Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

KANLI DEHLİZ(bu bir iç dökme değildir.sadece bir öykü.)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-01-2008, 20:24   #1
suskun_juliette

 
Varsayılan KANLI DEHLİZ(bu bir iç dökme değildir.sadece bir öykü.)

KANLI DEHLİZ

‘‘İçimden ne dökülürse anlatacağım sizlere…Kalemin kağıda süzülen kırmızı mürekkebiyle belki kanı hissedeceksiniz ve kelimeler böyle ulaşabilecek damarlarınıza...’’Soğuk taşlarda çaresizce büzülen ayaklarınızdan ta kirpiklerinize dek titreyeceksiniz.Dünyanın geçmişi insanoğlundan daha eskiye dayansa da insanlar dünyadan daha yaşlıdır aslında..Hayat denen çarkların arasında her gün hayalleri sitemleri birikmişlikle öğütülürken nefesleri günden güne azalmaktayken her zamanki gibi güneşin doğacağına inanan insanlar!Şimdi soyunun tüm günahlarınızdan ve kendinizi verin ateşe!Cehennemin sıcaklığı vursun solgun yüzlerinize,ellerinizi ovuşturun,teninize dokunun,yıllarca yıprattığınız bedeninizi cezalandırın.Ateş,ateş ki en günahkar ruhları bile temizler!Çırpınmayın,o alevlerle yıkanın..Bugüne değin aldığınız canların hesabını yapın,parmaklarınızla saymayın!Bu sayımı tamamlamak asırlar sürebilir..Yaktığınız canları yıktığınız köprüleri düşünün,karnına bıçak sapladığınız gebe kadınların gözyaşlarını hissedin ve mümkünse bu kez karşılarında durup onların gözlerinin ta derinine bakın!İçinizdeki vahşetten daha ihtişamlı bir şey göreceksiniz,merhameti! Dağlarda pusu kurmuş kurtlar gibiydiniz oysa ki,ya can alacaktınız ya da orada öylece bekleyip açlıktan sefillikten ölecektiniz…Şimdi tembel tembel yerlerinizde oturduğunuzu sanıyorsunuz öyle mi?Ufukların ötesinde kanlar dökülmekte,köyler yakılmakta...Ve ilk kibriti siz attınız…İçinizdeki insanlığı sapkın ruhlarınıza kurban ettiniz,bu öyle bir ayindi ki;bir bebek ağlamaktaydı asırlarca,yaşlı adam ‘Zaman’ bile onu susturamıyordu,siyah saçlı kadının size söylediği sözlere kulaklarınızı tıkadınız,oysa O,aynada sizin kan ve ıstırap dolu geleceğinizi görmüştü,nihayetinde onun da sırtına bir bıçak sapladınız...
Ölümün ayak sesleri yedi kıt’a öteden işitilebiliyordu,ilk insandan son insana dek hep birbirinizi katletmeye güdümlendiniz.Mısır’ın kan döken,insanları köleleştiren firavunları,ihtişamına kapıldığınız o insanlar,gözleri siyah,tenleri yanık o adamlar…Yılanı koyunlarında sakladılar bunca zaman.Nedense hep güvendikleri kişilerin elinden ölümü tattılar..Tıpkı sizin de size güvenenlerin celladı olduğunuz gibi...O altın sarısı topraklara,o üst üste yığılan taşlara bakıp iç geçirdiniz.Ve sizlerin onlara özendiğinizden bihaber olarak ölüp gittiler.Binlerce yıl sonra uyandırılan firavunun mabedi,sizler tarafından yağmalanmadı mı?Sahip olduğunu sandığınız şeyleri onun ellerinden de almadılar mı?Ne Aten ne Amon ne de Osiris sizi kutsallığınıza inandıramadı mı?Şimdi acıyan gözlerinizle bedenini gezdiğiniz o firavun,sizlerin karşısında son kez cesedini harap etmemeniz için yalvarıyor.Binlerce yıldır el değmemiş,gün ışığı görmemiş bedenini parçalayıp onunla da oynayıp bir kenarda unutulmaya bıraktınız…O ki;binlerce nüfusa hükmetti,yeri geldi kan istedi;ama gelin görün önünüzde,elleri göğsünde ve oyulmuş gözleriyle duruyor.Bu,size bir şeyler anlatıyor olmalı...Hadi,şimdi diriltin onu!Aynı dili konuşun,size yapacağı ilk şey göğsünüze bir hançer saplamak olacaktır!Lanetini kazandığınız ruhlar gibi…Neyi harcamışsanız,geri getirdiğinizde size meydan okuyacaktır.İşte şimdi bu yüzden bu acılarınızla yüzleşin!Siz de binlerce yılın geçmesini beklemeyin..
Evet,savaşıyorsunuz,gururunuzun en büyük oyununa aldanıyorsunuz,kazandığınız şey sadece nefret!Bir çocuk gördüm cephenin ortasında,boş kurşun havanıyla oynuyor,yere bir şeyler çiziyor…Barış istediğini okuyabiliyor musunuz o topraktan?Duyabiliyor musunuz uzaktan?Bu yüzden lütfen el çekin hayallerimizden,bakir halleriyle yaşasınlar ruhlarımızda.’diye günlüğüne yazdı kadın…Ve gelen sesle irkildi,sanki bir anlığına bedeninden uzaklaşan ruhu tekrar bir gülle gibi yığılmıştı kalıbına.Siren sesleriydi duyduğu,bir yerlerde kurtarılmayı bekleyen hayatlar vardı..Hemen yüzünü bir bezle kapayıp çıktı sıhhiyenin avlusuna..


Bir asker daha güzel yüzü kan kırmızı bir şekilde sedyede uzanıyordu.Ne ağlıyor ne bağırıyordu,sadece artık parmakları yitmiş eliyle,ceketinin yakasını ısırıyordu,acısını sanki ondan çıkarıyor gibiydi.Hemen gidip yüzündeki kanları sildi kadın,belki şimdi merhamete ve şefkate ihtiyacı vardı..Bacağından ve göğsünden oluk oluk akan kanlara aldırmadan,vücudundan kopan uzuvların acısını hissetmeden sadece şefkat diliyordu.Bir ara başını kaldırdı,peçenin ardındaki gözleri gördü,ellerini uzatıp hafifçe kadının çenesine dokundu,belki de sevgi gösterisiydi.Ülkesinin sevgisini esirgemeyen kadınına ettiği bir teşekkürdü.Başı birden sağına düştü ve son nefesin dudaklarda bıraktığı o ıslak buğuyla orada terk etti bedenini..Kadın,yavaşça onun gözlerini kapadı,kirpiklerine dokundu son kez,annesinin gözlerindeki yaşların emsali bir yaş döktü oğulun üzerine.Bu yüzden belki huzurla kapandı dudakları şehidin..
Daha ayağını uzattığı her yerde insan parçaları vardı.Onlara basmamak için yavaşça yürüdü.Orada bulunan son asker de hayatını yitirmişti.Ellerini göğsüne götürüp sıkıca kalbine bastırdı,hayata söven içindeki kadını yatıştırdı…
Gün çoktan geceye kavuşmuştu,geceleri daha da kızıla bürünür topraklar…Yığınların ardında hem düşmana hem ölüme meydan okuyan hayatlar vardır.Ninnileri kurşun sesleri,sevgilisi vatan olan evlatlar…Onlar böyle büyütüldü ve yitip gittiler inandıkları kutsallığın uğrunda...Birileri yine can almaktan vazgeçmedi,bundan öteye gidemedi.Aylardır süren savaşın ardında bıraktığı sadece bir avuç dolusu kederdi,bu da ne para ederdi ne de egolarını tatmin ederdi...Hiç kimsenin eline bir şey geçmedi.Santim santim kanla sulanan topraklar,saçları yüzüne kanla yapışmış kadınlar,kolları bilekleri kesilmiş çocuklar…Ve belki ölseler o kadar acı çekmezlerdi…Vatanlarının,namuslarının,evlatlarının kısacası sahip oldukları en değerli varlıkların ellerinden alınıp gitmesi dışında,hiçbir şey onlara koymazdı…Günler sonra beyaz paçavralar sallandı meydanlarda.Barış ilan edilmişti…Giden bunca canın hesabı tutulmadan,o beyaz bez aldırmaz bir tavırla göklerde sallanıyordu.Elinde bir kağıtla çocuk koşuyordu,kağıdı aldı ve okudu kadın..Cümleler beyninde şimşek gibi çakıyordu,başı dönüyordu,dizlerinin üzerine çöktü..Savaşı ne kazanan ne kaybeden vardı,hırslarına yenik düşenlerin daha sonra erittiği tükettiği insanların ardından uzlaşmaya vardıklarını anlatıyordu bu siyah harfler.Sanki her biri,önünde sönüp giden siyah gözlerdi.
Eline kalemi alıp sırdaşı kâğıda sarıldı…
‘Kim geri getirecek ya da kim artık anaların ciğerinde tütüp duran ateşi dindirebilecek?İnsanların kıyımlar sonucu kanlarıyla yazdığı kanunlarımız,yarattığımız hukukumuz,geçmişteki mücadelelerimizin tek mirası,tek kazanımı olan o hukuku,şimdi sizler ellerinizle küle çevirmediniz mi?Bu kez anayasanızda ölüme yer vermeyin,bu kez insanların hayatlarını madde madde şekillendirip kırmızı dosyalar arasına hapsetmeyin.Ki bu savaş,binlerce hukuk neferinin de sonu oldu.Anlaşmalar sözleşmeler;iki ülke arasındaki maddiyatı,menfaat çatışmalarını susturamadı,uzlaşamadılar ve nihayetinde oğulları kurutulmuş bir ülke kaldı...Paslı bir bıçakla boynunu uçurdunuz hakların,insanın insan oluşundan dolayı sahip olduğu onurunu cephedeki masalarda çizip karaladınız...Hepsi şimdi lanetiyle karşınızda,tıpkı öngördüğüm gibi,tıpkı o son güneşin de yitip gittiği o gün yazdığım gibi,sadece yarını bekleyin,belki yarın bugünden daha uzak,ama hiçbir zaman kaçabileceğiniz bir son değil,siz de yok oluşla tanışacaksınız.Ufkunuza çektiğiniz karanlık,adım adım size doğru ilerliyor.Kurtarılmış bir ülkeniz var şimdilik,geçmişinizde acı,geleceğinizde umut var..Bu yüzden önümde nice canlar yitip giderken korkakça sadece alınlarındaki kanı ve teri silen ben,şimdi bu onursuzlukla yaşayamayacağım,benim için huzur artık onların gittikleri alemdedir.Onlar,nefeslerini bana ödünç verdiler,bu güne dek öyle yaşadım,şimdi ben de son nefesimi sizlerin afallamış yüzlerinize üflüyorum!Hoşça kalın…’yazdı ve silahı dayadı başına,bir gün namusuna göz dikmiş bir ecnebinin barakasından yatak odasına dek sızabileceği vakitte davranmak için bu silahı edinmişti..Şimdi ise onurunu kurtarmak için ellerine aldı..Sırf ‘Gelecek’,geçmişin hezeyanını görmüş bir candan daha kurtulsun
geçmişindeki bu yanılgıyı unutsun diye...Ve tetiği çekti...Silah gürledi,sıcak kurşun kafa tasını delip içinde özgürlüğe,hukuka,haklara ve insanlığa dair ne varsa ardına dolayıp gitti,beyni yere aktı..Duvara sıçrayan kanın sıcaklığıyla belki de alnında burcu burcu birkaç damla ter birikti.Yere yığılması çok geç olmadı…Zamanın saniyelerle bölündüğü bir süreydi.Sonra teker teker gözlerini kapattığı askerlerin ruhları toplandı etrafına,onları görünce ruhundaki azap biraz serinledi,tek tek alınlarından öptü ve şehitler onu alemlerine taşıdılar..Bu yüzden belki ertesi gün onu bulduklarında o mektubu okumayan hiç kimse acı içinde öldüğüne inanamadı..


‘Kokab Sikal’(Antik Mısır dilinde Şok Edici Yıldız anlamına gelmektedir.)
Yazı şahsıma aittir,düne ithafen yayınladım.
Old 04-01-2008, 20:39   #2
av.sally

 
Varsayılan

Artık bu vahşet son bulsun.Tüm olayları göz yaşlarıyla izlemek,dinlemek,hissiyatımı zedeliyor eli kolu bağlı oturuyor olmak.Dur demek gerek dur demek...
Old 04-01-2008, 21:48   #3
üye16016

 
Varsayılan

Bu yazı son zamanlarda okuduğum en güzel yazı.Vahşetin kısa bir özeti sanki.Sadece vahşet anlatılmamış,karşıtıda yani insanlıkta anlatılmış.Okurken ürperdim.Düşündüm.Eser sahibini bu yazıdan ötürü kutlar ve zakasını takdir ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Şiir Nedir Ne Değildir... akdevrim Site Lokali 632 17-08-2021 12:51
Bilimkurgu sadece bilimkurgu değildir! Av.Duygu Işık Behrem Kültür ve Sanat 9 19-09-2011 20:56
Hakimin önceliği devleti korumak değildir Av.Ömer KAVİLİ Hukuk Sohbetleri 37 16-02-2008 13:29
Çalınan eşyalarınızdan mağazamız sorumlu değildir” sözü tarih oluyor... AV.SERTANn Hukuk Haberleri 1 30-09-2007 21:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05991197 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.