Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tapu tashihine ilişkin mahkeme ilamının hükmü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-06-2012, 14:16   #1
lethe

 
Varsayılan tapu tashihine ilişkin mahkeme ilamının hükmü

A isimli şahıs 1994 senesinde tapuda A.C. - ömer oğlu olarak geçen adının A.A- ömer oğlu olarak değişirilmesi için dava açıyor. Dava tapu tashih davası ve Davalı olarak tapu sicil müdürlüğü gösterilmiş.

Mahkeme A nın talebi gibi karar veriyor. Karar kesinleşiyor. Bu arada davacı A ölüyor. Mahkeme kararı tapu kayıtlarına tescil edilmiyor. Kayıt A.C. - ömer oğlu olarak kalıyor.

Uyanık bir emlakçı ismi A.C- ömer oğlu olan birini buluyor. Yeri 3. şahıslara satıyor. Yanlız bu şahsın arsanın bulunduğu yerle hiç bir alakası yok. Köyde yaşayanlar arsanıın ölen A ya ait olduğuna şahitler.

Benim burada sormak istediğim. Hazineye tazminat davası açmam mümkünmüdür. Sonuçta mahkeme kararı davalı tapu sicil müdürlüğün gönderilmiş ve karar kesinleşmiştir.
Old 11-06-2012, 23:16   #2
av.buğra

 
İnceleme

develetin sorumluluğu esastır , bu konu ile ilgili bir çalışmayı aktarıyorum...iyi çalışmalar.
Alıntı:
Av. Hüsna Yıldırım


F) Devletin Sorumluluğu İlkesi
Tapu sicilindeki kayıtların
gerçek hukuki durumları ile uyum içinde olmalıdır. Ancak tüm dikkat ve özene
rağmen, sicildeki bilgilerin eksik veya yanlış olması veya kaydın gerçek hukuki
durumunu yansıtmaması söz konusu olabilir. Tapu sicilinin yanlış tutulmasından
dolayı hak sahipleri ya da üçüncü kişiler zarar görebilir. Bu zarar sadece hak
sahiplerinin değil, toplumun tapu siciline olan güvenini sarsacaktır. Bu
bakımdan tapu sicilinin güvenilir olma niteliğini kaybetmemesi ve bu yanlış
tutulan kayıtlardan zarar gören ilgililerin zararlarının giderilebilmesi için,
Kanunda tapu sicilinin tutulması görevini üstlenen devletin bu görevini yerine
getirirken doğan zararlardan sorumlu olmasını düzenlenmiştir.

TMK 1007. Maddesine göre,
‘‘ Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün
zararlardan Devlet sorumludur.’’

a) Devletin Sorumluluğunun Hukuki
Mahiyeti
Sorumluluk, uyulması gereken bir kurala aykırı
davranışın hesabını verme, tazminata yükümlü tutulma; başka bir deyişle, kişiye
yükletilen herhangi bir işten ötürü gerektiğinde hesaba çekilebilme durumu
olarak nitelendirilebilmekle14 birlikte, kusursuz sorumluluk onun bir nevi olup,
kusursuz sorumluluk halinde zarar verenin kusurunun bulunması
gerekmemektedir.
__________________
12 Akipek, a.g.e. , s. 442
13
Ayan, a.g.e. , s. 178
14 İmamoğlu, Tapu Sicili ve Tapu Sicilinin Tutulmasında
Devletin Sorumluluğu, Ankara 2010, s. 502


TMK 1007.
maddesi gereğince öngörülen sorumluluğunda kusur şartı aranmadığından buradaki
sorumluluk kusursuz(objektif) sorumluluktur.15
Anılan
düzenlemeye göre, zarar gören, zararını tazmin ettirmek için, bu zararın tapu
örgütüne ait herhangi bir memurun kusurundan ileri geldiğini ispat etmek zorunda
olmadığı gibi, devlet de memurun kusursuzluğunu ispat etmek suretiyle tazminat
ödeme yükümünden kurtulamaz. Memurların kusuru devletin ancak onlara rücu edip
etmeyeceğinin tespiti bakımından önem taşır. Yoksa devletin sorumluluğunun
doğması için, tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmasıyla zarar arasında uygun bir
illiyet bağının varlığı yeterlidir.16
Tapu sicilinin
tutulmasından doğan zararların tazmininde kusursuz sorumluluk ilkesi benimsenmiş
olmasaydı, devletin kusuru bulunmayan hallerde sicillerin hatalı tutulmasından
doğan zarara hak sahibinin katlanması gerekecekti. Ancak bu önemli görevi
üstlenen devlet gerekli dikkat ve özen borcunu yerine getirmiş olsa veya tapu
memurunun kusuru olmasa bile yine verilen zararlardan sorumlu olacaktır.17

Devletin, TMK 1007. maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan
zararlardan sorumluluğu aslîdir. Tapu sicilinin yolsuz tutulmasında, zarar tapu
memurunun veya denetim makamının kusuru sonucu meydana gelmiş olsa dahi, bundan
yine birinci derecede Devlet sorumludur. Bu nedenle de tapu sicilinin
tutulmasından zarar gören kimse, ilk önce zarara sebebiyet veren memur aleyhine
dâva açmak zorunda kalmaksızın, zararın tazminini doğrudan doğruya devletten
talep edebilir.18

b) Sorumluluğun Şartları
Devlet, tapu sicil
memurları tarafından tapu sicillerinin usulüne uygun olarak tutulmaması
sebebiyle meydana gelen zararlardan sorumludur. Ancak sorumluluğun söz konusu
olabilmesi için dört şartın varlığı gerekmektedir. Buna göre, tapu sicilinin
tutulmasına ilişkin bir fiil olmalı, fiil hukuka aykırı olmalı, hukuka aykırı
fiil sonucu zarar doğmalı ve son olarak bu zarar ile hukuka aykırı fiil arasında
illiyet bağı olmalıdır. Bu dört şart bir arada gerçekleşmesi halinde devletin
sorumluluğu söz konusu olacaktır.
1- Tapu Sicilinin Tutulmasına İlişkin Fiil

TMK 1007. maddesine göre devletin sorumluluğunun söz konusu
olabilmesi için, zarara sebebiyet veren fiilin tapu sicilinin tutulmasına
ilişkin bir fiil olması gerekmektedir. Tapu sicili, görevli memurun yalnız
olumlu değil, olumsuz bir davranışı sonucu da yolsuz tutulmuş olabilir. Bu
bakımdan devletin sorumluluğuna yol açan zarar verici fiil, ayni hakkın gerçek
hak sahibi yerine başka bir kimsenin adına tescil edilmesi durumunda olduğu gibi

___________________
15 4. HD. 17.4.1989, E.1988/10335, K.1989/3626,
‘‘…Dava, tapu sicilinin tutulmasından doğma zararın Hazineye ödetilmesi isteği
olup Türk Medeni Kanununun 917. maddesi( yeni TMK 1007) hükmüne dayanmaktadır.
Kanunun bu açık hükmünün kaynak olduğu Devletin sorumluluğundan söz edebilmek
için tapu sicilinin tutulmasında görevlinin hukuka aykırı bir işlemi ve bu
işlemle zararlı sonuç arasında bir illiyet varlığı gerekir. Memurun işleminin
bir şeyi yapma ya da yapmama niteliğinde olmasının ve kusura dayanıp
dayanmamasının bir önem yoktur. Çünkü, devletin bu konudaki sorumluluğu
kusursuz bir sorumluluktur…’’
16 Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan
Zararlardan Devletin Sorumluluğu, Ankara Üniversitesi Fakülte Yayınları No:391,
Ankara 1975, s. 34
17 Esener/Güven, a.g.e. , s. 110
18 Sirmen, a.g.e. ,
s. 30



yapıcı bir fiil veya tescili gereken ayni bir hakkın
tescil edilmemesi gibi kaçınma biçiminde ortaya çıkabilir. Ancak burada önemli
olan, zarar verici fiil veya kaçınma ile tapu sicilinin tutulması arasındaki
ilişkinin varlığıdır.19
Devlet tapu sicilinin
tutulmasından doğan zararlardan sorumlu tutulacağına göre, sicildeki yolsuzluk
sicil tutma kavramı içine giren bir fiil veya kaçınma olmalıdır. Tapu sicili
kavramı ise, asıl sicillerin ve yardımcı sicillerin tutulmasını içerir. Yardımcı
siciller aleniyet ilkesinden yararlanmadığından, bunların yolsuz tutulması ancak
asıl sicillerin yolsuz tutulmasına sebebiyet vererek bir zarara yol açabilir.
Devletin sorumluluğu yönünden öncelikle asıl sicillerin tutulması önem taşır.20

Tapu sicili kayıtlarının kurulması sırasında taşınmazın
niteliğinde hata olması halinde;

Yargıtay, taşınmazın
niteliklerine ilişkin yanlışlıklardan devletin sorumlu olmayacağı ve bu
sorumluluğun ayni hakkın doğumuna ait yanılmalar(hatalar) ile sınırlı bulunduğu
sonucuna ulaşmıştır.21

Velidedeoğlu/Esmer, aynı karar
için görüşlerinde, bu kararın devletin sorumluluğunun sınırını çok daralttığını
ve isabetli bulunmadığını belirtmişlerdir.

Tekinay’ a göre,
kaydın kurulması sırasında, taşınmazın niteliğinde yapılan yanlışlık bir zarar
doğurmuş ise, bundan devletin sorumlu olması gerekir. Ne var ki, taşınmazın
niteliklerinin, sonradan değişmesi nedeni ile ortaya çıkacak zararlardan,
devlet, sorumlu değildir. Şundan ötürü ki, devletin taşınmaz sahiplerinin
peşinden koşarak taşınmaza ilişkin niteliklerin değişikliğini tapu siciline
yansıtmak zorunluluğu yoktur.

Akipek ise, gayrimenkulün
niteliğinin yanlış gösterilmiş olmasından dolayı da devlet, TMK 1007 maddesi
anlamında mesul olmaz. Mesela, gayrimenkul nevinin, iradının veya vergilerinin
yanlış gösterilmiş olmasından doğan zararlardan devlet mesul tutulamaz. Çünkü
bunların doğru olup olmadığını başka yoldan öğrenmek mümkündür.22


Ancak Yargıtay 4. H.D. 2010/9017 E. , 2010/9962 sayılı 7.10.2010 tarihli
bir kararına konu olan olayda; davacı, üçüncü kişiden tarla vasfı ile satın
aldığı taşınmazın tapu kaydının, kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı
gerekçesiyle, davalı Hazine yararına iptal edildiğini, tapu siciline güvenerek
taşınmazı satın aldığını belirterek, taşınmaz bedelinin davalıdan alınmasını
istemiştir.

Yargıtay kararında;23

‘‘Davacı, üçüncü
kişiden tarla vasfı ile satın aldığı taşınmazın tapu kaydının, kıyı kenar
çizgisi kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davalı Hazine yararına iptal
edildiğini, tapu siciline güvenerek taşınmazı satın aldığını belirterek,
taşınmaz bedelinin davalıdan alınmasını istemiştir. Sicillerin doğru tutulmasını
üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de
üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukuki duruma uymayan kayıtlar düzenlemek,
taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür.

___________________
19 Sirmen, a.g.e. , s. 41
20 Sirmen, a.g.e. , s.
42
21 Yargıtay 4. HD. 8.11.1952 T. ,6572 E. , 4916 K. ve 24.2.1951 T. , 125
E. , 14023 K.
22 Karahasan, Yeni Türk Medeni Kanunu Eşya Hukuku, İstanbul
2002, Görüşler için bkz. , s. 949
23 www.kazanci.com, karar için bkz.



