Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Acente Sözleşmesinin Feshi ve Teminat olan İpoteğin Fekki

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-11-2011, 23:14   #1
Av. A. Görkem Gürcan

 
Varsayılan Acente Sözleşmesinin Feshi ve Teminat olan İpoteğin Fekki

Selamlar meslektaşlarım;

Müvekkilim X sigorta şirketinin acentesi. X şirketi acentaya prim borçlarını 7 gün içinde ödemesi hususunda ihtarname göndermiş. Acenta bu ihtarda belirtilen borçları kabul ediyor ve ödeyecek.
Ancak acente sözleşmesi yapılırken; acente teminat olarak bir taşınmazının üzerine ipotek tesis etmiş. Acentenin talebi; borcu ödeyip, sözleşmeyi feshedip, ipoteğin de fekkedilmesidir. Bu noktada X şirketi, ipoteğin ancak, acentanın son kestiği poliçenin süresinin dolmasından sonra fekkedilebileceğini söylüyor. Bu da yaklaşık 1 yıl demek.
Bunun bir yasal dayanağı var mı diye Sigortacılık Yasası ve Sigorta Acenteleri Yönetmeliğine baktım ancak buralarda bir şey bulamadım.
Hukuken bana mantıksız geliyor, çünkü acenta, şahsi kusuru olmadığı sürece sigorta ettirilenlerin zararlarını tazminle yükümlü değildir. Bu anlamda poliçe süresi içinde doğacak borçlardan zaten sorumlu olmayacak acentanın, acentalık sözleşmesinin feshinden sonra teminatı olan ipoteğinin de fekki gerektiği kanaatindeyim.

Bu husustaki fikirlerinizi ve varsa deneyimlerinizi aktarmanızı bekliyorum.

Not: Bu vesileyle herkesin bayramını da kutlarım...
Old 05-11-2011, 12:19   #2
üye7160

 
Varsayılan

taşınmaz kimin adına kayıtlı?
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2006/8151
K:2007/10454
T:09.07.2007

ne kadar işinize yarar bilmiyorum..

http://www.tasinmazmulkiyeti.org.tr/...d=18&SayfaNo=2

bayilik ve acentalık için verilen ipotekler, teminat ipotekleridir. Üretici firma tarafından bayi veya acentaya verilen ürünlerin güvencesi olmak üzere bayi veya acantanın veya kefillerinin taşınmazı üzerine ipotek konur. Bu ipotek bayilik sözleşmesi feshedildiği zaman alacaklının istemi üzerine terkin edilir.


Fesihten önce de her zaman alacaklı firmanın talebi ile bu terkin yapılabilir. Bayilik/Acentalık iptal edilmiş ve artık ürün alınmıyorsa alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesi istenmelidir. Alacaklı bunun yapmazsa gayrimenkul maliki (ipotek borçlusu) mahkemeye başvurarak gayrimenkulü üzerinde gereksiz yere gözüken ipoteğin terkininine karar verilmesini mahkemeden isteyebilir. İcra iflas Kanununun 153.maddesi bu hususu düzenlemiştir.

birde bu başlığa bir göz atın.
Old 05-11-2011, 15:48   #3
Av. A. Görkem Gürcan

 
Varsayılan

Tasınmaz acente sahibi sahisla bir diger kisinin. Miras yoluyla intikal ettiginden halen müşterek mülkiyet söz konusu.

Gonderdiginiz karar sanirim isime yarar. Ben de bu kararda belirtildigi gibi butun borc odenip, acentelik sozlesmesi de feshedildikten sonra teminat ipoteginin baskaca bir husus beklenmeksizin feshedimesi gerektigi kanaatindeyim.

