Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bono keşidecisi ile ciranta farklı illerde ise hangi icra dairei yetkilidir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-05-2007, 15:32   #1
avzaferyamaner

 
Varsayılan Bono keşidecisi ile ciranta farklı illerde ise hangi icra dairei yetkilidir?

merhabalar...Bono keşidecisi ile ciranta farklı illerde oturuyor ben bu durumda hangı yer ıcra daıresınde takıp yapmalıyım.Ayrıca senette ıhtılaf vukuunda samsun yanı kesıdecının ıkametgahı ıcra daırelerı yetkılı kılınmıs.Bu durum da dıkkate alınırsa nerde takıp yapabılırım.İlginize tesekkur ederım sımdıden...avzaferyamaner(stajer)
Old 05-05-2007, 08:38   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Sayın avzaferyamaner,
Aramıza hoşgeldiniz.

"Usul,esastan önce gelir".

Bonoda yetkili icra dairesinin gösterilmesi, genel yetki kuralını ortadan kaldırmaz.
Olayda, yetkili kılınan yer; keşidecinin ikametgahıdır (HUMK.m.9).

İcra ve İflas Kanunu'nun 50/1. maddesine göre; para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HUMK.’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir.

İİK.'nın 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken
HUMK.nın 9/2.maddesinin 1.cümlesine göre; davalı birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak bu hüküm yalnızca borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde HUMK.nın 9/2.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz.

İhtiyati haciz kararı alınmışsa, HUMK`nun 12. maddesi hükmüne göre takip için; kararı veren mahkemenin yetki çevresi içindeki icra dairesine başvurulması gerekir.

Kolay gelsin.
Hepinize sevgiler
Old 05-05-2007, 09:46   #3
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

Ben davalılardan biri hakkında özel yetkili bir yer bulunması halinde tüm davalılar için bu yerde dava açılabileceği görüşündeyim.Yeterki diğer davalılar için kesin özel yetki kuralı olmasın.
Old 05-05-2007, 13:57   #4
avenginakbaba

 
Varsayılan

yetki itirazı ile karşılaştığınızda bono keşidecisinin ikemetgahı yahut ki bononun düzenlendiği yer yetkili icra dairesi olarak gösterilecektir.
kaanetindeyim.
en azından ben böyle bir durumla muhatap olsam yetki itirazında bulunurdum. ( eğer işime yarıyorsa)
Old 05-05-2007, 21:13   #5
icra20

 
Varsayılan

Bonoda yetkili yer belirtilmiş olduğuna göre Samsun dışında başka bir yerde takip açmanız itiraz konusu olabilir.
Old 05-05-2007, 21:59   #6
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

KÜÇÜK BİR KATKI : Olayda bir BONO (Emre Muharrer Senet) olmasına rağmen sürekli KEŞİDECİ’den bahsedilmektedir. Maalesef bu çok sık yapılan bir yanlışlıktır. Bonoda keşideci değil “Tanzim Eden” vardır (TTK m. 688/7). Keşideci poliçe (TTK m. 583/8) ve çek’te (TTK m. 692/6) söz konusudur. Bu senetlerde keşideci müracaat borçlusudur. Bundan dolayıdır ki, bu kişileri sorumlu tutabilmek için kural olarak süresi içinde protesto çekmiş ve çek söz konusu ise karşılıksız olduğunun tespit ettirilmiş olması gerekir. Halbuki, senedi tanzim eden, poliçedeki kabul eden muhatap gibi sorumlu (TTK m. 691/1) olduğundan tanzim eden senedin asıl borçlusudur ve onu sorumlu tutmak için protesto çekmiş olmak gerekmez.
Old 05-05-2007, 23:00   #7
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı 2

