Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ayıplı mal sayılır mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-02-2009, 17:58   #1
hırs

 
Varsayılan ayıplı mal sayılır mı?

müvekkil şirket tarafından satın alınan ve şirkete taktırılan kapı fırtınada hasar görmüş ,kırılarak yere düşmüştür.Bu durum derhal satıcı firmaya bildirilmiş gelen firma yetkilileri kapının fırtınadan hasar gördüğünü ve kırıldığını tepit ettiklerini yazmışlardır.Ancak bu durumda kapılarının kırılmasının normal olduğunu kendilerinin bir kusuru bulunmadığını bu sebeple zararı karşılamayacaklarını söylemişlerdir.Bu nedenle ;
Müvekkil şirket tespit yaptırarak kapının ayıplı olduğu için hasara uğradığını ileri sürebilir mi?Çünkü diğer kapılarda yeni yaptırılmış ancak kırılmamıştır.Kaldı ki kapının fırtınada kırılması makul sayılmayacağı kanatindeyim,sağlam bir kapı olsa idi kırılmazdı.Bununla ilgili ne gibi taleplerde bulunabiliriz ve nasıl dava açmalıyız?saygılar
Old 23-02-2009, 18:54   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hırs
müvekkil şirket tarafından satın alınan ve şirkete taktırılan kapı fırtınada hasar görmüş ,kırılarak yere düşmüştür.Bu durum derhal satıcı firmaya bildirilmiş gelen firma yetkilileri kapının fırtınadan hasar gördüğünü ve kırıldığını tepit ettiklerini yazmışlardır.Ancak bu durumda kapılarının kırılmasının normal olduğunu kendilerinin bir kusuru bulunmadığını bu sebeple zararı karşılamayacaklarını söylemişlerdir.Bu nedenle ;
Müvekkil şirket tespit yaptırarak kapının ayıplı olduğu için hasara uğradığını ileri sürebilir mi?Çünkü diğer kapılarda yeni yaptırılmış ancak kırılmamıştır.Kaldı ki kapının fırtınada kırılması makul sayılmayacağı kanatindeyim,sağlam bir kapı olsa idi kırılmazdı.Bununla ilgili ne gibi taleplerde bulunabiliriz ve nasıl dava açmalıyız?saygılar

BK. 194-207 arası hükümlerle TTK.25. maddeyi incelemenizi öneririm.

Gecikmeksizin Ayıp ihbarında bulunmanız ve delil tespiti (kapının ayıplı halini tespit) yaptırdıktan sonra dava açmanız uygun olur. Davada neler talep edebileceğiniz Bk.203 vd.yazılıdır.
Old 23-02-2009, 22:24   #3
arbitrator

 
Varsayılan

Önce müvekkilinizle, diğeri arasındaki sözleşmenin adını koyun.
Satın alınan ve taktırılan demişsiniz.
Eğer sadece satın almışsanız ya da karşı tarafın ediminde satış ağırlıklıysa SAİM arkadaşımın dediği yola başvurmalısınız.

Yok eğer kapıyı sizin duvarınıza uygun biçimde üretip, getirip takmışsa burada istisna sözleşmesinden bahsedilir. İstisna'da zamanaşımı süresi 5 yıldır. Fakat bunun için de uygun zamanda ayıp ihbarında bulunulmalıdır.
Sözleşme türünü netleştirmek, sizin işinizi kolaylaştırır.
Saygılarımla.
Old 24-02-2009, 11:47   #4
wellan

 
Varsayılan

Kapıyı takan firmadan kaynaklanan bir yapısal problem olabilir yada teknik problem,bence hemen bir delil tespiti yaptırılmalı ve ona göre ayıp tespit edilmelidir çünkü hemen bildirirseniz yenisi ile değiştirmeniz eğer yoksa parasını almanız mümkündür?SAYGILAR..
Old 24-02-2009, 23:17   #6
arbitrator

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
4077/m.4 anlamında ayıplı mal satışı sayılamaz mı?

