cari hesap sözleşmesi - itirazın iptali davası

Taraflar arasıda yazılı cari hesap sözleşmesi olmadan cari hesaba dayalı icra takibi başlatılması durumunda, yapılan itiraz neticesinde açılan itirazın iptali davasının akıbeti hakkında Yargıtay kararı bulamamaktayım. Bu konuya ilişkin bilgisi olan arkadaşların paylaşması dileğiyle..

kıymrtli meslektaşım biraz daha açık yazsanız daha iyi olurdu....anladığım kadarı ile siz mal teslimi konusunda mı muallakta kaldınız ?......biraz daha açık yazarsan belki yardımcı olabalilriim

Aslında konu tam olarak şöyle. Müvekkil şirket ile karşı taraf arasında kanunun aradığı niteliklerde bir cari hesap sözleşmesi bulunmamakta. Ancak buna rağmen karşı taraf cari hesap sözleşmesine dayanarak icra takibi başlatıyor ve şuanda itirazın iptali davası aşamasında. Ben taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadan cari hesaba dayanarak takip başlatılamayacağı kanısındayım. Bu konunun temelini arıyorum. İlginiz için teşekkür ederim.

neye istinaden düzenlenmiş bu cari hesap sözleşmesi......siz takibi başlatan alacaklımısınmız

herhangi bir mal teslimi konusu varmı ?

aslında olay bu noktada daha da karışıyor. kısaca özetlemek gerekirse; müvekkil şirkete icra takibi başlatan şirket, akdedilen sözleşmelerden kaynaklanan bir şekilde, 3. kişi durumundaki şirketin müvekkil şirkete mal gönderdiğini bu malın müvekkil şirket tarafından satılarak parasının kendilerine ödenmesi gerektiğini ancak ödenmediğini buna rağmen kendilerinin bu malların bedelini 3. kişi firmaya ödedilklerini belirtiyor. Müvekkil şirketin alacaklısı da 3. kişi konumundaki şirkete yaptığı ödemeler tutarında müvekkil şirkete icra takibi başlatıyor ancak dayanak olarak cari hesap bakiyesini gösteriyor. Taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi olmadığı gibi ticari defterlerde de müvekkil şirket borçlu gözükmüyor çünkü birbirlerine kestikleri herhangi bir fatura yok. Umarım anlatabilmişimdir...

Kusuruma bakmayınız ama,ancak üç aşamada sorunu anlayabildik. Yaşar Karayalçın hocamızın bir sözü vardı: "soru sormak sanattır" derdi.
Konuyu şu şekilde değerlendirebiliriz:
Cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılması hesaba kayıt, mahsuplaşma, hesabın kesilmesi ve itiraz üzerine bakiyenin kesinleşmesi gibi bazı imkanlar sağlar. Uygulamada cari hesap (c/h) denilen sözleşmeler yazılı olarak yapılmadığından, bunlar aslında "açık hesap" denilen ve yasanın sağladığı, yukarıda saymaya çalıştığım imkanlardan yararlanmazlar.
Bu durumda karşı yanın c/h bakiyesi diye dayandığı alacak kalemi, gerçek bir c/h bakiyesi değilse de, sizden alacaklı olduğunu ileri sürdüğü bir tutardan ibarettir.
Hesap özetine itiraz prosedürü bu tür hesaplarda işlemeyeceğinden uyuşmazlık, satım ve vekalete (ya da somut olayın özelliğine göre) temsile dayalı olarak ve Borçlar Kanunu çerçevesinde çözümlenecektir.
Karşı yanın adına cari hesap demesi ve bunun yasal cari hesap unsurlarını taşımaması başlı başına sizin lehinizde yorumlanamaz; ancak alt ilişkiye girilebilir ve savunma sebeplerinizi bu çerçevede ileri sürebilirsiniz.
Bu girişle yetiniyor ve teslim, fatura keşidesi vs. konulara girmiyorum. Orasını sanırım halledersiniz.
Saygılarımla.