Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iletişimin tespiti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-01-2011, 22:20   #1
av.yağmur deniz

 
Varsayılan iletişimin tespiti

İyi Akşamlar;Arkadaşlar iletişimin tespiti kararı verilen kararla telefonua takılan kartlar tespit edilmiş ve Türkiye genelinde birçok hırsızlık yapıldığı ortaya çıkarılmış.Dinleme olmaksızın sadece tespitle bu ortaya nasıl çıkarılabilir.Yoksa ve kanaatimce bu hırsızlık için dinleme kararı alınamayacağından iletişimin tespiti kararı alınmış ve asllında dinleme mi yapılmıştır.Bir deiletişimin tespiti için SCM nekadar süre içinde karar vermelidir.Suç tarihinden itibaren veya ilk telefon delilinden itibaren mi başlar süre.Olayda hırsızlık için taksi çağrıldığı anlaşılıyor ve taksicinin telefonunda yola çıkılıyor.
Old 29-01-2011, 23:01   #2
oguzhand0

 
Varsayılan

Yağmur Hanım bu husus iletişimin tespiti yahut denetlenmesi değil, zannımca IMEI numarası belirlenmiş bir telefona takılan simkartlarına ilişkin bilgilerin/numaraların tespitidir ve CMK 135 kapsamında değildir. CMK 135 ile ilgili bir yönetmelik var orada okumuştum bu paragrafı.

Kısaca bu husus için CMK 135'teki katalog suçlar ve diğer ağır koşullar aranmamaktadır.

Detaylı bilgi için TİB' in sıkça sorulan sorular bölümünü inceleyebilirsiniz.

İyi çalışmalar
Old 30-01-2011, 17:11   #3
av.ibrahim ayyıldız

 
Varsayılan

Yağmur hanım sayın Dayar'ın belirttiği gibi bahsettiğiniz durum CMK 135teki iletişimin tespiti,dinlenmesi,kayda alınması değil suça ilişkin bir delil tespitidir.Anladığım kadarıyla şüphelinin üstünden çıkan telefonda hangi kartların kullanıldığı ortaya konulmuştur.Bu uygulama gerektiğinde her suçlama için kullanılabilir.Saygılar
Old 30-01-2011, 20:34   #4
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

İddianamede iletişimin tespitinden bahsediliyor.SCM nin 5 ayrı kararı var iletişimin tespitine ilişkin. önce HTS raporu alınıyor sonra
bu şekilde şahsın suçu ortaya çıkıyor.cmk 135/6 YA GÖRE TESPİT KATALOG SUÇLAR DIŞINDA DA UYGULANABİLİR.aNCAK BENİM SORUM TESPİT İLE NASIL SUÇLARIN ORTAYA çıkarılabileceği yani gizli bir dinleme yapılmış olabilirmi tespit adı altında.Tespit sadece aramaları gösteren bir belge değil midir.
Old 30-01-2011, 20:37   #5
oguzhand0

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yağmur deniz
gizli bir dinleme yapılmış olabilirmi tespit adı altında.

Dosyada böyle bir tape kaydı mevcut mu?
Old 30-01-2011, 20:58   #6
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

Dosya talimat dosyası böyle bir belge yok idianame var sadece.böyle bir kayıt olamaz zira hırsızlık için mümkün değil dinleme.Tespit mümkün olduğu için kanımca tespit adı altında gizli bir dinleme yapılmış ve bu hususu ben ileri sürmezsem bu şekilde ceza alacak sanık diye düşünüyorum.Yani hukuka aykırı delil var.Kılıfına uydurmak amacıyla defalarca iletişimin tespiti kararından bahsediyor iddianamEDE.kamera kayıtları da zaten yan delil.Savunmamı en etkili nasıl yapsam çünkü ilkkez bu durumla karşılaşıyorum.
Old 30-01-2011, 21:58   #7
oguzhand0

 
Varsayılan

Yağmur Hanım iletişimin tespiti için katalog suçlardan olması aranmıyor ki zaten. Katalog suçlar sadece
a)dinleme
b)kayda alma
c)sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi

eylemleri için kullanılabilir.

İletişim bilgilerinin tespiti ki bu yalnız yer(mekan) ile ilişkili olarak kullanılan bir terimdir her türlü suç şüphesinde kullanılabilir.

Hala vekil edenin DİNLENİLDİĞİNİ iddia ediyorsanız savcı iddianamesinde bu hususa yer vermek zorundadır. Tespitten neyin kastedildiğini yukarıda belirttim. Dinleme olarak ifade ettiğim de kayda almaktır ve bu eylem hırsızlık suçunda kullanılamaz.
Old 30-01-2011, 23:59   #8
oguzhand0

 
Varsayılan

Yağmur Hanım şu karar yardımcı olabilir size...

Alıntı:
T.C. YARGITAY
6.Ceza Dairesi

Esas: 2009/11787
Karar: 2010/15266
Karar Tarihi: 04.10.2010

ÖZET: Olayda, karar içeriğinde, belirtilen tarih ve saatler arasında sadece teknik bilgilerin, arayan ve aranan abonelerin kimliklerine ve adreslerine ilişkin bilgilerin ilgili kurumdan çıkartılmasına karar verilmiş; genel olarak belirtilen çevrede bulunan kişilerin ve kurumların, telefon görüşmelerinin dinlenmesine ya da iletişimlerinin tespitine ilişkin özel hayata müdahale oluşturacak ya da kişi hürriyetini kısıtlayıcı bir karar verilmemiştir. Mahkeme kararı isabetli olup kanun yararına bozma isteminin reddi gerekir.

(5271 S. K. m. 135, 137, 309) (5237 S. K. m. 141)

Dava ve Karar: Hırsızlık suçundan dolayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/53492 soruşturma sayılı dosyasında yapılan M…. Mah. Ş… F…. Sk. No: 11/8 adresinde ve çevresinde belirtilen cep telefonu hatları ile yapılan görüşmelerin hangi baz istasyonuna ait olduğu ve arayan aranan olarak dökümü ile görüşme yapan abonelerin açık adres ve kimlik bilgilerinin CD ortamında çıkartılması talebinin kabulüne dair İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 25/11/2008 tarihli, 2008/1447 müteferrik sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2008 tarihli ve 2008/146 müteferrik sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 30/04/2009 gün ve 2009/4949-24547 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/05/2009 gün ve KYB/2009122549 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 02/06/2009 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:

Anılan yazıda;

(5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5353 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değişik 135. maddesinin 1. fıkrasında <Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.>

Aynı maddenin 3. fıkrasında <Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hakim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.>

Şeklindeki düzenlemelere yer verildiği, iletişimin tespiti, dinleme ve kayda alma kararının ancak şüpheli veya sanık yönünden istenebileceği, keza iletişimin tespiti talebinde hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliğinin bulunması gerektiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebinde ise bu hususların yer almadığı gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiş ise de;

Kanun yararına bozma istemine konu edilen İstanbul 1.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 25.11.2008 tarih ve 2008/1447 müteferrik sayılı kararında <Yapılan soruşturmada suç işlendiğine dair kuvvetli kuşku uyandığı, başka suretle kanıt elde etme imkanının bulunmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK'nın 135 ve 137. maddeleri gereğince, 13.11.2008 günü yakınan Y…. K….'ye ait işyerinde yapılan hırsızlık olayı ile ilgili olarak, suçun aydınlatılması ve faillerinin belirlenmesi amacıyla, kolluk meciince belirtilen telefon hatları ile yapılan görüşmelerin hangi baz istasyonlarına ait olduğu ve tespit edilen baz istasyonlarından, 13.11.2008 günü 20.30 ile 21.15 saatleri arasında yapılan görüşmelerin bölgeli olarak arayan ve aranan olarak dökümlerine ait teknik bilgilerin ve görüşme yapan abonelerin kimlik bilgilerinin ve açık adreslerinin (nüfus cüzdanı fotokopisi, sürücü belgesi fotokopisi, abone sözleşmesi fotokopisi vb.) CD ortamında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan çıkarılmasına> karar verildiği anlaşılmıştır.

Anılan karar içeriğinde, belirtilen tarih ve saatler arasında sadece teknik bilgilerin, arayan ve aranan abonelerin kimliklerine ve adreslerine ilişkin bilgilerin ilgili kurumdan çıkartılmasına karar verilmiş; genel olarak belirtilen çevrede bulunan kişilerin ve kurumların, telefon görüşmelerinin dinlenmesine ya da iletişimlerinin tespitine ilişkin özel hayata müdahale oluşturacak ya da kişi hürriyetini kısıtlayıcı bir karar verilmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 25.11.2008 tarih ve 2008/1447 müteferrik sayılı kararı ile bu karara itiraz üzerine İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22.12.2008 tarih ve 2008/146 müteferrik sayılı itirazın reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesindeki kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 04.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
delil tespiti dilekçesi ile taraf tespiti istenebilir mi erdal7 Meslektaşların Soruları 12 03-03-2010 22:41
trafik kazasında kusur tespiti için açılan davada tanıksız delil tespiti difensore Meslektaşların Soruları 0 03-10-2007 12:23
terekenin tespiti advocate_demos Meslektaşların Soruları 2 28-08-2007 14:23
iletişimin dinlenmesi konulu bir ödev hazırlıyorum yardım eder misiniz? Av.Barış Kılıç Hukuk Soruları Arşivi 10 01-03-2007 22:35
iletişimin dinlenmesi tedbiri yasal çerçeveye oturtuldu Av.Ayşe Hukuk Haberleri 0 11-08-2006 11:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06246805 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.