Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Güncel Basında Aile Hukuku Haberleri

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-12-2006, 14:20   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Güncel Basında Aile Hukuku Haberleri

Merhaba,
Bu başlık altında Aile Hukuku konusunda basında çıkan haberlerin yayınlanmasını öneriyorum.

Saygılar
Old 07-01-2007, 13:08   #2
Y£LİZ

 
Varsayılan Boşanmada davacının dinlenmesi şart

Yargıtay, davacı dinlenilmeden davacı vekilinin beyanıyla boşanmaya karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Konuya ilişkin Yargıtay kararı, Resmi Gazete'de yayınlandı. Karara konu olan boşanma davasında, yerel mahkeme davacı vekili ile davalının beyanı doğrultusunda boşanmaya karar verdi. Adalet Bakanlığının başvurusu üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasını istedi.

HAKİM BİZZAT DİNLEYECEK
İstemi inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Türk Medeni Kanunu'nun, en az 1 yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağını öngördüğünü anımsattı. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu konusunda
taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerektiğine işaret eden
Daire, hakimin, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu
anlaşmada gerekli gördüğü değişikliği yapabileceğini, bu değişikliklerin kabulü
halinde boşanmaya karar verileceğini vurguladı.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararında, şöyle denildi:
''Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise taraflardan delillerin sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının, Türk Medeni Kanunu'nun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı asil
dinlenilmeksizin vekilinin beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma
hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.''



http://www.f5haber.com/haber.aspx?id=66904&cat_id=1
Old 21-01-2007, 13:14   #3
Y£LİZ

 
Varsayılan Boşanma kimi etkiler?

Boşanma ebeveynler için duruma göre iyi veya kötü bir gelişme olabilirken, bundan en çok çocuklar olumsuz etkileniyor.

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Savaş Çilli, boşanmanın çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını belirterek, "Boşanma ebeveynler için duruma göre kötü veya iyi bir gelişme olabilirken, çocuklar için korku oluşturur ve güvenlikleri için bir tehlike olarak algılayıp endişelenirler.

Bazı ebeveynler boşandıkları için o kadar üzülür veya kendilerini sorumluluk altında hissederler ki, çocuklarına bakmak veya onları rahatlamak için eve geri dönerler. Ancak boşanmanın ne olduğu ebeveynler tarafından çocuğa doğru anlatılmalıdır, yoksa çocuklar tarafından yanlış yorumlanabilir" dedi.

Çocukların çoğu kez boşanmaya sebep olarak kendilerini gördüğünü de dile getiren Doç. Dr. Ali Savaş Çilli, "Çocuklar anne babalarını bir araya getirmek için uğraşır ve bunun için fedakarlık bile yaparlar. Boşanma sonunda çocuk anne ya da babasını kaybedeceğini düşüneceğinden psikolojik ve bedensel rahatsızlıklar görülebilir. Bu nedenle boşanma sırasında çocuğa itinayla yaklaşılmalı, aile bağları kuvvetlendirilerek çocuğun ebeveyn çatışmasından kaynaklanan zararları görmesi engellenmelidir.

http://www.f5haber.com/haber.aspx?id=84072&cat_id=11
Old 02-02-2007, 13:03   #4
özge_law

 
Varsayılan Eşe dayağa yüksek nafaka

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, İzmir'de kocasından yediği dayağı cep telefonunun kamerasına kaydeden ve görüntüleri delil olarak sunan Nurhayat Gökçe'nin, İzmir 1. Aile Mahkemesi'nde görülen ve ikinci celsede sonuçlanan boşanma davasında verilen kararı onadı.

Yerel mahkeme, kusurlu bulunan kocanın 8 bin YTL maddi-manevi tazminat ve 350 YTL nafaka ödemesine karar vermişti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Canan Şefik'in davasında da yerel mahkemenin verdiği ikinci kararı onadı. Yargıtay, kadına verilen nafakayı az bularak yerel mahkemenin ilk kararını bozmuştu.
Yerel mahkeme, tazminatı 5 bin YTL'ye, nafakayı da 175 YTL'ye çıkarmıştı.

Kaynak: Milliyet
Old 06-02-2007, 11:51   #5
özge_law

 
Varsayılan Türkiye'de boşanma nedenleri araştırması

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Türkiye'de yaygın boşanma nedenlerini belirlemek üzere bir araştırma başlattı.
'Boşanma Nedenleri Araştırması' kapsamında internet aracılığıyla boşanma davalarına bakan avukatlara yönelik bir anket düzenleniyor. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, 'Boşanma Nedenleri' konulu bir araştırma başlattı.