Devletin kadastro işlemlerinden sorumluluğunun kapsamı
Medeni Yasa kapsamında düşünüldüğünde, eldeki davaya adli yargıda bakılması
gerekir.’’

demek suretiyle taşınmazın niteliğinde bu şekilde yanlışlık
söz konusu olması halinde ve kadastro işlemlerinde yapılan yanlışlıkların
devletin sorumluluğu altında olduğunu belirtmektedir.


Sahte veraset belgesi veya vekaletname kullanılması halinde;


Tandoğan’a göre, tapu kütüğü memuru, sahte yahut gerçeğe aykırı
olduğunu bilmesine imkan olmayan bir vekaletname veya veraset senedine
müsteniden, kusursuz olarak tescil yapsa hazine yine mesul olur.


Tekinay, sahte vekaletnameye dayanan işlemlerden doğan zararlar ile, TMK
1007 maddesi uyarınca, devletin sorumlu olduğu görüşünü savunmaktadır.


Oğuzman, böyle bir sonuca ulaşırken şöyle demektedir: Biz bu zararların
tapu sicilinin tutulmasından ileri gelmediğine kaniyiz. Meğer ki, sahteliği
belli bir vekaletname veya veraset senedi kullanılmış ve tapu memuru gerekli
incelemeyi ihmal etmiş olsun. Bu takdirde zarar hem vesikanın sahteliğinden hem
de tapu memurunun sicille ilgili vazifesini yerine getirmemesinden doğmuştur. Bu
sebeple devlet sorumlu olur.24

Yargıtay ise, ilk başlarda
tapuda sahte vekaletname kullanılması dolayısıyla doğan zararlardan devletin
sorumlu olmayacağını belirtmiştir(4. H.D. 30/9/1954, 2916 E. 4129 K.). Daha
sonra ise sahte vekaletname ile tapuda işlem yapılmasından doğan zararların
devlet tarafından TMK 1007 maddesi uyarınca tazmin edilmesine ilişkin kararlar
vermiştir(4. H.D. 10/3/1958, 8431 E. 1275 K. , HGK 20/1/1960 4/1E. 3 K.).


Sahte vekaletnameye ilişkin olarak Yargıtay 4. H.D.
2005/7386 E. , 2005/9164 K. , 13.9.2005 tarihli bir kararında;25

‘‘
Davacı, dava konusu taşınmazı tapuda satın almış, ancak satışın sahte vekalet
ile yapıldığı anlaşılarak tapunun iptaline karar verilmiştir. Medeni Kanunu’nun
917. maddesi (yeni Medeni Kanun 1007. md) uyarınca tapu sicilinin tutulması ve
dolayısıyla devir işlemleri devletin sorumluluğu altında olup tapu siciline
güven esastır. Tapudaki satış işleminin gerçekleştirildiği vekaletnamenin sahte
olması tek başına devletin bu sorumluluğunu ortadan kaldıran bir neden
değildir.’’

demek suretiyle tapuda sahte vekaletname kullanılması
suretiyle doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı belirtilmiştir.


Yargıtay sahte veraset belgesi kullanılarak yapılan işlemlerden doğan
zararlardan da devletin TMK 1007. maddesi uyarınca sorumluluğu söz konusudur.
Buna ilişkin Hukuk Genel Kurulu’nun 20.1.1960 Gün ve 4/1 Esas, 3 Karar sayılı
ilamı ile, gerçeğe aykırı bir veraset belgesine dayanan işlemden doğan
zararlardan, Devletin sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
mahkeme ilamının zaman aşımı avukatlutfi Meslektaşların Soruları 10 02-03-2022 21:58
Tapu İptali Davası/Mahkeme ilamının yanlış uygulanması sebebiyle yolsuz tescil avbadıllı Meslektaşların Soruları 4 16-05-2012 14:51
Karar harcı alınmadan mahkeme ilamının verilmemesine danıştaydan dur kararı Muhsin KOÇAK Hukuk Haberleri 0 19-04-2011 20:29
Kamulaştırmasız el atmada mahkeme ilamının sonuçları legalist34 Meslektaşların Soruları 0 18-01-2011 10:45
Nesebin Tashihine ilişkin kararın Tenfizi ycan Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 19-11-2006 15:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05260396 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.