Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islah İle Müddeabih Azaltılabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-02-2007, 14:34   #1
akgnc

 
Varsayılan Islah İle Müddeabih Azaltılabilir mi?

açtığım boşanma davasında 100.000YTL manevi tazminat talep ettim.Maddi tazminat olarak ayrıca talebi unutmuşum.Şimdi talebimi 50.000YTL maddi, 50.000YTL manevi tazminat olarak değiştirebulirmiyim?
Old 01-02-2007, 14:41   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1443
K. 2004/4238
T. 6.4.2004
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA ( Kamulaştırma Kanununun Değer Biçmeye İlişkin Hükümlerinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Bedel Davalarında da Kıyasen Uygulanması )
• KIYASEN UYGULAMA ( Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Bedel Davalarında da Kamulaştırma Kanununun Değer Biçmeye İlişkin Hükümlerinin Kıyasen Uygulanması )
• ARSAYA DEĞER BİÇİLMESİ ( Arsa Niteliğindeki Taşınmaza Emsal Karşılaştırması Yapılarak Değer Biçilmesinin Gerekmesi )
• EMSAL TAŞINMAZ ( Dava Konusu Taşınmaz ile Emsalin Zaruret Olmadıkça Yakın Bölgelerde ve Benzer Yüzölçümlü Olması ve Değerlendirme Tarihine Yakın Satışların Emsal Alınmasının Gerekmesi )
ISLAH ( Bu Yolla Müddeabih Azaltılamayacağından Dava Dilekçesindeki Taleple Hüküm Altına Alınan Değer Farkı Üzerinden Davalı Yararına Nisbi Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerekirken AZa Hükmedilmesinin Hatalı Olması )
2942/m.10,11,12
ÖZET : Kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.

Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.

Islahla müddeabih ( son istem ) azaltılamayacağından dava dilekçesindeki taleple hüküm altına alınan değer farkı üzerinden davalı yararına, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aza hükmedilmesi hatalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla Duruşma için belirlenen 06.04.2004 günü temyiz eden davalı idare vekili Avukat Necati Bark ile aleyhine temyiz olunan davacı Ahmet Özkul'un yüzüne karşı duruşmaya başlanarak temyiz isteminin süresinde olduğu görülüp tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor değer biçme yöntemi bakımından yasa hükümlerine uygundur. Taşınmazın arsa niteliğinde kabulü doğrudur. Ancak;

1- Dosya kapsamından ve bilirkişi raporundan taşınmaza davalı idarece el atmaya kesin olarak son verilip verilmediği taraf tanıkları da dinlenerek belirlenemediği gözetilerek,

2- Kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.

Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.

Kayseri gibi büyük bir merkezde, dava konusu taşınmazın bulunduğu Melikgazi ilçesi Konaklar Mahallesinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde res'en emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi gerektiği düşünülerek,

Yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak ve gerektiğinde el atma yönünden bildirilecek taraf tanıkları da dinlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

3- Kabule göre de;

a ) Emsal satışın tapu teyidinin getirtilerek bilirkişi raporunun denetlenmemesi,

b ) Emsalin satış bedelinin değerlendirme tarihi olan dava tarihine endekslerinin yanlış yapılması sonucu fazlaya hükmedilmesi,

