Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tapu iptali ve tescili davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2016, 22:08   #1
AYŞE24

 
Varsayılan tapu iptali ve tescili davası

İyi akşamlar
2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında müvekkilimin arazisi iki ayrı parsele bölünmüş ve ortasındaki eski su harığı yol olarak kadastroda gösterilmiştir ancak gidip baktığımız zaman yolun çıkmaz yol olduğu , devam etmediği ve hiç bir aracın o yolu kullanamadığını gördük. Açacağım davada yolun iptal edilerek iki ayrı parselin birleştirilmesini talep edeceğim. Böyle bir olayla karşılaşan var mı ve bu davada özellikle dikkat etmem gereken hususlar nelerdir ve elinde konuyla ilgili bir kararı olan var mı? Şimdiden teşekkür ederim
Old 14-01-2016, 17:52   #2
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

3402 Sayılı kanunun 16/1-A maddesi gereği kapanmış yolların, aynı kanunun 16/2.maddesinde özel mülkiyete konu edilemeyeceği belirtilmiş olup, kapanmış dahi olsa yolun müvekkiliniz mülkiyetine geçmesinin mümkün olmadığını düşüncesindeyim... ( Şayet kamulaştırma söz konusu olsa idi ki olayınızda yok.. bu durumda da kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı için iadesi talebiniz de hak düşürücü süre nedeni ile dinlenmeyecekti..)
Old 14-01-2016, 18:57   #3
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GÜLSÜM ÖNAL
3402 Sayılı kanunun 16/1-A maddesi gereği kapanmış yolların, aynı kanunun 16/2.maddesinde özel mülkiyete konu edilemeyeceği belirtilmiş olup, kapanmış dahi olsa yolun müvekkiliniz mülkiyetine geçmesinin mümkün olmadığını düşüncesindeyim... ( Şayet kamulaştırma söz konusu olsa idi ki olayınızda yok.. bu durumda da kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı için iadesi talebiniz de hak düşürücü süre nedeni ile dinlenmeyecekti..)

Özel mülkiyete konu edilemeyecek; çookkk geniş bir arazinin içinde, ince bir şerit! Peki, ne olacak?
Old 15-01-2016, 15:22   #4
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Şehirlerde,yerleşim yerlerindeki yollar da bir zamanlar çook geniş bir arazinin içinde,ince bir şerit değil miydi ??
Old 25-01-2016, 19:47   #5
Lpolat

 
Varsayılan

Kadastrodan onceki hukuki sebeplere dayanarak genel mahkemede 10 yillik hakdusurucu sure gecmemisise davanizi acabilirsiniz
Old 26-01-2016, 07:05   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.)Kadastro K.madde 16'ya göre yolların kadastro tutanağı düzenlenmeyip haritasında yol olarak gösterilmekle yetinildiğinden olayda Kad.K.madde 12/3'deki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı kadastrodan önceki ve sonraki sürelerin birleştirilebileceği( Aşağıda 1 nolu karar),

2.)2644 sayılı Tapu K. Madde 21'e göre kapanmış (yada terk edilmiş) yollar köy ve belediyenin özel mülkiyetine geçeceğinden,kamu malı özelliğini kaybetmesi nedeniyle ,bu özelliği taşıyan çıkmaz yolun zilyetlikle kazanabileceği(Aşağıdaki 2.nolu karar) görüşündeyim.

3.)Açılacak tescil davasında hangi hususların araştırılacağı Yargıtay kararlarında açıklanmaktadır.

2644 sayılı Tapu K. Madde 21 – Köy ve belediye sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlaları köy veya belediye namına tescil olunur.

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/3684
K. 2014/8729
T. 19.6.2014


Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri adına tescil edilen .ada. ve .parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün haritada çıkmaz yol olarak bırakıldığını, taşınmazları çok eskiden beri müvekkillerinin kullandığını ve burada yol bulunmadığını belirterek bu bölümün müvekkilleri adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Mahkemece; kadastro tespitinin 2007 yılında kesinleşmesi nedeniyle tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil davasının açılabilmesi için davacı tarafça iki yıllık makul sürenin geçirildiği, tespit sonrası zilyetliğe dayalı olarak davanın açıldığı kabul edildiğinde ise tespitin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 18.10.2012 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme için sürenin dolmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1. maddesine dayalı tescil davalarında TMK'nın 713/3. maddesinde yazılı olduğu üzere Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı husumet yöneltileceği düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi yasal hasım durumundadır. Taşınmazın bulunduğu ... Belediye Başkanlığı ile ... İlçesi ... Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kaldığından, 5216 ve 6360 sayılı Yasalar uyarınca ...Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na da husumet yöneltilmesi yasal zorunluluktur. Bu nedenle, öncelikle davada ilçe Belediye Başkanlığı ile Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına husumet yöneltilerek, varsa savunma ve delillerinin tespiti, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Anılan Yasa uyarınca taraf teşkili tamamlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Öte yandan dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yolun tesciline ilişkindir. 3402 sayılı Yasa'nın 16. maddesi gereği yollar kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu tip yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacılar kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa'da, gerekse de 4721 sayılı Yasa'nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal bir düzenleme yoktur. Bu nedenle davanın makul süre içinde açılmadığı yönündeki mahkeme gerekçesi yerinde değildir. Mahkemece öncelikle taraf teşkili sağlanarak tarafların delilleri toplanıp esasa ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,


