Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-07-2008, 12:40   #1
günseligonca

 
Varsayılan zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı

merhabalar arkadaşlar,
tam kusuru ile kendi arabasında bir kişinin ölümüne ve karşı arabada da bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de ağır yaralanmasına sebebiyet vermiş bir müvekkilim var.
Müvekkilin eşi kazada hayatını kaybetmiş. Bu durumda, eşinden ötürü ya da arabada bulunan ve yaralanan diğer kişilerin zararlarından ötürü, kendi zorunlu mali sigortasına başvurabilir mi?
elimde tam kusurlu olarak yaptığı kazada ölen kişinin eşinin kendi zmms sinden destekten yoksun kalma zararı tahsil edebileceğine dair bir karar var. Destekten yoksun kalma dışındaki diğer maddi zararlar açısından bir şey yok.
Başvurup tazminat alsak bile bizden sigorta şirketinin rücu davası ile geri alma şansı yüksek değil mi?
Old 07-07-2008, 14:28   #2
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Genel Şartlar ve aşağıdaki yargıtay kararı doğrultusunda teminat dışında kalan haller söz konusu değilse sigorta şirketinin sorumlu olduğu kanaatindeyim. Fakat teminat dışında kalan hallerden biri varsa müvekkilinize rücu edileceğinden dava açmanızda hukuki yarar yoktur.
Saygılar...

Alıntı:
KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI
(TRAFİK SİGORTASI) GENEL ŞARTLARI

Alıntı:
A.3- Teminat Dışında Kalan Haller
Aşağıdaki haller sigorta teminatı dışındadır:
a) İşletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar,
b) İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri,
c) İşletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
d) Zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta veya römorklarda taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı işletene karşı ileri sürülecek talepler,
e) Manevi tazminat talepleri.
f) İşletenin, Karayolları Trafık Kanunu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
g) İşletenin aracına veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorklara ve yarı römorklara veya çekilen araçlara gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülecek talepler,
h) Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyetlerde bulunan teşebbüslere, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla bırakılan aracın sebep olacağı zararlara ilişkin her türlü talepler,
i) Aracın, yetkili makamların izniyle tertip olunan yarışlara katılması veya yarışlara katılan araçlara eşlik etmesi ile gösteride kullanılması sonucunda meydana gelecek zararlar,
j) Çalınan veya gaspedilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanunu'na göre işletenin sorumlu olmadığı zararlar ile aracın çalındığını veya gaspedildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gaspeden kişilerin talepleri,
k) Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar.

l) 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletenin sorumlu olmadığı zararlar ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürecekleri talepler, aracı terör ve buna bağlı sabotaj eylemlerinde kullanan kişilerin talepleri.
m) Dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri.

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 1990/825
Karar: 1990/963
Karar Tarihi: 16.02.1990

ÖZET: İşletenin, eşinin usul ve füruunun... mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmış olup, bunun dışındaki zararların sigorta kapsamı dışında bırakıldığı konusunda açık bir düzenleme mevcut olmadığına göre, bu kişilerin mal zararları dışındaki zararlarının sigorta kapsamı içerisinde kaldığının kabulü gerekir. O halde, sigorta ettirenin eşinin açtığı davanın kabulünde ilke açısından bir usulsüzlük mevcut değildir.


(2918 S. K. m. 92)

Dava: Erol ile İnan Sig. T.A.Ş. arasındaki davadan dolayı, Düzce Asliye İkinci Hukuk Mahkemesince verilen 18.4.1988 gün ve 345 - 236 sayılı hükmü onayan Dairenin 29.5.1989 gün ve 6060-3232 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkillerinin müşterek çocukları Çağla ve Çağdaş'ın müvekkillerinden Erdal'a ait ve davalı şirkete mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın karıştığı kazada öldüklerini açıklayarak kişi başına azami (2.500.000) liradan toplam (5.000.000) lira sigorta tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davacıların müvekkili sigortaya karşı üçüncü kişi durumunda olmadıklarını, olayda davacılardan Erdal'ın ağır kusurlu olduğunu, esasen taşımanın da hatır taşıması olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece her iki çocuk için toplam (4.892.113) lira destekten yoksun kalma tazminatın davalıdan alınarak davacılardan Yasemin'e verilmesine bu davacının fazlaya ilişkin istemi ile davacı Erdal'ın tazminat isteminin tamamen reddine dair tesis edilen karar Dairemizce onanması üzerine davalı vekili bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

1- Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davacılardan Erol' un maliki olduğu özel araçta, yanında diğer davacı eşi ve iki küçük çocuğu ile yolculuk yaparken aracının, kendi kusuru ile başka araç ile çarpışması sonucu oluşan kazada ölen çocuklarının desteklerinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek, davacı Erol'un aracının mecburi mali mesuliyet sigortası olan davalıdan kişi başına (2.500.000) liradan toplam (5.000.000) lira tazminatın tahsilini davacılar Erol ve eşi müştereken talep ve dava etmişlerdir.

Bilindiği üzere, zorunlu mali sorumluluk sigortası, ettirenin üçüncü kişilere verdiği zararları onun adına karşılamak üzere hem üçüncü kişileri, hem de sigorta ettireni koruma amacı ile oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Bu bakımdan sigortalı Erol üçüncü kişi durumunda olmadığından onun davasının reddi sonucu itibariyle doğru olmuştur. Dava üzerinde durulması gereken asıl sorun, sigorta ettiren Erol'un eşinin bu tür sigortada sigortacıdan tazminat isteyebilip isteyemeyeceği hususudur. Konu ile ilgili 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92/b maddesinde, işletenin, eşinin usul ve füruunun... mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmış olup, bunun dışındaki zararların sigorta kapsamı dışında bırakıldığı konusunda açık bir düzenleme mevcut olmadığına göre, bu kişilerin mal zararları dışındaki zararlarının sigorta kapsamı içerisinde kaldığının kabulü gerekir. O halde, sigorta ettirenin eşinin açtığı davanın kabulünde ilke açısından bir usulsüzlük mevcut değildir. Öte yandan, sigorta ettirenin eşi ve çocuklarıyla birlikte sigortalı araçta birlikte yolculuk yapmalarında sigorta ettirenin maddi ve manevi menfaati bulunduğundan bir hatır taşıması da söz konusu olamaz. Bu itibarla davalı sigortalı vekilinin hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğine ilişkin savunması da varit görülmediğinden aşağıdaki bent dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Ancak, davada sigorta ettiren Erol ile diğer davacı eşi Yasemin ölen iki çocukları için sigorta tazminat limiti toplamı olan (5.000.000) lirayı müştereken talep ve dava ettiklerine ve mahkemece de Erol'un tazminat istemi red olunduğuna göre, davacılardan Yasemin'in isteminin (2.500.000) lira ile sınırlı olacağının kabulü ile bu miktar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken bu davacının istemde payına düşmesi gerekenden fazlaya hüküm kurulması HUMK’nun 74. maddesine aykırı görüldüğünden davalı sigorta şirketinin karar düzeltme isteminin bu yönde kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, ancak 2 Nolu bentte de gösterilen nedenlerle karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden kararın onanmasına ilişkin Dairemizin 29.5.1989 gün ve 1988/6000 Esas ve 1989/3232 sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve temyiz ilam harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 16.02.1990 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 07-07-2008, 17:18   #3
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Aracın müvekkilinize ait olduğunu ve kazada da tam kusurlu olduğunu belirtmişsiniz. Müvekkiliniz, (aracın işleteni olduğunu varsayarak) 3. kişi konumunda değildir. Bu nedenle eşinin hayatını kaybetmesi nedeniyle kendi sigortasından bir talepte bulunamayacaktır diye düşünüyorum.

Ancak, müvekkilinizin eşinin ölümünden zarar gören başkaları var ise(çocukları,vs...) onların bu türden bir dava açmasında engel yoktur.

