Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gemİ Satimi Ve İŞÇİlerİn Durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-09-2009, 14:14   #1
Av. UYSAL

 
Mesaj Gemİ Satimi Ve İŞÇİlerİn Durumu

Merhaba...

Bir bütün olarak devredilen gemi; bilindiği üzere "işletme" olarak kabul edilecektir. Bu durumda gemi devri bakımından işletmenin devri hükümlerinin tatbik olacağı kuşkusuzdur. Her iki işverenin yanında işçi olarak çalışan işçi ,eski işverenin yanında çalıştığı döneme ait fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerini, yeni işverenden talep edebilir mi; sorusuna gelince yeni işverenin sorumluluğu bakımından; şu şekilde bir düzenleme mevcuttur:

YENİ İŞVERENİN SORUMLULUĞU
İş Kanunu md.6 İşyerinin veya bir bölümünün devri
MADDE 6. - İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.

Kanaatimce; bu maddenin 2 fıkrasına göre,hizmet süresinin esas alındığı kıdem,yıllık izin ve ihbar sürelerinde yeni işveren, işyeri hiç devredilmemiş gibi tamamen sorumludur.Ama özellikle eski işveren tarafından ödenmeyen fazla mesai v.b alacaklar yeni işverenden talep edilebilir mi?Maddenin birinci fıkrası buna olanak verir gibi düzenlenmiş.Ne dersiniz?
Old 23-09-2009, 14:34   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın saide celik,

Sorunuzun cevabını öncelikle Deniz İş Kanunu'nda sonra Borçlar Kanunu'nda aramak gerekmez mi?
Old 23-09-2009, 14:35   #3
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın sadie celik,

Olayınızda "Deniz İş Kanunu"nun uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin bir değerlendirme yaptınız mı?
Old 23-09-2009, 21:01   #4
Av. UYSAL

 
Varsayılan

Hayır yapmadım, ama siz bu konuda bir değerlendirme yaparsanız Deniz İş Kanunu'na başvurma gereği olup olmadığını görmüş olacağız.Ancak; kanaatimce olaya daha genel bir çerçeveden de bakarak çözüme ulaşabiliriz gibi düşünmüştüm.
Old 23-09-2009, 23:26   #5
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sadie_celik
Hayır yapmadım, ama siz bu konuda bir değerlendirme yaparsanız Deniz İş Kanunu'na başvurma gereği olup olmadığını görmüş olacağız.Ancak; kanaatimce olaya daha genel bir çerçeveden de bakarak çözüme ulaşabiliriz gibi düşünmüştüm.

Sayın sadie_celik

Gemide yapılan işin ne olduğunu, geminin özelliklerini siz bildiğinize göre....

Değerlendirmeyi sizin yapmanız daha hayırlı olur.

ve...

Deniz İş Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu arasında özel-genel kanun ilişkisi olmadığından...

"genel", "özel", "hukuki", "fiili" vb. değerlendirmeleri iki kanundan birine göre yapmak gerek.
Old 24-09-2009, 22:14   #6
Av.Alper UYSAL

 
Varsayılan

Sayın Engin ÖZOĞUL

Hemen belirtmem gerekir ki Deniz iş kanunu özel bir kanundur ki 4857 sayılı iş kanunun 4. maddesinde deniz taşıma işinde çalışanların yasanın kapsamı dışında olduğunu belirtmektedir. 4857 sayılı iş kanunun uygulanamayacağı işlerden birtaneside deniz taşıma işidir.4857 sayılı iş kanunun deniz taşıma ilerini kapsam dışında bırakmasının sebebi ise bu işlerin tamamen kendine has birtakım özellikler taşımasıdır ve yasa koyucunun normal bir sanayi, hizmet,ticaret sektörünü esas olarak hazırladığı 4857 sayılı iş kanununun deniz taşımacılığının özelliklerine uygun hükümler getirmemiş olmasıdır. Bu sebeple ülkemizde bazı başka ülkelerde olduğu gibi, özel bir kanun olan deniz iş kanunu da yürülüktedir. Gerçekten deniz iş kanunu gemilerde hizmet akdine dayanarak çalışan gemi adamları hakkında da uygulanacakdır. gemi adamlarının işvereniyle olan ilişkileri bu yasanın temel noktasını oluşturmaktadır.