T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/99
K. 2014/15966
T. 15.9.2014


KARAR : Mahkemenin gerekçesinde ise özetle; davaya konu taşınmazın kadastro bilirkişisi raporuna göre, çay yatağında ve karayolu sınırları içerisinde kaldığı dolayısıyla davacının bu yerde mülkiyet hakkı ve davacı sıfatının bulunmadığı, Yargıtay H.G.K.nun 2011/1-631 Esas, 745 karar sayılı kararı da yerel mahkemenin karar metnine alındıktan sonra sonuç itibariyle doğrudan mülkiyet hakkını ilgilendiren eldeki elatmanın önlenmesine yönelik dava hakkı mutlak biçimde mülkiyet hakkı sahibine ait olduğuna göre, mülkiyet hakkı sahibi olmayan davacı S.. Ç..'nin taraf sıfatı bulunmadığına, bu sebeple aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Eş anlatımla, gayrimenkulün aynına veya zilyetliğine dair uyuşmazlıklarda mutlak suretle nizalı taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak keşif yapılmalıdır. Ancak, bu keşif dosyada mevcut ve karara esas alınan keşif şeklinde olmamalıdır. Şöyle ki; gayrimenkulün aynına yönelik uyuşmazlıklarda davaya konu taşınmazın mevkii, sınırları, niteliği hakkında mahalli bilirkişilerden kapsamlı ve açıklamalı beyanlarının alınması zorunludur. Yine, taraflar bildirdiği taktirde tanıklarının mümkün olduğunu nizalı taşınmaz başında dinlenmeli, taşınmazın şu andaki zilyedinin, önceki zilyedinin davacının bu yerdeki davaya konu zilyetliğinin ne zaman başladığı, nasıl devam ettiği, uyuşmazlığa konu olayda davalının müdahale şeklinin hangi kısımlara ne şekil ve biçimde olduğunun ayrıntılı olarak keşif zabtına yazılması gerekmektedir. Kaldı ki, mahalli bilirkişi ve tanıkların anlatımları arasında çelişki bulunduğu taktirde yeniden huzura alınarak bu çelişkinin mümkün olduğunca giderilmeye çalışılması icap etmektedir. Tüm bunlardan ayrı olarak, yerel bilirkişilerin beyanları ile taraf tanıklarının anlatımlarının tapu fen memurunun yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye keşfi izlemeye, infazı sağlamaya elverişli, ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması zorunludur. Kaldı ki, nizalı yerin zilyetliğe konu iddia sebebiyle duruma göre ziraatçi ve jeolog bilirkişilerden bilimsel içerikli rapor alınması icap etmektedir. Tüm bu noksanlıklar giderilmeden aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi isabetsizdir.

Öte yandan, kadastro teknisyeninin ölçeksiz krokisi kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın bir kısmının "çay" alanında, bir kısmının da "yolda" kaldığı izlenmektedir. Bir taşınmazın çay alanında kalması o yerde zilyetlik iddiasının reddini gerektirmez. Kaldı ki, çayın aktif çay veya krokide belirlenen kısmın sürekli çayın yatağı ya da çayın etki alanında kalıp kalmadığı jeolog bilirkişi raporuyla tevsik edilmemiştir. Yine, bu yerin çay metrukatı olup olmadığına dair ziraatçiden rapor alınmamıştır. Söz konusu krokide yolun eylemli yol mu, kapanmış yol mu, kadim yol mu, ya da kadastral yol mu olup olmadığı ve özellikle hakimin yazdığı üzere il yolunun devlet kara yolumu olduğu sorulup açıklanmamıştır.

Bilindiği üzere, kadim yol ya da aktif yol olmayan yukarda belirtilen yollar üzerinde zilyetliğin sürdürülmesi mümkündür.
Bu konunun mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarıyla açıklığa kavuşturulması gerekir. Söz konusu karar nereden bakılırsa bakılsın usul veya yasaya aykırıdır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tapu iptali ve tescili davası Av.Mustafa GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 4 23-06-2008 17:09
tapu iptali ve tescili davası ile tapu iptali ve tescili usulen hangi noktada ayrılır ahz Meslektaşların Soruları 5 16-03-2008 16:27
tapu iptali ve tescili davası Av. Banu Akyıl Meslektaşların Soruları 2 21-01-2008 20:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03967190 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.