c ) Islahla müddeabih ( son istem ) azaltılamayacağından dava dilekçesindeki taleple hüküm altına alınan değer farkı üzerinden davalı yararına, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aza hükmedilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz eden davalı idare vekili yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 375.000.000 TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine 06.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 01-02-2007, 14:46   #3
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1257
K. 2005/1591
T. 21.2.2005
• TALEP SONUCUNUN AZALTILMASI ( Davacının Azaltması Davayı Değiştirme Sayılmadığı - Talep Sonucunu Azaltabilmesi İçin Kural Olarak Davalının Muvafakatine İhtiyaç Olmadığı Gibi Islah Yoluna Başvurmasına da Gerek Olmadığı )
• DAVAYI DEĞİŞTİRME ( Davacının Talep Sonucunu Azaltması Davayı Değiştirme Sayılmadığı - Davacının Talep Sonucunu Azaltabilmesi İçin Kural Olarak Davalının Muvafakatine İhtiyaç Olmadığı Gibi Islah Yoluna Başvurmasına da Gerek Olmadığı )
• MÜDDEABİHİN AZALTILMASI ( Islah Kavramı Kapsamında Değil Davadan Feragat Müessesesi İçinde Mütalaa Edilebileceği - Feragatın İse Açık Kesin ve Koşulsuz Olması Yasa Gereği Olduğu )
• DAVADAN FERAGAT ( Müddeabihin Azaltılması Islah Kavramı Kapsamında Değil Davadan Feragat Müessesesi İçinde Mütalaa Edilebileceği - Feragatın İse Açık Kesin ve Koşulsuz Olması Yasa Gereği Olduğu )
1086/m.83,87,91
ÖZET : Davacının talep sonucunu azaltması ( daraltması ) davayı değiştirme sayılmaz. Bu nedenle, davacının talep sonucunu azaltabilmesi için kural olarak davalının muvafakatine ihtiyaç olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur. Davacı, talep sonucunu kısmi feragat yolu ile daraltabilir. O halde; müddeabihin azaltılması, ıslah kavramı kapsamında değil davadan feragat müessesesi içinde mütalaa edilebilir. Feragatın ise açık, kesin ve koşulsuz olması yasa gereğidir.

DAVA : Dava dilekçesinde 8.500.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 6.452.578.800 lira için kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Davada; haksız işgal nedeniyle davalı idareden 8.500.000.000 Lira ecrimisilin tahsili istenilmiş, davanın devamı sırasında davacı vekili tarafından verilen 8.10.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 6.452.578.800 Lira olarak ıslah ederek bu miktar üzerinden karar verilmesini istemiş, mahkemece de ıslah talebine göre 6.452.578.800 Lira ecrimisilin tahsiline karar verilmiştir.

HUMK’nun 83 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltilmesine olanak tanıyan bir yoldur.

HUMK’nun 87.maddesinin "müddei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez." şeklindeki son cümlesi, Anayasa Mahkemesinin 7.11.2001 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 20.7.1999 tarihli kararıyla iptal edilmiş ve böylece davadaki talep sonucunun kısmi ıslah yoluyla artırılması usulen olanaklı hale gelmiştir.

Dava konusu olayda olduğu gibi davacının talep sonucunu azaltması ( daraltması ) davayı değiştirme sayılmaz. Bu nedenle, davacının talep sonucunu azaltabilmesi için kural olarak davalının muvafakatine ihtiyaç olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur. Davacı, talep sonucunu kısmi feragat yolu ile daraltabilir.

O halde; müddeabihin azaltılması, ıslah kavramı kapsamında değil davadan feragat müessesesi içinde mütalaa edilebilir. Feragatın ise açık, kesin ve koşulsuz olması yasa gereğidir ( HUMK md.91 ).

Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmeden davacının tahsiline karar verilen 6.452.578.800 liranın dışındaki isteği hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması ( feragat müessesesinin sonucu olarak yargılama giderleri vs. yönünden ) doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.2.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 01-02-2007, 14:50   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan akgnc
açtığım boşanma davasında 100.000YTL manevi tazminat talep ettim.Maddi tazminat olarak ayrıca talebi unutmuşum.Şimdi talebimi 50.000YTL maddi, 50.000YTL manevi tazminat olarak değiştirebulirmiyim?

Talep edeceğiniz maddi tazminat boşanmanın fer'i niteliğinde ise dava esnasında her zaman ve harç ödemeden talep edebilirsiniz. Katkı payına yönelik ise ayrıca harç gerekmektedir.

