hukuk fakültesindeki eğitimin evrensel temel hukuk eğitimine uygun olduğu düşünülemez.

Ve ne acıdır ki Hukuk Fakültelerinin açılmasına en sıcak bakanlar Hukuk Fakültelerindeki bazı öğretim üyeleridir. (Farklı düşüncesi olan arkadaşlar açık kimlikleri ile THS de ya da özel olarak görüş bildirebilirler, mutlaka yanıtlanacaktır.) Açılan her hukuk fakültesi hocalara ek ders, ek kadro, emeklilere iş olanakları demektir.

Sn Gemici, (M.A.Aslan ın) değişik ülkelerdeki avukatlık öncesi alınan eğitim bilgileri çağdaş ülkelerdeki avukatlığın hangi şartlarda kazanıldığının birkaç örneklenmesidir.
Old 13-07-2004, 10:56   #17
ciril

 
Varsayılan

çok sonradan foruma katılmış olsam da iki kelimede ben söyleyim
öncelikle ülkedeki değer kayıpları her meslek gibi bizi de etkiliyor korkmadan doktora gidebilenimiz kaldı mı bunu rahatlıkla söylüyorum bir dr. kızı olarak.
fakülteler arası farka gelince özel üniversitede eğitim alan arkadaşımızın alınması doğal ama ben istanbul üniversitesi. girişli ankara üniversitesi mezunu ve gazi üniversitesinde mastırını yarım bırakan biri olarak söyleyim fark var hem de çok fark var.
çözüm aramaya başladığımızda önce eğitim sistemi değişmeli derim ben alınan kontenjanın sınırlanmasının ardından eskiden İstanbul üniversitesinde uygulanan eğitim sistemine dönülmesini öneririm öncelikle yök le beraber gelen ezbere dayalı lise eğitimi tandanslı bir eğitimi kabul etmek öncelikle kaliteyi düşürüyor.
Mezuniyetten sonra bıranşlanşmaya gelince tıp fakülteleri gibi düşünebiliriz baştan 4. yıldan sonra 1 yıl adliyede dönüşümlü olarak çalışarak eğitime devam edilir ve sınavla branş seçilebilir bunun ardındanda 1 yıl kadar branşa ilişkin eğitim verilerek eksiklikler giderilebilir diye düşünüyorum. Bu sınavlarda başarılı olamayan hukuk mezunlarının ise adliyede adalet bakanlığında yada baro vs gibi meslek örgütlerinde çalışmalarının önü açılabilirse yada bunlar için kota konulursa 6 yıllık eğitim heba edilmiş olmaz.Bu hem mezuniyet sonrası adliyelerde kalem memurlarının maskarası durumuna düşen hukukçu arkadaşların bu durumunu düzeltir hemde hakimide avukatıda kalem mevzuatını işine geldiği kadar değil tam olarak öğrenir ve yine tabiki mesleğin her yönünden bakılmasını sağlar. Benim yüzüme karşı siz milyarlar kazanın diye biz mi çalışacağız diyen savcı tanıyorum.
ve son olarak bir soru ile kapatmak istiyorum bizim branşımız kadar kopuk birbirini sürekli rakip gören karalamaya çalışan bir meslek daha biliyor musunuz bu noktada mülkiyelilere doktorlara mesleki dayanışmalarından dolayı özenmişimdir biz daha birbirimize güvenemez destek olamazsak nasıl şikayet edebiliriz ki
Old 04-08-2004, 14:31   #18
nusret şahin

 
Varsayılan

ülkemizde son on yılda birçok hukuk fakültesi açıldı ve bunun sonucunda hukukçu sayısı ve dolayısıyla avukat sayısı bayağı arttı. tek suçlu devlet, çünkü burada devlet istatistikleri enstitüsünün devreye girmesi ve ülkenin ihtiyaçlarını tespit etmesi gerekirdi ama maalesef bunlar yapılmadı. 2005 yılında avukatlık sınavının getirilmiş olmasını güzel, dilerim bu sınavı iptal etmezler. en azından avukatlık mesleğide belli bir kaliteye kavuşur. TBB'nin de bunda elbette payı var. acaba bu güne kadar TBB avukalar hakkında ne yaptı bunu bilen varsa bana söylese sevinirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı Av.Mehmet Saim Dikici Hukuk Sohbetleri 71 05-04-2016 15:17
Avukat yargılanması Av. Muzaffer ERDOĞAN Meslektaşların Soruları 3 16-01-2009 00:39
Avukat Kıvılcım Hukuk Sohbetleri 8 10-12-2008 15:15
Avukat özdeyişleri :))) ISIL YILMAZ Site Lokali 18 08-10-2008 10:55
İstanbul-Avukat... Av.Duygu Keleş Adliye Duvarı 0 18-12-2006 10:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07828307 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.