Araştırma 2003-2006 yılları arasında en az bir boşanma davasına bakmış avukatlardan bilgi alma yoluyla gerçekleştirilecek. Barolar aracılığıyla avukatlara ulaşılarak yapılacak anketler sonucunda Türkiye'de en fazla görülen boşanma nedenleri belirlenecek. Araştırma ile boşanma olgusunun farklı nedenleriyle sıklıkla karşılaşan boşanma davalarına giren avukatların boşanma nedenlerine ilişkin görüşlerinin alınması, boşanma nedenlerinin kadınlar ve erkekler tarafından nasıl farklılaştığının anlaşılması, Türkiye'de artma eğilimi içine girdiği gözlenen boşanma olgusunun nedenlerinden olan ve resmi istatistiklerde önemli bir istatistiksel yüzdeye sahip olan 'geçimsizlik' ana başlığı altında yer alan nedenlerin detaylı olarak öğrenilmesi, artış göstermiş olan boşanmaların toplumsal düzeyde sorun yaratacak bir seviyeye gelmemesi için politika yapıcılara yönelik öneriler geliştirilmesi amaçlanıyor.

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdür Vekili Doç. Dr. Ayşen Gürcan, araştırma ile ilgili Adana, Ağrı, Aksaray, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Karaman, Malatya, Manisa, Mersin, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak Baro Başkanlıklarına yazı göndererek araştırmaya destek verilmesini istedi.

Bu araştırmanın en önemli amacının, Türkiye'de artma eğilimi içine girdiği gözlenen boşanma olgusunun nedenlerinden 'geçimsizlik' nedeninin altında yatan asıl nedenleri, avukatlardan bilgi alma yoluyla anlamak olduğunu kaydeden Gürcan, geçimsizlik nedeniyle gerçekleşen boşanmaların ayrıntılı sebeplerini avukatlar aracılığıyla ortaya çıkarmak üzere Genel Müdürlüğün internet sitesinde bir soru kağıdı geliştirildiğini kaydetti.

Gürcan, anketin, günümüzde sosyal bir sorun haline gelen boşanma olgusuna ilişkin ayrıntılı verilerin elde edilmesi ve çözümüne ilişkin politikalar oluşturulmasına ışık tutması bakımından önem taşıdığını kaydetti. Türkiye'de boşanma konusunda son çalışma Türkiye Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1999-2004 yılları arasını kapsayacak şekilde gerçekleştirilmişti. Bu araştırma, anlaşmalı boşanmak üzere mahkemeye başvuranların sayısının 1 milyonu aştığını, boşanmak isteyen kadınların oranının da yüzde 50'ye ulaştığını ortaya koymuştu
http://www.devletim.com/git.asp?link=3523
Old 10-05-2007, 15:21   #6
Av.Gülsüm Sezen

 
Önemli TÜRKİYE'DE BOŞANMA, BOŞANMA ORANININ ARTIŞI, NEDENLERİ ve ARAŞTIRMALAR..

Mart 17th, 2007 — huseyinsaglam

Birbirimize tahammülsüzlüğümüzün arttığı modern çağda ayrılma sebeplerinin en başına ‘şiddetli geçimsiz’ ibareleri yerleştiriliyor.
Oysa çiftlerin unuttuğu bir şey var; ölüm hariç her şeyin çaresi bulunur!

Kadınlar kocalarının ilgisizliğinden ve nitelikli vakit geçirememekten; erkekler ise kadınların dağınıklığından ve kendilerine bakmamalarından yakınıyor. Ancak iki taraf da orta yolu bulmaya veya hoşgörülü olmaya yanaşmıyor.

Kim bilir, belki biri hatasını kabul etse karşı taraf da kabul edecek ve her şey yoluna girecek. Hâlâ vakit varken, ‘yapacak bir şey yok, tek çıkış yolu boşanmak!’ demeden önce uzmanlara kulak verin.