Müvekkiliniz bakımından bir tek yol var gibi görünüyor, o da kazaya karışan birden fazla araç varsa karşı tarafın sigortasına gitmektir. Çünkü trafik kazalarında kusur oranları yargılama neticesinde daima değişebilir. Tutanakta asli ve tam kusurlu olarak görünen bir sürücü, yargılama sonunda tamamen kusursuz addedilebilir veya kusur oranı düşebilir.

Tek taraflı bir trafik kazasında ise, yolda ya da yolun işletilmesinde bir hata var mı diye araştırmak gerekecektir. Şayet öyleyse bu defa da idarenin hizmet kusuruna gitmeniz gerekebilir.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 07-07-2008, 18:16   #4
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Karaca'nın fikrine katılmıyorum. Şöyle ki; ZMMS Genel Şartlarında sürücünün usul ve füruunun maddi zararının karşılanmayacağından bahsedilmiş, bedeni zarardan bahsedilmemiştir. Yargıtay'ın görüşü de bu doğrultuda olup, bedeni zararlar sigorta kapsamındadır.
Saygılar...
Alıntı:
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13243
Karar: 2007/265
Karar Tarihi: 15.01.2007

ÖZET: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların talep ettikleri miktar, poliçe limitinin altında olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

(2918 S. K. m. 85, 91, 92)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 07.07.2005 tarih ve 2004/355 - 2005/236 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İhsan A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın sürücüsü iken, tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, ıslah ile artırılmış olarak toplam 36.749,17 YTL tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, meydana gelen kazada araç sürücüsü olan davacıların murisinin 8/8 oranında kusurlu olduğunu, bu nedenle davacıların tazminat talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kazada sürücü olan davacıların murisinin 8/8 oranında kusurlu olduğu, davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine aldığı ve sürücünün tam kusurlu olması nedeniyle işletenden, dolayısıyla sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacıların tazminat istemi, muris sürücünün 8/8 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş olup, uyuşmazlık, murisin meydana gelen trafik kazası neticesinde ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalanların aracın işleteninden, dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigortacıdan tazminat isteyip, isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere, zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK. nun 85/1. madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Kanun'un 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1. madde hükmü ve gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 1. madde hükmü, ölüm veya cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüştür. Aynı Kanun'un 92/b ve poliçe genel şartlarının 2/3-c bent hükümlerinde, işletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin teminat dışı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm, ZMSS'nın asıl amacının üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınması ilkesinin bir tekrarı olmaktadır.

Ne var ki, sözü edilen maddede bedeni zararlardan söz edilmemiş, sadece mal zararlarının güvence dışı olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu tarz düzenleme nedeniyle, işletenin yasada sayılan yakınlarının uğramış oldukları bedensel zararların ZMSS güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir.

Bu nedenle, oluşan bu sonucun işleten sıfatı olmayan sürücünün aynı derecedeki yakınları için de geçerli olduğunun kabulü gerekir. Zira, sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Kanun'un 92. maddesinde araç sürücüsünün aynı derecedeki yakınlarının bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde, sürücünün aynı derecedeki yakınlarının da murislerinin ölümü nedeniyle bedensel zararlar kapsamında olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin trafik sigortacısından istemde bulunabileceği ilke olarak benimsenmelidir.
İşletenin ve sürücünün aynı derecedeki yakınları trafik sigortası karşısında, bedensel zararlar bakımından üçüncü kişi durumunda olduklarına göre, sürücü murisin kusuru ile işletenin varsa ayrıca oluşan kusuru toplamı kadar hukuki sorumluluk üstlenen trafik sigortacısından bu toplam kusur oranına isabet eden destek tazminat miktarından, poliçe limitini geçmemek kaydı ile sigortacı sorumlu tutulmalıdır. Zira, işleten ve sürücü yakınlarının murisin ölümünden doğan zararlarına ilişkin istemleri, üçüncü kişi olmaları nedeniyle, miras hukuku ilişkisinden bağımsız istemler olup, sigorta hukuku ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerekeceğinden, murisin kusuru oranından yararlanmamaları gerektiği artık söylenemeyecektir. Bir başka deyişle, muris sürücünün kazadaki kusur oranı ile bu kusurun dışında kalan işletenin ayrıca oluşabilen varsa kusur oranının belirlenmesi, olaya neden olan başka bir davalı yada dava dışı bir başka araç varsa, müteselsilen tahsil isteminin varlığı halinde, bunların kusurunun da toplanması, poliçe limiti aşılmadan tahsile karar verilmesi gerekecektir.

Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde, ölen sürücünün mirasçıları olan davacılar, 36.749,17 YTL'nin tahsilini istemişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların talep ettikleri miktar, poliçe limitinin altında olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA; ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 07-07-2008, 20:02   #5
avfatih

 
Varsayılan

Öncelikle sigortalı kim bu husus önemli.Buna göre;

1-Sürücü veya işleten müvekkiliniz ise ;kendisi için talepte bulunamayacaktır. Ancak her ikisi değil de kusurlu olarak kazaya sebep olan araçta yolcu olarak bulunuyor ve işleten de vefat eden eşi ya da bir başka kişi ise talepte bulunabilir.

2- Eğer çocuk varsa desteklik hususunu ispatlamak şartıyla çocuklar adına talepte bulunabilir.(Çocuklar açısından problem yok)

3- Araçta bulunan diğer kişiler ise zaten kendi adlarına talepte bulunabilirler.

Ancak şunu belirtmek gerekir müvekkilinizi uyarmalısınız Yargıtay her an görüş değiştirebilir.
Old 08-07-2008, 21:17   #6
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TRINITY
Sayın Karaca'nın fikrine katılmıyorum. Şöyle ki; ZMMS Genel Şartlarında sürücünün usul ve füruunun maddi zararının karşılanmayacağından bahsedilmiş, bedeni zarardan bahsedilmemiştir. Yargıtay'ın görüşü de bu doğrultuda olup, bedeni zararlar sigorta kapsamındadır.
Saygılar...

Sn. TRINITY;

Ben de zaten bunun aksine bir husus belirtmedim. Sigortalının (her zaman sürücü olmayabilir) usul ve füruunun bedeni zararları teminat kapsamındadır. Sigortalının eşi, uğradığı zararları talep edebilecektir. Ancak sigortalının bizatihi kendisi, herhangi bir talepte bulunamayacaktır. Çünkü Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, işletenin (ya da sigortalının) ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE verdiği zararı teminat altına alır. İşletenin/sigortalının usul ve füruu üçüncü kişi konumundayken, sigortalının/işletenin kendisi üçüncü kişi değildir.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 09-07-2008, 10:39   #7
TRINITY

 
Varsayılan

Alıntı:
Bu nedenle eşinin hayatını kaybetmesi nedeniyle kendi sigortasından bir talepte bulunamayacaktır diye düşünüyorum.
Sayın Karaca bu cümlenizde son mesajınızın tam tersini söylemektesiniz ben de bu cümlenize katılmadığımı ifade ettim.
Saygılar...
Old 09-07-2008, 14:23   #8
Av.Nuri Keserci

 
Varsayılan

merhabalar.kazada 7/8 kusurlu bulunan şahsın kendisi ve bir çocuğu vefat ediyor.hanımı ise ağır yaralı.kusurlu bulunan şahsın sürdüğü araç kendisine ait olmadığı gibi aracın kaskosuda yok.Bu durumda mirasçılar:
1)Karşı taraftaki aracın sigortasına mı?
2)Zorunlu trafik sigortasına mı?
3)maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması halinde kusur oranı mı dikkate alınacak ve bu kusur oranına bağlı olarak sigorta şirketi mirasçılara rücu edebilir mi?bu konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.saygılar
Old 09-07-2008, 23:12   #9
avfatih

 
Varsayılan

İyi akşamlar.
Hiç bu tarz bir durumla karşılaşmadım. Ancak yorum yoluyla kendi ZMMS nizden 7/8 kusur oranı için maddi tazminat, diğer araçtan ise 1/8 için maddi ve manevi tazminat talep edebilceğiniz ilgili Yargıtay kararını yorumla çıkabilir. Ancak Yargıtay kararı tek taraflı kazalarda kendi murisinin kusuruyla sebep olduğu kazalara ilişkin. Bu itibarla çok da sağlam durmuyor. Ancak hukuken yorum yaptığımızda talep etmeniz gerekiyor. Riskli bir durum. Başarılşar diliyorum. Saygılarımla.
Old 10-07-2008, 07:46   #10
günseligonca

 
Varsayılan

merhabalar.kazada 7/8 kusurlu bulunan şahsın kendisi ve bir çocuğu vefat ediyor.hanımı ise ağır yaralı.kusurlu bulunan şahsın sürdüğü araç kendisine ait olmadığı gibi aracın kaskosuda yok.Bu durumda mirasçılar:
1)Karşı taraftaki aracın sigortasına mı?
2)Zorunlu trafik sigortasına mı?
3)maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması halinde kusur oranı mı dikkate alınacak ve bu kusur oranına bağlı olarak sigorta şirketi mirasçılara rücu edebilir mi?bu konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.saygılar

bence ağır yaralı hanımın ve çocuğun vekili tarafından kendi araçlarının zorunlu mali mesuliyet sigortasına başvurulabilir ve destekten yoksun kalma tazminatı istenebilir. Tam kusurlu eşin sebep olduğu kazada, sigortasının 46 milyar kadar tazminat almasına hükmetti yargıtay.
Karşı tarafın zorunlu mali mesuliyet sigortasına başvurulabilir ancak biliyorsunuz motorlu araç işleten yerine sigortalar halef olur. İşletenin sorumluluktan kurtulmasının bir nedeni de zarar görenin ağır kusurudur ki illiyet bağını keser. Bu durumda karşı tarafın zmms si ödeme yapmayabilir diye düşünüyorum.
MAddi ve manevi tazmniat taleplerinde tabii ki kusur oranı dikkate alınacaktır. (Karşı tarafın sizden talep edeceği)Yoksa sizin sigortadan talep edeceğiniz tazminatta dikkate alınmaz. eğer sizin sigortanız karşı tarafa ödeme yapmak durumunda kalırsa ağır kusurlu olduğundan dolayı işletene ve mirasını reddetmemiş mirasçılarına rücu edebilir.
Old 10-07-2008, 12:44   #11
Av.Nuri Keserci

 
Varsayılan

Cevaplarınız için teşekkürler.Ancak sayın günseli siz ağır yaralı olan kadın ve ölmüş olan çocuk açısından açıklamada bulunmuş kazaya sebep olan ve vefat eden eşin durumuna değinmemişsiniz.
-ölen için zmms'ye başvurma hakkımız yok mu?zmms bildiğim kadarı ile meydana gelen zararlarda başvuru halinde kusura bakmaksızın tespit ettiği zararı bazı haller dışında ödemek zorundadır.kanun bu konuda açık.
-Siz destekten yoksun kalma tazminatına değinmişsiniz.Bu tazminat için başvuruda bulunacağımız yer yine zmms mi yoksa karşı tarafın sigortası mı?
-ölüm olan kazalarda zmms nin kişi başına ödediği net bir meblağ varmıdır(uygulamada gördünüz mü)
-bu soruları sorarken dünkü sorumda belirtiğim gibi kazaya sebep olan araç kaskosuz ve sürücüye ait olmayan bir araç.bunlarıda göz önününe alarak değerlendirirseniz sevinirim.Kusura bakmayın böyle bir olay ile ilk defa karşılaştığım için teferruatlı sormak zorunda kaldım.saygılarımla
Old 10-07-2008, 13:43   #12
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TRINITY
Sayın Karaca bu cümlenizde son mesajınızın tam tersini söylemektesiniz ben de bu cümlenize katılmadığımı ifade ettim.
Saygılar...

Sn TRINITY;

İlk mesajım:
Alıntı:
Yazan Av.Fatih Karaca
Müvekkiliniz, (aracın işleteni olduğunu varsayarak) 3. kişi konumunda değildir. Bu nedenle eşinin hayatını kaybetmesi nedeniyle kendi sigortasından bir talepte bulunamayacaktır diye düşünüyorum.

Son mesajım:
Alıntı:
Yazan Av.Fatih Karaca
Ancak sigortalının bizatihi kendisi, herhangi bir talepte bulunamayacaktır. Çünkü Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, işletenin (ya da sigortalının) ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE verdiği zararı teminat altına alır. İşletenin/sigortalının usul ve füruu üçüncü kişi konumundayken, sigortalının/işletenin kendisi üçüncü kişi değildir.

Tamam, bedeni zararlar da teminata dahildir ancak; sigortalının kendisi üçüncü kişi konumunda olmadığından talepte bulunamaz. Bedeni bir zarara uğrayan, araçta yolcu durumunda olan eştir. Sigortalının eşi talepte bulunabilir. Anladığım kadarıyla o da hayatta değil. Öyleyse onun yerine mirasçıları dava açabilecektir. Bunun istisnası da sigortalının kendisi mirasçı olsa dahi dava açamayacaktır. Benim kanaatim bu yönde.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 10-07-2008, 14:04   #13
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan günseligonca
merhabalar.kazada 7/8 kusurlu bulunan şahsın kendisi ve bir çocuğu vefat ediyor.hanımı ise ağır yaralı.kusurlu bulunan şahsın sürdüğü araç kendisine ait olmadığı gibi aracın kaskosuda yok.Bu durumda mirasçılar:
1)Karşı taraftaki aracın sigortasına mı?
2)Zorunlu trafik sigortasına mı?
3)maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması halinde kusur oranı mı dikkate alınacak ve bu kusur oranına bağlı olarak sigorta şirketi mirasçılara rücu edebilir mi?bu konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.saygılar

bence ağır yaralı hanımın ve çocuğun vekili tarafından kendi araçlarının zorunlu mali mesuliyet sigortasına başvurulabilir ve destekten yoksun kalma tazminatı istenebilir. Tam kusurlu eşin sebep olduğu kazada, sigortasının 46 milyar kadar tazminat almasına hükmetti yargıtay.
Karşı tarafın zorunlu mali mesuliyet sigortasına başvurulabilir ancak biliyorsunuz motorlu araç işleten yerine sigortalar halef olur. İşletenin sorumluluktan kurtulmasının bir nedeni de zarar görenin ağır kusurudur ki illiyet bağını keser. Bu durumda karşı tarafın zmms si ödeme yapmayabilir diye düşünüyorum.
MAddi ve manevi tazmniat taleplerinde tabii ki kusur oranı dikkate alınacaktır. (Karşı tarafın sizden talep edeceği)Yoksa sizin sigortadan talep edeceğiniz tazminatta dikkate alınmaz. eğer sizin sigortanız karşı tarafa ödeme yapmak durumunda kalırsa ağır kusurlu olduğundan dolayı işletene ve mirasını reddetmemiş mirasçılarına rücu edebilir.

Sayın günseligonca;

Sanırım burada sorduğunuz olay, baştaki olay değil.
1.Kazada tarafların trafik sigortacısından, sürücülerin kusurları oranında talepte bulunulabilir.
2. Trafik sigortasında, kasko sigortasındaki gibi bir halefiyet yoktur. Çünkü bu sigorta türü zaten, sigortacı sizin tehlike sorumluluğunuza ortak olsun diye yapılmaktadır.
3. Trafik sigortasında sigortalıya rücu halleri oldukça kısıtlıdır. Sınırlı sayı prensibi geçerlidir. Sigortalının %100, %75 veya %80 vs... oranlarda kusurlu olması sigortacının rücu etmesini gerektirmez. Sigorta Genel Şartlarında rücu edilecek haller belirtilmiştir. Sürücünün %100 kusurlu olması, "ağır kusurlu" olduğunu göstermez. Bununla ilgili bir yargıtay kararını da aşağıya ekliyorum.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

T.C

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/9872

K. 1999/1654

T. 1.3.1999

• SİGORTALIYA RÜCU ( Ağır kusur )

• AĞIR KUSUR ( Sigortalıya rücu )

• ZORUNLU MALİ MESULİYET SİGORTACISININ SİGORTALISINA RÜCU

• SİGORTALININ %100 KUSURU ( Ağır kusur )

2918/m.95/2

ÖZET : Zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, 3. kişiye ödeme yaptıktan sonra, ödediği tazminat için sigortalısına rücu edebilmesi ancak, olayda sigortalı veya sürücünün kasti bir hareketi veya ağır kusurunun saptanması durumunda mümkündür.
Zarar doğuran olayda sigortalı veya sürücüsünün %100 kusurlu olması, tekbaşına “ağır kusurlu” olduğunun kabulünü gerektirmez.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki davanın Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 15.7.1998 tarih ve 633 – 500 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekili, müvekkil şirkete zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın dava dışı şahsa ait araca ağır kusurlu olarak kırmızı ışıkta geçmek suretiyle çarparak hasarlandırdığını, hasar bedelinin zarar gören araç sahibine ödendiğini, poliçe genel koşulları 4/a maddesi uyarınca sigortalıya rücu hakkı bulunduğunu ileri sürerek 175.208.913,- TL. nin 6.8.1997 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, olayda ağır kusurları olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalıya ait sigortalı aracın sürücüsünün kırmızı ışıkta geçerek dava dışı şahsa ait aracını hasarlandırmasında ağır kusuru bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 172.000.000,- TL. nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından sigortalı aleyhine açılmış rücuen tahsil davasıdır. Davacı sigorta şirketinin, sigortalı aracın neden olduğu zararlardan dolayı, zarar gören 3. şahıslara ödeme yaptıktan sonra hangi hallerde kendi sigortalısına rücu edebileceği genel olarak Karayolları Trafik Yasası’nın 95/2 maddesinde, ayrıntılı olarak da zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi genel koşulları 4. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. ZMSSP genel koşullar 4/a maddesi uyarınca sigorta şirketinin ödediği tazminat için sigortalısına rücu edebilmesi ancak, olayda sigortalı veya sürücünün kasdi bir hareketi veya ağır kusurunun saptanması durumunda mümkündür. Somut olayda davalı sigortalının sürücüsü kırmızı ışık kuralını ihlal ederek 3. şahsa ait araca çarparak hasarlandırmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda kırmızı ışığı ihlalin %100 kusur olduğu ve bu durumun ağır kusur teşkil ettiği görüşü bildirilmiş ise de, kusurun %100 oluşu başlı başına sürücünün ağır kusurlu olduğunun kabulünü gerektirmez. Nitekim Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir. O halde, mahkemece davanın reddine karar vermek gerekir iken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Old 10-07-2008, 18:29   #14
Av.Nuri Keserci

 
Varsayılan teşekkürler

Sayın karaca soru bana aittir.Açıklamanız ve değerli bilgileriniz için teşekkürlerimi sunuyorum.bu yargıtay kararından sonra kafamda soru işareti kalmadı.saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik Kazası-Zamanaşımı-Mali Mesuliyet Sigortası- İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası avmhy Meslektaşların Soruları 2 12-09-2007 15:54
mali mesuliyet sigortası ve anlaşma tuğrul Meslektaşların Soruları 1 29-01-2007 15:49
mali mesuliyet ( trafik sigortası) tazminat hamburabi42 Meslektaşların Soruları 2 12-11-2006 11:41
zorunlu mali mesuliyet sigortası mustafaaladag Meslektaşların Soruları 3 07-11-2006 01:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08993292 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.