Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kamulaştırma/ Yürütmeyi Durdurmanın Uygulanmaması!!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-04-2007, 20:38   #1
nefise

 
Soru Kamulaştırma/ Yürütmeyi Durdurmanın Uygulanmaması!!

Sayın meslektaşlarım,
İlgili belediyenin yaklaşık 10 sene önce yapmış bulunduğu bedelsiz ve usulsüz kamulaştırma işlemine karşılık; idare mahkemesinin encümen kararının iptaline dair vermiş olduğu karara karşın kamulaştırma şerhinin kaldırılmaması üzerine, kamulaştırma şerhinin kaldırılması talebiyle açılan davada idare mahkemesince yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir bulunmaktadır. Bu karara rağmen ve bu karardan sonra yeni bir encümen kararı ile yeni bir kamulaştırma işlemi tesis edilmiş bulunmaktadır.
Hiç bir usule uyulmaksızın tesis edilmiş bulunan, ayrıca mahkemece alınan karara rağmen kamulaştırma şerhinin kaldırılmaması karşısında idareye karşı başvurulabilecek hiç mi yol yoktur. Mahkemece verilen YD kararına rağmen alınan encümen kararının iptali için de ayrıca mı dava açılması söz konusu olacaktır!
Usul ve yasaya aykırı ve yok hükmünde olan bir işleme ve mahkemece verilen YD kararına karşın, tapu idaresince kamulaştırma şerhinin ısrarla kaldırılmaması karşısında elimizin kolumuzun bağlandığı nokta mıdır bu? Bu hususla ilgili görüşlerinizi bildirirseniz çok memnun olurum. Saygılar...
Old 25-04-2007, 21:41   #2
avturker

 
Varsayılan

Tabiki önceki işleme ilişkin şerhin kaldırılması gerekmektedir. Daha sonra ise yeni bir idari ilem tesis edilmiş olduğuna göre buna karşı ayrıca dava açmak gerekir. Yalnız şerhlerin tarihi farklı değilmi? Açacağınız bu davada şerhin kaldırılmasınıda talep edin en başından.
Old 25-04-2007, 22:01   #3
nefise

 
Varsayılan

Sayın Türker,
Ne yazıkki en başta konulmuş bulunan şerh hiç kalkmadı Bütün bu mücadele de 10 sene önce konulmuş bulunan şerhin kaldırılması yönünde zaten. Bu tarihten itibaren kamulaştırma kararı almış bulunan idare, yasada belirtilen tebliğ, bedelin yatırılması şartlarını yerine getirmediği gibi bu güne kadar kamulaştırmaya ilişkin hiçbir işlem de yapmamıştır.
Kamulaştırma şerhinin kaldırılması hususunda açılmış mevcut davada mahkemece yürütmeyi durdurma kararı verilmiş durumdadır, yürütmeyi durdurma kararına rağmen, bu güne kadar kendisine yapılan başvuruları geçiştiren idarece yeni bir encümen kararı çıkarılmış bulunmaktadır.
Yani aslında hüküm ifade etmeyen bu şerh daha önceden verilen iptal kararı üzerine de kaldırılmamakla beraber; mevcut davada verilen YD kararına da uyulmamaktadır.
Oysaki, bu durumda Kamulaştırma Kanununa göre, söz konusu şerhin tapu idaresince resen kaldırılması gerekmektedir. Tapu idaresi de "ancak belediyeden gelecek yanıt üzerine kaldırabileceklerini" söyleyerek sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır.
Old 25-04-2007, 22:34   #4
avturker

 
Varsayılan

Bence hepsi hakkında suç duyurusunda bulunun. Önce tapuya dilekçeyle başvurun, onlar belediyeye başvurun deyince orayada başvurun. Dilekçelerin havaleli suretleri ve cevaplarıyla hemen görevi ihmalden suç duyurusu. Birde mahkeme hükmüne aykırılık vardı ama yarın vaktim olursa bakarım ona.
Yeni işleme karşı yeni dava açmanız gerekir ama.
Old 26-04-2007, 10:38   #6
Bahadır Turan DURMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nefise
İlgili belediyenin yaklaşık 10 sene önce yapmış bulunduğu bedelsiz ve usulsüz kamulaştırma işlemine karşılık; idare mahkemesinin encümen kararının iptaline dair vermiş olduğu karara karşın kamulaştırma şerhinin kaldırılmaması üzerine, kamulaştırma şerhinin kaldırılması talebiyle açılan davada idare mahkemesince yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir bulunmaktadır. Bu karara rağmen ve bu karardan sonra yeni bir encümen kararı ile yeni bir kamulaştırma işlemi tesis edilmiş bulunmaktadır....

(Konu hakkında detaylı bilgi için http://www.turkhukuksitesi.com/makale_345.htm)


Nefise Hn.

Öncelikle belirtmek gerekirse bu konu IYUK 28. maddesini ilgilendirmektedir. 28. madde yargı kararlarının uygulanması başlığını taşır. Ancak sorun her zaman kararın nasıl uygulanacağı hususunda veya kararın uygulamasının nasıl dolanılacağı konusunda ortaya çıkar. Uygulamama işlemi 4'e ayrılır

1 - Geç uygulama (Adem-i infaz)
2 - Gereği gibi uygulamama
3 - Biçimsel uygulama
4 - Hiç uygulamama

Fakat yukarıda sayılan 4 halden hangisine girerse girsin, yargı kararının uygulanmaması sonuçları ile karşılaşılır. Bahsettiğiniz olay, hiç uygulamama ile biçimsel uygulama başlıklarına uymakta.
Kamulaştırma işleminin temel işlemi encümen kararı iptal edildikten sonra encümen kararına bağlı olarak tesis edilmiş bütün işlemler bütün hüküm ve sonuçları ile ortadan kalkar. Tabi bu ortadan kalkma somut olaydaki gibi teorik anlamda olabilir. Teoriden pratiğe geçirme yükümü, davada davalı olan belediyenindir. Eğer Belediye iptal edilen işleme bağlı olarak inşa edilen bütün işlemleri sonuçları ile beraber ortadan kaldırmıyorsa YARGI KARARINI UYGULAMIYOR demektir. Bunun sonuçları ise IYUK 28/4 ve TCK 257 dir.Bunlardan başkada uygulatmaya yönelik yapabileceğiniz bir şey yok.

İkinci durum ise iptal edilen kamulaştırma ve kamulaştırma şerhinin kaldırılmaması sonrasında alınan YD sonrasında encümenin tekrar kamulaştırma kararı alması. Öncelikle belirtmek gerekirse sonradan alınan kamulaştırma kararı yargı kararının uygulanmamasına yönelik bir işlemdir. Uygulamada bu tür işlemlere genelde memur atamalarında rastlanır. Yargı kararı ile görevine iade edilen memur, 3 gün sonra başka bir göreve atanır ve durum bu şekilde devam eder. Bu duruma BİÇİMSEL UYGULAMA denir. Biçimsel uygulama hali, yargı kararını hiç uygulamama hali ile eşdeğerdir. Yani yine IYUK 28/4 ve TCK 257.
Diğer bir değişle yargı kararını uygulatmak için uygulayacağız yöntemler nelerdir diye açıklayacak olursak;
1 - Uygulamayan kamu görevlisi aleyhine adli yargıda maddi ve manevi tazminat davası
2 - Yada yargı kararını uygulaması gereken tüzel kişilik aleyhine İdari yargıda maddi ve manevi tazminat davası
3 - Ve bunlarla beraber yargı kararını uygulamayan kamu görevlileri aleyhine savcılığa suç duyurusu

Örnekler ve İçtihatlar

Yargı kararlarının uygulanmaması durumunu, yargı kararını gereği gibi uygulamayanlar için Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2000/4061E ve 2000/4252K sayılı ilamında;
Anayasamız hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemiştir. Yargı kararlarının, yasama ve yürütme organlarıyla yönetimi bağladığını, bu organların ve yönetimin yargı kararlarını hiçbir biçimde değiştiremeyeceklerini ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceklerini vurgulamıştır (md 138/son). Uygulamada yargı kararlarını yerine getirmeyenlerin suç işledikleri, tazminatla sorumlu oldukları kabul edilmektedir. Bu durumda kararı uygulamak durumunda olanların kararın eksikliğini veya yanlışlığını tartışma yetkileri bulunmadığı gibi, bu kararları eksik uygulamaları, uygulamış gibi görünmeleri de mümkün değildir. Kararın 30 gün içinde uygulanmamış olması ŞAHSİ sorumluluk için yeter sayılmaktadır.”