Tesekkur ederim.
Old 05-11-2011, 20:23   #4
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Sn. GÜRCAN.
Acentelik sözleşmesinde muhtemelen " ihtilaf halinde sigorta şirketinin defterlerinin esas alınacağı " hükmü vardır ve bu hükmün anlamı " sigorta primini ödemeyen sigortalıların " da borçlarını acente hesabına yazmakla şirketin kendini külfetten kurtarmasıdır. Başka deyişle ne yazarsam borcun o demektir. Ancak, ben bu hükmü dikkate almam ve sektörün özelliği gereği tek tek poliçe bazında hesaba, rejistro ( istihsal / iptal ) kayıtlarına ve sözleşmedeki aylık hesap mutabakat formlarının yapılıp yapılmadığına v.d. bakarım. Çünkü, ödenmemiş prim karşısında risk taşımayan sigortacının talep hakkı da olamaz. Sigorta Tekniği donanımlı olmayan bazı ( Sigortacı ) Bilirkişiler özellikle SMM veya YMM lerin defterde gördüklerini borç yazması ile yanıltıcı kararlar üzun süre devam etmiş ise de, bu konuda israrlı raporlarımın etkisi olduğunu düşündüğüm son içtihatlar görüşüm şeklinde çıkmaya başladı. Sonuçta acente şirket portföy icmalleri, iptal iadeler ile duran teminat poliçe bakiye prim tenzilleri v.s. yapılmadan henüz vadesi gelmemiş primleri de fazladan hukuka uygun olmayan istemle teminat nakde çevrilemez. Ancak, gerçekten acentenin zimmette kalan primleri ile şirket talebi örtüşüyor ise sorun yok. Aksi durum; Uzlaşmazlık / borçta açık nispetsizlik varsa ve dava da Bilirkişi iş veya yol kazası riski de alınırsa dava yoluna gidilebilinir. Bu durumda, riski asgariye indirme açısından ya önceden ya da dava sırasında donanımlı bir Bilirkişi'den ( uzun çalışma ve maddi külfet gerektirmekle beraber ) görüş almanızı öneririm. Bunlara göre; Belirtilen içtihat öncelikli olarak konunuzla ilgili olmadığı gibi, son msj kanaatiniz de doğru değil. Mülkiyet korkusu ile borcun tamamının üstlenilmesinden önce durumu tekrar değerlendirmenizi önerir, özellikle hesap muatabakat formları acente tarafından imzalanmamışsa , dava şansınızın ( yol kazaları hariç olmak üzere ) yüksek olduğunu söyleyebilirim.
İyi Çalışmalar.
Old 07-11-2011, 11:40   #5
üye15755

