iç hukuk yollarının tüketilmesi

Merhabalar. askerlik görevini yaparken müvekkilin oğlu vefat etmiş, açılan davada, AYİM, ölümün bünyesel kaynaklı olduğu gerekçesiyle tazminat talebini red etmiştir. Savcılığa yapılan suç duyurusu sonunda takipsizlik kararı verilmiştir. Bunlar Kasım 2010 tarihinde olmuştur. Savcılığın takipsizlik kararına yaptığımız itiraz sonucu, itirazı inceleyen askeri mahkeme, bazı konularda soruşturma yapılması talimatını vermiştir. AYİM'e karar düzeltme için başvurulmuş, AYİM, karar düzeltme talebini görüşmeye başlamaıştır. Sorum şu.Bu olaylar olalı 5 ay oldu. AHİM'e başvuru için 6 aylık süre dolmak üzere. Savcılığın takipsizlik kararına yapılan itiraz ve AYİM'e yapılan karar düzeltme başvurusu, iç hukuk yollarının henüz tüketilmediği anlamına gelirmi.Şimdi AHİM'e başvursak, iç hukuk yolları tüketilmedi, dava derdest savunmasıyla karşılaşırmıyız. Yada beklersek ve diyelimki 7 ay sonra taleplerimiz reddedilirse ve bu tarihte baş vurursak, 6 aylık süre geçti savunmasıyla karşılaşırmıyız. AHİM konusunda deneyimli arkadaşların görüşlerine ihtiyaç duyuyorum.Saygılar.

Sn Baldıran aynı konu ile ilgili ben de araştırma yaptım. Benim de açmış olduğum idari bir dava reddedildi ve karar düzeltme yoluna başvurduk. Ancak ben de bu konuda araştırma yaptım ve net bir bilgiye ulaşamadım açıkçası bu konuda tecrubeli meslektaşlarımızın cevaplarını ben de beklemekteyim

Umarım deneyimli arkadaşların katkısı olur.Yine de kendi çabamızla bir sonuca ulaşabilirsek bu başlık altında paylaşalım değerli meslektaşım.Kolaylıklar dilerim.

Sayın Baldıran,
Takipsizlik kararına itiraz etmiş ve AYİM'in kararına karşı da karar düzeltme yoluna gitmiş olduğunuzdan ve henüz bu itirazlarınızın sonucu belli olmadığından, yani iç hukuk yollarını tamamen tüketmeden AİHM'ne başvuramazsınız.
Karar düzeltme talebinizin reddine karar verilmesi halinde, kararın verilme tarihinden itibaren (tebliğ şartı yok) 6 ay içinde AİHM'e başvurabilirsiniz. Yani henüz süreniz işlemeye başlamamış. Süre açısından rahat olabilirsiniz. Ancak yukarıda da izah ettiğim gibi,süre karar düzeltme talebinin reddine dair kararın verildiği tarihten itibaren işlemeye başladığı için, tebliği beklemeden ve kararın sonucunu takip ederek süresi içinde başvurunuzu yapmaya dikkat edin.
Bir hususu daha hatırlatmak isterim; o da öz tüketim yapılması, yani iç hukukta AİHS'nin ihlal edildiğini düşündüğünüz hükümlerinin uygulanmasını istemeniz gerektiğidir.
Kolay gelsin ....

Sn.Özlem Ay Bilgin.öncelikle teşekkürler. Peki savcılığın takipsizlik kararına yaptığımız itiraz içinde aynı şeyleri söyleyebilirmiyiz. teşekkürler.

Sayın Baldıran,
Bence takipsizlik kararı için de aynı durum söz konusu, çünkü orada da henüz iç hukuk yollarını tüketmiş sayılmazsınız. İtirazınızın sonucunu beklemeniz gerektiği düşüncesindeyim, maddi hukuk anlamında bu karar da henüz kesinleşmiş bir karar değildir.

Merhaba.
Karar düzeltme yoluna gidilmemiş bir olay AİHM müracaatında kabul edildi ve dava görülüyor. Ancak, sorulan durumda dava halen derdest. AİHM müracaat süresi dikkate alındığında redde gerekçe oluşturmayacağını, süre kaçırılırsa iki kaybedilenin olabileceğini düşünüyorum.
İyi Çalışmalar.

Sn.Özlem Ay Bilgin ve Sn.malik ESKİŞEHİRL'ye çok teşekkürler.Sn.Malik Bey, sanırım, karar düzeltme başvurusunun sonucunu beklemeden (süre kaçırma riskini almamak için) başvurunun yapılması düşüncesindesiniz.Bu durumda da iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle reddedilme olasılığı varmıdır acaba.

Ceza ve tazminat yönleri birbirinden ayrı tutulmalıdır. Her iki yol için iç hukuk yolları ayrı ayrı yöntemlerle tüketilir. Süre hesabında; tazminat açısından AYİM. karar düzeltmenin reddi kararının tebliğ tarihi, ceza açısından verilen kararın, olağan kanun yolları dikkate alınarak, kesinleşme tarihi esas alınmalıdır.

Sayın Bilgin, bu hususa ilişkin somut dayanağı da gönderme şansınız var mı, zira hali hazırda AİHM'e gönderdiğim bir dosya var ve ben tebliğden itibaren 6 aylık süreyi hesaplayarak ona göre başvuruda bulundum.. Diğer yandan AİHM dosyada eksik bir husus var ise buna ilişkin yazı gönderiyor yani halen yazışma aşamasındayız ve en sonki yazısında YArgıtay kararının tebliğ alındığı tarihi sordular ve buna ilişkin bir belge istediler.. bende ilgili tebligat parçasını gönderdim ve tebliğ tarihini sordukları için aslında rahatlamıştım ancak sizin mesajınızı okuyunca endişelendim... bu konuda açıklayıcı bilgi verebilirseniz sevinirim... zira benim bilgim sürenin yargı yolunun tüketildiğine dair en son kararın tebliğ alındığı tarihten itibaren başladığı yönünde...

