Tazminat Belediyeden Alinabilir mi?

İlk olarak herkese kolay gelsin.Cevap yazacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
Elimdeki olay şöyle;2004 yılında bir trafik kazası gerçekleşmiş ve müvekkillerin 9 yaşındaki çocukları vefat etmiş, ancak dosya ile ilgili herhangi bir şey yapılmamış.Trafik kazasına sebebiyet veren araç bir çöp toplama aracı ve bu araç belediyenin açtığı temizlik ihalesini almış bir şirkete ait.Ancak bu araç ihaleyi alan şirketce başka bir şahıstan kiralanmış.Kaza tespit tutanaklarına göre kazayı yapan temizlik aracının sürücüsü 3/8 oranında kusurlu olarak tespit edilmiş.Ancak ceza davası devam ederken sürücü vefat etmiş.
Benim sorum şu;ben açacağım tazminat davasında husumeti belediye ye yöneltebilir ve onu davalı olarak gösterebilir miyim?İhaleyle bu hizmeti bir şirkete vermiş olması tazminatı belediyeden almamı sağlayacak bir sebep olabilir mi? Çünkü ihaleyi alan ve aracı kullandıran şirket iflas etmiş gözüküyor.Yada araç sürücüsünün mirasçılarına karşı bir talep de bulunabilir miyim?
Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim...

İhaleyi alan şirkete ait kamyonun karıştığı kazada belediyeye tam yargı davası açılabilmesi için önemli olan idari eylem kıstasıdır. Kaza kamyonun belediye adına temizlik görevini yapması esnasında gerçekleşmişse, belediyeye tam yargı davası açılarak, tazminat talebi açılabileceğini düşünüyorum. Kolay gelsin

Sayın seraa

Öncelikle trafik kazalarından doğan tazminat davalarının tabi olduğu 2 yıllık zamanaşımı süresi araştırılmalı.

Belediyenin ihale ile yaptırdığı temizlik işinde ''asıl işveren'' sıfatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı.

Eğer Belediye asıl işveren sayılırsa adli yargıda müteahhit firma aleyhine açılacak tazminat davasında, müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak Belediye de davalı olarak gösterilmeli kanısındayım.

Saygılarımla

Cevaplar için teşekkür ederim.
Yalnız Armağan bey zamanaşımı açısından ceza davasının tabi olduğu süreyi gözönüne almıyacak mıyız?Ceza davası ölüm sebebiyle 5 ay önce düşmüş.Sonuçta bu tarz bir tazminat davası ceza davasının zamanaşımına tabi olmaz mı ?
Ben de davanın adli yargıda açılması gerektiği kanısındayım.Ancak yukarıda da belirtmiş olduğum gibi davalı şirket iflas halinde.Ben şirket ve belediye arasında ki sözleşmeyi inceledim.Sözleşmede şirkete belli işler yaptırılmış yani belediye "asıl işveren"sıfatını koruyarak bu sözleşmeyi yapmış bulunmaktadır.Bu durumda sadece belediye ye husumet yönlendirilebilir mi?

Alıntı: zamanaşımı açısından ceza davasının tabi olduğu süreyi gözönüne almıyacak mıyız?

Elbette alacaksınız. Ceza zamanaşımının kaç yıl olduğunu araştırdınız mı?

Alıntı: Bu durumda sadece belediyeye husumet yönlendirilebilir mi?

Sadece belediyeye husumet yöneltilebilir. Her sorumluya karşı dava açmak zorunda değilsiniz. Asıl işveren, müteahhitten bağımsız olarak kendi adına sorumlu olduğundan müteahhite dava açılmasa bile asıl işverene dava açılabilir.

Saygılarımla

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Elbette alacaksınız. Ceza zamanaşımının kaç yıl olduğunu araştırdınız mı? S

Benim hatırladığım kadarıyla ceza zaman aşımının uygulanabilmesi için ceza davasına müdahil olarak katılmak gereklidir.Yanılıyor muyum?