Ayrıc SAYIN SADİYE ÇELİK hanıma 'gemide yapılan işin ne olduğunu,geminin özelliklerini siz bildiğinize göre' demişssiniz. Yine belirtmemde fayda var ki kanunen gemi olarak nitelendirilen teknede deniz işcisinin deniz iş kanununa tabi olması için gemide yapmış olduğu işin hiçbir önemi yokdur.Şaşırtıcı bir örenek vermem gerekirse kanunen gemi olarak sayılan teknede çalışan berber bile deniz iş kanunu hükümlerine tabidir.Ayrıca Sayın Avukatım SADİYE ÇELİK hanıma 'geminin özelliklerini en iyi siz biliyorsunuz demenizinde hiçbir hukuki mesnedi bulunmamaktadır.Burada önemli olan teknenin gemi sayılıp sayılmayacağıdır. Sizde yazınızda gemi dediğinize göre bu gemininin diğer özelliklerinin bilmesinin hiç bir önemi yoktur.Anlamadığım diğer bir husus yazınızda gemi olarak nitelendirdiğiniz teknenin kanunen gemi oldarak kabul edildigini nerden bildiğinizdir? Çünkü TTK veya D.İ.K anlamında gemi olabilmesi kanun bazı özellikler aramaktadır.Örnegin TTK gemiyi şöyle tanımlamaktadır;Tahsis edildiği gayeye uyğun olarak kullanılması denizde hareket etme kabiliyetine bağlı bulunan ve pekde küçük olmayan tekneye gemi denir diyor kanun. Deniz iş kanunu ise gemi kavramını TTK dakı tanıma göre daha geniz tutmuştur. mesela deniz iş kanunu sadece denizde değil,gölde,akarsuda hareket kabiliyeti olan tekneleri de gemi saymaktadır.Çünkü kanun koyucun daha esnek bir gemi kavramı tanımı yaparak özel kanun olan deniz iş kanunun uygulama alanını genişletmeye çalışıyor.
Saygılarımla
Old 27-09-2009, 19:09   #7
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayin Alper uysal

Yanlis biliyorsunuz. Deniz Is Kanunu genel bir kanundur. Bence oncelikle Ozel kanun - genel kanun farklarini irdeleyin. Sonra devam ederiz.
Old 27-09-2009, 21:37   #8
Av. UYSAL

 
Varsayılan

Sayın Engin Özoğul, Özel Kanun olan Deniz İş Kanunu'na siz neye göre Genel Kanun diyorsunuz?Bunun hukuki mesnedi nedir,açıklar mısınız?
Old 27-09-2009, 23:35   #9
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın sadie_celik,

Deniz İş Kanunu'na sizin hangi gerekçeyle "özel kanun" dediğinizi bilmiyorum...

Deniz İş Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu arasındaki ilişki doktrinde ve uygulamada tartışılmıştır. Bu tartışmanın sonucunda ortaya çıkan görüşün neredeyse "ittifakla" kabul gördüğünü belirtmek isterim.

Konuyla ilgili doktrinden görüşleri, yargıtay kararlarını ve kendi görüşümü eklemem mümkün... THS içindeki bazı alanlarda bunları daha önce de yazmıştık zaten.

Ancak...

Gerek bu konu içindeki gerekse diğer alanlardaki tavırlarınız nedeniyle size "mesleki dayanışma" olarak kabul edilebilecek yanıtlar vermeyeceğim.

Yargıtay kararlarını inceleyerek, birkaç kitap karıştırarak, internet üzerinde bir iki makale okuyarak, THS içinde arama yaparak sorunuzu çözebilirsiniz ya da doğru olduğunu sandığınız yoldan devam edebilirsiniz...

Size kimsenin açıklama yapma zorunluluğu olmadığını hatırlatarak bu konuya artık yanıt vermeyeceğimi bilmenizi isterim.

Saygılar
Old 28-09-2009, 08:27   #10
Adli Tip

 
Varsayılan

Benim bildiğim kadarıyla;

Bir kanun, tek başına "Genel Kanun" ya da "Özel Kanun" olarak nitelenmez. Bir kanunla, bir diğer kanun arasında "özel" "genel" ilişkisinin varlığına göre bu niteleme yapılır.

Bu halde bana göre de, 2 numaralı mesajımda da değindiğim gibi, Deniz İş Kanunu ile İş Kanunu arasında genel-özel yasa ilişkisi yoktur. Deniz İş Kanununda hüküm bulunmayan konularda, Borçlar Kanununa bakılabilir.
Old 28-09-2009, 09:57   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sadie_celik
Merhaba...

