|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-01-2005, 13:36 | #1 |
|
Satış Vaadi Sözleşmesi
Merhabalar,
Tapusuz bir taşınmaz hakkında noterlikçe gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenleniyor, ancak kullanımı alıcıya bırakılmıyor ( zilyetlik ne sözleşmede ne de fiilen alıcıya devredilmiyor ) ve yaklaşık 1 ay sonra söz konusu taşınmaz satıcı adına tapuya tescil ediliyor. Bu durumda alıcı söz konusu sözleşmeye dayanarak ferağa icbar davası açabilir mi? Cevaplarınız için şimdiden tşkkrler... Hepinize nice mutlu yıllar... |
04-01-2005, 11:32 | #2 |
|
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tapu tescili talebi için zilyetliğin devrinin devrinin gerekmediğini;
Sözleşmenin Noterlikçe düzenlenmekle şekil şartlarını taşıdığını; Mülkiyetin devrini sağlaması fiilen de mümkün hale gelen satıcının, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi nedeni ile ferağa icbar edilebileceğini; Satıcının,sözleşmenin yapıldığı anda tapu maliki olmadığı ve dolayısıyla sözleşmenin geçersiz olduğu yönündeki muhtemel itirazlarının M.K. 2 yönünden dikkate alınmayacağını düşünüyorum. Saygılarımla. |
06-01-2005, 10:30 | #3 |
|
satış vaadi sözleşmesi yapmak için malik olma zorunlulğu yoktur. Eğer sözleşmenizde, tek taraflı şerh koyma yetkiniz varsa, tapuya şerh koyabilirsiniz. Yoksa, tedbirli dava açmanız gerektiği kanısındayım
|
02-07-2007, 19:18 | #4 |
|
Merhaba, size özel bir konuda danışmak istiyorum sevgili üyeler. Dedem İzmir'de kendi arsası üzerine 7 adet villa inşa ederek sattı.3 adet villayı Almanlara sattı. Bu villaların 2 tanesi hakkında tapudaki kat irtifakında 28er m2'si kendi adına, kalan m2 ise sattığı kişiler adına görünüyor.Tapudaki bu kayıt 1995tarihini taşıyor. Bu kişilerden biri ile arasında bir sözleşme var ve bu sözleşme tarihi 1997, adi yazılı şekilde yapılmış. Bu sözleşmede 28 m2 lik kısım için "askeri makamlardan izin çıktığı takdirde ferağ edilecektir" deniyor.Dedem ise bugüne kadar aralarında çok husumet çıktığını ne yer vermek istediğini ne de para vermek istediğini belirtiyor. Bana fikirlerinizle yardımcı olursanız sevinirim, yargıtay kararı bağlamında da yardımlarınız olursa şimdiden teşekkürler.
Av.Yasemin Özgiray |
03-07-2007, 11:40 | #5 |
|
( Av. Yasemin Özgiray) ın sorusuyla ilgili
1.Tapulu taşınmazların satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükmüne göre resmi şekilde tapuda yapılması gerektiğinden harici satışları geçerli değildir.
2.Geçersiz sözleşme hüküm ifade etmez. Sözleşmeye konulan şartlar da geçersiz olur. Sebebsiz iktisap koşullarına göre herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satım parası alınmışsa geri verilir. Yargıtay paranın iadesinde “ denkleştirici adalet “ kurallarının uygulanarak , paranın iadesinde değişen ekonomik koşullara göre miktarın güncelleştirilmesini kabul etmektedir. 3. 1. Numaradaki kurala istisna; 30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararına göre villalar kat mülkiyetine tabi ise , villa yapım halindeyken karşı tarafa teslim edilmiş, karşı taraf bu yerde oturmaya başlamış ve edimini yerine getirip satım parasını ödemişse dürüstlük kurala gereği alıcı tescil talep edebilir. Saygılarımla. T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2005/5967 K. 2005/7990 T. 28.11.2005 • TAPUDA KAYITLI TAŞINMAZ ( Taşınmaz Mülkiyetinin Devrini Amaçlayan Sözleşmelerin Resmi Şekilde Düzenlenmeleri Gerektiği - Harici Satış Sözleşmesinin Bu Nedenle Geçerli Olmaması Nedeni İle Tapu İptal ve Tescil Davasının Reddi Gereği ) • HARİCİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( Geçerli Olmaması Nedeni İle Tapu İptal ve Tescil Davasının Reddi Gereği - Tapuda Kayıtlı Taşınmaz ) • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Taşınmaz Mülkiyetinin Devrini Amaçlayan Sözleşmelerin Resmi Şekilde Düzenlenmeleri Gerektiği - Harici Satış Sözleşmesinin Bu Nedenle Geçerli Olmaması Nedeni İle Davanın Reddi Gereği ) 4721/m.706 818/m.213 2644/m.26 ÖZET : Dava konusu taşınmazların satış tarihi itibarıyla tapuda kayıtlı yerlerden