AİHM'e başvurabilmek için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiği tamamen doğru bir bilgi değildir. AİHM'in yan mevzuatı içerisinde ayrılmış özel bir madde bulunmaktadır.

Bu maddeye göre şayet iç hukuk yollarının tüketilmesinin beklenmesi marjinal bir değişiklik yaratmayacak ise bu noktada iç hukuk yollarının tüketilmesi beklenmeden başvuru şansı mevcuttur. Söz konusu başvuru şekli AİHM tarafından acil olarak incelenip karar bağlanır.

Şuan kütüphaneme ulaşma şansım olmadığı için tam yerini belirtemiyorum ancak AİHM'in yan mevzuatını biraz araştırırsanız söylediğim maddeye ulaşabilirsiniz.

*Ceza yargılaması =Temyiz (Ceza davalarında Temyiz tabelinin reddi ile yani ONAMA kararı ile karar kesinleşir)
*Hukuk yargılaması =Karar Düzeltme
*İdari yargılama =Karar Düzeltme
Olağanüstü kanun yollarını tüketmek kural olarak gerekmez.
AİHM pek çok kararında , hukuk davalarında karar düzeltmenin etkili bir iç hukuk yolu olduğunu belirterek 6 aylık başvuru süresinin karar düzeltme talebinin reddine dair kararın tebliği tarihinden başlayacağını öngörmüştür.
Ancak HUMK.da karar düzeltmenin reddi kararlarının tebliği diye bir usul bulunmadığından, çoğunlukla kararlar tebliğ edilmemektedir.
Türkiye'de hukuk davaları temyiz ve karar düzeltme aşamalarından sonra kesinleşmektedir.İdari yargıda görülen davalarda da benzer süreçler işlemektedir.Karar düzeltme Türk Hukuku açısından sonuç alma olanağı bulunan bir yasa yoludur.Aksi halde Hükümet'in sunabileceği pek çok örnek Yargıtay ve Danıştay kararları gözetilerek yöntemsel açıdan şartları oluşmayan başvurular reddedilebilir. "Sorularla AİHS, Güney Dinç, TBB, MAyıs 2006, sy. 38)
Uygulamadaki bu tebliğ eksikliğini kullanmak isteyen pek çok vatandaşımız aradan uzun yıllar geçmesine rağmen tebliğ edilmemiş kararları tebliğ ettirmek suretiyle AİHM'ye başvurmuş ve bu durum mahkemece hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirildiğinden yakın tarihli kararlarında, kararın verildiği tarihi esas almaya başlamıştır.
Bu arada Av.AK. meslektaşımızın belirttiği gibi iç hukuk yollarının etkili olmadığı durumlarda, iç hukuk yollarının tümünün tüketilmesi beklenmeden AHİM'e başvuru yapmak da mümkündür. Tabii bunu her olayın somut özelliğine göre değerlendirmek gerekir.

İlgilenip vakit ayıran ve deneyimlerini paylaşan tüm meslektaşlarıma sonsuz teşekkürler. Eldeki davamız da, iç hukuk yollarının tüketilmesinin anlamsız(faydasız) olacağı konusunda bir özellik olmadığından, karar düzeltme başvurusunun sonucunu beklemeye karar verdim.Sonucu paylaşırım.Saygılarımla

Arkadaşlar konuyu irdelemenizden uzun bir zaman geçmiş olsa da yazdıklarınız belli bir fikir edinmemi sağladı.. Bu zaman zarfında yeni bilgiler edindiğinizi düşünerek bir hususta fikrinizi almak isterim.
Vatandaşın AYİM'e başvurusu reddediliyor. Avukatı karar düzeltme başvurusu yapıyor. 20-30 TL'lik bir harç yatırılması gerekirken yatırılmıyor. Gerekli harcın yatırılması aksi halde karar düzeltme talebinde bulunulmadığı varsayılacağı belirtiliyor ve avukata bu uyarı tebliğ ediliyor. Avukat buna rağmen müvekkiline bilgi vermiyor ve süre kaçırılıyor. Bu durumda karar düzelme başvurusu açısından yapılacak bir durum var mı? Olmadığı düşünüldüğünde AİHM'me başvuru açısından iç hukuk yolları tüketilmiş sayılır mı?

kARAR düzeltme süresi geçmiştir bence, yapacak bir şey olduğunu sanmıyorum.AİHM ne başvuruyu denemenizi, karar düzeltme konusunda yine aynı heyetin karar verdiğini ve bunun etkili bir yol olmadığını savunmanızı öneririr. Tabi karardan itibaren 6 aylık süre kaçmamışsa.saygılar

Hafta sonu AİHM'ne ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru koşulları hakkında yapılan bir seminere katıldığım için yazma gereği duydum. Seminerde şu hususa dikkat çekildi; 23.09.2010 tarihinden sonra kesinleşen kararlara karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabilmektedir. Bu suretle Anayasa Mahkemesine başvuru da, tüketilmesi gerekli bir iç hukuk yolu haline gelmiştir. İdare, hukuk ya da ceza mahkemelerinde yapılan yargılama neticesinde kesinleşen kararlara karşı 30 gün içerisinde Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı vardır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmamış olması halinde iç hukuk yolları tüketilmiş olmamaktadır. Anayasa Mahkemesine başvurudan da olumlu netice alınamaması halinde Anayasa Mahkemesinin kararının akabinde 6 ay içerisinde AİHM'ne başvuru yapılabilmektedir. Yanlış birşey yazmamış olmayı umarak herkese kolay gelsin diyorum...