Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Karakola giden Baro görevlisinin üstü arandı

Yanıt
Konu Notu: 6 oy, 4,17 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-01-2008, 22:42   #31
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bu yazdıklarım, günün olağanüstü koşulları nedeniyledir. Yoksa normal koşullarda Polis, avukatın üstünü aramamalıdır.

Sayın Saim,
Yasaların "günün koşullarına" göre uygulanıp uygulanmaması "keyfiliğin" yolunu açan tehlikeli bir yorumdur.
Saygılarımla.
Old 29-01-2008, 22:45   #32
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın Saim,
Yasaların "günün koşullarına" göre uygulanıp uygulanmaması "keyfiliğin" yolunu açan tehlikeli bir yorumdur.
Saygılarımla.

Sayın Aladağ,

Bahsettiğim "günün koşulu" olağandışılığa ilişkindir ve "keyfilikle" ilintisizdir. Yazımdaki maksattan da bu açıkça anlaşılmaktadır. Keyfilik, sadece hukuka değil, ahlaka da aykırıdır.

Birbirimizi doğru anlamamız gerekir.
Old 29-01-2008, 22:48   #33
Av.Ateş

 
Varsayılan

Saim Bey günün "olağanüstü" şeklinde değerlendirdiğiniz koşullar, zaman zaman "kimi bölgelerde" rutin haline gelmiştir. Bu atmosferin hakim olduğu "bölgeler" için de benzer şeyleri söylemek her zaman mümkün hale gelecek ve bu da savunma hakkının, bu görevi ifa eden avukatlık kurumunun tamamen saf dışı bırakılmasına yol açacaktır. Mesele zaman, mekan ya da güvenlik meselesinden daha mühim ve hatta daha nettir.

Bu arada "olağandışılık" konusunda sizi çok iyi anladığımı belirtmek isterim.
Old 30-01-2008, 01:16   #34
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan günün koşulları

Alıntı:
Yazan Saim
Bence olayı günün koşullarına uygun bir şekilde yorumlamamız doğru olur. Halen, terör hareketleri had safhadadır. Güvenlik kuvvetleri gerek şahsen gerekse kurum olarak ciddi tehdit altındadır. Böyle bir durumda, bir karakol binasına girerken polisin herzamankinden daha hasssas olmasını biraz daha anlayışla karşılamak gerekir düşüncesindeyim.

Bunun anlamı avukatın üzeri aranmalıdır, değildir! Benim üzüldüğüm nokta, münferit bir kaç hadiseden ziyade genelleşen Polis ile Avukatlar arasındaki bu tür hoş olmayan çekişmelere dairdir.

Sayın Kavili, okudum tam 10 kez ben avukatım, üzerimi aratmam demiş. Bence bu kadar ısrar etmeye de gerek yoktu. Dur ihtarında bile üç kez dur denir... Burada da en fazla üç kez dört kez denir ve somut olaydaki gelişmeden izin verilmeyeceği anlaşıldığı için de zaten görevi rapor hazırlamak olan meslektaşımız, bu durumu da raporuna dönüşte yazardı.

Polisler biraz daha hukuka ve hukukçuya saygılı olmalıdır ama bizlerin de biraz daha ılımlı ve çözüme yönelik bir yol bulmamız gerekir. Ben sayın Kavili'nin yerinde olsam, Baro başkanını arar, duruma müdahale etmesini isterdim. Baro Başkanının olaya müdahalesi, sanmıyorum ki Emniyet Müdürlüğünce reddedilsin!

Bu yazdıklarım, günün olağanüstü koşulları nedeniyledir. Yoksa normal koşullarda Polis, avukatın üstünü aramamalıdır.

Bir öneri: Teknolojinin had safhada olduğu günümüzde bir kapıdan ibaret üst arama cihazına gerek olmadığnı, bunun yerine Tüm girişte aynı taramayı yapabilecek ve giren kişinin özel aranmasına bile gerek duyulmayacak tarayıcılar giriş bölümüne yerleştirilebilir.

Saygılarımla.

Sayın Saim Dikici,

Karakol nöbetçi memuru sokağın başında bu uygulamayı yapmakta ve yanında başkomiser bulunmaktadır.