olmasına, TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükmüne göre taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin resmi şekilde düzenlenmeleri gerektiğine, 2002 tarihinde davacı ile davalı Bayram Ayhan arasında yapılan harici satış sözleşmesinin bu nedenle geçerli olmaması nedeni ile tapu iptal ve tescil davasının reddi gerekir. DAVA : Joachim Tober ile Bayram Ayhan Özmeriçli ve Atilla Avcıoğlu aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kemer/Antalya Asliye Hukuk HÖkimliğinden verilen 16.07.2004 gün ve 464/426 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, davalı Bayram Ayhan Özmeriçli'nin 689, 2691, 2692 ve 2693 parseller üzerine inşa ettiği villalardan 33 numaralı villayı 2002 yılında 41.500 Euro karşılığında haricen vekil edenine sattığını, 33.500 Euro'nun davalı Bayram Ayhan'a ödendiğini, zilyetliğin teslim alındığını, evin tefrişi içinde 18.000 Euro masraf yaptıklarını, davacının geçici süre Almanya'ya gittiği esnada davalılar tarafından evin başka kişilere verildiğini ileri sürerek satın aldıkları villaya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin davalılardan tahsiline, bu istek mümkün olmaz ise davacının ödediği bedelin ve tefriş için sarf edilen 18.000 Euro karşılığı Türk Lirasının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı Bayram Ayhan Özmeriçli, evin satışı hususunda 58.000.Euro'ya anlaştıklarını, davacının ayrıca 7.000 Euroluk ek imalat yaptırdığını, buna karşılık 33.000. Euro ödeyip kalanını ödemediğini, bu nedenle evi kendisine teslim etmediklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Atilla Avcıoğlu, diğer davalının ortağı olmadığını, kendisinin diğer davalı Bayram Ayhan'a sadece 2690 parseli sattığını, davalı Bayram Ayhan'ın kendi rızası olmadığı halde bu parsel dışındaki kendisine ait yerlere de kaçak villa inşa ettiğini, davacıyı tanımadığını, davaya konu villayı davacıya satan kişinin kendisi olmadığını ileri sürerek kendisi aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davalı Atilla Avcıoğlu hakkındaki davanın ve iptal tescil davasının reddine, 33.000 Euro'nun 12.10.2002 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı Bayram' dan tahsiline, bakiye taleplerin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, redde ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu taşınmazların satış tarihi itibarıyla tapuda kayıtlı yerlerden olmasına, TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükmüne göre taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin resmi şekilde düzenlenmeleri gerektiğine, 2002 tarihinde davacı ile davalı Bayram Ayhan arasında yapılan harici satış sözleşmesinin bu nedenle geçerli olmaması nedeni ile tapu iptal ve tescil davasının reddine, sözleşmede taraf sıfatı bulunmayan diğer davalı Atilla Avcıoğlu bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin bu yönlere ilişen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün, iptal tescil davası ve davalı Atilla Avcıoğlu yönünden redde ilişkin bölümlerinin ONANMASINA, Davacı vekilinin tefriş bedeli olan 18.000 Euro karşılığı Türk Lirasının davalılardan tahsiline ilişkin talebin reddine dair temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili bu hususu Kemer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/66 D. İş sayılı dosyası ile tespit ettirdiklerini ileri sürerek tefriş bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bu istek bakımından bir gerekçe gösterilmeksizin redde karar verilmiştir. Davacı tarafın delil olarak dayandığı tespit dosyası merciinden getirtilip dosya arasına konulmalı, tarafları bağlayan yönü olup olmadığı araştırılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün davacı tarafın 18.000.Euro karşılığı Türk Lirası tefriş bedelinin tahsili talebinin reddine dair bölümünün HUMK.428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 11,20 YTL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 542,20 YTL'nın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E. 2005/9867 K. 2005/10115 T. 21.11.2005 DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.7.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.1.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR : Davacı mülkiyeti davalılardan Dursun Varol'a ait taşınmaz üzerine diğer davalı ile birlikte konut inşa edildiğini bu konutlardan 21 numaralı olanının kendisi tarafından satın alındığını, ancak villa tipi bu konutun adına tescil edilmediğini kaydının iptali ile taşınmaz tapusunun tescilini istemiştir. Davalılar adi yazılı sözleşmede yapılması kararlaştırılan ödemelerin davacı tarafından yapılmadığını bu durumun ortaklık şeklinde yürütülen inşaatta diğer ortaklar aleyhine eşitsizlik yarattığını açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tapulu taşınmazın harici satışı davacıya hak sağlamayacağından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava dilekçesinde davalılar arasında arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunduğu iddia edilmektedir. Bu iddiayı gerek dayanılan tarihsiz harici satım sözleşmesi ve gerekse dosyada toplanan diğer deliller doğrulamaktadır. Dava konusu bağımsız bölüm ister yüklenici tarafından istenirse yüklenici ile yapılan sözleşme uyarınca kendisine bırakılan bağımsız bölümün satışı suretiyle arsa sahibi tarafından davacıya satılmış olsun edimler karşılıklı olarak tümüyle veya önemli oranda yerine getirilmişse 30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararına göre davacıya mülkiyet hakkını talep yetkisi verir. Bu gibi durumlarda şekil eksikliğinin varlığını ileri sürmek Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde tanımı yapılan dürüst davranma kuralına uygun düşmez. Burada kat mülkiyeti kanununa tabi olarak yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satın alınması söz konusu olacağından az yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması zorunludur. O halde mahkemenin önüne getirilen uyuşmazlığı 30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ortaya konan ilkelere uygun değerlendirip gidermesi gerekirken somut olaya uymayan bazı gerekçelerle davanın red edilmesi bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 21.11.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
04-07-2007, 18:33 | #6 |
|
Sayın Özgiray,
(teşekkür) mesajında sorduğunuz "28m.karelik kısımdan bedelsiz olarak ferağ edeceğinin" el yazısıyla bildirilmesi "bağış vaadi" niteliğindedir. bağış vaadinde durum daha olumludur. Tapulu taşınmazların bağış vaadi de resmi şekle tabidir. Harici vaat herhangi bir hüküm ifade etmez.(aşağıdaki karar noterlikçe yapılan bağış vaadi sözleşmelerinin dahi geçersiz olduğunu vurgulamaktadır.) Karşı tarafın ifa ettiği bir edim bulunmadığından , talep edeceği bir tazminatta mevcut değildir. Karşı taraf anılan İç.Br.K.dan yararlanamaz. Taşınmaz üzerinde hak iddia edemez. Yararlanacağı bir zamanaşımı süresi de yoktur. Saygılarımla. T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 1997/3833 K. 1997/3861 T. 8.4.1997 DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden vekili Av. Y. E. ile karşı taraf vekili Av. T. K. geldi. Gelenlerin konuşması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR : Borçlar Kanununun 237. maddesi taşınmaz mal bağış sözleşmesinin şeklini, 238. maddesi de bağışların vaadi ile bir taşınmaz mal yahut taşınmaz mal üzerindeki ayni hakkın bağışlanması taahhüdü şeklini hüküm altına almıştır. Bir taşınmaz malın yahut taşınmaz mal üzerindeki ayni hakkın bağışlama vaadinin resmi senetle yapılmış ise geçerli olacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanununun 237. maddesinde taşınmaz malın yahut üzerindeki ayni hakkın bağışlanmasının tapu siciline kaydedilmekle tamam olacağı belirtilmiş bağış vaadinde ise resmi senet sözlerine yer verilmiştir. Acaba noterler de gayri menkul hibe vaadi sözleşmesi düzenlemeye yetkili mi sorusu akla gelebilir. Bilindiği gibi taşınmaz mala yahut üzerindeki ayni hakka dair sözleşmeler tapu dairelerinde düzenlenir. Noterlik Kanununun 60. maddesinde noterlerin yapamayacak ve yapacağı işler genel olarak sayılmış kanunla başka bir makama verilmiş hukuki işlemler ayrık tutulmuştur. 