|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
05-10-2005, 15:41 | #1 |
|
Hakaret
Merhabalar
765 sayılı eski Ceza Kanunun 480/1. md.sinde düzenlenen gıyapta hakaret suçunun oluşması için aranan şartlar arasında "...ikiden ziyade kimse ile ihtilat ederek..." yani fiil ikiden fazla (en az üç) kişi ile iletişim kurarak,konuşarak,yazışarak gerçekleştirilmelidir. Yine aynı kanunun 482/1 de k düzenleme gıyapta sövmedir. "...toplu veya dağınık ikiden ziyade kimse..." fail en az üç kişiye tahkir veya sövme niteliğindeki sözleri ulaştırmış olmalıdır. olay ; sanık, üçüncü kişi (A) ya telefon ediyor, (A)telefonu diafondan açıyor, telefon görüşmesinde sanık, mağdur için sapık diyor, diyafon açık olduğundan dolayı oda da bulunan (B) ve (C) de konuşmalara şahit oluyor bu arada sapık kelimesini (B) ve (C) de duyuyorlar. soru: failin hakaret veya sövme içeren sözü ikiden fazla kişiye iletme kasdı yoksa ancak diğer kişiler ister istemez hakareti veya sövmeyi duymuşlar ise, gıyapta hakaret/sövme suçu oluşurmu? Düşünce ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.Saygılarımla. |
05-10-2005, 18:08 | #2 |
|
C.
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ E. 2001/25799 K. 2003/8182 T. 2.7.2003 • HAKARET ( Sanığın Eylemini Telefonla Gerçekleştirmesi - Alenen Yapılmış Sayılamayacağı ) • TELEFONLA HAKARET ( Alenen Gerçekleşmediği İçin Ayrıca Ağırlaştırıcı Sebep Uygulanamayacağı ) • CEZAYI AĞIRLAŞTIRICI SEBEP ( Sanığın Hakaret Eylemini Telefonla Gerçekleştirmesi - Alenen Yapılmış Sayılamayacağı ) 765/m. 482/2 ÖZET : Sanığın hakaret içeren sözleri telefonla müdahile söylediği anlaşıldığı ve kabulde bu yolda olduğu cihetle, sanığın eyleminin TCK'nun 482.maddesinin 2.fıkrasına uyduğu gözetilmelidir. DAVA : Tehdit ve hakaret suçundan sanık Mustafa'nın yapılan yargılaması sonucunda; hakaretten MAHKUMİYETİNE, tehditten, davanın ortadan kaldırılmasına dair ( ANKARA ) 2.Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 12.02.2000 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 04.07.2001 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü: KARAR : Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, Sanığın hakaret içeren sözleri telefonla müdahile söylediği anlaşıldığı ve kabulde bu yolda olduğu cihetle, sanığın eyleminin TCK.'nun 482.maddesinin 2.fıkrasına uyduğu gözetilmeden aynı maddenin 3.fıkrası ile hüküm kurularak fazla ceza tayini, SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi BOZULMASINA 02.07.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
06-10-2005, 09:13 | #3 |
|
Herşeyden önce konuyla ilgilendiğiniz ve yanıtladığınız için teşekkür ederim.
Fakat ; Yargıtay kararında anladığım kadarıyla sanığın mağdur/müdahili telefonla aradığı ve hakaret ettiği bu sebeple, alenen işlenmemiş olduğu bu sebeplede ağırlaştırıcı hükümlerin uygulanamayacağına ilişkin... Olayımızda, fail hakaret içeren sözü mağdur/müdahili telefonla arayarak yöneltilmiyor, üçüncü kişi aranıyor ve mağdur kastedilerek " sapık" olduğu söyleniyor,bu arada ortamda bulunanlar diğer iki kişide bu kelimeyi telefonun diafonu açık olduğu için duyuyorlar,,, Olayda huzurda hakaret zaten yok,gıyapta hakaret suçunun oluşabilmesi içinde hakaret içeren cümlenin enaz üç kişiye söylenmesi gerekiyor, eğer bu tanıklara fail tarafından söylenmemişte ancak onlar birşekilde duymuş kulak misafiri olmuşlarsa gıyapta hakaret suçu oluşurmu??? Saygılarımla |
12-10-2005, 13:55 | #4 |
|
Sayın madagaskar,
Sunduğum Yargıtay kararını incelediğimizde, yerel mahkeme sanığa aleniyet unsuru nedeniyle madde 482/3’den ceza vermiştir. Olayda aleniyet unsuru ancak sizin verdiğiniz örnekte olduğu gibi bir durum olursa tartışılabilir. Yerel mahkeme telefonda da olsa aleniyet unsurunun gerçekleşebileceğini kabul etmektedir. Oysa Daire kararında suçun telefonla işlenmesi nedeniyle aleniyet unsurunun gerçekleşmeyeceği yönündedir. Benim anladığım ise, suç telefonla işlenmiş ise aleniyet veya ihtilat unsurunun gerçekleşmeyeceğidir. Yine eski bir kararda ise, (4.CD. 29.01.1963 T., E.7590, K.489) “İhtilat bakımından vücudu lüzumlu şahidin, sanık tarafından sarfedilen sözleri, sanığın malümatı haricinde dinleyip dinlemediği, şahidin orada bulunup konuşmaları işitebileceğini sanığın bilip bilmeyeceği araştırıldıktan sonra, sonuca göre ihtilat unsurunun tekevvün edip etmediğine karar vermek gerekir” denilmektedir. Sulhi Dönmezer Hoca da, “kasdın ihtilata da yönelmiş olması ve ikiden fazla kimse ile bilinerek ve istenerek ihtilat edilmiş bulunulması gerekmektedir” diyerek sanığın kastını aramaktadır. Suç mağdurun huzurunda ise ihtilat unsuru aranmamaktadır. Sözünü ettiğiniz olayda acaba gıyapta hakaret/sövme suçu oluşmuşmudur? Bir kere sadece “sapık” denilmişse hakaret suçu değil sövme suçu oluşmaktadır. Çünkü maddei mahsusa yoktur. Gelelim huzurda mı? Gıyapta mı? Sorusuna…Yine Sulhi Dönmezer Hocamızdan bir alıntı yapalım: “ Hakaret, doğrudan doğruya mağdurun işiterek öğrenebileceği şekilde işlendiğinde huzurda işlenmiş sayılmalıdır, fiilin doğrudan doğruya mağdurun yüzüne karşı işlenmesi şart değildir. Zira 480. maddenin 2.fıkrasında fiilin mektup, telgraf ve telefonla işlenmesi, huzurda işlenmesinin aynı sayılmıştır. Hakaretin mektup, telgraf veya telefon ile işlendiği hallerde bunların muhataba gönderilmiş bulunması gerekir. Ancak gönderilen kişinin sıfatı ve mağdurla olan yakın ilişkisi nedeniyle bunların mağdura verileceğinin muhakkak olduğu hallerde de suçun teşekkül eylediğini kabul etmek gerekir.” (Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, S:247 S.Dönmezer) Yeniden örneğinize dönersek, sanığın telefonda konuştuğu 3 üncü kişi, mağdurun yakını veya çalışanı(katibi gibi) ise suç huzurda sövmedir. Dolayısıyla ihtilat aranmaz. Aleniyetin olmayacağını ise yukarıda yazdım. Aksi düşünülecek olursa da suç oluşmaz. Saygılarımla… |
12-10-2005, 20:38 | #5 |
|
Sayın Madagaskar
Sadece sapık denmiş ve bu eylemle ilgili yer, zaman vs ile ilgili birtakım açıklamalar yapılmamış ise eski yasaya göre sövme olmaktadır. Yeni yasada madde-i mahsusalı hakaret ile sövme ayırımının kaldırılmış olduğu aynı maddede toplandığını hatırlıyorum. Sizin sorunuzla ilgili olarak, dönmezer ve erman hocaların görüş ve yorumlarından edindiğim kanaat, ihtilat unsurunun oluşması için söven yada hakaret suçunu işleyen kişinin bunu üçüncü şahısların bilmesini istemesi , dolayısıyla kastı aranmaktadır. Kitapta mektup örneği verilmiş ve hakaret veya sövme içeren mektubu birine yollayan kişinin bu mektubun başkalarına okunmasını istemesi halınde ihtilatın olacağı ancak böylebir iradesinin olmaması ve mektubu alan kişinin yollayanın iradesi dışında başkalarına göstermesi veya okuması halinde ise ihtilat unsurunun oluşmayacağı belirtilmiştir. Bu durumda telefonda sapık diyen şahsın bu konuşmayı diğer kişilerin duymasını isteyip istemediği hususu üzerinde durulması gerektiği kanaatindeyim. Kolaylıklar diliyorum . Av.Nejan |
12-10-2005, 20:44 | #6 |
|
Sayın nejan'ın görüşlerine katılıyorum.
Saygılarımla |
13-10-2005, 13:38 | #7 |
|
Sayın Av.Suat Ergin ve sayın Nejan, oldukça açıklayıcı ve tatmin edici cevaplarınız için çok teşekkür ederim.Saygılarımla.
|
13-09-2007, 16:56 | #8 |
|
"...keza kasdın ihtilata da yönelmiş olması ve ikiden fazla kimse ile bilinerek ve istenerek ihtilat edilmiş bulunması gerekir" - "4CD,29.1.1963,E.7590, K.489:İhtilat bakımından vücudu lüzumlu şahidin, sanık tarafından sarfedilen sözleri, sanığın malumatı haricinde dinleyip dinlemediği, şahidin orada bulunup konuşmaları işitebileceğini sanığın bilip bilmeyeceği araştırıldıktan sonra, sonuca göre ihtilat unsurunun tekevvün edip etmediğine karar vermek icap eder." (Dönmezer - Kişilere ve Mala Karşı Cürümler - 16.Bası - Sayfa 305)
Buna göre failin hakaret veya sövme içeren sözü ikiden fazla kişiye iletme kasdı yoksa ancak diğer kişiler ister istemez hakareti veya sövmeyi duymuşlar ise, gıyapta hakaret/sövme suçu oluşmayacaktır. Saygılarımla |
17-05-2012, 15:18 | #9 |
|
merhabalar, iş toplantısında A şirketi direktörünün B şirketi müdürüne 'kıvırıyorsun' demesi hakaret veya kişisel haklara saldırı kapsamında değerlendirilmelidir diye düşünüyorum. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukata “heyete Hakaret Davasi” | Admin | Hukuk Haberleri | 175 | 11-09-2011 15:36 |
Hakaret suçu | Milano | Meslektaşların Soruları | 3 | 26-04-2008 01:10 |
Hakaret İçeren Haberin Yayınlanması | nuri | Hukuk Soruları Arşivi | 7 | 28-07-2006 23:17 |
Hakaret Sebebi İle İs Akdinin Tektarafli Feshi | hasan karatas | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 27-02-2002 20:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |