Mal Rejimi-Dükkana Katkı Payı-acil

Müvekkil 5 yıldır işletme sahibi. Eşi de işletme açıldığından bu yana mesul müdür olarak bu işletmede çalışmış ancak sadece 6 aylık bir sigortalı dönemi var. Kazanılan para ile ortak geçimlerini sağlamışlar.Beraber araba almışlar. Ancak araba ve işletme resmen müvekkile ait görünüyor. Şimdi boşanmak istiyorlar ancak karşı taraf dükkandaki emeğine karşılık yüklü bir tazminat istiyor boşanma için. Bu tazminat miktarı nasıl belirlenir? İşletme müvekkilde kalacak ancak geleceğe dönük borçları ile kalacak elbette. Karşı tarafın neleri ispat etme zorunluluğu var? Tazminat miktarı belirlenirken neler ölçüt alınır? Teşekkürler

GENEL KURAL:Burada dükkan 2002 den sonra alınmış ise, edinilmiş mal rejimine(EMR) göre eşit oranda hakka sahiptirler.Bu da dükkanın değerinin yarısı.Değer belirlenirken rayiç değer üzerinden hesaplanacak. EMR'ye tabi olduğu için ıspatlayacağı bir şey yok.Tapu kayıtları yeterli. Eğer şahsi mal olduğunu iddia ediyorsanız ispat yükü de size düşer.

Anladığım kadarıyla sözkonusu olan dükkanın gayrımenkul olarak bedeli değil işletme olarak değeri.Dolayısıyla karşı tarafın tazminat hakkına ilişkin öncelikle işletmenin değerini tespit ettirmesi gerekir ve sözkonusu işletmeye hissedar -ki şahıs işletmesi gibi algılıyorum- değilse kuruluşundan bugüne kadar kattığı değeri ispat etmesi gerekir.Eğer işletme karı-kocanın ortak birikimi ile yani kişisel mallar işin içine girmeden kurulmuş ve geliştirilmiş ise edinilmiş mallara ait bir değerdir ve işletme değerinin yarısı karşı tarafa aittir.İşletme hakkının kimde olduğunun bu aşamada çok da önemi yoktur.Önemli olan işletmeye ne oranda katkıda bulunduğu ve işletmenin değerinin tespitidir.Bu da genellikle ticaret veya esnaf odaları vasıtasıyla bilirkişi tarafından hesaplanacak bir durumdur kanaatindeyim. Tabii tüm bu yazdıklarım şahsi kanaatlerim olup daha iyi bilgiye sahip meslektaşların da yorumlarını yazmaları daha sağlıklı olabilir.İyi çalışmalar.

Alıntı: Yazan nesiv Anladığım kadarıyla sözkonusu olan dükkanın gayrımenkul olarak bedeli değil işletme olarak değeri.Dolayısıyla karşı tarafın tazminat hakkına ilişkin öncelikle işletmenin değerini tespit ettirmesi gerekir ve sözkonusu işletmeye hissedar -ki şahıs işletmesi gibi algılıyorum- değilse kuruluşundan bugüne kadar kattığı değeri ispat etmesi gerekir.Eğer işletme karı-kocanın ortak birikimi ile yani kişisel mallar işin içine girmeden kurulmuş ve geliştirilmiş ise edinilmiş mallara ait bir değerdir ve işletme değerinin yarısı karşı tarafa aittir.İşletme hakkının kimde olduğunun bu aşamada çok da önemi yoktur.Önemli olan işletmeye ne oranda katkıda bulunduğu ve işletmenin değerinin tespitidir.Bu da genellikle ticaret veya esnaf odaları vasıtasıyla bilirkişi tarafından hesaplanacak bir durumdur kanaatindeyim. Tabii tüm bu yazdıklarım şahsi kanaatlerim olup daha iyi bilgiye sahip meslektaşların da yorumlarını yazmaları daha sağlıklı olabilir.İyi çalışmalar.

doğru anlamışsınız, mülkiyet değil ticari işletme söz konusu burada.Eşin sermaye olarak da katkısı varsa elbette bunu ispat etmesi halinde katkısına göre bir hakkı olacaktır. Ancak eğer sermaye katkısı hiç yoksa , sermaye tamamen veya büyük çoğunlukla müvekkile aitse, salt emek verdi , işletmede çalıştı diye , işletmenin değerinin yarısı ona ait olur mu sorusu. mantığım hayır diyor çünkü karşı taraf emek vermiş ancak geçimini temin edecek gelir elde etmiş karşılığında.Görüşlerinizi almak istedim.