61. ve devamı maddesinde ve devamında yapacakları özel işler yazılmıştır. 60/3. maddede gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin yapılacağı gösterilmiş taşınmaz hibe vaadi sözleşmesinin yapılacağı hüküm altına alınmamıştır. Tapu Kanununun 26. maddesinde açıkça mülkiyete mülkiyetin gayri ayni haklara mütedair resmi senetler tapu sicil muhafızlar ve memurları tarafından yapılır denmiştir. Burada şuna da işaret etmekte yarar vardır. Bağışlama vaadi bir kimsenin diğerine ivazsız olarak malının tamamını veya bir kısmını temlik etme taahhüdünde bulunmasını öngören bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin yapılması ile yerine getirilmesi aynı zamanda olmamaktadır. Bağış vaadi sözleşmesi sözleşme yapma vaadi (önakit) olmayıp bizatihi sözleşmenin kendisidir. Öyle ise taşınmaz mal yada üzerindeki ayni hakkın bağış vaadi sözleşmesinin tapu dairelerinde olması gerekir. Davada, davacı ile davalı önce noterde 6.5.1993 günlü sözleşme yapmışlardır. Davalı, 11 nolu kat irtifaklı meskeni A. Y.'a devir ve temlik etmeyi kabul ve taahhüt ederim demiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kanunda gösterilen şekle uygun geçerli bir hibe vaadi bulunmamaktadır. Kaldıki getirtilen resmi senetten aynı taşınmazın davacı tarafından çıplak mülkiyetinin satın alındığı anlaşılmaktadır. Tarafların iradesi o şekilde birleşmiştir. Davanın kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, duruşma için takdir olunan 9.000.000 Tl. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI) |
26-02-2008, 14:46 | #7 |
|
Sitenin acemisi olduğum için yanlış yere sorumu yazmış olabilirim.Bu durum için şimdiden özür dilerim.Tapuda hisseli arsa gözüken ve klasik bir İstanbul sorunu olan imarsız bir bina bu arsanın üzerinde mevcut.Hissedarlardan birinin borcu sebebiyle binanın iki dairesinin mülkiyetini almak istiyoruz ama imarsız olması sebebiyle binanın tapu kaydı yok.Arsa gözüktüğü ve bu arsanın hisseli mülkiyete tabi olması sebebiylede hissedarın payının tamamını devretmesi zorureti ortaya çıkıyor(toprak koruma yasası sebebi ile). ve bu da borç miktarının çok üzerinde.muhtar huzurunda ya da gayrımenkul satış vaadi yolu ile binanın mülkiyetini alacaklı üzerine teshisetme yolumuz varmıdır?
|
27-02-2008, 09:22 | #8 | |||||||||||||||||||
|
sayın (ofarukf) nin sorusu ile ilgili
1. Arsa tapusu bulunduğuna göre o yer tapusuz sayılmaz. 2. Tapulu taşınmazların harici alım satımı geçersizdir bir hüküm ifade etmez. 3. İmar planı bulunmayan yerlerde payların bölünmesi suretiyle tapuda satış veya noterde satış vaadi sözleşmesi yapılamaz. Zaten noter yapmaz. Yapsa dahi mahkemeden tescil kararı alınamaz.Ancak payın tamamı alınabilir. 4. Cebri icra yoluna başvurularak , satış suretiyle alacağın tahsilinin mümkün olabileceğini düşünüyorum. Saygılarımla. |
07-05-2008, 10:31 | #9 |
|
yücel bey yukarıda verdiğiniz yargıtay kararlarını sözleşmede herhangi bir bedel olmaması durumunda da uygulayabilirmiyiz. Şöyleki taraflar aralarında bir ortaklık sözleşmesi adı altında bir sözleşme yapılıyor.Bu sözleşmeye göre de tapuda taraflardan birine tescil edilmiş olan gayrimenkulun yarı hissesinin diğer tarafa da ait olduğu belirtiliyor.Kısaca daire A şahıs adına tapuda kayıtlı ve sözleşmeyle B şahsının da bu dairenin yarı hissesine sahip olduğu sözleşmeyle kararlaştırılıyor. Sözleşmede ayrıca hissedarların kendi hisselerini istedikleri zaman satabileceklerine dair hükümlerde var.Sözleşmede tarafların çocukları da şahit olarak imza atmışlar.Şu anda B şahsı A şahsı aleyhine gayrimenkulun yarı hissesinin iptali ile kendi adına tescilini veyahut yarı hisse bedelinin kendisine ödenmesini talep ediyor.Yukarıda bahsettiğim sözleşme geçerlimidir yoksa TMK 706 maddesi uyarınca geçersizmidir.Teşekkürler
|
07-05-2008, 12:02 | #10 |
|
Sayın (av.emre) nin sorusuyla ılglili
1.Harici sözleşme geçersizdir.Tescil davasının reddi gerekeceği gibi, sebebsiz iktisap kurallarına göre herkes aldığını iade eder. Ortada verilen bir satış bedeli bulunmadığından bedel davasıda kabul edilemez.
