Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iş akdinin kim tarafından fesih edildiğinin belli olmaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-09-2007, 17:14   #1
sailor1981

 
Varsayılan iş akdinin kim tarafından fesih edildiğinin belli olmaması

selamlar sorum şu:işçi işyerinden kovulmak suretiyle çıkarılıyor ve çıkarken sadece maaş alacağı ödenıyor ve işçi sadece bu ödeme makbuzuna imza atıyor.daha sonra haksız fesıh nedenıyle ihtar cekıyor işveren cevabi bir
ihtarname ie "işçinin kendi isteği ile işten ayrıldığını " söylüyor.
1-olası bır dava durumunda feshın kım tarfından yapıldığının ıspatı kıme duser
2-halen işyerınde çalışan ve olayı gören işçilerın şahitlik yapmaması durumunda davayı kazanma şansımız nedir?
3-müvekkil kovulduktan sonra işverence duzenlenen "işçinin işi kendi isteği ile bıraktığına dair tutanak davayı nasıl etkiler
cevaplar için şimdiden tesekkur....
Old 08-09-2007, 17:38   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın sailor1981

1- İş sözleşmesinin feshedildiği iki tarafça da kabul edilmiş. Kimin tarafından feshedildiği problemi ise herkes kendi iddiasını ispatlamakla mükelleftir genel kuralı çerçevesinde çözülecektir. Yani kural olarak davayı açan işçi iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini ispatlayacaktır.

2- İşçi bu iddiasını, tanık beyanı dahil her türlü delille ispatlayabilir. Eğer tanık bulunmuyorsa bile bazen bu davalarda işçi lehine sonuç çıkmaktadır. Eğer işçinin kıdemi fazlaysa, işiyle ilgili problemi mevcut değilse, ücreti iyiyse vs Yargıtay iş sözleşmesinin işçi tarafından feshedilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu söyleyerek iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği sonucuna varıyor.

3- Böyle bir tutanak, işveren tanıklarının beyanından daha fazla ya da daha az öneme sahip değildir. Muhtemelen tutanağı imzalayan kişiler tanık olarak dinlenecektir.

Saygılar
Old 08-09-2007, 17:49   #3
sailor1981

 
Varsayılan

önelıkle cevap ıçın teşekkurler engin bey....
2 nolu cevabınızda bıldırdığınız durum 4 yıllık bir işçi için geçerli olabılırmı?
3 nolu cevapta belırtılen tutanak duzenleyenler tutanağa işçinin helallık alarak işten ayrıldığını yazmaları fakat buna rağmen işçinin tutanağı imzalamaması sizce lehimize mi?
bu arada tutanakta işçinin öğlene kadar çalışıp işi bıraktığı yazılı sizce bu durumda lehımıze olurmu?
saygılarımı sumuyorum ve mümkün olusa konuya benzer yargıtay kararı aradığımı belirtiyorum.
Old 08-09-2007, 17:53   #4
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın sailor1981

4 yıllık kıdem somut olayın özelliklerine göre fazla sayılabilir. İş koşulları, sosyal standartlar vs ile birlikte Yargıtay'ın kriterine uygun olabilir.

İşçinin tutanağı imzalamaması tabii ki lehinize. Onun dışındaki tüm kayıtlar dediğim gibi işveren tanıklarının beyanından farklı değildir.

Öğlene kadar çalışıp sonra bırakmış olmasının lehe ya da aleyhe olmayacağını düşünüyorum. Ancak siz bu ibareden özel bişey çıkarmışsanız değerlendirin. Benim aklıma lehe sayılabilecek bir durum gelmedi

Saygılar
Old 08-09-2007, 17:54   #5
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Ha bu arada Yargıtay kararı için Av.Can Doğanel'e bizzat başvuru yapılması işinize yarayabilir
Old 08-09-2007, 18:02   #6
sailor1981

 
Varsayılan

çok sağolun meslaktaşım
öğlene kadar çalışma olayını şu açıdan lehe olabıleceğini düşündüm..
işi kendısı bırakmaya nıyetlı bir işçi neden öğlene kadar çalışsın.bence buda kovulduğuna bir karine....tesekkurler..
Old 08-09-2007, 23:32   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sizin olayınızda devamsızlık tutanağı da tutulmamış, yani karardaki işçiden daha iyi durumdasınız.


T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/6279
Karar: 1999/8076
Karar Tarihi: 27.04.1999
ÖZET: Davacının gerçekten ani olarak bir işinin çıkması üzerine izin almak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır ki, uzun yıllar işyerinde çalışan niteliksiz bir kadın işçinin işsizliğin hüküm sürdüğü ülkemizde kolay kolay yeni bir iş bulamayacağı bilinen bir gerçektir. Kaldı ki davacı olayın hemen ertesi günü bölge çalışma müdürlüğüne başvurarak durumu yetkili mercie intikal ettirmiş ve konu hakkında soruşturma yapılmasını istemiştir. Davacı gibi bir işçinin işyerinde vuku bulan aleyhindeki bir durumu kanıtlamakta ne kadar güçlük çekeceği de düşünülmelidir. İşveren ise talimat verme durumunda olup işçi çalıştıran kişi sıfatıyla kolaylıkla yararına deliller bulabilir ve tanıklar dinletebilir. İşçinin korunması temel ilkesi bu delil bulma güçlüğü karşısında işçi lehine yorum yapılmasını gerektirir.
(1475 S. K. m. 13)
Dava: Davacı, kıdem ve kötü niyet tazminatları, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin parası, bayram ve genel tatil gündelikleri ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalıya ait işyerinde düzenlenen 9.9.1997, 10.9.1997 ve 11.9.1997 tarihli devamsızlık tutanaklarında davacının üç gün üst üste işyerine gitmediği ve davalı işverenin bunun üzerine davacının işine son verdiği görülmektedir. Ancak devamsızlığın meydana geliş şekli taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacının işyerinde niteliksiz biçimde 8 yıldan beri çalışan bir bayan olduğu tartışmasızdır. Davacı devamsızlığın gerçekleştiği ikinci gün olan 10.9.1997 tarihinde bir dilekçe ile Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikayette bulunarak acil bir iş için işverene başvuruda bulunduğunu fakat yapılan bu görüşme sonunda işyerinden kovulduğunu samimi bir şekilde anlatmaya çalışmıştır. Bölge Çalışma Müdürlüğünce yapılan soruşturma ve inceleme üzerine davacı işçinin kimi işçilik haklarının mevcut olduğu belirtilmekle birlikte fesih konusunda bir sonuca varılamadığı, ısrarlı ise davacının mahkemeye başvurabileceği düşünce olarak kendisine bildirilmiştir.
Taraflar tanık dinletmişlerdir. Bunlardan davacı tanıklarının daha önce işyerinde çalışan işçiler olup fesih ile ilgili bilgileri bulunmadığı görülmektedir. Davalı 2 tanık dinletmiş ve her ikisinin de işyerinde çalışmakta oldukları ve tutanakları imzalayanlar oldukları anlaşılmaktadır. Her ikisi de tutanak içeriğini yani devamsızlığı doğrulamışlardır. Yalnız bunlardan biri davacının devamsızlıktan bir gün önce Nevşehir'de bir işi için davalı işverenle görüşme yapmak istediğini ve 3 günlük izine ihtiyacı olduğunu ayrıca açıklamıştır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki tutulan devamsızlık tutanakları matbu olup isim ve tarihlerin sonradan doldurulduğu izlenimi de uyanmaktadır. Ve tüm tutanaklar kelimesi kelimesine aynı nitelikte ve aynı satırlardan oluşmaktadır.
Mahkeme sırasında davacı vermiş olduğu dilekçede de aynı olguları tekrar etmiş bulunmaktadır. Dosya içeriğinden davacının okuryazar olmadığı sonucu da çıkmaktadır.
Olayların bu akışından davacının gerçekten ani olarak bir işinin çıkması üzerine izin almak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır ki, davalı tanıklarından biri de bu durumu doğrular nitelikte açıklamada bulunmuştur.8 sene işyerinde çalışan niteliksiz bir kadın işçinin işsizliğin hüküm sürdüğü ülkemizde kolay kolay yeni bir iş bulamayacağı bilinen bir gerçektir. Kaldı ki davacı olayın hemen ertesi günü bölge çalışma müdürlüğüne başvurarak durumu yetkili mercie intikal ettirmiş ve konu hakkında soruşturma yapılmasını istemiştir. Bu şikayet de kendisinin samimi olduğunu gösterecek niteliktedir. Davacı gibi bir işçinin işyerinde vuku bulan aleyhindeki bir durumu kanıtlamakta ne kadar güçlük çekeceği de düşünülmelidir. İşveren ise talimat verme durumunda olup işçi çalıştıran kişi sıfatıyla kolaylıkla yararına deliller bulabilir ve tanıklar dinletebilir. İş Hukukunda işçinin korunması temel ilkesi bu delil bulma güçlüğü karşısında işçi lehine yorum yapılmasını gerektirir. Böylelikle ülkemizde de Sosyal gelişmeler sağlanabilir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabul edilmesi gerekir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.04.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Karşı Oy Yazısı
Davalı işveren davacının hizmet akdini 9-11 Eylül 1997 tarihlerinde üç gün üst üste devamsızlık yaptığı gerekçesi ile 15.9.1997 gün 1475 sayılı Yasanın 17/2 maddesi gereğince sona erdirildiğini savunmuş, bu savunmasını devamsızlık tutanakları ve tanık beyanları ve iş müfettişi tespitleri ile kanıtlamış, mahalli mahkemede bu delillere itibar ederek ihbar ve kıdem tazminat isteklerini ret etmiştir.
Davacı devamsızlığın başlangıcında işveren tarafından izin isteğinin kabul edilmeyerek kovulduğunu ileri sürmekte ise de, davacının bu iddiasını doğrulayan hiçbir tanık anlatımı bulunmadığı gibi herhangi bir belgede mevcut değildir. Davalının açık ve inandırıcı delillerine rağmen yalnız davacının iddiası ve varsayımlara dayanarak ihbar ve kıdem tazminat isteklerinin kabulü mümkün değildir. Açıklanan bu nedenlerle mahalli mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan daire çoğunluğunun bozma kararına katılamıyorum.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 09-09-2007, 11:59   #8
sailor1981

 
Varsayılan

Sayın Doğanel karar çok güzel teşekkürler.Ancak bu olayda işverenin devamsızlık tutanağı tutmasına gerek olmadığını düşünüyorum yanılıyormuyum?
Feshin tanığı şahidimizin olmaması işimizi zora sokuyor..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iş akdinin feshinde fesih sebebine bağlılık salih altınok Meslektaşların Soruları 2 13-07-2007 16:03
ÇOK ACİL!! şerefiye bedelinin yanlış tespit edildiğinin sonradan anlaşılması avukat2007 Meslektaşların Soruları 0 09-04-2007 12:12
Youtube'ta 2006'nın en iyileri belli oldu... Opioid Teknoloji ve Bilgisayar 1 03-04-2007 23:23
Hizmet akdinin feshinde usul ve fesih sebebinin geçerliliği. umutlaw Meslektaşların Soruları 1 29-11-2006 08:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03049207 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.