Alıntı: Yazan Hukukçu55 Benim hatırladığım kadarıyla ceza zaman aşımının uygulanabilmesi için ceza davasına müdahil olarak katılmak gereklidir.Yanılıyor muyum?

yanılmıyorsam CMK da böyle birşey yok.kaldıkı sahsi hak müessesi de kalktı. ve bana göre davanın herkese karşı açılması gerekiyor. zorunlu dava arkadaslığı olacaktır. zamanaşımı da kanaatimce ceza söz konusu olduğu için dolmamıştır.binaen aleyh katılma hususunda sorun olmamalı.o sadece ceza usulünü ilgilndireceğini düşünüyorum...saygı ile

Cevaplar için tekrar teşekkür ederim...
Peki elinizde bu konuyla alakalı dava dilekçesine ekleyebileceğim Yargıtay kararı vs.var mı?Elimde bi dayanağım olsun istiyorum.Elinde bu konuyla ilgili karar olan arkadaşlar benimle paylaşırlarsa sevinirim.
Saygılarımla...

Bir hatırlatmada bulunarak Yargıtay kararını sunuyorum.Sigorta şirketi açısından da uzamış (ceza)zamanaşımı sö konusudur.

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/9285
Karar: 2006/7428
Karar Tarihi: 19.06.2006
ÖZET: Trafik kazası itibariyle ceza zamanaşımı süresi beş yıldır. Zararın gelişme gösterdiği durumlarda zamanaşımının başlangıcı olarak zararın geliştiği günün, sona erdiği günün, gelişen durumun öğrenildiği günün önemi vardır. Gelişen durum sürdükçe zamanaşımı işlemesi söz konusu olmaz. Zira zararın giderek artması söz konusudur.
(818 S. K. m. 60)
Dava: Davacı O. vekili Avukat İ. tarafından, davalı E. aleyhine 04/09/2002 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeni ile davanın reddine dair verilen 21/02/2005 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Karar: Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Trafik kazasının 23.09.1992 günü olduğu, davacının kafa içi ameliyat geçirdiği, ceza davasında alınan raporda hayati tehlike geçirdiğinin ve 45 gün iş güçten kaldığının bildirildiği, davalının 2/8 kusurlu bulunarak cezalandırıldığı, bu davanın 04.09.2002 günü açıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde: ameliyattan sonra davacıda davranış bozukluğu başladığı ve arttığı, çeşitli tarihlerde akıl hastanesinde tedavi gördüğü, psikoz durumunun arttığı ve vesayet altına alındığı, davayı da vasisinin açtığı anlatılmaktadır. Trafik kazası itibariyle ceza zamanaşımı süresi beş yıldır. Zararın gelişme gösterdiği durumlarda zamanaşımının başlangıcı olarak zararın geliştiği günün, sona erdiği günün, gelişen durumun öğrenildiği günün önemi vardır. Gelişen durum sürdükçe zamanaşımı işlemesi söz konusu olmaz. Zira zararın giderek artması söz konusudur.
Somut olayda Adli Tıp Kurumu'nun 03.12.2004 günlü raporunda; davacıda trafik kazası travması sonrasında gelişmiş ağır psikiyatrik bozukluk bulunduğu ve % 100 oranında işgücü kaybı mevcut olduğu ve bu sakatlık durumunun trafik kazasıyla uygun illiyet bağı içinde olduğu belirtilmektedir. Bu rapor gözetildiğinde gelişen tıbbi zarar bulunduğundan sakatlık oranının (zarar miktarının) 03.12.2004 günlü rapora ıttıla ile bir yıllık zamanaşımı süresinin (BK. nun 60/1) başlatılması gerekmektedir. Bu durumda ise zamanaşımının dava gününde dolmadığı belirgindir. İşin esası incelenerek varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece gelişen zarar bulunduğu gözetilmeksizin zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Teşekkür ederim Ergün bey.