Manevi tazminata ilişkin Sayın Yılmaz karar sunmuş zaten. Ayrıca şunu ekleyebilirim. Neden manevi tazminat talebini indirmek istiyorsunuz ki. Red edilen kısım üzerinden vekalet ücreti ödemeyeceksiniz. Dolayısıyla bir kaybınız olmayacak. Maddi tazminat talebiniz de kısmen veya tamamen red edilse bile vekalet ücreti ödemeyeceksiniz.Boşanmaya karar verilirse zaten maktu vekalet ücretine hükmedilecek...

Bence sorun yok gibi görünmektedir.

Saygılarımla
Old 01-02-2007, 17:31   #5
üye14072

 
Varsayılan

Sayın Suat Ergin in yorumuna katılıyorum.
Manevi tazminat ile ilgili vekalet ücreti için ücret tarifesine bakın. Endişeye gerek yok.
Boşanma sebebi ile maddi tazminat davasını ise boşanmadan itibaren bir yıl içerisinde açabilirsiniz
onda da mesele yok.
Old 12-11-2008, 18:03   #6
hilallal

 
Varsayılan Islah

İyi Günler...
Islahta müddeabih azaltılabilir mi?
Ya da bilirkişi raporunda hesaplanan bir miktardan daha fazla istemiş olduğumuz bir alacaktan nasıl dönebiliriz?
Teşekkürler...
Old 13-11-2008, 12:56   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hilallal
İyi Günler...
Islahta müddeabih azaltılabilir mi?
Ya da bilirkişi raporunda hesaplanan bir miktardan daha fazla istemiş olduğumuz bir alacaktan nasıl dönebiliriz?
Teşekkürler...

Sayın hilallal,

Benzer soru sorulduğu için, mesajınızı bu foruma taşıdım. Yukarıdaki açıklamalar ve Yargıtay kararı, azaltılamayacağını göstermektedir.
Old 13-11-2008, 14:06   #8
korayoz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hilallal
İyi Günler...
Islahta müddeabih azaltılabilir mi?
Ya da bilirkişi raporunda hesaplanan bir miktardan daha fazla istemiş olduğumuz bir alacaktan nasıl dönebiliriz?
Teşekkürler...
Yukarıda da belirtildiği gibi bu işlemleri yapmak için ıslah yoluna başvurmanıza gerek yok. Alacak hakkınızdan her zaman için feragat edebilirsiniz. Ancak Yargıtay kararında da belirtilmiş bunu açık olarak belirtmelisiniz ve koşullu feragat mümkün olmadığı için alacak hakkınızıda dava sonucuna göre saklı tutamazsınız.
Old 13-11-2008, 14:39   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan korayoz
Yukarıda da belirtildiği gibi bu işlemleri yapmak için ıslah yoluna başvurmanıza gerek yok. Alacak hakkınızdan her zaman için feragat edebilirsiniz. Ancak Yargıtay kararında da belirtilmiş bunu açık olarak belirtmelisiniz ve koşullu feragat mümkün olmadığı için alacak hakkınızıda dava sonucuna göre saklı tutamazsınız.
Amaç, karşı vekalet ücreti ödememek olduğu için, önerdiğiniz yolu denemeyeceklerdir.
Old 14-11-2008, 11:33   #10
hilallal

 
Varsayılan

Teşekkür ederim cevaplarınız için.Mesleğe yeni başlayacak olan bir avukat olarak bilgilerinizden faydalanıyorum.Peki bu yolu denemek istesek feragatın kesin ve koşulsuz olmasını anladım fakat açıklıktan kasıt ......feragat ediyoruz yada .......talebimizi daraltıyoruz ifadeleri yeterli mi? Neden göstermek gerekiyor mu?
Old 15-11-2008, 00:57   #11
Av.Zafer Uğur

 
Varsayılan "açıklıktan kasıt"

Alıntı:
Yazan hilallal
Teşekkür ederim cevaplarınız için.Mesleğe yeni başlayacak olan bir avukat olarak bilgilerinizden faydalanıyorum.Peki bu yolu denemek istesek feragatın kesin ve koşulsuz olmasını anladım fakat açıklıktan kasıt ......feragat ediyoruz yada .......talebimizi daraltıyoruz ifadeleri yeterli mi? Neden göstermek gerekiyor mu?

Açıklıktan kasıt; yoruma ve farklı anlaşılmaya imkan bırakmayacak netlikte olmasıdır..."Feragat etmek" veya "vazgeçmek" yeterli ifadelerdir. Feragat için sebep göstermek gerekmez. Selamlar.
Old 15-11-2008, 10:24   #12
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hilallal
İyi Günler...
Islahta müddeabih azaltılabilir mi?
Ya da bilirkişi raporunda hesaplanan bir miktardan daha fazla istemiş olduğumuz bir alacaktan nasıl dönebiliriz?
Teşekkürler...

Bilirkişi raporunda hesaplanan değer daha yüksek olsaydı ıslahla dava değerini arttırmanız anlamlı olurdu ama, rapor değeri dava değerinden az diye ıslah düşünmek ya da feragat etmek pek de anlamlı değil. Çünkü gerekçeli kararda hüküm; feragat da etseniz, ettiğiniz kısımla ilgili olarak "Feragat nedeniyle REDDİNE", olduğu gibi bırakıp hiç işlem yapmasanız "Davanın kısmen kabulü ile, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE" şeklinde yer alır. Her iki durum da reddin sonuçlarını doğuracağına göre, feragat beyanı için fazladan cümle kurmanıza gerek yok

(*Bu durumu yaşamamak için, ekseriyetle dava değerini, tahminimize yaklaşık olan rakamdan biraz düşük tutmaya gayret ederiz.)

Saygılarımla...
Old 24-01-2012, 11:56   #14
harkan

 
Varsayılan

fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talebin daraltılması durumunda bu feragat olarak mı değerlendirilir, yoksa davayı geri alma olarak mı?

eğer davayı geri alma olarak değerlendirirsek mahkemenin bu konuda davalıya rızasının olup olmadığını sormaması durumunda talebin daraltılması talebi hiç yapılmamış mı sayılır?
Old 21-05-2012, 16:26   #15
kapgan

 
Varsayılan

Herkese Merhaba,

Böyle bir davanın itirazın iptaline konu olması halinde, acaba %40 tazminat da tıpkı kararlarda vekalet ücretinin miktarı için belirlenen dilekçede yazılı rakam üzerinden mi hesaplanır yoksa feragat edilen kısım dikkate alınır mı?
Old 17-11-2014, 11:20   #16
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/1777

K. 2014/1261

T. 20.1.2014

• KONUT KREDİSİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK ( Dosya Masrafı / Ekspertiz Ücreti / Komisyon Masrafı / Kredi Tesis Ücreti / Erken Ödeme Tahsilatı - Sözleşmede Yer Almayan Bu Ücretlerin Haksız Şart Niteliğinde Olduğu/Zorunlu Makul ve Belgesi Bulunmayan Bedelin İadesi Gerektiği)

• DOSYA MASRAFI ( Kredi Kullanan Tüketiciden Dosya Masrafı Adı Altında Kesinti Yapıldığı - Sözleşmede Yer Almayan Ücretlerin Haksız Şart Kapsamına Girdiği ve Tüketiciyi Bağlayıcı Olmadığı/Haksız Olarak Alınan Bedelin İadesine Karar Verileceği )

• EKSPERTİZ ÜCRETİ ( Kredi Kullanan Tüketiciden Ekspertiz Ücreti Adı Altında Kesinti Yapıldığı - Sözleşmede Bulunmayan Ücretlerin Haksız Şart Sayılacağı ve Tüketiciyi Bağlayıcı Olmadığı/Haksız Olarak alınan Bedelin İadesine Karar Verilmesi Gerektiği )