 
Varsayılan

Bilindiği üzere ipotek bir aynî haktır ve aynî haklar sebepten mücerret haklar olmayıp, bilakis illî haklardandır. Yani sebebini oluşturan şahsî hakkın (somut olayda acentelik sözleşmesinin) geçerli olup olmadığı, şahsî hakkın devam edip etmediği hususu ipoteğin de geçerli olup olmadığını veya devam edip etmeyeceğini belirlemektedir.
Sizin söylediğinize göre, acenta ipoteğin sebebi olan acentalık sözleşmesini sonlandırmak iradesindedir. Bilindiği gibi sözleşme iki tarafa borç yükleyen bir hukukî işlemdir. Bu sebeple tek tarafın kafasına göre sözleşmeyi sonlandırması mümkün değildir. Bakılmalıdır, acenta sözleşmeyi kanundan ya da sözlşmeden kaynaklanan bir hakka, bir yetkiye dayandırarak sonlandırıyorsa, haklı sebeble feshediyorsa, yani sigorta şirketinin haklı bir talebi olamayacak şekilde sözleşme nihayet buluyorsa arada borç ilişkisi kalmayacağından, ipoteğin temin ettiği sebebep de ortadan kalktığından ipotek fekkedilebilir hale gelmiş demektir. Sigorta şirketi rızaen tapuda ipoteğin fekki ferağı vermezse, acenta ipoteğin fekki (terkini) davası açmalıdır. Bu davada; ipoteğin sebebi olan acentalık sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükler, karşılıkı prim, tazminat v.s. borçlar kalıp kalmadığı tartışılacak, acentanın borcu kaldığı sabit olursa ipotek fek edilemeyeceğinden davanın reddine, acentanın prim, tazminat v.s. borcu kalmadığı sabit olursa davanın kabulü ile ipoteğin fekkine karar verilecek.
Dediğim gibi bunun için acentalık sözleşmesinin şartları iyi irdelenmeli, sizin ifade ettiğiniz gibi "son poliçenin süresi sona ermeden sözleşme feshedilemez" veya acentanın sorumlluğunun devam etmesini gerektiren bir hüküm varsa sözleşmede, o zaman poliçe süresi veya sorumluluk süresi beklenmek zorundadır. Aksi halde acenta, sözleşmeyi haklı sebeple feshetmiş olmayacağından, sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklanan sigorta şirketinin zararlarını karşılamak zorunda kalacaktır. İpotek bu zararları da temin ettiğinden, acenta ipoteğin fekkini talep edemeyecektir. Hatta sigorta bu zararlarının tazmini için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe dahi geçebilecektir.
Saygılar...
Old 07-11-2011, 19:13   #6
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Sn. ÇIRAK.
Son satırlar sigorta tekniği ve hukuku bakımından doğru tespitler değil. Kaldı ki, Borçlar Kanunu ile de çelişiyor. Her poliçede prim ödenmemesi hali BK m. 107 yapılan atıfla belirtilir. Peşinat ödenmemiş ise de poliçe hüküm ifade etmez. Bunlarla beraber, acente sözleşmesine " son poliçe süresine kadar beklenecek " gibi hukuken yok sayılacak bir hüküm de olamaz. Nitekim, soru sahibi " sigorta şirketi diyor " şeklinde beyanda bulunuyor. Teknik olarak da mantık olarak da bir şey ifade etmesi mümkün olmayan bir hükmün varlığının olabilirliğinin tartışılması anlamsız ve en azından ben 35 yıldır sektörde böyle hüküm (ler) içeren bir acentelik sözleşmesine rastlamadım. Örneğin; Sizin evinizin vadesi gelmemiş yangın sigorta poliçe prim taksitlerinin ödenip ödenmemesinden acentenizin ( zimmetindeki primler dışında ) ne sorumluluğu olabilir ki ? Son satırlarınızda " sigorta şirketi takibe geçebilir " uyarınızı da anlamak mümkün değil! Hukukçu olmayabiliriz. Ancak, işin mutfağındakilerin kabul edilebilir beyanlarına itibar edilmesinde yarar olabilecektir.
İyi Çalışmalar.
Old 09-11-2011, 18:53   #7
üye15755