Rapor hazırlamakla görevli bir hukukçu olarak, olayın her iki veya çok taraflarından olay yerinde bilgi almadan yazılacak raporun sağlıklı olmayacağı düşünülmelidir. İşte bu amaçla, yani Karakol Amiri ile görüşme isteği karşısında verilen cevaplardaki tutarsızlık ve hukuksuzluk aşılmaya çalışılmıştır.
İlginç noktalardan biri, oradaki başkomiser o geceki Karakol Amiri imiş, bu bize aramadan sonra binaya girdiğimizde söylendi.
Ayrıca, polis memuru yaptığı iş ve işlemi re'sen veya istek halinde derhal tutanak tutması ve bu konuda verdiği sözü tutması gerekendir. Oysa başlangıçta arama işlemi yaparlarsa bunun tutanağını yazarak bana da örnek vereceklerine söz veren hem memur hem de başkomiser daha sonra sözlerini inkar etmişler ve tutanak tutmamışlardır.

"Günün koşulları" deyimi subjektif, öznel yani kişiden kişiye değişecek bir değer yargısını gösteriyor; bu yönüyle hukuk düzenine tam uymayabiliyor.
Ancak bu "günün koşulları" deyiminizi olayımıza uygularsak, doğrudur, günü koşulları özel olarak gerçekleşmiştir; şöyle:
Avukat meslektaşlarımız gözaltındaki şüphelilerle görüşmek üzere binanın kapısından içeri girdiklerinde iç kısımdan bağırmalar, haykırmalar, feryat duyduklarını ve şüphelilerin dövüldükleri nedeniyle bağırdıklarını, bu hukuk dışı dövme olayını engellemek veya dövme olayına tanık olmak ve dövenleri teşhis edebilmek için kapıdan içeriye alınmayarak kendilerinin dövüldüklerini ve kadın avukatların saçlarından sürüklendiğini (yaklaşık 40 metre) beyan etmişlerdir. İşte bu yönüyle konuyu araştırmak isteyen Baro Görevlisinin içeri girmesine engel olabilmek veya bu olmazsa zorluk çıkartmak özel kastıyla davranıldığı düşünülebilir.
Bu yönüyle "günün koşulu" gerçekleşmiştir.

Özetlersek;
"Biz avukatlar hiç kimseye tabi değiliz; ne müvekkile, hele ne iktidara" diyen meslektaşımız Molierec'in sözünü aktarmak istiyorum.

Ömer Kavili
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 04-02-2008, 17:32   #35
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan Meslektaş Dayanışması

Meslektaşımız Sayın Kavili'nin sözkonusu olaydaki tutumu, hak arama fonksiyonunu eda eden meslektaşlarımızın maruz kaldığı hukuk dışılık karşısında gözlemci sıfatıyla orada bulunması neticesinde bir başka hukuk dışı -fakat teamül içi(!)- davranışla karşılaşmasının ardından ortaya çıkan bir tutumdur ki, son derece isabetlidir. Kimi meslektaşlarımızın, Danıştay saldırısında rol oynayan kişinin bir avukat olduğu gerçeğine atıfta bulunmalarıysa bizleri farklı tartışmalara götürür sadece. Zira, şuç işleme kastıyla hareket eden, suça karışan birçok polisin varlığını kendisine hatırlatma zarureti doğar. Bu durumda her polise suç işlemeye yatkın bireyler olarak bakmamamız gerektiği ortaya çıkar. Malum Danıştay saldırısı, benim de dahil olduğum birçok avukata x-ray cihazlarından yaptığımız geçişlerde sıkça hatırlatılıyor zaten, en azından bu ve benzeri söylemleri meslektaşlarımızdan keşke duymasak ..
Old 14-02-2008, 17:10   #36
Av.yeşilova

 
Varsayılan

''Görevimizi yaparken, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. AVUKATLAR ESİR KULLANMADILAR, FAKAT EFENDİLERİ DE OLMADI......'' MOLİERAC

Saldırınun her alanda meşru görüldüğü günümüz dünya düzeninde, savunmanın kutsallığına gölge düşürenleri, alakasız yasa maddelerini buna bir bahane olarak sunanları, dahası adalet dağıtan kurumlara bu fırsatı vermeden görevi olmaksızın adalet dağıttıklarına inananları sonuna kadar kınıyorum....
Old 27-02-2008, 00:41   #37
caner87

