Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iştirak nafakasının kaldırılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-10-2016, 16:37   #1
av didem özhan

 
Mutlu iştirak nafakasının kaldırılması

sevgili meslektaşlarım
müvekkilim 1999 yılında bir evlilik yapmış, eşinin eski eşinden yeni doğmuş bebeğini evlenince tanımış ve çocuk müvekkilin nüfusuna kaydedilmiştir.Şimdi de eşi nafaka davası açmış ve müvekkilim eski eşine ve çocuğuna nafaka ödüyor. erkek olan Müvekkilim bedensel engelli ve eşi onu sürekli dövdüğü için evden ayrılmıştır. tanıma hususunda artık yapacak bişey olmadığını düşünüyorum ama yine de fikrinizi almak isterim. Ayrıca çocuk gayri resmi olarak evlendirilmiş ve şimdi eşiyle birlikte yaşyor. çocuğa evlenmesi sebebiyle nafakanın kaldırılması davası açmamız mümkün müdür sizce?
sorum fazlasıyla dizi gibi oldu farkındayım ama cevaplarınızı bekliyorum. şimdiden çok teşekkür ederim
Old 13-10-2016, 09:47   #2
Av.09

 
Varsayılan

Tanıma için "soy bağının tashihi" davası açabilirsiniz. DNA ları karşılaştırılıp sonuç belirlenir.

Nafaka konusunda birebir örtüşmese de fikir verebilir.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2013/10036
KARAR NO. 2013/23648
KARAR TARİHİ. 21.10.2013

>ÖZÜRLÜ KİŞİNİN YOKSULLUK NAFAKASINDAN SORUMLU TUTULMASI--MUHTAÇLIK HALİ

6100/m. 137, 138, 140

1086/m. 428

ÖZET : Dava tarihinden önce 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılması zorunludur.

Davalının 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte %70 oranında özürlü olması nedeniyle, 2022 sayılı Yasaya göre kendisine Sosyal Güvenlik Kurumunca aylık bağlanmış olup, bu yasaya göre aylık bağlanmasını gerektiren koşullar ortadan kalkmadıkça, muhtaçlık hali devam ettiğinden davalı, yoksulluk nafakası ile yükümlü tutulmayacağı gözetilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dava, 16.11.2012 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinden önce 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılması zorunludur (md. 137/1). Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (md. 137/2). Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir (md. 138). Şu halde, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ise de, bu yönlerden yapılan inceleme tamamlandıktan sonra ön inceleme için duruşma günü tebliğ edilip, taraflara bildirmesi usulen zorunludur. Çünkü tahkikat, tarafların ön inceleme duruşmasında anlaşamadıkları hususlar esas alınarak yürütülecektir (md. 140/3). Bu bakımdan mahkemenin ön incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verip, tarafların anlaşamadıkları hususları tespit etmeden doğrudan tahkikat aşamasına geçmesi usule aykırıdır. Ne var ki, usulü muhakemeye muhalefetten dolayı bir hükmün bozulabilmesi için de, usule ilişkin bu kusur ve hatanın hükmü değiştirecek nitelikte bulunması gerekir (HUMK. md. 428/ son). Ön incelemede çözümü gereken usulü bir sorun taraflarca ileri sürülmediği ve mahkemece de böyle bir sorun tespit edilmediğine göre, ön inceleme duruşması yapılmaksızın tahkikata geçilmiş olması, tek başına bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.

2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

3-Davalının, 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte %70 oranında özürlü olduğu, bu sebeple 2022 sayılı Yasaya göre kendisine sosyal güvenlik kurumunca aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu yasaya göre aylık bağlanmasını gerektiren koşullar ortadan kalkmadıkça, davalının muhtaçlık hali devam ediyor demektir. Böyle bir durumda davalının yoksulluk nafakası ile yükümlü tutulamayacağı gözetilmeden, davacı yararına yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-10-2016, 11:32   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Sayın Av 09
Tanıma için Nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılabilir demek istediniz sanırım. Nüfus kaydının düzeltilmesi asliye hukukta açılabilir.
Old 13-10-2016, 13:02   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9362
KARAR NO : 2013/10695

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2012/385-2012/686
DAVACILAR : Naim Avcı, Döndü Avcı
DAVALILAR : 1-Nüfus Müdürlüğü
2-Ümmü Karakılçık, Süleyman Karakılçık

Dava dilekçesinde, davalılar Ümmü ve Süleyman çocuğu olarak nüfusa kayıtlı Yusuf Enes'in nüfus kaydının iptali ile davacılar çocuğu olarak tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın davacı Naim yönünden babalık, davalı Süleyman yönünden soybağının reddi olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı Süleyman Karakılçık tarafından temyiz edilmiştir.


Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalılar Süleyman ve Ümmü Karakılçık oğlu olarak nüfusa kayıtlı Yusuf Enes Karakılçık'ın davacıların oğlu olduğunu bildirerek hatalı nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin dava tefrik edilerek bu davada ise, davalı Süleyman yönünden soybağının reddi, davacı Naim yönünden ise babalık hükmü olması nedeni ile aile mahkemesinin görevinde olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Dava, usulsüz tescile dayalı, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre asliye hukuk mahkemesi görevlidir. İşin esasının incelenmesi gerekirken anne kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın tefriki ile baba yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Ali Selim M.T.Gülan G.Dülger A.Kellecioğlu O.Yurdakul

Karşılaştırıldı ZS.
Old 13-10-2016, 14:03   #5
Av.09

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Sayın Av 09
Tanıma için Nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılabilir demek istediniz sanırım. Nüfus kaydının düzeltilmesi asliye hukukta açılabilir.