 
Varsayılan

Sayın Eskişehirli;
Hukuken bir sözleşme;
1. Ya kanunda geçerlilik şartı olarak öngörülen şekilde yapılmadığı için geçersiz olur. Örneğin taşnmaz satım sözleşmesinin kanunda öngörüldüğü gibi resmî şekilde yapılmayıp, âdi yazılı şekilde yapılması; evlenme akdinin resmî memur önünde değil, karşılıklı imzalanan âdi yazılı kağıt ile yapılması; miras taksim sözleşmesinin, alacağın temliki sözleşmesinin, bağışlama taahhüdünün ve kefalet akdinin âdi yazılı şekilde değil, sözlü yapılması gibi durumlarda sözleşme geçersizdir.
2. Ya da bir sözleşme Anayasa ve kanunlardaki emredici hükümlere aykırı şartlar içerdiği için geçersiz olur. Örneğin organını satması için bir kişi ile yapılan sözleşme, iki kafadar hırsızın çaldıkları malları paylaşma konusunda yaptıkları sözleşme, temerrüt gerçekleşmeden kiracıdan alınan tahliye taahhüdü, tüketicinin aldığı eşya için öngörülen garanti süresinden feragat etmesi, işçinin işverenle yaptığı işten ayrılsa bile ömür boyu rekabet etmeyeceği taahhüdü v.s. Bunlar kanunlarla yasaklanan hukukî işlemler olduğu için sözleşmelere bu yönde konulacak hükümler geçersizdir.
Yukarıda saydığım şekil şartına aykırılık ve emredici hükümlere aykırılık kapsamında olmayan her sözleşme yine Anayasa ile teminat altına alınmış "sözleşme yapma serbestisi" içerisindedir; taraflar sözleşmesine istediği hükmü koyabilir.
Açıklanan sebeplerle, bir sigorta şirketi acentelik sözleşmesine "acenteiın sağladığı poliçenin süresi dolmadan, acente, acentelik sözleşmesini feshedemez" diye bir hüküm koyabilir. Gerek Anayasamızda ve gerekse kanunlarda bunu engelleyen bir hukuk normu bulunmamaktadır. Bilakis Türk Ticaret Kanunu'na göre tacir olmanın bir sonucu olarak "basiretli bir iş adamı gibi davranmak" zorunda olan acente bu şartla bağlı kalacaktr, acentelik sözleşmesine böyle bir hüküm konmuşsa, sigorta şirketi acenteyi azad etmedikçe, son poliçe süresi boyunca acente sözleşmeyi feshedemez.
Bakınız yine söylüyorum: Acentelik sözleşmesine "acente sağladığı son poliçenin süresi dolmadan, acentelikten ayrılamaz, sözleşmeyi feshedemez" diye bir hüküm konulabilir. Acentelik sözleşmesinde böyle bir hüküm olmasına rağmen, acente sağladığı son poliçenin süresi dolmadan sözleşmeyi fesederse, sigorta şirketinin zararlarından sorumlu olacağı gibi, haksız fesih durumunda cezaî şart da kararlaştırılmşsa sözleşmede, bu cezaî şartı dahi karşılamak zorunda kalacaktır. Acente sigorta şirketinin bu zararlarını rızaen karşılamazsa , bu durumda sigorta şirketi ipoteğin paraya çevrilesi yoluna gidebilecektir.
Saygılarımla,
Old 09-11-2011, 20:20   #8
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Sn. ÇIRAK.
Son parağraf açıklamanızın mümkün olsa idi, böyle bir durum sigorta şirketleri açısından müthiş olurdu! Ne var ki, sözleşmeye " son poliçeye kadar feshedemez " hükmü TTK ve BK ile Sigortanın Genel Prensipleri var olduğu müddetçe konulamayacaktır. Sigorta Hukukuna ilşkin araştırmalarınızı genişletmenizi ve herhangi bir sigorta poliçesini de okumanızı öneririm.
İyi Çalışmalar.
Old 24-12-2011, 20:13   #9
avukat443

 
Varsayılan

slm.
farklı bir durumda olan bir müvekkilim var. acentelik sözleşmesi devam ederken bölge müdürü ile geçen bir telefon konuşması neticesinde müvekkilimin sistemi kapatılıyor ve sigorta kesmesi engelleniyor. 3 gün sonra da bölge müdürü yanında çalışan birini müvekkil acenteye yollayarak tüm şirket evraklarını, poliçelerini vb. aldırıyor. müvekkil teslim edilen evrakları bir kağıda yazarak imza karşılığında veriyor. müvekkil acenteye hiçbir bildirim yapılmadan iş yapmasını engellemek amacıyla 40 gün boyunca sistemi kapalı tutuluyor. hazine müstaşarlığına yapılan şikayet neticesinde sig. kan. 32. mad. aykırılık olduğu tespit edilmiştir şeklinde yazı geliyor.
sigorta şirketinin önceden bildirim yapmaksızın 40 gün boyunca müvekkil acentenin sistemini kapalı tutmasının herhangi bir yasal dayanağı var mıdır? acentelik sözleşmesinde sistem kapatma ile ilgili herhangi bir madde yoktur. maddi manevi tazminatr davası açmayı düşünüyoruz. benzer durumda davası olan meslektaşlarımdan yardım istiyorum. şimdiden teşekkür ederim. iyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İpoteğin Fekki/Ek Teminat Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 2 25-06-2011 13:36
teminat ipoteğinin fekki Av. Göztepeli Meslektaşların Soruları 4 16-03-2011 11:44
İpoteğin fekki, konut kredili taşınmaz Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 3 23-09-2009 22:24
acente sözleşmesinin feshinin ticaret sicilde ilanı paluri Meslektaşların Soruları 6 24-04-2009 13:07
İpoteğin fekki davasında harca esas değer imge_nil Meslektaşların Soruları 2 05-06-2008 12:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04825807 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.