Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

avukat'un savunması ve sınır...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-08-2007, 17:41   #1
attorneytalay

 
Mesaj avukat'un savunması ve sınır...

Merhaba,

Ogrenmek istedigim husus savunma dokunulmazlığı ve daha doğrusu bunun sınırı ile ilgili. Yani mesela bir avukat mahkemeye sunduğu bir dilekçede hukuki sınırları aşarak hakaretvari ifardeler kullanırsa bu avukat aleyhine tazminat davası açılabileceği gibi hakeret ile ilgili savcılığa suç duyurusunda da bulunulabilir.

Peki bunun sınırı nasıl belirlenecek yani avukatın ne tarz sözleri sınırın aşıldığına işaret eder. Bununla ilgili Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları acaba var mı?

Değerli fikirlerini paylaşan herkese çok teşekkür ederim
Old 10-08-2007, 01:25   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Ceza Dairesi
Esas: 1990/3748
Karar: 1990/4259
Karar Tarihi: 19.09.1990
ÖZET : Hakaret suçunda, savunma sınırının aşılıp aşılmadığını saptamak için söylenen sözlerin savunma konusuyla mantıksal bağlantısı ve savunmaya yararlı bulunmasını tartışmak ve takdir etmek gerekir.
(765 S. K. m. 482)
Dava: Hakaret suçundan sanıklar Kemal, Alattin ile Yusuf'un beraetlerine ilişkin, (Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen esas: 1989/478, karar: 1989/821 sayılı ve 28.11.1989 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi kişisel davacı tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 4.6.1990 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 14.6.1990 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Karar: Sanığa yükletilen eylem, yaralama suçu ile ilgili olarak hakkında kurulan hükümlülük kararına karşı kaleme aldığı temyiz yoluna başvuru dilekçesinde, kişisel davacı için "Yusuf ile ilişki kurduğunu öğrendim" demekten ibarettir.
Mahkeme, bu sözlerin savunma çerçevesinde kaldığı ve suç kastı bulunmadığını belirterek sanığın beraatine karar kılmıştır.
Hakaret ve sövme suçlarında,mağdurun onurunu kırma bilinç ve iradesiyle davranmaktan ibaret olan suç genel kastının, cürmün oluşması için yeteceği ve dolayısıyla kulandığı sözcükleri bilerek ve özgür irade ile kaleme alan bir kimsede bu kastın bulunduğu açıktır. Esasen sanık, kullandığı sözcükleri bilincinin ve iradesinin dışında kaleme aldığını da ileri sürmemiştir.
Ayrıca sanığın savunma çerçevesinde kaldığı ve bu amaçla davrandığı yolundaki gerekçe, teknik ve hukuki ağırlıklı bir kavram olan suç kastını salt psikolojik bir kavram olan amaç ve erekle karıştırdığı ve objektif nitelikteki hukuka uygunluk nedenini subjektif bir temel yerleştirdiği için de yerinde değildir.
Hakaretin savunma sınırlarını aşıp aşmadığını saptayabilmek için ise söylenen sözlerin savunmanın konusuyla mantıksal bağlantısı ve savunmaya yararlı bulunmaması gerekir. Sanığın dosyadaki hareketi içeren dilekçesinde hakkında yasal indirici nedenlerin uygulanmasını istemeye dayanak kılmak amacıyla bu sözleri yazmak gereksinmesini duyduğuna da değinilmemiştir.
Sergilenen nedenlerle savunma sınırının aşılıp aşılmadığı belirtilen ölçüler içinde takdir edilmek gerekirken, açıklanan gerekçeyle beraat hükmü kurulması,
Sonuç: Yasaya aykırı ve kişisel davacının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, hükmün BOZULMASINA, 19.9.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosya içeriğine göre konu edilen dilekçedeki sözlerin savunma sınırı içinde olduğunu kabul ederek beraet kararı veren mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı görüş ve kanısına varıldığından, hükmü tebliğnamedeki istem gibi onanması düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 1998/7555
Karar: 1999/1141
Karar Tarihi: 16.02.1999
(743 S. K. m. 24)
...

1985 yılından 1997 yılına kadar Toplu Konut İdaresi Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı görevini yürüten davacının haklı ve geçerli bir neden yokken 12.9.1997 tarihinde bu görevden alınarak aynı yerde uzmanlık kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır. Uzun süreden beri Daire başkanlığı görevini yürüten davacının, bu görevden alınarak alt derecede olan uzmanlık kadrosuna verilmesi nedeniyle yasaya aykırı olan bu işlemin iptali davacı tarafından Ankara 1 No'lu İdare Mahkemesi'nde açılan davada davalılar tarafından hazırlanıp mahkemeye sunulan dilekçede, davacı için "fırsatçı, yutturmacı, güven duyulmaz, keyfi davranışçı, resmi atamayı gizleyici, başkanlığı yanıltan, kamu vicdanını ve yönetim otoritesini tahrip edici, menfaat hırsçısı, yanlışı, haksızı mantık alışkanlığı yapan, bencil, iftiracı gibi nitelemeler yapılmak suretiyle onun onur ve haysiyetini kırıcı, gerek toplum nezdinde ve gerek çalıştığı işyerinde küçük düşürerek kişilik değerlerine saldırıda bulunulduğu kullanılan sözlerden anlaşılmaktadır. Üzerinde durulması gereken husus, somut olay itibariyle bu sözlerin savunma sınırı içinde kalıp kalmadığıdır. Savunma hakkı özgürlük, eşitlik ve uygarca yaşama gibi insanı insan yapan, manevi değerlerdendir. En ilkel toplumlarda dahi savunma hakkı kabul edilmiştir. Ancak her hak gibi savunma hakkı kullanırken, başkalarının manevi değerlerinde saldırıda bulunulduğu takdirde, hukuka aykırı eylem nedeniyle verilen zararlardan ötürü bu zararın tazmin edilmesi sonucunu doğurur. Davalılar tarafından hazırlanıp İdare Mahkemesi'ne sunulan dilekçede yer alan ve yukarıda belirtilen sözlerin savunma hakkı sınırları aşılmak suretiyle davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden nitemelere yapıldğı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalıların sorumlulukları yönünden karar verilmesi gerekirken, savunma hakkının kullanıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir edilen 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 16.2.1999 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 1974/1160
Karar: 1975/5782
Karar Tarihi: 02.05.1975
ÖZET: Avukatlık kamu hizmeti niteliğinde bir meslek olup amacı, hukuk bilgi ve denemelerini adalet hizmetine bağlama, yanların hukuk ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların hakka uygun olarak çözümlenmesinde, mahkemelerle öteki resmi mercilere yasaklara tam uygulanmasında yardımda bulunmaktır. Avukat, müvekkilinin çıkarlarını, hasmının zararlarını gözetmeden sert bir biçimde savunmak zorundadır, çünkü, meslek ödevi bunu gerektirir. Nitekim Türk Ceza Yasasının 486. maddesinde, Anayasa Mahkemesinin bir kararında benimsendiği üzere, sözlü ve yazılı savunmalarda ancak iddia ve savunmanın sınırını aşan ve hakareti kapsayan sözlerin koğuşturmayı gerektirmeyip çıkarılacağı açıklamıştır. Savunma dokunulmazlığının sınırı, bu görevin dışına çıkılarak kişisel hakların halele uğratılması durumudur. Avukatın yetkisi, üzerine aldığı işi gereği gibi en sert biçimde savunurken korunan çıkarın haklı gösterdiği sınırını aşmamaktadır ve bu sınırın aşılıp, gereksiz karşı yanın kişiliğinin amaç tutulmamasıdır. Avukat, müvekkilini savunurken karşı yanın dayandığı bononun gerçeğe uymadığını, onun (sicilli bir dolandırıcı) olduğunu resmi belgelere ve ceza mahkemesi kararına dayanarak bu yolda sekiz hükümlülüğü bulunduğunu açıklayıp sert bir savunmada bulunmuş fakat, olayları açıklayarak kişisel hakları halele uğratmadan savunma gereğini ve sonunda kamu hizmetinin amacını yerine getirmiş olduğundan davanın reddi doğrudur.
(765 S. K. m. 486) (818 S. K. m. 49) (743 S. K. m. 23, 24) (1136 S. K. m. 1, 2, 34, 35)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 1994/4-358
Karar: 1994/65
Karar Tarihi: 13.03.1995
ÖZET: Sanık; davalı vekili olarak mahkemeye sunduğu 20.1.1992 günlü cevap dilekçesinde; davacı vekili katılanı kasdederek; "... Yoksa çeşitli yollara başvurmak sureti ile temin edlen bilirkişiden elde edilmiş fahiş ve hayal mahsülü kirayı içeren rapora dayalı karar verilmesini talep edip, menfaat çığırtkanlığı yapmak mı komiktir." demek suretiyle, davacı vekili katılanı menfaat çığırtkanlığı yapmakla suçlamaktadır. Söylenenbu sözlerin dava ile ilgisi ve yararı yoktur. Savunma hududu aşıldığından, hakareti oluşturan bu sözler nedeniyle sanığın savunma dokunulmazlığından yararlanması olanaklı değildir. Bu itibarla üzerine yüklenen suç yasal unsurlarıyla oluşmuştur.
(765 S. K. m. 486, 466)
Old 01-01-2015, 22:24   #3
ALİ RIZA KARABUĞA

 
Varsayılan Ne Olacak şimdi

[quote=attorneytalay]Merhaba,


Sayın meslektaşım şu anda size mahkemede yapmış lduğum bir beyanan dolayı cher türlü savunma hakkım kısıtlanarak cezalandırılmış bir avukat olarak yazıyorum.Bizim beyanlarımız sadece ve sadece mahkemeye hitaben yapılmakta iken davadaki sanık kendisine hakaret ettiğimi iddia ederek beni şikayet etti.Savcılık savunma imkanımı kısıtlayarak usulsüz bir şekilde dava açtı.Mahkeme de savunma hakkımı kısıtlamak suretiyle beni temyiz hakkımı da elimden alarak cezalandırdı.Şimdi ise kesin karara karşı temyiz yoluna gitmeğe uğraşıyorum.CMK.296 ve saire ne diyelim bilemiyorum.biliyorumda söylemek istemiyorum
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3167 S.K.da üst sınır ne kadardır? salih altınok Meslektaşların Soruları 8 26-10-2008 10:32
Bir Meslaktaşın Savunması... av.knel Meslektaşların Soruları 11 05-05-2007 17:12
Tarım İşi Savunması - İş Mahkemesi - Görev Seher Meslektaşların Soruları 1 17-04-2007 13:46
MaĞaza İndİrİmlerİne Sınır ! Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 9 07-02-2007 11:38
Sanık Savunması glossator Meslektaşların Soruları 1 13-09-2002 23:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04983091 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.