Yargıtay 02.02.2005 tarih 2001/2787E ve 2005/522K sayılı ilamında;
“Davacının personel ve eğitim dairesi başkanı olarak görev yapmakta iken iki kez başka görevlere atandığı ve geçici olarak görevlendirildiği, bu işlemlerin iptali istemiyle açtığı davalarda verilen kararlar üzerine eski görevine döndürüldükten sonra, hakkında gerekçesiz olarak yeni işlemler kurulduğu göz önüne alındığında, söz konusu işlemlerle yargı kararlarını etkisi bırakma amacı güdüldüğü sonucuna varıldığından yargı karalarının biçimsel olarak uygulanması sureti ile oluşan ağır hizmet kusuru nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuksal isabet bulunmamaktadır.”


Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 05.11.2001 tarih 2001/6426E. ve 2001/1072K sayılı ilamında;
Davacı Konya İl Milli Eğitim Müdürü olup, geçici görevlendirmelerle Ankara’da görevlendirilmiş, açılan yürütmenin durdurulması ve iptal istemli idari davalar sonucu tekrar eski görevine iade edilmiştir. İdari yargı kararlarına rağmen davacının birden fazla aynı şekilde görevlendirilmesi yargı kararlarının etkisizleştirilmesine yönelik bir haksız eylemdir.”


Benzer olarak Danıştay 2. Dairesi 12.11.2002 tarih ve 2002/790E. ve 2002/3784K sayılı kararında;
“…idarenin mahkeme kararlarını şeklen uygulayarak tesis edilen göreve iade işlemlerinin kısa süre sonra tekrar geçici olarak görevden alma işlemleri tesis edilerek yargı kararlarının hukuksal sonuçlarının etkisiz bırakılmasının amaçlandığı dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığından adı geçene ait geçici görev onaylarında imzası bulunan…’un eylemine uyan TCK(eski) 228. maddesi uyarınca lüzumu muhakemesine, yargılamasının … Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına…”



Konu ile ilgili bir kısım Yargıtay içtihadından bölüm sunmak, konuya açıklık getirmesi açısından yararlı olacaktır:
"...Ülkemiz Anayasası erklerin eşitliği ilkesiyle birlikte hukukun üstünlüğüne bağlı devlet anlayışını da benimsemiş, bunun sonucu olarak da, Anayasa yargısı ile, yasama organının, idari yargı ile yürütmenin ve idarenin işlemlerinin hukuk dışına çıkmasını önlemek istemiştir. TC Anayasasının 125/1. madde ve fıkrası "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" kuralını, 138/son madde ve fıkrası "Yasama ve yürütme organları ile idare mahkemesi kararlarına uymak zorundadır, bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" buyurucu kuralını, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 28/1 madde ve fıkrası ; "Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare gecikmeksizin işlem tesis etmeye eylemde bulunmaya mecburdur Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez" buyurucu kuralını getirmişlerdir
Tüm bu kurallar, hukuk devleti olmanın bir gereği olarak, yargı kararlarının etkinliğini sağlamayı, keyfiliği önlemeyi, hukukun üstünlüğü kavramının kurumsal alandan, yaşamsal alana geçirilmesini, kuşkusuz, bir gün bunları hiçe saymaya kalkışanların dahi sığınağı olacak ve devletin temeli olan adaletin sağlanmasını amaçlayan kurallardır