2. Sözleşme geçersiz olduğundan herhangi bir sonuç meydana getirmez. Dolayısıyla taşınmazın bugünkü bedeli de istenemez. Bugünkü bedelin istenmesi geçerli olan fakat ifa edilmeyen ( örneğin noterde yapılan satış vaadine rağmen taşınmazın başkasına satılması gibi) sözleşmelerde söz konusu olur. Diye düşünüyorum. saygılarımla. |
07-05-2008, 16:26 | #11 |
|
çok teşekkür ederim ilginize
|
03-09-2008, 13:28 | #12 |
|
Ben konu ile ilgili şunu danışmak istiyorum. Kayınvalidem Müteahhit firma ile 59 milyar bedelin nasıl ödeneceği ve konutun teslimi özelliklerini içeren ÖZEL SATIŞ SÖZLEŞMESİ yaptı. Ancak müteahhit battı ve bizim dava süreci vs. işletebilmemiz için ayrıca evin parasını da biz ödediğimiz için evi kendi üstümüze almak istiyoruz. Noter kooperatif üyeliğide olmadığı için ancak satış vaadi sözleşmesi ile evi devredebileceğini söyledi. Bu durumda biz hak sahibi olarak haklarımızı savunmak için yeni kurulan kooperatife üye olup, dava sürecine dahil olabilir miyiz?
|
04-09-2008, 10:36 | #13 |
|
(Av.Ayşegül DOĞAN'ın) in sorusuyla ilgili
Önceki cevabımda belirttiği gibi;
"Tapulu taşınmazların satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükmüne göre resmi şekilde tapuda yapılması gerektiğinden harici satışları geçerli değildir. Geçersiz sözleşme hüküm ifade etmez. Sözleşmeye konulan şartlar da geçersiz olur. Sebebsiz zenginleşme koşullarına göre herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür." Bu harici sözleşme mal sahibi kooperatife karşı ileriye sürülemez. Ancak kooperatife üye olunarak kooperatifin yükleniciden dava yoluyla sağlayacağı haklardan yararlanılmasını mümkün görüyorum. Yükleniciye ödenen satım parası yükleniciden geri alınır. Yargıtay paranın iadesinde “ denkleştirici adalet “ kurallarının uygulanarak , paranın iadesinde değişen ekonomik koşullara göre miktarın güncelleştirilmesini kabul etmektedir. Diye düşünüyorum. |
09-01-2009, 18:37 | #14 |
|
Sayın Kocabaş engin bilgilerinizden yararlanmak istiyorum. Arsa sahipleriyle müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi mevcut. fakat henüz bağımsız bölümlerin tapuları çıkarılmamış. müteahhit 3. şahsa kura yoluyla kendisine düşen daireyi satmak istiyor. acaba her iki tarfı koruyucu nitelikte hangi sözleşme yapılabilir? müteahhit alacağını temlik edebilir mi yada noterde yine başka bir sözleşme yapılabilir mi? şimdiden teşekkür ediyorum
|
20-04-2009, 16:41 | #15 |
|
merhaba bizim bir evimiz var. devlet tarafından heyalan nedeniyle yaptırıldı şimdi ondan dolayı devlete borcumuz var ve sanırım bu konuda belli bir süre satış yasağı var.1-satış yasağının dayanağı hangi kanun olabilir?Ayrıca satış vaadi ile satmayı düşünüyoruz bu konuda usul nedir masraf nedir?Ve maliye borçlarımız ilerde karşımıza satış bedeli yönünden sorun çıkarır mı? ilgilenenlere şimdiden teşekkürler..
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Bono'da Sebep, Bağışlama Vaadi-ödeme Vaadi (bono) Ilişkisi, Ödememe Ve Sonuçları :-) | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 9 | 04-01-2008 10:55 |
İs Yapma Vaadi İle Dolandiricilik | ziya onsoz | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 15-01-2007 01:58 |
Borç yenileyen devre mülk satış sözleşmesi iptal edilebilir mi? | özgür | Meslektaşların Soruları | 4 | 24-09-2006 18:24 |
Bakım Vaadi Sözleşmesi- Tapu İptali | m.cenik | Meslektaşların Soruları | 2 | 30-04-2003 22:04 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |