Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BorÇlu Olmayan Şİrketİn İtİrazi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-12-2009, 18:26   #1
canand

 
Varsayılan BorÇlu Olmayan Şİrketİn İtİrazi

Müvekkil Şirket aleyhine Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icra takibinde sehven müvekkil Şirketin ünvanına çok benzeyen bir başka Şirketin ismi ve vekaletnamesi ile itirazın son günü muhabare ile itiraz edildi. Şirketler Ltd. Şti. ve ortaklarından birer tanesi aynı. Takibe itiraz edildikten sonra ünvanın yanlış yazılmış olduğu ve dolayısı ile borçlu olmayan Şirketin vekaletnemesinin de sunulmuş olduğu farkedildi. Bunun üzerine asıl borçlu olan Şirket ile ilgili olarak tarafımıza hemen vekalet verildi ve daha önce yanlış vekalet sunulduğu ve Şirketin ünvanının da yanlış yazılmış olduğu Mahkemeye dilekçe ile bildirildi. Ancak yeni vekalet gönderildiğinde itiraz süresi geçmişti. Yapılan yargılama sonunda borçlu Şirket tarafından süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından itirazın reddine karar verildi.

İtiraz etme niyetimizin olduğu açık. Vekaletsiz iş görmeye dayanabilir miyiz? Vekaletsiz iş görme olarak değerlendirilebilir mi? Yapılabilecek birşey var mıdır? Lehimize bir yargıtay kararı bulabilir miyiz?
Old 10-12-2009, 10:06   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/9672
Karar: 2006/12413
Karar Tarihi: 09.06.2006

ÖZET: İcra müdürünce alacaklıya veya vekile verilmiş bir mehil bulunmamaktadır. Üstelik alacaklı daha sonra vekile usulüne uygun olarak kendi adına dava açma ve takip yapma hususunda vekaletname vermiş bu vekaletnamede icra dosyasına ibraz edilmiştir. Bu halde alacaklı kendi adına başlatılmış olan takibe icazet vermiş olduğundan vekaletnamesiz vekilin yapmış olduğu tüm işlemler ve dolayısı ile başlatmış olduğu takip geçerli hale gelir. Bu durumda şikayetin reddi gerekir.

(1086 S. K. m. 67)

Dava: Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Mahkemece yetkisiz kişi tarafından takip yapılması nedeni ile vekaleti olmayan vekil tarafından başlatılan takibin iptal edilmesine karar verilmiştir.

HUMK. nun 67. maddesinin 1. fıkrasında <vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme vereceği kesin süre içerisinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içerisinde vekaletname verilmez veya aynı süre içerisinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.> denilmiştir. Alacaklı asilin kendi adına düzenlediği vekaletname olmadan vekil, asilin şirket temsilcisi sıfatı ile daha önceden düzenleyip şirket adına dava açması için vermiş olduğu vekaletname uyarınca takibi başlatmıştır. Bu vekaletname uyarınca vekil takip yapamaz ise de, Bunun için vekile HUMK. nun 67/son maddesi uyarınca kesin bir süre içerisinde vekaletnameyi getirmek üzere mehil verilmiş olması gerekmektedir. Olayımızda böyle bir durum söz konusu değildir. Zira icra müdürünce alacaklıya veya vekile verilmiş bir mehil bulunmamaktadır. Üstelik alacaklı daha sonra vekile usulüne uygun olarak kendi adına dava açma ve takip yapma hususunda vekaletname vermiş bu vekaletnamede icra dosyasına ibraz edilmiştir. Bu halde alacaklı kendi adına başlatılmış olan takibe icazet vermiş olduğundan vekaletnamesiz vekilin yapmış olduğu tüm işlemler ve dolayısı ile başlatmış olduğu takip geçerli hale gelir. Mahkemece, yukarda açıklandığı üzere şikayetin reddine karar vermek gerekirken kabulü ile takibin iptal edilmesine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 10-12-2009, 10:08   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/480
Karar: 2006/3712
Karar Tarihi: 27.02.2006

ÖZET: Şikayetçi vekili tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiştir. Bu istem süreye tabi olup, geçirilmesi halinde takibin kesinleşmesi sonucu ortaya çıkacaktır. Yani, gecikmesinde zarar umulan bir durumun varlığı tartışmasızdır. Mahkemece şirket adına vekalet verenin şirket temsilcisi olmadığı belirtildikten sonra, vekilin <vekaletname ibrazı için kesin süre talep etmediği> gerekçe gösterilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kesin süre vermek durumunda olan mahkeme olduğuna göre eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.