ÖZET : TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 626 ve 642. maddeleri gereğince keşideci protesto edilmediği takdirde hamil, kabul eden kimse (keşideci) hariç olmak üzere cirantalara karşı müracaat hakkını kaybeder.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 30.12.2001 vade tarihli ve 30.000.dolar bedelli bono dayanak yapılarak senet hamili Hayrettin Güler tarafından diğer borçlular yanında takibe itiraz eden ciranta Nevzat Gürkan hakkında da icra takibine geçildiği görülmektedir.
Borçlu itiraz dilekçesinde senedin protesto edilmediğinin ileri sürüldüğü tesbit edilmiştir. Keşidecinin protesto edildiğine dair dosyada bir belge yoktur. TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 626 ve 642. maddeleri gereğince keşideci protesto edilmediği takdirde hamil, kabul eden kimse ( keşideci ) hariç olmak üzere cirantalara karşı müracaat hakkını kaybeder. İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığını resen araştırmak zorundadır.
O halde mahkemece öncelikle keşidecinin protesto edilip edilmediği araştırılmalı ve hamilin ciranta yönünden takip hakkı bulunup bulunmadığı yukarıdaki kurallara göre belirlenmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Y.12. HD.,E. 2005/404,K. 2005/3363,T. 21.2.2005
Old 06-05-2007, 14:32   #8
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sayın Metin,

Katkı 2’nin benim mesajıma katkı mı (bu yanlışlığın Yargıtay kararlarında da yapıldığı anlamında) yoksa kendi mesajınıza katkı mı (Yargıtay da keşideciyi kullanıyor benim gibi …keşidecinin ikametgahıdır (HUMK.m.9)” anlamında.) olduğunu anlayamadığım için açıklama yapmak gereği duydum.

Yargıtay kararlarında “kabul eden kimse = keşideci” ibaresinin kullanılması bu ibarenin doğru olduğu anlamına gelmez. Bononun unsurlarını düzenleyen TTK m. 688/7 karşısında bu kararların bir anlamı yoktur.

Genel atıf maddesi olan TTK m. 690’ın ilk cümlesinin başlangıcı ve sonu “Bononun mahiyetine aykırı düşmedikçemaddeler hükümleri bonolar hakkında da caridir.” dır. Bu düzenlemeye göre poliçeye ait hükümleri bonoya uygularken bunun bononun mahiyetine aykırı düşüp düşmediğine bakmak durumundasınız. Bunun sonucu ise poliçeye ait hükümleri aynen bono hakkında da uygulama imkanınız olmamasıdır.

Protestonun içeriğini düzenleyen TTK m. 628/1. b.1’e göre, protesto “Protestoyu çeken ve kendisine protesto çekilen kimselerin ad ve soyadlarını veya ticaret unvanlarını” içermelidir. Kanun metnine bakıldığında kendisine protesto çekilecek kişiden bahsedilmektedir. Yoksa, protesto keşideciye, kabul eden muhataba, veya senedi tanzim edene çekilir diye bir ifade yer almamaktadır. Bu çerçevede kural olarak poliçede kabul etmeme protestosu keşideciye, ödememe protestosu ise kabul eden muhataba çekilmelidir. Bono’da ise kabul müessesesi olmadığından ödememe protestosu senedi tanzim edene çekilir.
Old 07-05-2007, 12:36   #9
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan


Ayrıca: Prof. Dr. Sami SELÇUK’UN 07.05.2007 Tarihli Star Gazetesindeki Yazısından


Yıl 1990. Merhum Prof. Dr. Sahir Erman’dan bir mektup aldım.

1983’te Roma Hukuk fakültesinde konuk profesördür, Erman. İtalya’dan alınan Ceza Yasamızın nasıl uygulandığı konusunda bir konuşma istenir. Erman en güzel kararları seçerek konuşur. Konuşmanın sonunda homurdanmalar başlar. Bir ara sonradan Adalet Bakanlığı da yapan Prof. Conso, Türk yargıçlarının hukuk öğrenimi alıp almadıklarını sorar. Erman ‘elbette’ deyince Conso, ‘Öyleyse neden böyle kararlar çıkıyor? Demek hukukun en basit kavramlarını öğretememişsiniz’ diye çıkışır. Erman’ın en acı anılarından biridir bu olay.


Ancel, 1980’de ‘İtalyan Ceza Yasası, Türk uygulamasında yozlaştırılmıştır’ diyordu.

Rahmetli Hocam Erem, Belçika Kongosu’ndan Prof. Bolongo’nun yapıtını inceledikten sonra ‘Bunlar bizi geçmiş. Onca yıl ders verdim. Başarısız mıydım?’ diye sormuştu, bana. Üzgündü elbette.

Bu eleştirilerin nedeni belliydi. Ülkemde hemen hemen hiçbir hukuk kavram yerleşmemişti. Bir örnek yeterli, bunu anlatmaya. Yargılamanın en önemli evresi ‘tartışma’dır. Onu bile ‘dur’ kökünden türetmişlerin, karşılıklı durmayı anlatan işteş bir eyleme dönüştürmüşlerin ülkesidir, burası. Gülmece değil bu, ağlanası bir gerçektir.”

Old 07-05-2007, 18:28   #10
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Y.12.HD.27.03.2000/4016-4551
...dayanak bonoda TC mahkemelerinin yetkili oldugu biciminde belirlenen özel yetki kuralı yer acıkca belitilmediginden gecerli degıldır...

sanki burada olaydaki gb Samsun yazılsa idi özel yetki var kabul edilecek gb...diger hallerde yetki itirazı ile karsılasılması konusunda icra 22ye katılıyorum..ıyı calısmlar...
Old 07-05-2007, 22:14   #11
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

takibe dayanak bonolarda özel yetkili yer olarak Bursa yargı vecevresi kararlastırılmıstır.Borclu tarafca bonolardaki bu yetkili yerin anlasmaya aykırı oldugu yazılı delille kanıtlanamadıgından Bursa yargı cevresının belırlenmesı gecerlidir.Mercice yetki itirazının bu nedenle reddine karar vermek gerekirken....
Y.12.HD.17.01.2002-22085/500
iyi calısmlar...Saygılarımla...
Old 01-06-2007, 23:43   #12
Av.S.Kürşat Kamacı

 
Varsayılan Yetkili Mercii

İ.İ.K 50/1 maddesi, H UMK 9-27 maddelerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağını açıkça belirtmiştir.
Buna göre, HUMK 22.maddesinde belirtilen yetki sözleşmesini gündeme getirebiliriz. Kamu düzenine ilşkin bir yetki kuralı söz konusu olmadığından, tarafların bonoda belirtmiş oldukları yer icra daireleri yetkili kılınmıştır ve kararlaştırılan bu mahkeme davaya bakmaktan imtina edemez.
Dolayısıyla Samsun mahkemeleri bütün borçlular için yetkili olacaktır.
Old 12-06-2007, 09:35   #13
avzaferyamaner

 
Varsayılan

Sayın Hulusi Bey
Sorumla bu kadar yakından ilgilendiğiniz için teşekkür ederim.Yargılama sonucu 'bono arkasında birden fazla ciro varsa ve bunlardan birinin ikametgahı yetki şartında belirtilen yerden farklı ise bu durumda bonoyu elinde bulunduran kişi yetki şartıyla bağlı olmaksızın diğer cirantalardan birinin ikametgah icra dairelerinde diğer borçlulara karşı keşideci de dahil takip yapabilir'. şeklinde bir karar çıktı.
Tekrar teşekkür ederim.Saygılarımla...
Old 25-06-2007, 13:29   #14
icra20

 
Varsayılan

ÖZET : Çeke dayalı icra takipleri, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yerdeki icra dairesine ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde başlatılabilir. Birden fazla borçlu varsa borçlulardan birinin ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde takip yapılabilir. Bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamaz. Ancak borçlulardan biri için özel yetkili icra dairesinde takip yapılmışsa diğer borçlular yetki itirazında bulunabilir.HD.12.12.2006 gün Es.2006/20724 Karar 2006/23558 Yargı Dünyası Mayıs 2007 Sayfa 92
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07431698 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.