Soruyu soran arkadaş "müvekkil şirket" demiş.
4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.3/e'ye göre tüketici bir malı mesleki ve ticari amaç olmaksızın alan kişiye deniyor.

Takdir edersiniz ki, gerçek kişi tacirlerin adi alanı (ticaret sahası dışında kalan hukuki ilişkileri) olabilirken, tüzel kişi tacirlerin adi alanı yoktur.
Bu sebeple sözünü ettiğiniz yasal düzenleme, somut olayda uygulanamaz.

Saygılarımla.
Old 24-02-2009, 23:51   #7
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Tüzel kişiler tüketici olamaz mı?

Kanunun tüketici tanımına yeniden bakalım: “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da TÜZEL kişi” (4077/m.3)
Old 25-02-2009, 13:10   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
Tüzel kişiler tüketici olamaz mı?

Kanunun tüketici tanımına yeniden bakalım: “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da TÜZEL kişi” (4077/m.3)

TKHK.3. maddede gerçekten de "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da TÜZEL kişi..." olarak Tüketici tanımı yapılmıştır.

Prof. Dr. İ.Yılmaz Aslan'ın 2006 Basım tarihli TÜKETİCİ HUKUKU isimli kitabının 3. Basısının 7. sayfasında TTK.3. maddede "Tacir niteliğindeki tüzel kişileri ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlerin, ticari işlerden." sayıldığını ve bir muamele, fiil veya iş; ticari iş ise, bunlara özel ticari kuralların uygulanacağını, tacir sıfatı taşıyan şirketlerin (tüzel kişilerin), bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanmaları ve tüketmelerinin söz konusu olamayacağını belirttikten sonra, Yargıtay 19. HD. nin 6.7.99 - E.3932/K.4621 Sayılı kararında Tüzel kişilerin tüketici sayılabileceğine karar verilmiş iken Yargıtay'ın daha sonraki kararlarında (Y.13. HD. E.2000/1255, K.2000/1249) tüzel kişi tacirlerin "tüketici" olamayacağına hükmedildiğini ifade ediyor.

Ancak benim kişisel kanaatime göre; tüzel kişi tacirlerin de ticari sahada kullanmamak üzere ve tamamen şirketin günlük kullanımına ilişkin tüketim amaçlı ihtiyaç ve alımlarının olabileceğinin düşünülmesi gerektiği ve alınan mal veya hizmetlerin kullanım alanına bakılıp, ona göre bir değerlendirme yapılmasının doğru olacağı yönündedir. Misal, şirketin tuvaletlerinde kullanılmak üzere alınan tuvalet kağıdının, ticari iş, işlem veya muamele kapsamında değerlendirilmesinin anlamsız olacağı açıktır.
Old 25-02-2009, 18:04   #9
arbitrator

 
Varsayılan

Tüzel kişiler tüketici olabilirse de, "tüzel kişi tacirler" kesinlikle tüketici olamaz.

Yazımda açıklamaya çalıştığım şekilde tüzel kişi tacirlerin adi alanı yoktur.

Bunda amaç, bir yandan onlarla ilişki içinde olanları korumak; diğer yandan da ticari hayatın hızı içinde gecikmelere meydan vermemektir.

Zira şirketler (tüzel kişi tacirler) kural olarak mal varlıklarıyla sorumludur ve bu mal varlıkları ticari işletmenin unsurlarını da içermektedir. Siz dev bir fabrikaya mal satarken, bedelini her halükarda o fabrikadan alabileceğinizi düşünerek davranırsınız. Bir bakıma şirketin mal varlığı sizin için teminattır.

Ama eğer şirkete de bir "tüketici" vasfı tanırsanız, mal varlığını ayırmak gerekir.

