Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Sizce Türkiye'de Vatandaş Adalete Ne Kadar Güveniyor?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-10-2010, 12:47   #1
hciyiltepe

 
Varsayılan Sizce Türkiye'de Vatandaş Adalete Ne Kadar Güveniyor?

İnternette bir haber ve ona yapılan yorumlar başta biz hukukçular olmak üzere herkesin (tabiki siyasetçilerin) adalete güven noktasında düşünmelerinin vaktinin geldiğini sanırım gösteriyor. Haber ve bir kaç yorumu aşağıda sunuyor, görüşlerinizi merak ediyorum...

Emekli astsubay kızının lise arkadaşına kurşun yağdırdı
Muğla'nın Marmaris İlçesinde, deniz kuvvetlerinden emekli Astsubay Y.Y., evli kızına laf attığı iddia edilen kızının lise arkadaşı restoran aşçısı M.A.O.'yu (36) onlarca aile ve çocukların bulunduğu Türkmenistan Parkı'nda beylik tabancasıyla bacağından vurdu. Emekli Astsubay Y.Y. (61) ve damadı M.Ç. (36) polis tarafından yakalandı.
Sağlık ekibi tarafından müdahalesi yapılan M.A.O., kaldırıldığı hastanede sol bacağına aldığı üç mermi nedeniyle ameliyata alındı.
Olay, Marmaris Atatürk Caddesi'nde bulunan Türkmenistan Parkı'nda meydana geldi. Bir apartmanın 1. katında oturduğu evin balkonunda sigara içen üç yıllık evli T.Ç. (31), yoldan geçen eski lise arkadaşı aşçı M.A.O.'nun kendisine laf attığını iddia etti. Balkondan içeri giren T.Ç., önce babasını sonra kocasını telefonla arayarak 'Yoldan geçen biri bana çok ağır laf attı' dedi. Aşçı M.A.O. yürüyerek karşı cadde de bulunan Türkmenistan Parkı'na giderek banka oturdu. Bu sırada baba Y.Y. ve damat M.Ç. evin
balkonunun altına geldi. Balkona çıkan T.Ç., şahsın parka doğru gittiğini söyledi. Kızını daha önce rahatsız ettiği için uyarıda bulunduğu M.A.O.'yu parkta gören baba Y.Y. şahısla sözlü tartışmaya başladı. Emekli Astsubayın yanında bulunan damadı M.Ç. tartışma esnasında kabanından çıkardığı sopayla vurmaya başladı. Küfürleşmenin yaşandığı kavgada emekli astsubay Y.Y., belinden çıkardığı beylik tabancasıyla önce havaya sonra aşçı M.A.O.'nun sol topuğu, dizi ve baldırına üç el ateş etti. Aşçı olduğu yere
yığıldı.
Zanlı Y.Y ve damadı M.Ç. parktan Kemeraltı Mahallesi'ne doğru kaçtılar. Polis, Y.Y. ile damadını yakalayarak Çarşı Polis Merkezi'ne götürdü.
Olay yerine çağırılan sağlık ekipleri ayağından yaralı aşçıya ilk müdahaleyi yaparak ambulansla Marmaris Devlet Hastanesi'ne götürdü. Gözlerinin önünde cereyan eden olaydan korkan onlarca çocuk ve aile parkı terk etti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

YORUMLAR :
- Az bile yapmışlar helal olsun babasına ve kocasına böyle şerefsizler başka türlü adam olmazlar.

- İyi olmuş..helal olsun.Kanuna başvursaydı hiç bir numara olmazdı..Böylece adalet yerini bulmuş..

- Kafasına sıksaymış daha iyiymiş... Mhekemeye başvursa üç kuruş paraya salarlardı.
Old 29-10-2010, 13:07   #2
Av.Barış

 
Varsayılan

Hukukçular güveniyormu ki vatandaş güvensin!
Old 29-10-2010, 17:13   #3
üye34660

 
Varsayılan

Adalet sisteminde gerçekten ciddi sorunlar var, kronikleşen bu sorunlar çözülmediği için de ciddi hak kayıpları oluşmaktadır ne yazık ki. Bununla birlikte adalet sistemindeki bu sorunlar dışında, adaletin tecellisinin gecikmesi ve belki de haksızlıkların oluşmasında, adalete güvenmeyen(bu çok dürüst) vatandaşların da büyük etkisi vardır.

Ben meslek hayatım boyunca bildiğini dosdoğru söyleyen tanık çok az gördüm, belki de bir elin parmaklarını geçmez sayıları. Bir de devamlı çelişkili beyanlarda bulunan müşteki ve mağdurları belirtmek gerekir.

Bir anımı sizinle paylaşmak isterim konuyla ilgili. Bir kaç yıl önce, müracaat savcımızın odasında oturuyordum, bu ara bir soruşturma evrakı geldi kolluktan, müşteki ağır yaralanmış, ifade verebilecek durumda değilmiş, bir de tanık getirmiş görevliler. Tanığın beyanını savcı bey aldı. Tanık hiç bir şey görmediğini, bilgi sahibi olmadığını söyledi, bir de şüpheli getirilmiş, o da olayı kendisinin yapmadığını söyledi. Başkaca da delil yok.
Şüphelinin ifadesi alındıktan sonra, delil olmadığından savcı bey şüpheliyi tutuklamaya sevk etmedi normal olarak. Dışarıda bekleyen ve yaptığı tanıklık sırasında olayı görmediğini söyleyen tanık, dışarda bekleyen mağdur yakınlarına:

"Adalet kalmamış, mahkemeler taraf tutuyor, adam vurdu,ben gördüm, ama serbest bırakıldı" dedi.

Bu adalete güvenin azalması hususu çok boyutlu girift konudur. Sadece mahkeme sayısının artırılması, personel sayısının artırılması gibi önlemlerle giderilebilecek bir sorun değildir. Toplumun hak bilinci, yeminin anlam ve sonuçlarını kavrama, yargıyı ciddiye alma, demokrasi kültürü,hukuk kültürü ve algısı, paradigması, zihniyeti, uygarlık düzeyi, aile yapısı, sosyal yapı, ekonomik yapısı gibi karmaşık durumlarla da bağıntılıdır. Aslında bu konu iyi bir doktora konusu olabilir.

Adalet sistemi de vatandaşa güvenmiyor ne yazık ki. Bu karşılıklı kısır döngü gibidir. Bunu kırmak ve daha adil bir sistem kurmak için çok yol almamız gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla...
Old 29-10-2010, 23:26   #4
lawlaz

 
Varsayılan

Herkes iyi günler dilerim yorum yapmadan başımdan geçen bir iki olay anlatacağım

haciz esnasında borçlu tabancasını çekerek önce yanımızdaki polisi sonra icra memurunu ve yoldan geçen birini vurdu benimse verilmiş sadakam varmış, yoksa devlet zaten bizi iki polisle koruymadı bundan sonramı koruyacak dedik şahıs 6 ay yattı çıktı. 3 yıl ceza aldı onuda yatamadan öldü hesabımız öbür tarafa kaldı. bütün olayları geçtim şahıs devletin polisine ateş etmekten çekinmiyor 6 ayda çıkıyor. Adalet nerde hiç kimsede cmuk tan ceza kanunundan bahsetmesin lütfen.

başka bir haciz esnasında borçlu tekme tokat ana avrat allah kitap küfrederek tehdit ederek bize saldırdı. devletin icra memuru korktu zabtı değiştirdi şahıs sadece tokat attığından yargılanıyor oda sulh cezada....oda biliyor birşey çıkmayacağını oldukça rahat ben savcının yanında şikayet dilekçesi dolduruken o elini kolunu sallaya sallaya adliyeye geliyor. hani avukatlara kaşı görevi sırasında işlenen suçlar hakimlere karşı işlenmiş gibi dğerlendiriliyordu.

İki kere merkezi işlek caddedeki büromuz soyuldu sayın savcı kamera kaydı varmı yokmu demedi, hırsız bizi telefonla aradı ancak savcı zahmet edip telefonla arayan numaraları bile araştırmadı dosyaları kapattı . Bende artık rahatım nasıl olsa her iki senede bir soyuluyorum nasıl olsa hesaplarımız hep öbür dünyaya kaldı bari sigorta yaptırtayım uğraşmayayım dedim.

Bunun dışında hepimizin yaşayıpta hukukçöu olarak içine sindiremediği onlarca olayı anlatmaya gerek yok hepimiz yaşıyoruz.

Şimdi birçok meslektaşım aaaa niye şuraya şikayet buraya şikayet etmedin vs vs diye serzenişte bulunacaklar tek cevabım geç gelen adalet adalet değildir. Herkese iyi günler
Old 30-10-2010, 00:15   #5
Nur Deniz

 
Varsayılan

Kuru kuruya adalete güven mi olur?

Önce kendine, sonra delillerine, sonra avukatına, sonra şansın varsa şansına güvenirsin.

Yargı süreci uzun sürüyor, bu konuda yalnızca vatandaşlar değil, avukatlar da şikayetçi. UYAP bile sorunu çözemedi, aksine daha da ağırlaştırdı diye düşünüyorum.

Her insanın buna yargıçlar ve savcılar da dahil olmak üzere (son çıkan haberlerden dolayı) birgün mutlaka gereksinimi olur.

Konu başlığı ile ilgili olarak, bir ayrıntıyı yazmakta yarar görüyorum;
Vatandaş adalete güvenir, güvenilmeyen sistem.

Saygılarımla...
Old 30-10-2010, 10:46   #6
emrahcevik

 
Varsayılan

merhaba,

yargının asli unsurlarından olmama rağmen bir vatandaş olarak türkiye'de ben de adalete güvenmiyorum.

dar anlamıyla adaletin -yargı mercileri- güvenilecek bir tarafı yok zaten. burada illa yargının yanlış karar alması anlamında söylemiyorum. geç gelen adalet de adalet değildir.

kıdem tazminatını 4 senede alan işçi veya mirasçılık belgesini 1 ayda alan varisin veya haksız yere aylarca tutuklu kalan binlerce insanın adalete güvenmesini bekleyemeyiz.

öte yandan dibine kadar yolsuzluğa, rüşvete bulaşmış bir kamu yönetimi anlayışının olduğu ve kadınların neredeyse yok sayıldığı bir ülkede adaleti -geniş alnamıyla- gerçekleştirecek mekanizmaların kurulması da imkansızdır zaten.

vatandaş devlete güvenmemekte haklıdır. hepimiz yaşıyoruz. bu ülkede devletle halaya kalkarsanız omzunuz çıkar.
Old 30-10-2010, 10:49   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


''Adalete bütçeden ayrılan pay çok az.'' deniyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor.
''Hakim-savcı sayısı çok az.'' deniyor, kimse aldırmıyor.
''Avukatlıkta uzmanlık olmalı - avukat adaylarının baroya kabullerinde bilgileri sınanmalı.'' deniyor, karşı çıkılıyor.
''Yargı bağımsızlığı sağlanmalı.'' deniyor, çözümsüzlük sürüyor.

Ayrıca kurallardan gelen durdurucular var:
- Kurallara göre herkes bir kez suç işleyebilir. Cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kuralları adaletin kendine taktığı gereksiz prangalardır.

- Kurallara göre işçiler, kiracılar, kadınlar ve sanıklar zayıf kabul edilerek korunmaya çalışılmış. Ama bu zayıf kabul edilenlerin mağdur ettikleri vatandaşlar bu kurallar yüzünden bir kez daha mağdur oluyorlar.

Adalet Tanrıçası'nın yalnız gözü değil, eli kolu da bağlanmış.

Saygılarımla
Old 30-10-2010, 11:36   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawlaz
[font=Tahoma]



İki kere merkezi işlek caddedeki büromuz soyuldu sayın savcı kamera kaydı varmı yokmu demedi, hırsız bizi telefonla aradı ancak savcı zahmet edip telefonla arayan numaraları bile araştırmadı dosyaları kapattı . Bende artık rahatım nasıl olsa her iki senede bir soyuluyorum nasıl olsa hesaplarımız hep öbür dünyaya kaldı bari sigorta yaptırtayım uğraşmayayım dedim.



Şimdi birçok meslektaşım aaaa niye şuraya şikayet buraya şikayet etmedin vs vs diye serzenişte bulunacaklar tek cevabım geç gelen adalet adalet değildir. Herkese iyi günler

Maalesef birçok olayda benzeri durumla karşılaşıyoruz.

Vatandaş alenen dolandırılıyor. Birileri SMS atıp, saf vatandaşı "Şu firmanın kampanyasından 10.000 TL -20.000 TL kazandın, şu numarayı hemen ara!" diyor. Vatandaş, inanıp aradığında ise, bir şekilde aldatılıp, parası çarpılıyor.

Binlerce oluyor bu olay!!!

Vatandaş, aldatılınca dolandırıcılıkta adı kullanılan firmayı arıyor... Dolandıranların telefon numarasını bildirip, şikayetini iletiyor. Türkiyenin her tarafından geliyor bu şikayetler...

İsmi dolandırıcılığa alet edilen firma adına biz hemen Savcılığa ihbar / şikayet ediyoruz, numaralar şu, şu , şu diyoruz...

Savcılık; "Siz değil dolandırılan vatandaş gelsin, şikayet etsin" diyor!

El insaf yahu! Alenen Türkiyenin bir çok yerinden insanlar dolandırılıyor. Öyle ki, bazı SMS' ler bazen biz avukatların telefonuna bile geliyor. Eminim, diğer Yargı mensuplarına da gidiyordur.

Hal böyle iken re'sen hareket etmesi gereken Savcılık, "dolandırılan vatandaş şikayet etsin!" diyebiliyor; bunu demeyen Savcılık ise, hemen takipsizlik kararı verebiliyor.

Kimse iş yoğun, imkan kısıtlı demesin!

İstenildiğinde nelerin başarılabildiğini, Şüphelilerin evindeki nefes alınışının dahi kaydedilebildiğini, izlenebildiğini, yakalanabildiğini herkes gördü bu memlekette. Bazı davaların nasıl anı anına takip edildiğini hepimiz gördük.

Türkiye'de istenildiğinde Emniyet ve Yargı tıkır tıkır ve mükemmel şekilde koordineli işletilebiliyor.

Yargı da halkındır, Devlet de amenna!

O halde dolandırılan halkın hakkı değil midir, eşit adalet hizmeti talep etmek!?


Ne zaman ki sıradan bir vatandaşın şikayeti, bilmem ne örgütü ile ilgili kovuşturma gibi hemen ve tüm ayrıntısı ile kovuşturulur, işte o zaman hukuk; hukuk gibi işletilmiş olur. İşte o zaman her şey millet içindir denebilir!
Old 30-10-2010, 17:25   #9
Gemici

 
Varsayılan

Sizce Türkiye'de Vatandaş Adalete Ne Kadar Güveniyor?
Sizce Türkiye'de Vatandaş Adalete Ne Kadar Güveniyor?
Sizce Türkiye'de Vatandaş Adalete Ne Kadar Güveniyor?
............
.............
................

Başlık dün okuduğum andan beri kafama takıldı, durmadan tekrarlayıp duruyorum.
Nedir 'adalet' kelimesinin buradaki anlamı?
* Adalet kendisine güvenilecek veya güvenilmeyecek bir şey midir?
* Burada söz konusu olan şey 'Türk Yargı Sistemi', Türk Yargı Sisteminin gerçekleştirmek istediği 'adalet' kavramı, 'adalet mefhumu mudur'?
* Yargı sisteminin işleyişi midir?
* Yasal sisteme, yasalara olan güvensizlik midir?

Buradaki tartışmaya konu olan olayın iki boyutu var:
1. Türk hukuk sistemi/Türk adalet sistemi ve bu sistemin işleyişi,
2. Vatandaşın bu sisteme olan güveni ve işin en önemli yanı vatandaşın kendi 'adalet' anlayışı.

Türk adalet sisteminin işleyişi üzerinde tartışmak ne kadar önemli ise, toplumun belirli bir kesiminin kafasındaki ve hislerindeki adalet anlayışı üzerinde tartışmak ta o kadar, belki de daha önemlidir bence.

Kimse kusura bakmasın ama, 'kadını eşya olarak gören zihniyet' demeden geçemiyeceğim, emekli astsubayımızı ve damadını kurşun sıkmaya yönelten zihniyete. Suçlu oldğuna inandığı kimseleri linç eden zihniyet. 'Namusuma leke sürdü' diyerek kadınları öldüren zihniyet.

Saygılarımla
Old 01-11-2010, 12:11   #10
Atahun

 
Varsayılan

Acı ama bir gerçek var. Kişi kendi hukukunu kendi tesis etmeye başlarsa sonu kaos olur. Eğer bir ülkede hukukçular da mevcut hukuk sisteminden yakınıyorlarsa, başta yasama ve yürütme olmak üzere herkesin bir kez daha düşünmesi gerekir.

Belki o da bir ihtiyaçtı ama, HSYK.' nın üye sayısını arttırmakla, çok katlı binalar tahsis etmekle yargının sorunlarını çözemezsiniz. Yargının asıl sorunlarını görmezden gelmek, bir halk deyimiyle "baltayı kendi ayağımıza vurmak" gibidir. Bir hakimin yıllık inceleyebileceği dosya sayısı üç aşağı-beş yukarı bellidir. Bunun 3-5 katı (belki daha fazladır) bir dosya yüküyle dört dörtlük sağlıklı karar verilmesini bekleyemezsiniz. Dolayısıyla sonuç; karar, "ne çıkarsa bahtınıza..." olur.

Herşeyden önce yargı, tam bağımsız olmalı. Herhangi bir müdahaleyle karşı karşıya kalmamalı ki, kendi hür vicdanı ile karar verebilsin. Hakim-Savcı ve mahkeme sayısı arttırılmalıdır. Buna bağlı olarak yargıtay ve Danıştay' da yeteri kadar ek daire kurulmalı. Hakim-savcı ve diğer personelin özlük hakları iyileştirilmelidir. Ve en önemlisi, ilköğretim 6 ncı sınıftan başlayarak, son sınıfa kadar müfredata "hukuk" dersleri konmalıdır. Yeni nesil hak ve hukuka duyarlı yetiştirilmelidir.