Yargı kararlarına görevlilerin uymamasının; kişilerin haklarının çiğnenmesi bir yana, devlete olan güveni, adalete inancı sarsacağı düşüncesi yasa koyucuya düzenleme yapma zorunluluğu hissettirmiştir. Yargı kararları, gereklerinin yapılması ve yerine getirilmesi zorunlu, etkin, geçişli işlemlerdir. BUNUN TERSİNİ DÜŞÜNMEK VE UYGULAMAK. YARGI KARARLARINI HİÇLEMEK VE DOLAYISIYLA DEVLETİ HUKUK DIŞINA YA DA ÜSTÜNE ÇIKARMAK DEMEKTİR. BÖYLE BİR DEVLET İSE, ARTIK HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE BAĞLI BİR DEVLET DEĞİL, DEVLETİN HUKUKA ÜSTÜNLÜĞÜNU SAĞLAMIŞ, GÜCÜNÜN SINIRLARI BELLİ OLMAYAN KEYFİ DEVLETİR (vurgu öze aittir). Hiçbir demokratik ülkede anayasal(Hukuksal düzen buna izin vermemiştir" YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ , 23.01.2003 tarih, 2002/23E, 2003/4K)



Yargıtay 4. HD 02.02.2005 tarih 2001/2787E ve 2005/522K sayılı ilamında;
“Davacının personel ve eğitim dairesi başkanı olarak görev yapmakta iken iki kez başka görevlere atandığı ve geçici olarak görevlendirildiği, bu işlemlerin iptali istemiyle açtığı davalarda verilen kararlar üzerine eski görevine döndürüldükten sonra, hakkında gerekçesiz olarak yeni işlemler kurulduğu göz önüne alındığında, söz konusu işlemlerle yargı kararlarını etkisi bırakma amacı güdüldüğü sonucuna varıldığından yargı karalarının biçimsel olarak uygulanması sureti ile oluşan ağır hizmet kusuru nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuksal isabet bulunmamaktadır.”


Danıştay 5. Dairesi 02.02.2005 tarih 2001/2787E. ve 2005/522K. sayılı kararı
Davacının Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı olarak görev yapmakta iken iki kez başka görevlere atandığı ve geçici olarak görevlendirildiği, bu işlemlerin iptali istemiyle açtığı davalarda verilen kararlar üzerine eski görevine döndürüldükten sonra, hakkında gerekçesiz olarak yeni işlemler kuruldu göz önüne alındığında, söz konusu işlemlerle yargı kararlarını etkisiz bırakma amacı güdüldüğü sonucuna varıldığından yargı kararlarının biçimsel olarak uygulanması suretiyle oluşan ağır hizmet kusuru nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuk isabet bulunmamaktadır.



Benzer olarak Danıştay 2. Dairesi 12.11.2002 tarih ve 2002/790E. ve 2002/3784K sayılı kararında;
“…idarenin mahkeme kararlarını şeklen uygulayarak tesis edilen göreve iade işlemlerinin kısa süre sonra tekrar geçici olarak görevden alma işlemleri tesis edilerek yargı kararlarının hukuksal sonuçlarının etkisiz bırakılmasının amaçlandığı dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığından adı geçene ait geçici görev onaylarında imzası bulunan…’un eylemine uyan TCK(eski) 228. maddesi uyarınca lüzumu muhakemesine, yargılamasının … Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına…”
Old 03-05-2007, 10:41   #7
nefise

 
Mutsuz

Sayın Durmaz,
Göndermiş olduğunuz kararlar oldukça açıklayıcı oldu öncelikle çok teşekkür ederim.
Çeliştiğim husus şu ki; YD kararından sonra alınan encümen kararı "...2942 sayılı yasanın 4650 sayılı yasa ile değişik 8. maddesi kapsamında uzlaşma yolu ile, bu mümkün olmadığı takdirde bedeli mahkemece belirlenmek kaydı ile kamulaştırılmasına..." ibaresi içermektedir. Anladığım kadarıyla davacı yan burada uzlaşmaya davet ediliyor. Ancak anlamadığım şu ki; uzlaşmak için YD kararı mı beklendi yani 10 senedir kamulaştırma adı altında tapuya şerh koydurmuş bulunan belediyenin mülkiyet hakkına yaptığı tecavüzü bu kararla silinmiş mi sayılacaktır! Kanımca, YD kararından sonra encümenin almış olduğu karar yargı kararını etkisizleştirmeye yönelik olarak alınmış bir karardır.
Ayrıca açılmış bulunan dava, önceki encümen kararının iptaline ve dolayısıyla kamulaştırma şerhinin kaldırılmasına ilişkindir. Peki şimdi davacı yanın uzlaşmaya çağırılması sonucu davanın seyri ne olacaktır. Aklım karıştı benim. Davanın kabul edildiğini varsayarsak, sonuçta ortada yeni bir encümen kararı var dolayısıyla bu durumda şerhin kaldırılması mümkün olacak mıdır?
Bu konuda görüşlerinizi bildirirseniz çok memnun olurum. Saygılar..
Old 03-05-2007, 12:06   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kamulaştırma K.nun 7.maddesine göre tapuya konulan şerh, tek başına tapu malikini zararlandırıcı bir işlem değildir. Bu şerh alım ve satıma engel değildir. Bir hukuki işlemin ilanından ibarettir. Taşınmazı satın alan kişi taşınmazın kamulaştırıldığındanhaberdar olacak, tapu idaresi de satın alan kişiyi idareye bildirecek idare de kamulaştırma işlemlerini yeni malik ile yapacaktır. Şerhin fonksiyonu bundan ibarettir. ( Ali ARCAK ‘ın- 5.HD.sinin eski Başkanı- Kamulaştırma ve Devletleştirme Kanunları C.1 sh.282) deki açıklaması bu şekildedir.

Bana göre yürütmenin durdurulması kararı , şerhin kaldırılması hususunu içeren bir karar değildir. Bundan sonra bu şerhi dikkate alarak işlem yapmayın anlamındadır. İşin esası hakkında karar verildiğinde şerh o zaman kaldırılacaktır. Asıl dava ile elde edilecek sonuç ihtiyati tedbir yoluyla sağlanamaz.
Tapu Sicili Tüzüğünün 78 md. sine göre şerhin terkini, hak sahibinin veya yetkili makamın istemine ya da mahkeme kararına dayalı olarak yapılabilir. Tapunun cevabı sanırım bu mad. uygulanması ile ilgili olsa gerek.

İlk kamulaştırma nedeniyle belediye taşınmaza el atmış ise; mal sahibinin bir zararı söz konusu olabilecektir. Kam.K. 25 md. si gereği yeni kamulaştırma 10 md. ye göre mahkemece yapılacak tebligatla başlayacağından el koyma tarihi ile yeni kamulaştırmanın başladığı tarih arasında mal sahibinin ecrimisil hakkı doğar , veya belediye yeni kamulaştırma işlemlerine başlamazsa müdahalenin önlenmesi davası da açılabilir. Belediye'nin de encümen kararı iptal edilen ve hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilen bir kamulaştırmanın şerhinin kaldırılması için Tapuya başvurması da doğruluk kuralı gereğidir.

Benim bu yanıtım, sorunun tümünü karşılayamayabilir. Fakat en azından bir bölümü hakkında çözüm getirebileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla.
Old 06-05-2007, 14:36   #9
nefise

 
Soru

Sayın Yücel Kocabaş
Sizin de dediğiniz gibi Kamulaştırma işlemi üzerine mahkemeden alınacak ilam ile mülkiyet idareye geçecektir. Ancak burada ne usulüne uygun bir tebligat ne de mahkeme kararı mevcuttur.
Mevcut şerh 31/b şerhidir ve Tapu idaresi bu şerh olması halinde alım satımın mümkün olmdığını söylemektedir. Madde 7ye göre konan şerhle mümkün iken 31/b şerhi ile mümkün olmamasının gerekçesinin ne olduğunu anlamış değilim. Bu konuda görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim.
Old 07-05-2007, 12:58   #10
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kam. Knun 7.md.sindeki şerh tapudaki tasarrufu önlemez ise de, 31/b md. sine göre konulan şerh tasarrufu önleyici niteliktedir. ( Eski kamulaştırmalarda, kamulaştırma evrakının idarece tebliği ,yeni kamulaştırmalarda ise mahkemece tebliğinden itibaren , taşınmazın başkasına devir ve temliki 31/b md. göre yasaklanmıştır. Şerhte bu yasağı ifade eder)

Tapu Kadastro Genel Md.lüğünün kamulaştırma ile ilgili genelgesi aşağıdadır. Bu genelge hükümleri incelenerek göre tapu idaresinin yasaya aykırı bir işlemi olup olmadığı belirlenebilir.

İlk cevabımdaki Tapu Sicil Tüzüğündeki 78 maddenin gözden uzak tutulmaması gerekir.

Bana göre konunun muhatabı Belediye olmalı, başvurular bu idare üzerinde yoğunlaşmalı.
Encümen kararı iptal edilen kamulaştırmanın şerhinin kaldırılması için Belediyenin tapuya başvurması talep edilmeli. Belediye böyle bir talepte bulunmazsa dürüstlük kuralanı uygun davranmamış demektir. Şerhten dolayı zarar doğmuşsa Belediyeden istenebilir, ayrıca ilk cevabımdaki gibi ecrimisil talep
edilebilir. Kabul edilmezse mülkiyet hakkının ihlali söz konusu olduğundan AİHM. sine başvurulabilir.

Eski kamulaştırmaya ait şerh kalksa dahi yeni kamulaştırmaya ait şerh 7. md. göre konulabilir.İdare evrakı 10.md. göre mahkemeye sevk etmekte gecikirse, Genelgede 6 aylık bir süre öngörülmüştür. Bu süre benimsenebilir. Bu süre içinde idare evrakı tamamlamaz, mahkemeye başvurmazsa usulüne uygun kamulaştırma yapılmamış demektir. O zaman da şerh kalkmakla beraber el atma varsa kamulaştırmasız el atma davası açilabilir.

Benim genel olarak söyleyebileceklerim bunlar.
Saygılarımla.



T.C.

BAŞBAKANLIK
TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı

Sayı: B021TKG0100001-073/1555/
Konu:

Genelge No


TAPU VE KADASTRO ......BÖLGE MÜDÜRLÜĞ
ÜNE


.....................


.............TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE

.............KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE

8/Kasım/1983 tarih, 18215 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi ve bazı maddelerine yeni fıkralar eklenerek yeniden düzenlenmesini öngören 4650 sayılı "Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" 5/Mayıs/2001 tarih, 24393 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Buna göre, 5/Mayıs/2001 tarih, 24393 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4650 sayılı Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda yapılan değişikliklerden Kuruluşumuzu ilgilendiren maddeleri aşağıda açıklanmıştır.
A) 2942 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi, "İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir" şeklinde değiştirildiğinden, bundan böyle belirtme yapıldığı tarihten itibaren altı ay içinde, 10 uncu maddeye göre, kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinden alınacak belgenin (mahkeme müzekkeresi) kamulaştırmayı yapan idarece ibraz edilmemesi halinde, bu taşınmaz malla ilgili olarak gelecek herhangi bir işlem talebi sırasında aynı tarih ve yevmiye ile, herhangi bir işlem talebi olmadan tespiti halinde ise yevmiyeye alınmak suretiyle tapu kütüğünün beyanlar hanesinde bulunan belirtmenin harç tahsil ettirilmeksizin resen sicilden terkin edilerek, işlem sonucundan kamulaştırmayı yapan idareye bilgi verilmesi gerekir.
B) Satın alma usulü başlıklı 2942 sayılı Kanunun 8 inci maddesi değiştirilerek, İdarelerin, bu Kanuna göre tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulü yeniden düzenlenmiştir.
C) 2942 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca idare adına tescili hususlarını açıklamak suretiyle değiştirilmiştir.

Sayı: B021TKG0100001-073/
Konu: Kamulaştırma Kanunu (1467 sayılı genelgeye ek)

Buna göre, kamulaştırmayı yapan idarece, o yer asliye hukuk mahkemesi tarafından verilmiş kesinleşmiş kamulaştırma kararının ibrazı halinde, maliklerin bu taşınmaz mala yönelik vergi ilişiği aranmaksızın ilamın infaz edilerek, işlem sonucundan ilgili vergi dairesine tapu sicil müdürlüğünce bilgi verilmesi gerekmektedir.
D)2942 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi değiştirilmiştir.
Buna göre; iştirak halinde veya müşterek mülkiyetli taşınmazlarda maliklerden herhangi birinin dava hakkı söz konusu olduğundan, davada taraf olmadığı yönünde mahkeme kararının infazında tereddüt edilmemesi gerekir.
E) 2942 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde, taşınmaz malın aynına ilişkin ihtilaflarda, kamulaştıran idarenin hasım olamıyacağı ve mülkiyetin çekişmeli olmasının idare adına tesciline engel olmadığı vurgulanmış iken, adı geçen Kanununla 18. madde değiştirilerek;
Kamulaştırmayı yapan idarece, kamulaştırılacak taşınmaz malın üzerinde ihtilaf olup olmadığını, taşınmaz malın bulunduğu yerdeki tapu idaresi, kadastro müdürlüğü ve hukuk mahkemelerinden sorularak ve mahallinde araştırma yapılarak tespit edilmesi ve yapılan araştırma sonucunda, taşınmaz malın tapuda kayıtlı olmakla birlikte mahkemede mülkiyeti üzerinde ihtilaf olduğu veya kadastrosu yapılmasına rağmen kadastro mahkemesinde davalı olduğunun tespit edilmesi halinde, 10 uncu madde uyarınca hazırlanan belgelerin tamamı, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine verilerek, taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin mülkiyet ihtilafıyla ilgili uyuşmazlığın sonucunda belli olacak hak sahibine peşin veya Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tesciline karar verilmesi istenileceği ve tapu sicil müdürlüğü tarafından da kamulaştırmaya konu taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi tarafından verilmiş ve ilgili idarece ibraz edilmiş kesinleşmiş kamulaştırma kararı doğrultusunda, maliklerin bu taşınmaz mal nedeniyle vergiilişiği aranmaksızın ilamın infazı yapılarak, işlemin yapıldığına dair bilgi tapu sicil müdürlüğünce ilgili vergi dairesine bildirileceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, kamulaştırılması talep edilen taşınmaz malların, mülkiyeti üzerinde ihtilaf olması veya kadastrosu yapılmasına rağmen kadastro mahkemesinde davalı olması halinde, kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırmaya yönelik alınmış kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilmediği sürece, talebin karşılanmaması gerekmektedir.
F) Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tescili ve zilyedin hakları başlıklı 2942 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi değiştirilmiştir.
Buna göre; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16 ncı maddesinde sayılan kamu mallarından olmayıp, tapuda tescilli olmayan ve zilyetlikle iktisap edilen taşınmaz mallar için, o yer asliye hukuk mahkemesi tarafından taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin zilyede ödenmesine yönelik verilmiş kesinleşmiş karar doğrultusunda işlem yapılması gerekmektedir.

Sayı: B021TKG0100001-073/
Konu: Kamulaştırma Kanunu (1467 sayılı genelgeye ek)

