Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

M.K 181/2' deki adaletsizlik ve eşitsizlik

 
Old 07-03-2007, 13:27   #1
arzaplı

 
Varsayılan M.K 181/2' deki adaletsizlik ve eşitsizlik

M.K 181/2 ye göre davacı ölürse davacının mirasçıları davaya devam ederek davalının kusurunu ispatlayarak onu mirastan ve ölüme bağlı tasarruflardan men etme imkanı vardır.Fakat aynı durum davalı için sözkonusu değildir.Yani davalı dava devam ederken ölürse davacı davalının mirasçısı olabiliyor.Belki davalının mirasçıları dava devam etseydi davacının kusuru ispatlayarak mirastan pay alacaklardı.Burada açıkça görülüyor ki davacı ve davalı arasında davacının lehine işleyen bir eşitsizlik sözkonusudur.Yeni medeni kanun büyük oranda eşler arasında eşitliği sağlamak için hükümler getirmesine karşılık bu konuyu niçin atlamışlar doğrusu anlam veremiyorum.Bu konudaki değerli fikirlerinizi bekilyorum.....
Old 07-03-2007, 16:43   #2
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Sayın arzaplı TMK 181/2 uyarınca;
Madde 181- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.

Boşanma davası devam ederken, ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. denmektedir.

Buna göre artık davacının ölmesi sonucu mirasçıların devam ettirdiği dava boşanmaya yönelik olan bir dava değildir.Ölümle evlilik ilişkisi zaten sona ermiştir.Bu davada davalının boşanmada kusurlu olup olmadığı karara bağlanacaktır.Başka bir deyişle, bu durumda devam eden dava, boşanmada hangi eşin kusurlu olduğunun saptanmasına yönelik olacaktır.

Görüldüğü üzere ölüm anında miras bırakan tarafından açılmış derdest bir boşanma davası bulunması halinde 181/2 hükmüne göre yasal mirasçılardan birinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması halinde ölüm anında kesinleşmiş bir boşanma hükmü olmamakla birlikte, mirasçılardan birince davaya devam olunması ve dava olunan eşin kusurlu olduğunun ispatlanması halinde verilen hüküm aynen miras bırakanın ölümünden önce verilip, kesinleşmiş bir boşanmanın hüküm ve sonuçlarını doğuracak ve bu surette sağ kalan eş mirasçı olamayacaktır.

Kanatimce burada davacının yani mahkemeden hukuki bir himaye isteyen tarafın hakkı özel bir korumaya alınmıştır.
Old 07-03-2007, 17:52   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan arzaplı
M.K 181/2 ye göre davacı ölürse davacının mirasçıları davaya devam ederek davalının kusurunu ispatlayarak onu mirastan ve ölüme bağlı tasarruflardan men etme imkanı vardır.Fakat aynı durum davalı için sözkonusu değildir.Yani davalı dava devam ederken ölürse davacı davalının mirasçısı olabiliyor.Belki davalının mirasçıları dava devam etseydi davacının kusuru ispatlayarak mirastan pay alacaklardı.Burada açıkça görülüyor ki davacı ve davalı arasında davacının lehine işleyen bir eşitsizlik sözkonusudur.Yeni medeni kanun büyük oranda eşler arasında eşitliği sağlamak için hükümler getirmesine karşılık bu konuyu niçin atlamışlar doğrusu anlam veremiyorum.Bu konudaki değerli fikirlerinizi bekilyorum.....

Benden önce yanıt veren üyeye katılıyorum. Ekleme yapmak istiyorum.

Davacının amacı, iddiasını kanıtlayıp davanın lehine bitmesiyle, davadan önceki durumu değiştirmek yeni bir durum yaratmaktır. Davalının amacı ise, davayı red ettirip mevcut durumun korunmasını sağlamaktır. Yani boşanma davasını red ettirirse evli kalmaya devam edecektir. Davalı aslında daha çok, davacının kusurunu değil; kendisinin kusursuz olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır.Davacının daha fazla kusurlu olduğunu ıspatlarsa elde edeceği sonuç yine de davanın reddini sağlamaktır.

Davalının mirasçıları davaya devam ederse ne olacaktır? Yine yukarıda anlattığım gibi, davalının kusursuz olduğunu veya davacının daha fazla kusurlu olduğunu kanıtlayıp davanın reddini sağlayacaklardır.Neticede başa dönülmüş olacak, mevcut durum korunacaktır.

Maddenin gerekçesinde ise;bu fıkranın konularak "özellikle zina, hayata kast, pek kötü davranış, haysiyetsiz hayat sürme sebeplerinden biriyle açılan boşanma davasında, davacının ölümü halinde bu eylemlerde bulunan kusurlu davalı eşin buna rağmen mirasçı olabilmesi" engellenmeye çalışılmıştır.

Saygılarımla
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03064489 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.