Bir vatandaş gözüyle böylece herşeyin daha iyi olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 01-11-2010, 15:56   #11
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Adalet sisteminin neresinden tutsanız elinizde kalır. Bunda; Bilirkişilik müessesesinden başlayıp, dosya yoğunluğuna kadar giden oradan adli kolluk olmamasına uzanan irili ufaklı onlarca etken var.
Maalesef ben de adalet sistemine güvenmiyorum. Bir meslek büyüğüm, ben henüz yeni bir avukatken bana "Eğer olası bir uyuşmazlıkta, müvekkilinin haklı olduğuna eminsen tarafları uzlaştırmaya çalış, eğer müvekkilinin haklı olduğuna emin değilsen dava yoluna git" deyişini unutmam.
Old 11-11-2010, 10:48   #12
GECE

 
Varsayılan Adalete GÜven Zayif

Türkiye'de adalete güven maalesef zayıf. Bir avukat olarak benim de güvenim zayıf... Uzadıkça uzayan davalar, başlı başına hak arama özgürlüğüne vurulan bir darbedir zaten... Geçen bir ağır ceza mahkemesinde duruşma sıramı beklerken gözlemledim ve üzüldüm: mahkeme başkanı tanıkları, sanıkları azarlıyor, "lan" diyerek hitap ediyor, mesala müştekiye "müdahil olmak istiyor musun?" diye soruyor, kadın anlamadım der gidi bakınca da bağırıp çağırıyor ... Yani filmlerdeki babacan "hakim amca"yı oynayan Hulusi Kentmen tarzında bir hakim bulmak zor... Savcılar da fazla önyargılı bence... Meslektaşlarım ama bazen avukatlar da mesleğe yakışmayan tavırlar sergiliyor. Bir de benzer durumlara benzer muamele, hukuk devletinin bir gereği iken; A'ya X uygulama yapılırken aynı durumdaki B'ye çok farklı bir uygulama olunca bu da insanı devletin adaletine küstürüyor...
Old 11-11-2010, 10:57   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GECE
Türkiye'de adalete güven maalesef zayıf. Bir avukat olarak benim de güvenim zayıf... Uzadıkça uzayan davalar, başlı başına hak arama özgürlüğüne vurulan bir darbedir zaten... Geçen bir ağır ceza mahkemesinde duruşma sıramı beklerken gözlemledim ve üzüldüm: mahkeme başkanı tanıkları, sanıkları azarlıyor, "lan" diyerek hitap ediyor, mesala müştekiye "müdahil olmak istiyor musun?" diye soruyor, kadın anlamadım der gidi bakınca da bağırıp çağırıyor ... Yani filmlerdeki babacan "hakim amca"yı oynayan Hulusi Kentmen tarzında bir hakim bulmak zor... Savcılar da fazla önyargılı bence... Meslektaşlarım ama bazen avukatlar da mesleğe yakışmayan tavırlar sergiliyor. Bir de benzer durumlara benzer muamele, hukuk devletinin bir gereği iken; A'ya X uygulama yapılırken aynı durumdaki B'ye çok farklı bir uygulama olunca bu da insanı devletin adaletine küstürüyor...

Maalesef, olumsuz şeyler daha çok.

Benim en büyük sıkıntım ise, müvekkilin dava açmadan önce davanın sonucu hakkında tahminimi sorduğu hele bir de yüzde kaç kazanırız dedikleri durumlarda oluyor.

Klasik söz olarak, "Yargılama neticesinde belli olur. Yüzde veremeyiz. Ama mevcut verilere göre durumunuz olumlu ya da çok olumlu değil gibi..." görüş söylüyoruz genellikle.

Aslında bazı konularda dava açılırken normal şartlarda kazanılıp kazanılamayacağının az çok belli olması gerekir. Çoğunda da başlangıçta sonucu tahmin edebiliyoruz. Ama belirttiğiniz gibi aynı konuda bir birine tamamen ters yönde kararlar verildiği için, davanın sonucu hakkınd atahminde bile bulunamıyoruz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sızce de sucsuz degılmı nurullah_karakas Ceza Hukuku Çalışma Grubu 14 04-06-2007 19:35
Türkıye'de Kadın Hakları Mevzuatı Av.Ünzile Küçüköner Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 16-02-2007 16:20
1923 - 2023 TÜRKİYE'de AVUKATLIK Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 8 04-01-2007 18:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03728509 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.