• KOMİSYON MASRAFI ( Kredi Kullanan Tüketiciden Kredi Komisyonu Olarak Ücret Alındığı - Sözleşmede Yer Almayan Ücretlerin Haksız Şart Sayılacağı ve Tüketiciyi Bağlamadığı/Haksız Olarak Alınan Bedelin İadesine Karar Verileceği )

• KREDİ TESİS ÜCRETİ ( Konut Kredisi Kullanan Tüketiciden Kredi Tesis Ücreti Alındığı - Sözleşmede Yer Almayan Ücretlerin Haksız Şart Kapsamına Girdiği ve Tüketiciyi Bağlamadığı/Haksız Olarak alınan Bedelin İadesine Karar Verileceği )

• ERKEN ÖDEME TAHSİLATI ( Kredi Yapılandırılmasında Tüketiciden Erken Ödeme Tahsilatı Olarak Ücret Alındığı - Haksız Şart Sayılacağı ve Tüketiciyi Bağlayıcı Olmadığı/Haksız Olarak alınan Bedelin İadesine Karar Verilmesi Gerektiği )

• HAKSIZ ŞART ( Kredi Sözleşmesinin Taraflarca Müzakere Edilmediği/Sözleşmenin Tümüyle Bankanın İnisiyatifinde Olduğu - Sözleşmede Yer Almayan Ücretlerin Haksız Şart Kapmasında Olduğu/Haksız Olarak Alınan Masrafların İade Edilmesi Gerektiği )

• KREDİ YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN MASRAFLAR ( Kredi Sözleşmesinin Bankaca Hazırlandığı ve Tüketiciyle Müzakere Edilmediği - Tüketici Aleyhine Haksız Şartların Tüketiciyi Bağlamayacağı/Haksız Alınan Masrafların Tüketiciye İade Edilmesi Gerektiği )

• ISLAHLA MÜDEABBİHİN AZALTILAMAYACAĞI ( Kredi Sözleşmesine Dayanan Alacak Davası/Davacının Talebini Islah Ettiği - Islah İle Dava Değerinin Azaltılması Mümkün Olmadığı/Islah Talebinin Dikkate Alınmaması Gerektiği )

4077/m. 6

6100/m. 176

ÖZET : Davacı, davalı bankadan konut kredisi sözleşmesi ile konut kredisi kullanmış, kullanan krediye mahsuben davalı bankaca, davacıdan dosya masrafı, ekspertiz ücreti adı altında kesinti yapılmış, yine kredi yapılandırmasına ilişkin işlemde davalı bankaca, davacıdan komisyon masrafı, hesaptan faiz ve kredi tesis ücreti adı altında kesinti yapılmış ve yine iki ay sonra yapılan kredi yapılandırmasında davalı bankaca, davacıdan kredi komisyonu ve erken ödeme tahsilatı adı altında ücret tahsil edilmiştir.

Banka tarafından tanzim edilen ve taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi matbu evrak şeklindedir. Taraflarca ve özellikle de krediyi kullanan davacı tarafça müzakere edilmeden sözleşmenin imza altına alındığı dolayısıyla kredi kullanan davacının işbu kredi sözleşmesinde lehine hüküm altına alabileceği herhangi bir tasarrufununda bulunmadığı, tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu ve buna göre de; sözleşmede yer almayan ücretlerin haksız şart kapsamına girdiği ve tüketiciyi bağlayıcı olmadığı, tek taraflı olarak davalı banka lehine imza altına alındığı tartışmasızdır.

Davacıdan tahsil edilen zorunlu, makul ve belgesi bulunmayan haksız şarta dayalı olarak alınan bedelin iadesi gerekir.