G) 2942 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin birinci fıkrasındaki "11 ve 12 nci" ibaresi "10 uncu", " milli bir bankaya" ibaresi "10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilânda belirtilen bankaya" şeklinde değiştirilmiştir.
H) 2942 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi değiştirilmiş olup, bu madde uyarınca, kamulaştırılan taşınmaz malın idare adına tescil edilebilmesi için, yapılacak her türlü işlemlerde tahsil edilmesi gerekli tapu harçları ve diğer giderlerin harç bağışıklığı yok ise idarece ödenmesi gerekir.
I) 2942 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi değiştirilerek, kamu tüzel kişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakları diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağı öngörülmüştür.
Ancak, mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya alıcı idarenin başvurusuna altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlık alıcı idarenin başvurusu üzerine Danıştay'ca incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanacağı,
Taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde, alıcı idare, Kanunun 10 uncu maddesinde yazılı usullere göre, mahkemeye başvuracağı, mahkemece, taşınmaz malın alıcı idare adına tesciline karar verilmesi sonucunda, devir alınan taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılarak devir amacı veya devreden idarenin izni dışında başkaca bir kamusal amaçla kullanılamayacağı, aksi takdirde devreden idarenin 23 üncü madde uyarınca taşınmaz malı geri alabileceği vebu hususunda tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle, kamu tüzel kişilerine ait taşınmaz malların mahkeme kararına istinaden kamulaştırma yolu ile diğer bir idare adına tescilinde tapu kütüğünün beyanlar hanesine "Bu taşınmaz mal devir amacı veya devreden idarenin izini dışında başkaca bir kamusal amaçla kullanılamaz.......tarih, .........yev" şeklinde belirtme yapılması gerekmektedir.
İ)Yasak işler ve eylemler başlıklı 2942 sayılı Kanunun 31 inci maddesi değiştirilerek idaremize yönelik (b) fıkrasına istinaden "Mahkemece 10 uncu madde uyarınca yapılan tebligat, davet veya ilanen tebliğden sonra taşınmaz malın başkasına devir ve ferağ veya temliki" yasaklanmıştır.
Bu nedenle, Kanunun 10 uncu maddesine istinaden, mahkemece yapılan tebligat, davet veya ilanen tebliğden sonra, ya ilgili mahkemenin yada kamulaştırmayı yapan idarenin mahkemenin 10 uncu maddesi gereğince tebligat, davet veya ilanen tebliğ yapıldığını belgelendiren yazısına istinaden, taşınmaz mala ait tapu kütüğünün şerhler hanesine "2942 sayılı Kanunun 31/b maddesi gereğince kamulaştırılmıştır......tarih, .........yev" şeklinde şerh verilmesi gerekir.


Sayı: B021TKG0100001-073/
Konu: Kamulaştırma Kanunu (1467 sayılı genelgeye ek)

Kanunun 31 inci maddesinin (b) fıkrası gereğince yapılacak şerhten sonra taşınmaz malın devir veya temliki veya mülkiyetten gayri ayni veya şahsi hak tesisi mümkün değildir.
J) 2942 sayılı Kanunun 13, 16 ve 17 nci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
K) Geçici madde 1 ile, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu Kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır.
Buna göre, kamulaştırmaya konu taşınmaz mal üzerinde 31/b maddesi gereğince şerh mevcut ise, bu
Kanun ile değiştirilen hükümler dikkate alınmaksızın, önceki hükümlerin uygulanacağı,
Diğer taraftan, taşınmaz malın üzerinde 7 nci madde uyarınca belirtme yapılmış ise, M.K.'nun 934/2 nci maddesi uyarınca, kamulaştırmayı yapan idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük süre verilerek, bu süre zarfında idarece mülga 13. madde uyarınca tebligatın yapıldığının bildirilmesi halinde önceki hükümler doğrultusunda, tebligatın yapılmadığının bildirilmesi yada bu süre zarfında cevap verilmemesi halinde tebligat yapılmamış kabul edilerek adı geçen Kanunla değiştirilen hükümler dikkate alınarak işleme yön verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, 5/Mayıs/2001 tarih, 24393 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4650 sayılı "Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" uyarınca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen maddeleri ile ilgili olarak bu genelge, değişikliğe uğramayan diğer maddeleri ile ilgili olarak da 1467 sayılı Genelge eki Yönerge uyarınca işlem yapılması gerekir.
Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
Dr. Necdet POYRAZ
Genel Müdür





Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Temyiz aşamasında verilen yürütmeyi durdurma kararlarına itiraz Yaşar GÜÇLÜ Meslektaşların Soruları 6 21-07-2012 15:40
değişken oranlarda faiz uygulanmaması av.sbaran Meslektaşların Soruları 25 29-12-2007 12:37
Üniversite Dikey Geçiş - yürütmeyi durdurma - idari dava Esinc Hukuk Soruları Arşivi 0 05-02-2007 19:45
Son Çıkan Af Yasası İptal Edildi Ama Yürütmeyi Durdurma Kararı Verilmedi! aristo Meslektaşların Soruları 0 30-05-2002 22:22
Kamulaştırma Ayşe Çalışkan Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 19:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07470489 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.