 
Varsayılan

Peki Askeri Mevzuat açısından durum nasıl acaba ? Ben Askeri bölgelere girerken açıkçası nasıl hareket etmem geektiğini bilemiyorum. Yani Şimdilik askeri kartım var sorun olmuyor ama avukat sıfatı ile girmem gereken bir yerde nasıl davranmamız gerekir.? Gerçi kanunlar her yerde aynen uygulanır muhakkak ki ama Askeri mevzuat hükümleri biraz daha farklı sanki,açık bir yasa maddesi bulamadım ama bakacağım ben de.
Old 27-02-2008, 02:32   #38
kapgan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nhn
Peki Askeri Mevzuat açısından durum nasıl acaba ? Ben Askeri bölgelere girerken açıkçası nasıl hareket etmem geektiğini bilemiyorum. Yani Şimdilik askeri kartım var sorun olmuyor ama avukat sıfatı ile girmem gereken bir yerde nasıl davranmamız gerekir.? Gerçi kanunlar her yerde aynen uygulanır muhakkak ki ama Askeri mevzuat hükümleri biraz daha farklı sanki,açık bir yasa maddesi bulamadım ama bakacağım ben de.

Askeri Güvenlik ve Yasak bölgeler için izin gerekli( 2565 sayılı kanun ve ilgili 18033 s. yönetmelik)
ORDU EVLERİ, ASKERÎ GAZİNOLAR VE SOSYAL TESİSLER YÖNETMELİĞİ'ne göre ise giriş ve güvenlik Genelkurmay Başkanlığınca verilen talimatlara göre yürütülür.
TSK İç Hizmet Kanunu da yardımcı olabilir.
Fakat bunların hiçbirinde sizin de belirttiğiniz üzere Avukatlık Kanuna aykırı bir hüküm yok.
Old 20-03-2008, 20:47   #39
avukat şefik

 
Varsayılan

peki polisin tükürdüğünü yalamasına ne demeli biz tutanak tutarız tamam yeter ki sizi arayalım bunun üzerinde kimse durmuyor ama arama yapıldıktan sonra tutanak tutulmuyor buda polisin ne kadar ikiyüzlü olduğunu açık bir şekilde ifade ediyor bence orada avukatın gururuyla oynandı ben yasa bana bu hakkı vermisse sonuna kadar kullanırım çünkü ben hakkımı savunamazsan ne işe yararım
Old 11-04-2008, 19:35   #40
Günsu Akçagöz

 
Varsayılan

Meslektaşlarımın av. zuhala'ya bu kadar tepki vermesine şaşırmadım desem , doğru olmaz.

Terör örgütlerinin cirit attığı ve insanların birbirine kötülük yapmak için fırsat kolladığı topraklarımızda, karakol gibi tehlike altındaki yerlerin kendilerini korumak adına -önlem olarak- içeri girenleri aramaları bana yanlış gelmiyor.

Avukat olmak, tabii ki -her vatandaştan daha fazla olmak üzere- yasalara saygıyı gerektirir. Ancak, yasalar da durum ve şartlara göre uyarlandığı zaman, hukuk, "yaşayan hukuk" olur.

Türkiye'de yıllar önce, Istanbul Adliyesine avukat kılığında giren biri, üstü "avukat zannedilip" aranmadığı için, taşıdığı silahla, hasmını öldürmüş idi. Bu olayın üstünden daha 10 yıl bile geçmedi..

Danıştay saldırısında da, bu fiili gerçekleştirenin gerçek bir avukat olduğunu herkes biliyor. Ve ölenin de yine bir meslektaşımız olduğu da malum (Allah Rahmet Eylesin!).

Ayrıca, diğer ülkeleri bilmiyorum ama, örneğin İngiltere'de avukatların cezaevlerine girerken üstleri aranıyor. Çünkü orada da terör var.

Havaalanlarında da üstlerimiz didik didik aranıyor. Bunların hepsi tehlikeyi önleme amaçlı aramalar.. Amaç, bir kişinin özgürlüğünü kısıtlamak suretiyle de olsa, çoğunluğun yaşama haklarını korumak. Bunu hepimiz biliyoruz.

Bir avukatın "yasal" hakları bu kadar kıymetli de, bir polisin "yaşama" hakkı neden kıymetli olmasın ?

O bakımdan ben, herkese yaşadığımız ve görev yaptığımız her yerde hoşgörülü olunmasını öneririm.

Bu arada, ben polis çocuğu değilim ama; 18 yıllık meslek hayatımda hiçbir polisten bir saygısızlık görmedim. Fakat MAALESEF hakim ve savcılardan çok gördüm..

Buna ne demeli ?

Hepinize kavgasız günler dilerim.

NOT: Av. Ömer Kavili benim avukatımdır. Buna rağmen,
onun hoşgörüsüne sığınarak bunları yazdım.
Old 11-04-2008, 21:42   #41
agah

 
Varsayılan

Avukat olup ta cinayet veya yaralamaya karışmış olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.Danıştay saldırısını örnek verip durmak ta mantıklı değil.Bir insan bile bile kendi mesleğininin saygınlığını nasıl azaltmaya çalışır, nasıl bak, meslektaşım böyle bir suç işlemiş ben de işleyebilirim benim de üzerimi arasınlar der anlayabilmiş değilim.Eğer bir kişi avukat kimliğini gösteriyorsa, üzerini aramayı istemek kötüniyetten başka birşey değildir.Hele hele burası karakol ise. Avukata potansiyel suçlu muamelesi yapılmasını kimse haklı gösteremez.
Old 14-04-2008, 10:06   #42
uye8490

 
Varsayılan

Yasa bu konuda çok açık,"Ağır cezayı gerektirir suçüstü halleri dışında avukatın üstü aranamaz"

Avukata karşı yapılan hukuk dışı uygulamalara bir meşruiyet zemini kazandırma çabasında olanların Danıştay saldırısını örnek verip durmalarını ben iyiniyetli bir tavır olarak maalesef göremiyorum.Hele de bunlar bizim meslektense.

Tüm avukatları bir potansiyel suçlu olarak görüp,yasadan kaynaklanan bir hak olan üzerlerinin aranmaması hakkının ihlalini meşru göstermeye çalışmak bırakın avukata bir hukukçuya yakışmayan bir tavırdır.

Avukatın yasal hakkının ,polisin yaşam hakkıyla çeliştiğini bir avukat iddia edebiliyorsa...

Bizler ,ne her an suça bulaşma ihtimali olan birer eli kanlıyız ne de insanların yaşam hakkının elinden alınması yolunda bir aracız.
Bizler ,tarihsel süreç içerisinde savunma görevini ve giderek adaleti ifa edebilmemiz için yasalarla kendilerine bir takım haklar edinmiş bir meslek grubuyuz.
Bizler avukatız.

Danıştay saldırısını da Demoklesin kılıcı gibi kafamızın üstünde tutmaya, lütfen öncelikle biz son verelim.
Old 16-04-2008, 11:30   #43
mslmklvz

 
Varsayılan

Polis hukuka uygun olarak silah taşıyor.Avukatın üzerinin' ağır cezalık suç üstü hali dışında' aranamaması da hukukun gereği.
Hukuka uygun olarak silah taşıyan bir polsin o silahla kasten birisini vurma olasılığı ile ,hukukun avukatın üzeri aranamaz korumasına karşılık,avukatın üzerinde taşıdığı suç aleti ile suç işleme olasılığı bence aynıdır.O polise sen silah taşıyorsun ama kasten birisini vurabilirsin demek ne kadar saçma ise ,avukatada senin üzerin aranamaz ama ' günün şartları' gözönüne alındığında üzerinde suç unsuru bulunabilir ve sen suç işleyebilirsin demek o kadar saçmadır.
Kanun geyet açıktır.Bu açıklık karşısında kanunu dolanmaya çalışarak hukuka aykırı hareket edilebileceğini en son söylecek kişilerde bu eylemlere sıklıkla maruz kalan avukatlardır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kamu görevlisinin işlediği suç arzaplı Hukuk Soruları 8 27-08-2007 14:45
70 Yaş Üstü Kişilerin Gayrimenkul Satması Durumunda Akli Denge Raporu Alınmalı Mı? berkiten Hukuk Soruları Arşivi 6 07-03-2007 18:19
Sıkça Karakola Düşenlerin Dikkatine!!! Batu Han Hukuk Sohbetleri 0 28-02-2003 00:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06843996 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.