Tüzel kişi tacirin ticari sahada kullanılmamak ve günlük kullanıma ilişkin tüketim malları aldığını düşünelim.
Kimi zaman bu malların belirlenmesi nerede ise imkansız olacaktır.
X şirketinin Y semtinde bir muamele merkezi, Z mahallesinde de fabrikası var. Muamele merkezinde sadece üç kişi sadece telefona bakmaktadırlar.
Şimdi aynı şirketin muamele merkezinde kullandığı elektriği, suyu tüketici hukukuna tâbi kılıp, fabrikada kullandığı elektriği ve suyu sanayi tarifesine göre hesaplamak ne derece yeknesaklık sağlayabilir.

Fabrikaya damacana ile su alınıyorsa, bu oradaki işçiler içsin, işlerini yapsın diyedir. Yoksa yenge hanımın yaptığı kahve lezzetli olsun diye değil.

Ticari satımlarda ayıp ihbar, muayene ve dava açma süreleri kısadır. Şimdi siz eve bilgisayar aldığınızda "sözleşmeye dayalı garanti"den 2 yıl boyunca yararlanırsınız. Ama tacir yine de 2 ve 8 günlük ve 6 aylık süreyle bağlıdır. Bu süreleri kaçırdığında ancak "tamir"e ilişkin garantiden yararlanır.

Bir tacire mal satan diğer taciri, 2 yıl boyunca bekletemezsiniz.
Ama tüketiciye mal satan perakendeci, zaten bu süreyi beklemeyi üstlenmiştir.
Esasen TTK.m.6 gereği, bu süreleri değiştiremezsiniz de.

NOT: Sn. Prof. Dr. Ahmet Battal Beyefendi'nin "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Yönünden Tacirlerin Tüketici Sıfatı" adlı eserinde bu fikrin aksi savunulmaktadır; bir diğer ifade ile sizin görüşünüzü destekler niteliktedir. Literatür açısından paylaşmak istedim (bkz., Prof. Dr. Ali Bozer'e Armağan, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara 1998, s. 313, 332).

Saygılarımla.
Old 27-02-2009, 22:06   #10
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Yrd. Doç. Dr. Yahya DERYAL, Tüketici Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2008, s.72-73:

"Kanaatimce, Türk hukuku bakımından bazı tüzel kişilerin aynen gerçek kişi -tüketici-ler gibi ticari olmayan bir alanda nihai olarak kullanma ve tüketme amacıyla hukuki işlemler yapabilmeleri mümkün olduğu gibi; tamamen ticaret dışı ve kâr amaçsız (non-profit) alanda faaliyet yapan (dernekler, vakıflar, sendikalar ve hatta kooperatifler gibi) tüzel kişilerin de tüketicinin korunması mevzuatından yararlandırılması yerinde bir düzenleme (değişiklik) sayılmalıdır.
Fakat, başta ticaret şirketleri olmak üzere tüzel kişi tacirlerin bütün iş ve işlemleri ancak ticari iş niteliğinde olabileceğinden, “tüzel kişi tüketici” sayılmaları, hem TK.m.21 düzenlemesine hem de zayıf ve güçsüz konumu itibariyle özel korumaya mazhar görülen “tüketici” kavramına ve 4077 sayılı Kanunun amaç ve gerekçesine (ratio legis) aykırı olur."

Bendeniz de bu görüşteyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı Mal -Ayıplı Otomobil- Konusunda Emsal Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı Av. Levent Kıray Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 16 13-08-2012 08:55
Ambalajın Açık Olması Ayıplı Mal Sayılır Mı? Elif Filyos Meslektaşların Soruları 7 27-02-2009 16:50
hakaret sayılır mı Hemocrania Meslektaşların Soruları 4 29-04-2008 14:25
işçi sayılır mı? hırs Meslektaşların Soruları 2 26-10-2007 14:20
haklı nedenle fesih sayılır mı? ismisultan Hukuk Soruları Arşivi 2 16-02-2007 14:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05013800 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.