Boşanmak isteyene bahane çok

Mutluluğa atılan evlilik imzası, aile mahkemelerindeki boşanmalarla siliniyor. Evliliğe zor karar veren çiftler bir çırpıda boşanma kararı alıyor.
Yapılan araştırmalarda son yedi yıldır boşanma oranlarında ciddi artış gözlendiği bir gerçek. Dahası, anlaşmalı evlilikler ile tek celsede yollar ayrılıyor. Medyanın “bir boşanma davasının en az 2-3 yıl sürdüğü düşünülürse hızlı boşanmanın en iyi yolu anlaşmalı boşanmadan geçiyor” türünden haberleri ve ünlülerin arka arkaya boşanma kararı alması, toplumu iyice “evlilik”ten uzaklaştırdı.

Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlerde yaşayanlar sürekli boşanıyor. Ancak Anadolu’nun başka şehirlerinde boşanma oranının düşük olması, istatistiklerin o kadar da iç karartıcı olmamasına yol açıyor. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün 2005 yılında yaptığı “Evlilik ve Boşanma” araştırmasında evlilikler boşanmanın 6 katı daha fazla. Ne var ki, geçen yıl Ümraniye Belediyesi’nin yaptırdığı bir araştırmada, ilçede 5 bin çiftin evlenmiş, 2 bin 366 çiftin ise boşanmış olduğu kayıtlara geçmişti. Yani evlenen çiftlerin neredeyse yarısı boşanmış. Hem de Ümraniye gibi daha çok muhafazakar bir kimliğe sahip olduğu düşünülen bir ilçede.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün araştırmasında 2005 yılında 651 buin 896 kişi evlenirken aynı yıl 95 bin 895 çift boşanmış. İşte bu durum biraz kafa karıştırsa da en son araştırmayı Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yürütüyor. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü Ayşen Gürcan, “Geçen yıl boşanmaların yüzde yüz arttığı yönünde çalışmalar yayımlandı. Biz de en iyisi bunu araştıralım ve gerçeği halka gösterelim dedik. Çünkü ülkemizde naylon boşanma ve sahte boşanma oranları yüksek.” şeklinde bir açıklama yaptı. Gürcan, yüreğimize biraz su serpse de evlilik kurumu giderek eski anlamını kaybetti.

“Geçimsizlik” ilk sırada

Avukatlardan aile danışmanlarına kadar hemen herkes boşanma sebeplerinin aynı olduğu görüşünde. Yani kadınlar için en büyük boşanma sebebi, erkeğin eve bakmadığı ve yine erkeğin kendisiyle ilgilenmediği gerekçesiyle ortaya çıkan şiddetli geçimsizlik. Erkekten beklediğini bulamayan kadınlar, çoğu incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle boşanma noktasına geliyor.

Erkekler ise en çok cinsel ilişki talepleri yerine gelmediğinde başka bir kadın arayışına girebiliyor. Önemli bir nokta da bazı kadınların giyim kuşam ve davranışlarını kocalarının istediği biçimde şekillendirmiyor oluşu. Bu durumda birçok erkek, evlilikten ve eşinden uzaklaşabiliyor.

Evlilikler en çok 6-10 yıl arasında sonlandırılıyor. “150 Soruda Evlilik Okulu” (Akis Kitap) kitabı yeni yayımlanan aile danışmanı Fatma Taş, bunun sebebini eşlerin “denedim olmadı, elimden geleni yaptım, sabrettim olmadı artık bıçak kemiğe dayandı” türünden hislerine bağlıyor. Yine uzmanlara göre evli çiftler ilk beş yılda birbirlerine alışma dönemi yaşayacakları için ilk on yıllık süreçte birbirlerine ve ilişkilerine zaman tanımalı, birbirlerini oldukları gibi kabul etmeli.

Çiftler hangi durumlarda boşanmalı?
2002 yılında kurulan aile mahkemelerinin ilk bilirkişilerinden biri olan sosyal çalışmacı Avukat Ahmet Köse, boşanma kararının ancak şu hususlarda verilmesini doğru buluyor: “Kadın gayrimeşru bir hayat yaşıyorsa ya da psikolojik anlamda çok önemli ve tedavisi kesinlikle mümkün olmayan bir rahatsızlık geçiriyorsa erkek kadını boşayabilir.

Eğer erkek cinsel sapkınlıklara meyilliyse, uyuşturucu veya gayri ahlaki durumlara ilgi gösteriyorsa, kadına işkence düzeyinde kötü muamele ediyorsa, evinin ve hanımının hiçbir ihtiyacını karşılamıyorsa kadın eşini boşayabilir.”