Bir bütün olarak devredilen gemi; bilindiği üzere "işletme" olarak kabul edilecektir. Bu durumda gemi devri bakımından işletmenin devri hükümlerinin tatbik olacağı kuşkusuzdur. Her iki işverenin yanında işçi olarak çalışan işçi ,eski işverenin yanında çalıştığı döneme ait fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerini, yeni işverenden talep edebilir mi; sorusuna gelince yeni işverenin sorumluluğu bakımından; şu şekilde bir düzenleme mevcuttur:

YENİ İŞVERENİN SORUMLULUĞU
İş Kanunu md.6 İşyerinin veya bir bölümünün devri
MADDE 6. - İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.

Kanaatimce; bu maddenin 2 fıkrasına göre,hizmet süresinin esas alındığı kıdem,yıllık izin ve ihbar sürelerinde yeni işveren, işyeri hiç devredilmemiş gibi tamamen sorumludur.Ama özellikle eski işveren tarafından ödenmeyen fazla mesai v.b alacaklar yeni işverenden talep edilebilir mi?Maddenin birinci fıkrası buna olanak verir gibi düzenlenmiş.Ne dersiniz?

Sayın meslektaşım,

Konuya yabancı olduğum için anlayamadığım bir hususun açıklanmasını rica edeceğim.

Şöyle ki:

İşçinin çalıştığı Gemi, bir şirketin birden çok sayıdaki Gemilerinden bir tanesi olabilir. Gemi adamlarının işvereni, geminin Donatanı (Ya da D.İş. K.2. maddede sayılanlar) değil midir? * Gemi Donatanı eğer işveren ise, neden Geminin satışını bir işletmenin devri olarak değerlendirip, işçileri de Geminin akıbetine bağlı kılıyoruz? Bunun yasal dayanağını öğrenebilir miyim? Normalde muhatabının işveren sıfatı taşıyan Donatan olması gerekmez mi?

Çok teşekkürler.

* Veya Deniz İş kanununa göre, işverenler:

Alıntı:
İŞVEREN, GEMİ ADAMI, KAPTAN VE İŞVEREN VEKİLİNİN TARİFİ :

MADDE 2 - Bu Kanun'un uygulanmasında,

A) Gemi sahibine veya kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına ve hesabına işleten kimseye "işveren" denir.

B) Bir hizmet aktine dayanılarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere "gemiadamı" denir.

C) Gemiyi sevk ve idare eden kimseye veya zorunlu sebeplerle görevi başında bulunmaması halinde ona vekâlet eden kimseye "kaptan" denir.

Ç) Kaptan veya işveren adına ve hesabına harekete yetkili olan kimseye "işveren vekili" denir.

İşveren vekilinin bu sıfatlarla gemi adamlarına karşı muamele ve taahütlerinden doğrudan doğruya işveren sorumludur.



Bu arada aşağıya bir Yargıtay Kararı ekliyorum. İş kanunu kapsamı anlamında belki işinize yarayabilir.




Alıntı:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/6543
K. 2009/12102
T. 28.4.2009
• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Davacının Çalıştığını İddia Ettiği Geminin Donatanının Yabancı Uyruklu Olması - Yabancı Bayraklı Bir Gemi Olması Taraflar Arasında İş Sözleşmesi İlişkisinin Kurulmasına ve Türk Hukukunun Uygulanmasına Engel Olmadığı )
• GEMİ DONATANININ YABANCI UYRUKLU OLMASI ( Yabancı Bayraklı Bir Gemi Olması Taraflar Arasında İş Sözleşmesi İlişkisinin Kurulmasına ve Türk Hukukunun Uygulanmasına Engel Olmadığı )
• DENİZ TAŞIMA İŞİ ( Davacının Çalıştığını İddia Ettiği Geminin Donatanının Yabancı Uyruklu Olması - Yabancı Bayraklı Bir Gemi Olması Taraflar Arasında İş Sözleşmesi İlişkisinin Kurulmasına ve Türk Hukukunun Uygulanmasına Engel Olmadığı )
• İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREVİ ( İmzalanan İş Sözleşmesinde Uyuşmazlık Halinde Türk Mahkemelerinin Yetkili Olduğunun Kabul Edildiği - Uyuşmazlığın Çözümünde Türk Hukukunun Yetkili Olmadığı Gerekçesi İle Davanın Reddinin Hatalı Olduğu )
854/m.46
4857/m.4
ÖZET : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, izin, genel tatil, hafta tatili ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacı Türkiye’de davalıya ait gemide kaptan olarak çalıştığını iddia etmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki davacının çalıştığını iddia ettiği geminin donatanının yabancı uyruklu olması, bağlama limanı M. T. olması ve yabancı bayraklı bir gemi olması taraflar arasında iş sözleşmesi ilişkisinin kurulmasına ve Türk Hukukunun uygulanmasına engel değildir. Diğer yandan taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde uyuşmazlık halinde Bodrum Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Türk Hukukunun yetkili olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, izin, genel tatil, hafta tatili ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi M. Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı; Davalıya ait B. J. isimli teknede çalıştığını, haksız olarak iş sözleşmesine son verildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; İtalyan vatandaşı olduğunu, davaya konu geminin bağlama limanının M. T. olduğunu, uyuşmazlığın çözümünde Türk Hukukunun ve mahkemelerin yetkili olmadığını savunmuştur.

Mahkemece savunmaya değer verilerek; davacının çalıştığını iddia ettiği geminin, Türk Bayraklı bir gemi olmadığı, donatanının İtalyan vatandaşı olduğu, bağlama limanı da M. T. limanı olduğu buna göre uyuşmazlığın çözümünde Türk Hukukunun yetkili olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, Türk Mahkemelerinin yetkisi, yapılan işin deniz taşıma işi olup olmadığı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

Somut uyuşmazlıkta; davacı Türkiye de davalıya ait gemide kaptan olarak çalıştığını iddia etmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki davacının çalıştığını iddia ettiği geminin donatanının yabancı uyruklu olması, bağlama limanı M. T. olması ve yabancı bayraklı bir gemi olması taraflar arasında iş sözleşmesi ilişkisinin kurulmasına ve Türk Hukukunun uygulanmasına engel değildir. Diğer yandan taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde uyuşmazlık halinde Bodrum Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Türk Hukukunun yetkili olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

Burada çözümlenmesi gereken diğer bir hukuksal sorun da; yapılan işin deniz taşıma işi olup olmadığı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı dolayısıyla görevli mahkemenin iş mahkemesi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesinin 1. fıkrasının a bendi uyarınca, "deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar" hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar hakkında 854 sayılı Deniz İş Kanunu uygulanmaktadır.

854 sayılı Deniz İş Kanununun 1. maddesine göre "Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonalitonluk gemilerde bir hizmet akti ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır" denilerek, Deniz İş Kanununun kapsamı belirlenmiştir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında bırakılmıştır. Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk Bayraklı olsa bile yüz grostonlitonluk değil ise, bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanmayacaktır. Keza taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler yine 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına girmeyecek, haklarında Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanacaktır.

Deniz İş Kanunu'nun 46. maddesi uyarınca, "Bu kanun kapsamına giren gemi adamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet aktinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı kanun hükümleri uygulanır. Hizmet aktinde ayrıca bir hüküm yoksa dava, geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür".

4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesinde deniz ve taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan soma, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir. Buna göre;

1.Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde,

2.Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde,

3.Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde,

Çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında oldukları açıkça belirtilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta dava konusu geminin, yabancı bayraklı olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesinin 1. fıkrası anlamında deniz taşıma işi yapmadığı, turistik maksatla kullanılan yat olduğu anlaşıldığından davacı 854 Sayılı Deniz İş Yasası kapsamında değerlendirilemez. Buna göre; davacının 4857 Sayılı İş Yasası kapsamında kaldığı kabul edilerek İş Mahkemesi sıfatıyla davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.



Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Gemİ Rehnİ... smile Meslektaşların Soruları 2 19-10-2011 15:52
Gemİ Adaminin İŞe İade Davasi niliş Meslektaşların Soruları 7 16-01-2008 14:28
Noterde AraÇ Satimi, GeÇerlİlİĞİ Ve Kurumlari BaĞlayiciliĞi bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 2 01-11-2007 18:27
Gemı Rehni Hangi Şartlarda Kurulabilir ve Hangi Usüllere tabidir Av.Demet Meslektaşların Soruları 1 07-12-2006 02:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03537703 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.