Noter Harçları

Değerli Arkadaşlar;
Türkiye’ de noterlik işlemlerinden devlet harç alıyor,Bu ne kadar haklı bir uygulama?. Noterlik işlemlerini ücreti mukabilinde noter yapıyor, devlet memurları yapmıyor, Noter devletten maaş almaz tersine serbest meslek erbabı olarak devlete vergi verir, yanında çalışanlara maaş dağıtır, kira öder v.s. başka masraflar yaparak noterlik görevini yapar. devletin tek katkısı denetim görevidi. ve bunun karşılığında noterden gelir vergisini alır.
Oysa harç kavramı; " devletin vatandaşa verdiği hizmetlere karşılık aldığı bir katılım payıdır, katkıdır. "yani bir çeşit ücrettir. Bu durumda devlet yapmadığı bir işten harç almış olmuyor mu?. Maliye bakanlığı da bunun farkında olmalı ki; Araç muayene istasyonları özelleştirince Teknik muayene harcı derhal kaldırılmıştır.(31.7.2004 gün ve 5228 sayılı kanun) oysa noter harçları karşı çıkan olmadığı için uygulanmaya devam edilmektedir. Bu uygulama anayasanın hukuk devleti ilkesine ne kadar uygun.?
Vatandaş burada mağdur olmakta ve haksızlığa uğramaktadır. çünkü hem notere ücret ödemekte hem de devlete harç ödemektedir. Bu haksızlıktır. Avrupa da böyle bir uygulama yoktur. aynı iş için iki kere ücret alınmaz. Örneğin araç satışından noter ücret alıyorsa, sicili tutan devlet tescil harcı alabilir,satış harcı almamalıdır. . Yapmadığı işten dolayı devletin harç almaya hakkı yoktur.örneğin avukat ücretini alır devlet dava harcı alır, Devletin dava başına avukatlık harcı tahsil ettirmesi haklımıdır.? noterle avukat arasında teorik olarak hiç bir fark yoktur, her ikiside kamu görevlisi, her ikiside serbest meslek erbabı ve vatandaştan aldığı ücretlerden geçinir.fark; görevleri ve noterlerin çalışma tarzı ve daireleri ile ilgili bazı katı kuralların olmasından ibarettir.
İkinci husus değerli kağıt bedeli ; değerli kağıtlar kanununa göre devlet bazı kağıtların bedelini ilgilisinden alır. pasaport, nüfus kağıdı, sürücü belgesi gibi bazı kağıtlar özel olarak taklidi zor şekilde basılıp hazırlanır. bundan dolayı masrafı ilgilisinden alınır.
Oysa noter kağıtlarının tamamı değerli kağıt sayılmıştır ve Değerli kağıtlar kanunu 5.maddesine göre ; Noter kırtasiyeciden sağlayıp kullandığı ve hiç bir özelliği olmayan A4 kağıdın bedelini tahsil edip maliye veznesine yatırıyor. Devlet vermediği bir kağıdın bedelini almaktadır. üstelik fahiş bir değer biçmektedir. bunun da ötesinde vatandaşa verilmeyen yasa gereği arşivde saklanan nüshanın dahi kağıt parası , hatta başka devlet dairelerine bilgi için gönderilen nüshaların dahi kağıt parası vatandaştan alınıyor. örneğin tek sayfalık bir vekaletnameden dolayı maliyeye tahsil edilen değerli kağıt bedeli 13.(onüç)TL dir. bununla 1000 adet yani iki top a4 kağıt alınır, hatta toptan alırsanız paranız artar. Örneğin en kötü bir araç satışından 45 TL değerli kağıt alınıyor, bilgi için ilgili kurumlara gönderilen kağıtların dahi bedeli alınıyor. Şimdiye kadar Dünyada böyle bir uygulama duymadım. Avrupa da kesinlikle yoktur. (devletin vermediği malın bedelini kanun zoruyla alma uygulaması) Noterler bu paraları tahsil ettikleri gibi belli sürelerde maliye veznesine yatırmak zorundadırlar, kullanmaları , taşımaları veya nemalandırmaları kesinlikle yasaktır. zimmetten yargılanırlar. Bu konunun hukuki yönden tartışılmasını istiyorum. Bu uygulamalar kanunlara uygundur, ama; bu kanunlar, Anayasanın hukuk devleti ilkesine uygunmudur. Anayasanın tüketicinin korunmasına dair emrine uygunmudur.( Damga vergisi bu sorunun dışındadır, devletlerin vergi toplama hakkı ve yetkisi tartışmasızdır. Vergi adaleti ayrı bir konu . Ben sadece Noter harcı ve değerli kağıt bedellerinin hukuki yönden tartışılmasını istiyorum.)Saygılarımla

Türkiye'de harç ve haraç bazen birbirine karışmaktadır. İsimleri vergi, harç vs gibi, farklı farklı olsa da, devlet, sizin bir şeyi yapmaya mecbur olduğunuzu farkederse, ordan bir para alır. Bu şeyi yapmaya mecbur değilseniz, yaptığınızda daha fazla para alır. (Çünkü yapmama şansınız varsa kesin lükstür!)

Yıllardır ödenen vergiler, gerçekten vaadedildiği gibi yol, elektrik, su, köprü olarak geri döndü bize. Ama o yol, elektrik, su, köprü de fatura olarak döndü. O faturaların da yarıdan fazlası yine bir şekilde vergi adı altında alındı, alnıyor...

Bu yüzden ben artık hiç birisini takip etmiyorum, edemiyorum.

Ancak noterlerle ilgili, mantığın şu şekilde işlediğini tahmin ediyorum:

Aslında, noterler kendi emeğiyle, kendi işini yapıyor; devlet bundan para almıyor. Devlet kendi işini notere yaptırıyor, "benden para isteme, kendi payını vatandaştan al" diyor. Devlet vatandaştan 5 alıp, 3'ünü maaş olarak notere verebilecekken, notere: "sen 5 al, paylaşalım" demiş...

Saygılar