(1086 S. K. m. 67)

Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

HUMK. nun 67/1. maddesi gereğince vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde Mahkeme <vereceği kesin bir süre içinde> vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içerisinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.

Somut olayda şikayetçi vekili tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiştir. Bu istem süreye tabi olup, geçirilmesi halinde takibin kesinleşmesi sonucu ortaya çıkacaktır. Yani, gecikmesinde zarar umulan bir durumun varlığı tartışmasızdır. Mahkemece şirket adına vekalet veren Mihail Çelik'in şirket temsilcisi olmadığı belirtildikten sonra, vekilin <vekaletname ibrazı için kesin süre talep etmediği> gerekçe gösterilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Oysa ki, kesin süre vermek durumunda olan ve yukarda yazılı usul hükmünü uygulaması gereken mahkemedir. O halde, yukarda yazılı kurallar uygulanmadan eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 10-12-2009, 10:09   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/2007
Karar: 2006/5438
Karar Tarihi: 16.03.2006

ÖZET: Alacaklının genel haciz yoluyla başlattığı takipte borçlunun itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşeceğinden gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin yaptığı itiraz geçerli sayılabilir. Bu nedenle mahkemece itiraz edilmemesi halinin kabulü gecikmesinden zarar umulan hal kapsamında kalacağından yukarıda açıklanan madde hükmü doğrultusunda borçludan itiraz eden vekil adına alınacak vekaletle itirazın geçerli hale gelebileceği düşünülmeksizin bu aşamada anılan madde hükmü göz ardı edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.


(2004 S. K. m. 66) (1086 S. K. m. 67)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklının genel haciz yoluyla başlattığı takipte borçlunun itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşeceğinden (İİK. m. 66) HUMK. nun 67. maddesinde açıklandığı gibi gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin yaptığı itiraz geçerli sayılabilir. Bu nedenle mahkemece itiraz edilmemesi halinin kabulü gecikmesinden zarar umulan hal kapsamında kalacağından yukarıda açıklanan madde hükmü doğrultusunda borçludan itiraz eden vekil adına alınacak vekaletle itirazın geçerli hale gelebileceği düşünülmeksizin bu aşamada anılan madde hükmü göz ardı edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1131
Karar: 2006/4503
Karar Tarihi: 07.03.2006

ÖZET: Somut olayda gözlendiği gibi yasal süresi içerisinde genel haciz yoluyla yapılan takipte icra dairesine itiraz edilmemesi halinde takip kesinleşir. Yedi günlük süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan vekilin itirazı anında vekaletnamesini ibraz etmeyişi itirazı bilahare vekalet ibraz edilmek koşuluyla geçersiz kılmaz. Mahkemece aksine düşüncelerle eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.


(2004 S. K. m. 62) (1086 S. K. m. 67)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: HUMK. nun 67. maddesi gereğince vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde de zarar umulan hallerde mahkeme vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasını veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir.

Somut olayda gözlendiği gibi yasal süresi içerisinde genel haciz yoluyla yapılan takipte icra dairesine itiraz edilmemesi halinde takip kesinleşir.