Davacı netice-i talebini olarak ıslah etmiş ise de; ıslah miktarının ilk dava açılıştaki miktardan daha az olduğu hususu nazara alınarak aza ıslahın mümkün olmadığı anlaşıldığından davacının ıslah talebi nazara itibar alınmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 211,24 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YOZGAT

1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2013/215

KARAR NO : 2013/667

DAVA TARİHİ :10.05.2013

KARAR TARİHİ : 21.11.2013

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29.11.2013

Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacının Mahkememize vermiş olduğu 10/05/2013 tarihli dava dilekçesinden özetle; davalı bankadan 22/07/2009 tarihinde 60.000,00.TL tutarında konut kredisi kullandığını ve kullanmış olduğu krediye mahsuben kendisinden masraf adı altında ücret alındığını, sonra kredi faizlerinin düşmesinden faydalanmak üzere çekmiş olduğu kredisini 29/09/2009 tarihinde vc 29/11/2010 tarihinde yapılandırdığını ve kendisinden yine işbu yapılandırmaya ilişkin masraf adı altında kendisinden ücret alındığını, ihtiyacından dolayı çektiği bu kredi karşısında davalı kurumun tek taraflı koyduğu haksız şartlar nedeni ile mağdur durumda olduğunu, yapılan işlemin hukuka vc hakkaniyete aykırı olduğundan bahisle; haksız yere kendisinden tahsil edilen 4.251.26.TL alacağın fazlaya ilişkin tüm hak ve alacaklarının saklı kalması kaydıyla tarafına iadesine, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep vc dava etmişttr.

Davacı vekili ile vekili adına duruşma gün ve saatini bildirir mcşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.

Davacı duruşmada, dava dilekçesi içeriğini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili duruşmada, davalı bankanın hukuka uygun şekilde yaptığı masrafı davacıdan tahsil ettiğini, haksız alınan bir para olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Taraflar arasında yapılmış olan konut kredisi sözleşmesi celp edilmiş, incelenmiştir.

Davalı bankanın konut kredisinden dolayı dosyada bulunan sözleşme gereği davacıdan masraf adı altında tahsil etmiş olduğu bedelin zorunlu, makul ve belgeli olup olmadığı ve miktarının tespiti hususunda dosya kül halinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.

Bilirkişinin sunmuş olduğu 01/11/2013 tarihli raporunda; ekspertiz masrafı olarak makul bir nıasraf belgesi dosya kapsamında bulunmadığından davacı için talep edilebilmek para miktarının 3.448,16.TI. olduğu, dosya kapsamına sunulan belgelere göre 803.10 TL'nin faiz ödemesi nedeni ile kesildiği bildirilmiştir.

Her ne kadar davacı 06/11/2013 tarihli dilekçesi ile netice-i talebini 3.448,16.TL olarak ıslah etmiş ise de; ilk dava açılışla davacı talebinin 4.251.26.TL olduğu ve bu kez ıslah miktarının, ilk dava açılıştaki miktardan daha az olduğu hususu nazara alınarak HMK gereği aza ıslahın mümkün olmadığı anlaşıldığından davacnın ıslah talebi nazara itibar alınmamıştır.

Yapılan yargılama sonunda, toplanan deliller ve incelenen dosya muhteviyatından; davacı, davalı bankadan konut kredisi sözleşmesi ile 24/07/2009 tarihinde 60.000,00 TL tutarında konut kredisi kullanmış, kullanan krediye mahsuben davalı bankaca, davacıdan 1.200.00.TL dosya masrafı, 450.00 TL ekspertiz ücreti adı altında kesinti yapılmış, yine 29/09/2009 tarihindeki kredi yapılandırmasına ilişkin işlemde davalı bankaca, davacıdan 1.000,00 TL komisyon masrafı, 803,10 TL hesaptan faiz ve 80,00 TL kredi tesis ücreti adı altında kesinti yapılmış ve yine 29/11/2010 tarihinde yapılan kredi yapılandırmasında davalı bankaca, davacıdan 500,00 TL kredi komisyonu ve 218,16 TL erken ödeme tahsilatı adı altında ücret tahsil edildiği anlaşılmaktadır.