Sayın meslektaşım, Davayı baba açacak. TMK m297. Aile Mahkemesi.
Old 13-10-2016, 14:28   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

TMK madde 297 nin koşulları olayda yok, baba bu maddeye dayanamaz,
Ancak nüfus kaydının düzeltilmesini yukarıda paylaştığım kararda da açıklandığı üzere Asliye Hukuk Mahkemesinden isteyebilir,
Old 13-10-2016, 15:11   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/7384
K. 2007/8804
T. 23.10.2007
• KAYIT DÜZELTME DAVASI ( Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Bir Kısmının Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı - Ayrıca DNA Testine Gerek Olmadığı )
• DNA TESTİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Bir Kısmının Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı/Teste Gerek Olmadığı )
• USUL EKONOMİSİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı/Ayrıca DNA Testi Yapılmayacağı )
• NÜFUS İDARESİ TEMSİLCİSİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Nüfus idaresi Temsilcisinin Karar Başlığında Gösterileceği )
• KARAR BAŞLIĞI ( Kayıt Düzeltme Davası - Nüfus idaresi Temsilcisinin Karar Başlığında Gösterileceği )
5490/m.35
ÖZET : Kayıt düzeltme davasında; duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan bir kısmının nikahsız eşten dünyaya gelmiş olmalarına karşın babalarının nikahlı eşinden doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi,

Nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması yasaya aykırıdır.

DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde nüfus kaydında davacı çocukları olarak görünen davalılar Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek anneleri davalı Hatice T.. nüfusuna yazılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı Saniye 'un davalı Kemal ile resmen evli olmasına karşın Hatice adındaki kadınla birlikte yaşamasından dolayı Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı 'un dünyaya geldiğini, bu çocukların hepsinin nikahlı eşi Saniye tarafından dünyaya getirilmiş gibi nüfus kütüğüne kaydedildiğini, nüfusa yanlış yazılan anne adlarının düzeltilmesini, Saniye isminin iptali ile bu dört çocuğun annelerinin Hatice olarak nüfus kütüğüne kayıt ve tescilini istemiş, mahkemece davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek annelerinin davacı Saniye mi, yoksa Hatice mi olduğunun tıbben tespiti için DNA testi yapılması gerektiği, mahkemenin doğru sicil oluşturmakla görevli bulunduğu, davacı vekilinin DNA testi yapılması için mahkemeye yardımcı olmadığı ve Nüfus Müdürlüğünün de davalı gösterilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, özellikle duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın Hatice adındaki kadından dünyaya gelmiş olmalarına karşın babaları Kemal'in nikahlı eşi olan Saniye dan doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri, gerçek annelerinin Saniye olmayıp Hatice olduğu, tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemelerin doğru sicil oluşturmak için gerçeği tüm yönleri ile araştırmaları ve elde ettikleri kanaate göre karar vermeleri kural olarak doğrudur. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141. maddesinin son fıkrasına göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken ve dava da hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kanıtlanmışken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi, yukarıda değinilen Anayasa hükmüne uygun düşmemektedir.

Tüm bu hususlar dikkate alınarak kanıtlanmış bulunan davanın kabulü yolunda hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi,

2- Nüfus Müdürlüğü davada taraf olarak gösterilmemiş olsa bile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-a madde ve bendi uyarınca kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak:KAZANCI)
Old 13-10-2016, 15:26   #9
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

TMK Madde 297 deki koşullar olayda olmadığı için madde 300 den de faydalanamaz, Çünkü hata hile ikrah sözkonusu değil, Kendisi bilerek ve isteyerek çocuğu nüfusuna almış,
Old 13-10-2016, 15:31   #10
Av.09

 
Varsayılan

Ana tarafından aldatma veya yanıltma varsa? Dediğiniz gibiyse bizim mahkemenin hakimi duymasın.
Old 13-10-2016, 15:35   #11
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Ama soru sahibi aldatmadan veya yanıltmadan sözetmiyor,sorudan anlaşıldığı kadarıyla Bilerek ve isteyerek tanıdı diyor, Nüfus kaydının düzeltilmesi daha kolay bir dava,
Old 13-10-2016, 15:53   #12
Av.09

 
Varsayılan

Bilerek isteyerek tanıdığı konusunda açıklık yok. Engelli eşine şiddet uygulaması yeterli olmalı.
Old 13-10-2016, 16:17   #13
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

soruyu tekrar okuyun sayın meslektaşım, tanıma konusunda kendi iradesi var.şiddet sonraki tarihlerde olmuş.
Old 13-10-2016, 16:42   #14
Av.09

 
Varsayılan

Soruyu tekrar okudum sayın meslektaşım, tanıma işlemi iradesinin sağlıklı olduğu, olayda şiddetin sonraki cümlelerde yazılmış olması da şiddetin salt sonradan olduğu anlamına gelmeyecektir. Şiddet, yanıltma ya da aldatmanın varlığını destekler niteliktedir.
Old 14-10-2016, 16:26   #16
av didem özhan

 
Varsayılan

sevgili meslektşlarım cevaplarınız için tekrar çok teşekkür ederim
çocuğu tanımada müvekkilim babaya yapılmış herhangi bir hile veya baskı yok kendi rızasıyla tanımış
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çocuğun 18 yaşını doldurması sebebiyle iştirak nafakasının kaldırılması H.E Meslektaşların Soruları 10 05-11-2013 15:18
iştirak nafakasının kaldırılması kararının kesnleşmesi şartmıdır hüsnü gökulu Meslektaşların Soruları 1 12-09-2013 12:21
velayetin neziyle iştirak nafakasının kaldırılması birlikte istenebilir mi? elif34 Meslektaşların Soruları 9 15-03-2013 14:06
iştirak nafakasının kaldırılması ewrim Meslektaşların Soruları 2 12-08-2008 16:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13040805 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.