İİK. nun 62. maddesinde belirtilen 7 günlük süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan vekilin itirazı anında vekaletnamesini ibraz etmeyişi itirazı yukarıda açıklanan madde hükmü gereğince bilahare vekalet ibraz edilmek koşuluyla geçersiz kılmaz. Mahkemece aksine düşüncelerle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 10-12-2009, 10:18   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Davacı (itiraz eden şirket)vekaletnamesiz dava açmış olan vekile, sonradan bir dava vekaletnamesi verir ve vekil bu vekaletnameyi mahkemeye vererek davayı takip ederse , bununla davaya veya itiraza icazet vermiş olur. Böylece, vekaletnamesiz vekilin yapmışb olduğu bütün usul işlemleri ve bu arada dava açılması ya da itiraz edilmesi geçerli hale gelir. Bu halde, vekaletnamenin davanın açılmasından veya itirazın yapılmasından sonra verilmiş olmasının davanın açılış veya itirazın yapılış tarihine bir etkisi yoktur. Çürkü, icazet, temsil yetkisi eksikliğini davanın veya itirazın başından itibaren kaldırır ve vekilin yapmış olduğu bütün işlemler geçerli hale gelir. Özellikle, vekaletnamesiz açılan dava (veya itiraz) hak düşürücü süreye tabi olup da, davanın vekaletnamesiz açıldığı tarihe göre süre dolmamış ise , SONRADAN VERİLEN VEKALETNAME TARİHİNDE SÜRE DOLMUŞ OLSA BİLE , DAVA SÜRESİNDE AÇILMIŞ SAYILIR.
Bu konuda ayrıca Prof.Dr. Baki KURU Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 1 sayfa 825'e bakabilirsiniz.
İYİ ÇALIŞMALAR DİLERİM. KOLAY GELSİN
Old 10-12-2009, 10:58   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan canand
Müvekkil Şirket aleyhine Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icra takibinde sehven müvekkil Şirketin ünvanına çok benzeyen bir başka Şirketin ismi ve vekaletnamesi ile itirazın son günü muhabare ile itiraz edildi. Şirketler Ltd. Şti. ve ortaklarından birer tanesi aynı. Takibe itiraz edildikten sonra ünvanın yanlış yazılmış olduğu ve dolayısı ile borçlu olmayan Şirketin vekaletnemesinin de sunulmuş olduğu farkedildi. Bunun üzerine asıl borçlu olan Şirket ile ilgili olarak tarafımıza hemen vekalet verildi ve daha önce yanlış vekalet sunulduğu ve Şirketin ünvanının da yanlış yazılmış olduğu Mahkemeye dilekçe ile bildirildi. Ancak yeni vekalet gönderildiğinde itiraz süresi geçmişti. Yapılan yargılama sonunda borçlu Şirket tarafından süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından itirazın reddine karar verildi.

İtiraz etme niyetimizin olduğu açık. Vekaletsiz iş görmeye dayanabilir miyiz? Vekaletsiz iş görme olarak değerlendirilebilir mi? Yapılabilecek birşey var mıdır? Lehimize bir yargıtay kararı bulabilir miyiz?

Burada sayın Av.Şenel DELİGÖZ'ün işaret ettiği içtihatlardan farklı bir durum var. Kanımca itiraz etmesi gereken şirket ile hataen vekili olarak itiraz ettiğiniz şirket unvanları çok benzer ise maddi hata olduğu ve daha sonra maddi hatanın düzeltildiği ve vekaletin sunulduğu temyiz aşamasında dile getirilebilir. Ancak şirket adları ayırt edilebilecek gibi farklı ise bu iddianın kabul göreceğini sanmıyorum.
Old 10-12-2009, 11:55   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Soruyu tam anlamadan yanıtlamaya çalışarak teşhiste yanıldığım için özür diliyorum. Sayın ALADAĞ'ın görüşlerine aynen katılıyorum. Emekleri için teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Borçlu olmayan birine karşı yapılan haciz işlemi Av.Furkan Kamalak Meslektaşların Soruları 1 25-05-2009 10:59
Yetkİ İtİrazi Bİrden Fazla BorÇlu KesİnleŞmeyen Takİp avukatmsd Meslektaşların Soruları 2 30-03-2009 22:55
borçlu olmayan kişiye ait taşınmazın açık arttırma ile satışı kararı Av.Aksu Meslektaşların Soruları 4 11-04-2007 15:32
İpotekde borçlu olmayan malik Av.Sezer Yiğit Meslektaşların Soruları 1 27-03-2007 08:41
Borçlu olmayan hissedarın meskeniyet iddiası hakkı var mı? ismail ünlü Meslektaşların Soruları 5 09-03-2007 11:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05698299 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.