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Madde 6 - (Değişik madde: 06/03/2003 - 4822 S.K./7. md.) "Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tükctici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullan haksız şarttır.

Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir

Eğer bir sözleşme şartı önceden hazılanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki cdememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir." şeklinde hükme bağlanmıştır,

Yine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 15/12/2011 Tarih ve 2011/9823 E. 2011/19204 Karar sayılı ilamında "... Dava, tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptali ve kredi yapılandırması için ödenen bedelin istemine ilişkindir. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesinin hukuka aykırıdır. Faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığına, aksi halin haksız şart niteliğinde olacağına, yapılandırmanın tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğuna, bu işlem kabul edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin hukuka aykırı olduğuna, davanın kabulüne, hakem heyetinin kararın iptaline, dava konusu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi hukuka uygundur." dendiği hususu da nazara alınarak;

Toplanan deliller muvacehesinde banka tarafından tanzim edilen ve taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin matbu evrak şeklinde olduğu, taraflarca ve özellikle de krediyi kullanan davacı tarafça müzakere edilmeden sözleşmenin imza altına alındığı dolayısıyla kredi kullanan davacının işbu kredi sözleşmesinde lehine hüküm altına alabileceği herhangi bir tasarrufununda bulunmadığı, tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu ve buna göre de; sözleşmede yer almayan ücretlerin haksız şart kapsamına girdiği ve tüketiciyi bağlayıcı olmadığı, tek taraflı olarak davalı banka lehine imza altına alındığı tartışmasızdır. Yine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın emsal 2012/26042 Esas 20l2/25690 Karar sayılı ilamında belirttiği üzere dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve kabule yeterli, hükme esas ve denetime elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacıdan tahsil edilen zorunlu, makul ve belgesi bulunmayan haksız şarta dayalı toplam 3.448,16.TL'nin iadesi gerekir, davacının fazlaya ilişkin talebi olan 803,10.TL'nin ise davacının kredi ödemesi ile kesildiği ve bunun iade edilmesi gereken bir bedel olmadığı anlaşıldığından bu bedel davacıya iade edilemez. Açıklanan nedenlerle haksız şarta dayalı toplam 3.448.16 TL' ye tekabül eden kısım yönünden davanın kabulüne, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebi olan 803,10 TL'nin sübuta ermediğinden bu kısım yönünden talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : YUKARDA AÇİKLANAN VE YAZILAN GEREKÇELERLE ;

1.Açılan davanın kısmen kabulü ile, 3.448.16.TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2.Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,

3.492 Sayılı Harçlar Yasası uyarınca 24.30 TI. başvuru harcı ile 24,30 TL peşin harcın toplamından ibaret 48.60.TL harcın davalı bankadan alınarak hazineye irad kaydına,

3.Davacı tarafça yargılıma gideri olarak yapılan: 39.70 TL posta ve tebligat gideri ile 150.00 TL bilirkişi giderinden ibaret toplam 189.70 TL yargılama giderinin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine,

4.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre verilmesi gereken 440.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5.Arta kalan gider avansının kararın kesinleşmesine müteakip davacıya iadesine,

Dair, davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde, Mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2013

Katip 95939 Hakim 97982
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu İptal ve Tescil , Islah, Davaların Birleştirlmesi Av.G.Öz. Meslektaşların Soruları 0 17-01-2007 16:57
Islah Murat^^ Meslektaşların Soruları 7 12-11-2006 17:17
Tapu İptalİ Davasinin Tazmİnat Davasina Islah İle DÖnÜŞtÜrÜlmesİ erdal7 Meslektaşların Soruları 7 14-08-2006 20:07
Tazminat Davasında Islah Nusret Meslektaşların Soruları 4 16-10-2002 02:12
Islah Yoluyla Müddeabihin Artırılması turev Meslektaşların Soruları 4 12-10-2002 21:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06231999 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.