Boşanma sebepleri *

Çiftlerin evlenmeden önce birbirlerine dürüst davranmamaları

* Erkeğin ilgisizliği ve kadının kendisini değersiz hissetmesi

* Kadınların evde kıyafetine ve kendine özen göstermemesi

* Ekonomik sıkıntıların üstesinden gelememe

* Ailelerin çiftlerin ilişkilerine karışması ve yapıcı olmamaları

***

Evliliği sürdürebilmek için…

* Çiftlerin birbirlerini olduğu gibi kabul etmeleri gerekir

* Karşılıklı birbirlerine vakit ayırmalı ve ilgi göstermeliler

* Sorumluluklarını bilmeli ve ona göre hareket etmeliler

* Sorunları anında konuşup halletmeli ve büyütmemeliler

* Zorlandıkları noktada profesyonel yardım almalılar

————————————————————————-

Ahmet Köse-Avukat (Aile mahkemelerinde bilirkişi):
Boşanma kararını aceleye getiriyorlar

Çiftler bize çoğunlukla şiddetli geçimsizlik sebebiyle müracaat ediyor. Bunda en önemli etken, ekonomik zorlukların doğurduğu geçimsizlik. Erkekler de boşandıklarında başka kadınla beraber olabileceklerini düşünerek bu konuda sıkıntı çekmeyeceklerini zannediyorlar.

Boşanmaya en kolay karar veren kişiler ekonomik özgürlükleri olanlar. Yani toplumumuzdaki erkek ve kadınlar hayatlarıyla ilgili tüm kararları alabiliyor. Bu sebeple kafalarında kurdukları aile biçimleri oluşmayınca hiç düşünmeden boşanmaya karar verebiliyorlar.

***

Fatma Taş-Aile Danışmanı:
Çiftler birbirini iyi tanımalı

Kadınlar en çok “Eşimle iletişim kuramıyorum, akşam geliyor, yemek yiyor ve TV karşısında uyuyor, benimle ilgilenmiyor, beni dinlemiyor” diyerek eşlerini şikayet ediyor. Bu durumda kadınlar kendilerini değersiz ve yetersiz hissediyor. Sonuçta da cepheleşmeler başlıyor.

Erkekler ise en çok kadınların dağınık olmasından ve kendilerine bakmamalarından yakınıyor. Nişanlılık sürecinde tarafların birbirlerine dürüst davranması gerekir. Çiftlerin ayrılma sebeplerinden biri de ailelerin ilişkiye aşırı müdahalesi ve orta yolu bulma yerine kendi çocuğuna destek olması.

***

Kezban Hatemi-Avukat:
En kötü barış, en iyi davadan iyidir

Aile içi şiddet, eğitimsizlik, işsizlik, gelir dağılımının adaletsizliği, göç gibi etkenlerin yanı sıra medyanın son yıllardaki tutumu toplumda ahlaki çöküntü ve kültür erozyonu sonucu hâkim bir alt kültür oluştu.

Uzun süreli evliliklerden sonra boşanmalarda kadın şaşırıyor, panikliyor, toplum içindeki konumunu ve alıştığı yaşam tarzını kaybetmemek için boşanmak istemiyor ve daha fazla darbe alıyor. Artık beğenilmediğini, yıprandığını çok daha çabuk idrak ediyor. 33 senelik meslek hayatımda en kötü sulhün en iyi davadan iyi olduğuna inandım hep.

————————————————————————

2005 yılı boşanma araştırması

Yıllar - Boşanma sayısı

2000 76.230

2001 91.609

2002 90.454

2003 89.311

2004 93.144

2005 95.985
Old 17-05-2007, 22:05   #7
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan Eşe "Salak" deme boşanma nedeni sayılabiliyor..

Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi, bir temyiz başvurusunda, eşe ‘‘salak, manyak, geri zekalı’’ gibi sözlerle hakaret edilmesini boşanma nedeni saydı. Daire, yerel mahkemece verilen ve temyiz edilen bir davada, Yeni Türk Medeni Hukuk Yasası'nı dikkate alarak karar verdi.

Yeni yasanın 162'nci maddesine ‘‘cana kast’’ ve ‘‘pek fena muamele’’nin yanı sıra ‘‘onur kırıcı davranışta bulunulması’’ da boşanma nedenleri arasına eklenmişti.

Yargıtay'ın, bu temyiz başvurusuyla ilgili kararında, ‘‘davalı kocanın çalışmamasının’’ yanı sıra, eşine ‘‘salak, manyak, geri zekalı’’ sözlerle hakaret ettiğinin anlaşıldığı belirtilerek, şu karar verildi:

‘‘Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.’’ Hürriyet-2003
Old 17-05-2007, 22:07   #8
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan İnternette Boşanma, Amerikan Barolar Birliğini Harekete Geçirdi

ABD'de boşanmak isteyen çiftler, daha çok ekonomik sebeplerden dolayı, avukat tutmak yerine, internetteki bazı siteler yardımıyla boşanma işlemlerini yapıyor.
--------------------------------------------------------------------------

En düşük boşanma avukatı ücretinin yaklaşık 10'da 1'ini ödeyerek boşanmak isteyen çiftler, internetten gerekli formları indirebiliyor ve hatta bunları nasıl dolduracakları konusunda teknik yardım alabiliyorlar.
İnternette bu işi yapan ''Completecase.com'' ve ''Legalzoom.com'' adlı firmaların yetkilileri, 3 yıllık süre içinde 20 binden fazla kişiye yardımcı olduklarını açıkladılar.
Amerikan eyaletlerinden California'da yasalar, internet aracılığıyla boşanmaya imkan tanıyor. Bu yönteme başvuranların sayısı Mayıs 2002'de 6800'ken geçen ay 15 bine yükseldi.
Olayı internet aracılığıyla uçak bileti ya da hisse senedi almaya benzeten ''Legalzoom'' firması başkanı Brian Lee, ''İnsanlar böyle işler için seyahat acentesine, borsa simsarına ya da avukata ihtiyaçları olmadığını fark ediyorlar'' diye konuştu.
''Legalzoom'' firmasına 300 dolar ödeyerek boşanan 33 yaşındaki John Chang, ''olayın kendisi için tamamıyla parasal bir mesele olduğunu'' ifade etti.
Chang, ''Bir gece oturup gerekli formları doldurdum. Bu iş aşağı yukarı 3 saat sürdü, fakat bana 2000 dolar kazandırdı'' diye konuştu.
AKSİ GÖRÜŞTE OLANLAR
Buna karşılık bazı dini kuruluşlar boşanmanın çok kolaylaştırıldığı ve bunun aile kurumu açısından sakıncalı olduğu görüşünü savunuyorlar.
Olay Amerikan barolar birliğini de harekete geçirdi.
Kuruluş, avukatların boşanmak isteyen çiftlere, yüksek ücret talep etmeden nasıl yardımcı olabileceklerini araştırmaya başladı.-HaberX
Old 18-05-2007, 10:02   #9
Seyda

 
Varsayılan Çocuklar Rafet'te kaldı

Rafet el Roman ile Tuğba Altıntop arasında çocuklarının velayetiyle ilgili dava, Rafet el Roman lehine sonuçlandı.

Rafet el Roman ile boşandığı eşi Tuğba Altıntop arasında çocuklarının velayetiyle ilgili dava, Rafet el Roman lehine sonuçlandı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Kadıköy 1. Aile Mahkemesi'nin iki kızın velayetinin, Rafet el Roman'dan alınarak, anne Altıntop'a verilmesine ilişkin kararını bozdu. Altıntop, boşanmasından bir süre sonra, "Rafet el Roman'ın velayet hakkını kötüye kullandığını, kendisine gösterilmeyen çocuklarının gelişiminin olumsuz etkilendiğini" iddia ederek, kızları Suelnur ve Şevvalnur'un velayetlerinin kendisine verilmesi istemiyle Kadıköy 1. Aile Mahkemesi'nde dava açmıştı. Çocukların velayetinin babadan alınarak, anneye verilmesine karar veren mahkeme kararını Rafet el Roman'ın başvurusu üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bozdu. Ancak yerel mahkemenin direnme kararı üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na geldi. Hukuk Genel Kurulu, çocukların gelişiminin normal düzeyde seyrettiği ve Almanya'daki yaşam koşullarının iyi olduğu yönündeki uzman raporlarına dayanan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararı doğrultusunda, yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararı kesin nitelik taşıyor. El Roman ve Altıntop'un, boşanma davasında imzaladıkları protokol gereği, Altıntop'un, her yıl 22 Aralık-5 Ocak ve 1 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasında çocuklarıyla bağ kurma, bir arada kalma hakkı bulunuyor.

http://kelebek.hurriyet.com.tr/magaz...37.asp?gid=180
Old 04-06-2007, 23:21   #10
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan Zara da boşandı

TÜRK HALK MÜZİĞİ SANATÇISI ZARA, ULUS MÜZİK'İN SAHİBİ 8 YILLIK EŞİ İSKENDER ULUS'TAN TEK CELSEDE BOŞANDI.

Çiftin boşanma davası önceki gün Sarıyer Aile Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya taraflar, avukatları ve iki tanıkla katıldı. Boşanmak için anlaşarak aralarında protokol düzenleyen ve 'şiddetli geçimsizlik' nedeniyle dava açan çifti, mahkeme de tanıkları dinledikten sonra boşadı. Çift çıkışta, basın mensuplarının sorularını yanıtsız bıraktı

http://www.haberler.com/bosanan-bosanana-haberi/
Old 04-06-2007, 23:23   #11
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan Boşanma Hızında İzmir Zirvede

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İzmir Bölge Müdürü Rıdvan Yaka, İzmir'de evlenme oranlarının Türkiye'ye yakın, boşanma hızının ise iki katı civarında olduğunu belirterek, "Bu gerçekten dikkate alınması gereken bir durum" dedi.

Yaka, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın'ın desteği, TÜİK'in verileriyle Türkiye'de ilk kez "Bölgesel İzleme Göstergeleri TR31 İzmir" adlı bir kitap çalışması yaptıklarını bildirdi. Bin adet basılan kitabın akademik çevrelerle sanayi ve ticaret odalarına gönderildiğini belirten Yaka, toplumun değişik katmanlarından, değişik bölgelerden "fotoğraflar çektiklerini" kaydetti.

Toplumla ilgili politikalar üretecek kişilerin "Şu yörede evlilik oranı neden yüksek?", "Bu bölgede boşanma neden fazla?" diye tespit edilen bilgilerden istifade edeceğini savunan Yaka, "Kitapta, birçok konuda ülkesini, bölgesini, ilini tanımak isteyenler için ciddi veriler var" diye konuştu. Yaka, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de ortalama yıllık boşanma 2 bin kişidir. İzmir'de bu 5 bin kişinin üstüne çıkıyor. İstanbul'da 2002'de 8 bin 947, Ankara'da 1978, Şırnak'ta 36 kişi boşanırken, İzmir'de bu sayı 5 bin 140 olarak gerçekleşti.

Türkiye'de evlilik konusunda yıllık iller ortalaması 20 bin kişi civarında. 2002 yılında İstanbul'da 70 bin 332, Ankara'da 22 bin 272, İzmir'deyse 23 bin 327 çift evlenmiştir. İzmir'de evlenme oranları Türkiye'ye yakın, boşanma hızı Türkiye'nin iki katıdır. Bu gerçekten dikkate alınması gereken bir durum. Aile araştırmacıları ve aile kavramının sürdürülebilirliği için burada bir sorun gözüküyor. İzmir, Türkiye'deki aile büyüklüğü açısında da çok dikkat çekici durumda. Türkiye'de ortalama aile büyüklüğü 4.5, İzmir'de 3.5, Şırnak'ta ise 8.6."
Old 04-06-2007, 23:26   #12
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan Boşanma Çocukta Ruhsal Sorunlara Yol Açıyor...

MERSİN (İHA) - Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi tarafından yapılan "Ailede Boşanma ve Anne-Baba Ölümünün Çocuk Üzerindeki Etkileri" konulu araştırmaya göre, ebeveynleri boşanmış çocuklarda güvensizlik, özsaygının yitirilmesi ve terk edilmişlik duyguları görülüyor.

MEÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevziye Toros ve Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nursel Gamsız Bilgin tarafından yapılan çalışmaya, Ağustos 2001-Ağustos 2002 tarihleri arasında Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Polikliniği'ne başvuran 686 çocuk ve ergenden anne-babası boşanmış ya da ölüm nedeniyle anne-baba kaybının olduğu toplam 62 çocuk ve ergen katıldı. İki grubun yer aldığı çalışmada, bir grupta anne ve babası boşanan 37 çocuk, diğer grupta ise anne-babadan en az birini ölüm nedeniyle kaybeden 27 çocuk yer aldı. Çalışma, çocukların sosyodemografik özellikleri, çocuklarda görülen ruhsal bozuklukların sıklığı ve türü, çocuklardaki depresyon ve kaygı düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı.

Araştırmayla ilgili açıklama yapan Doç. Dr. Fevziye Toros, kentleşme ve eğitim düzeyinin yükselmesi gibi çeşitli nedenlerle son yıllarda boşanma oranının pek çok ülkede arttığını belirterek, yılda ortalama 1 milyon çocuğun boşanmaya tanık olduğunu kaydetti. Yapılan araştırmalara göre en sık görülen boşanma nedeninin şiddetli geçimsizlik olduğunu söyleyen Toros, "Son yıllarda mutsuz bir evliliğin sürdürülmesinin toplum, eşler ve çocuklar için sağlıklı olmadığı bildirilmesine ve toplumun boşanmış bireylere bakış açısının değişmesine rağmen boşanma sonrası yaşanan sorunlar, hem ebeveynler hem de çocuklarda önemli ruhsal sorunların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir" dedi.

Boşanma sırasında ebeveynlerin çocuğu kendi taraflarına çekmeye çalışmaları, çocukların anne-baba arasındaki şiddete tanık olmaları veya kendilerinin şiddete maruz kalmalarının, çocukların boşanmadan kendilerini sorumlu hissetmeleri ve suçluluk duymalarına yol açabildiğine işaret eden Toros, ebeveynlerin çocukları ile düzenli ve yeterli iletişim kuramaması gibi nedenlerden dolayı çocukların yaklaşık üçte birinde önemli ruhsal sorunlar görülebileceğini vurguladı.

Ebeveynleri boşanmış çocuklarda güvensizlik, özsaygının yitirilmesi, terk edilmişlik duyguları, okul başarısızlığı, saldırganlık, depresyon, regresyon, uyku bozuklukları, ayrılık kaygısı ve suç işlemeye eğilimde artışın en sık görülen ruhsal sorunlar arasında bulunduğunu dile getiren Toros, boşanma veya ölüm nedeniyle ebeveynlerinden ayrılan çocuk ve ergenlerde benzer sıklıkta ve benzer türde ruhsal sorun yaşandığını, ancak ebeveynlerini ölüm nedeniyle kaybeden çocuklarda kaygı ve depresyon düzeylerinin daha yüksek olduğunu ifade etti.

Araştırma sonucuna göre boşanmanın genellikle az sayıda çocuğu olan ailede gerçekleştiğini söyleyen Doç. Dr. Toros, çocukluk çağında anne veya babasını ölüm nedeniyle kaybeden ya da anne-babası boşanan çocuklarda ruhsal sorunların her iki ebeveyni ile birlikte yaşayan çocuklara göre daha sık görüldüğünü belirtti.

Çocukların üçte birinin boşanmada önemli bir ruhsal sorun yaşamadığını da kaydeden Toros, "Boşanma sırasında ebeveynlerin tutumu ne kadar olumlu ise, annede depresif belirtiler ne kadar az ise, çocukta ruhsal sorun görülme sıklığının o kadar az olduğu görülmüştür. Toplumumuzun örf ve adetlerine göre ölen kişilerin ardından tutulan yas uzun süre yaşanmakta, ölen kişilerin ardından eski aktivitelere ve sosyal yaşantıya dönüş geç olmakta, eşlerini kaybedenler yas ve depresyon dönemlerini daha uzun yaşamaktadırlar. Yapılan çalışmalarda hayatta kalan ebeveynin ruhsal durumunun iyi olduğu durumlarda çocukların da ruhsal açıdan daha az sorun yaşayacağı, ölüm ani ve beklenmedik olduğunda ise çocuklarda ruhsal sorunun daha yoğun olabileceği görülmüştür" diye konuştu.

Boşanmanın çocuğa anne ve babası ile birlikte söylenmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Toros, özellikle küçük yaştaki çocukların kendi hatası olduğunu düşündükleri için kendilerini suçlu hissettiklerini ancak, çocuğa bu durumun kendi hatası olmadığının söylenmesi gerektiğini vurguladı. Toros, "Çocuğa, hem anne hem de babasının kendisini çok sevdiği söylenmeli. Ancak, anne-baba olarak birlikte çok mutlu olamadıkları belirtilmeli. Boşandıktan sonra velayet genellikle annede kaldığı için babanın istediği zaman çocuğu görebileceği, arayabileceği belirtilmeli" şeklinde konuştu.

Boşanmadan sonraki aşamanın da çok önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Toros, anne ve babanın birbirine olan öfkesini çocuğa yansıtmaması, çocuğun gözünde anne ve baba modelinin olumsuz olarak yansıtılmamasının da faydalı olduğunu söyledi. Çocuğun istediği zaman ayrı olduğu ebeveyn için sorular sorabilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Toros, şunları kaydetti:

"Ayrı olduğu ebeveynin eşyaları varsa onları odasına asabilir. İstediği zaman annesiyle ayrı olduğu ebeveyn hakkında rahatlıkla konuşabilmeli. Anlaşmalı bir boşanma ise çocukla anne ve baba yemeğe çıkabilir, özel günlerde bir araya gelebilir. Anne çalışmıyorsa, babanın ekonomik olarak anneye destek vermesi gerekli. Çocuğun eski rutini olabildiğince sürdürmesi desteklenmeli."

Çocukların anne ve babasını birleştirme çabalarının son derece doğal olduğunu bildiren Doç. Dr. Toros, bu çabanın çocuğu majör depresyondan koruduğunu da sözlerine ekledi.


http://www.gencbilim.com/haber/haber...er.php?id=2710
Old 04-06-2007, 23:33   #13
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan İkizlere karşı açılan babalık davası kördüğüm!!

ABD'NİN Missouri eyaletinde aynı günde birbirlerinden habersiz olarak aynı kadınla birlikte olan tek yumurta ikizleri Raymon ve Richard Miller kardeşler, hamile kalıp bir kız çocuğu dünyaya getiren kadın tarafından mahkemeye verilince ABD'de günün konusu oldular.

Çünkü yapılan testler, Holly Marie Adams isimli kadının doğurduğu çocuğun DNA'larıyla Raymon ve Richard'ın DNA'larının yüzde 99.9 uyuştuğunu gösteriyordu.

BİLİMİN yetersiz kaldığı bu olayda, hangi adamın baba, hangi adamın amca olduğu tartışıladursun, anne Adams baba olarak Raymon'u işaret etti. Her iki adam da çocuğun babası olduklarını kabul etmezken, mahkeme Raymon'un baba olduğuna hükmederek, çocuğun giderlerinin bu adam tarafından karşılanmasını karara bağladı.

İtirazını sürdüren Raymon Miller, davayı Yüksek Mahkeme'ye taşıyacağını açıkladı.

http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haber...er_230501.aspx
Old 23-01-2008, 11:54   #14
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Fatima ve Mansur El Timani'nin Suudi Arabistan'ın Riyad kentindeki evlerinin iki yıl önce çalan kapısı, birlikte inşa ettikleri hayatın yerlebir oluşunun habercisiydi aynı zamanda. Kapıyı çalan polisti ve getirdiği belgede çiftin evliliklerinin sona erdiği yazıyordu. Çünkü Fatima'nın damadın aşiretini kendilerininkinden daha altta gören ailesi, kadının haberi olmadan boşanma davası açarak çiftin boşanmasını sağlamıştı. Suudi Arabistan'da gelinin babası, kızının boşanması için dava açabiliyor. Fatima ve Mansur ayrılmak zorunda kaldı. Suudi Arabistan'ın katı kuralları, evli olmayan çiftlerin birlikte yaşamasını yasaklıyordu. Fatima ve Mansur boşanma kararını iptal için ayrı bir dava açtı, hikayelerini medyaya bildirdi, bir Suudi insan hakları grubunu harekete geçirdi. Fatima şimdi "Yalnızca kral bu sorunu çözebilir" diyerek Kral Abdullah'tan yardım istiyor.

Fatima Associated Press'e telefonla yaptığı açıklamada, bir hastanede yönetici olan eşinin, geleneklere uygun şekilde kendisini 2003'te babasından istediğini söyledi. "Kardeşim, Mansur hakkında babama güzel şeyler söyledi" diyen Fatima, babasının da Mansur'un daha alt tabakadaki bir aşiretten geldiğini bildiğini belirtti. Ancak nikahtan birkaç hafta sonra Fatima'nın akrabaları, babayı boşanma davası açılması konusunda ikna etti. Bir süre sonra babası ölünce Fatima davanın da düşeceğini sanmış. Ancak kapısı boşanma belgesini getiren polis tarafından çalınmasıyla herşey bitmiş. Şimdi Fatima Kral Abdullah'tan yardım, sevdiği eşine kavuşacağı günü bekliyor.
-Alıntı: www.haber3.com
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Basında Hasta Hakları Haberleri Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 41 18-01-2010 19:25
Basında Çocuk Hakları Haberleri Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 31 08-01-2009 01:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07487297 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.