Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

limited şirkette kar payının dağıtılmasını talep

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-12-2011, 18:02   #1
limpid

 
Dikkat limited şirkette kar payının dağıtılmasını talep

merhabalar,

3 ortaklı limited şirkette hiç kar payı dağıtılmamış şimdiye kadar. ana mukavelede karın dağıtılması ile ilgili maddeyi aynen aktarıyorum:
"şirketin safi karı yapılmış her çeşit masrafların çıkarılmasından sonra kalan miktardır. safi kardan her sene evvela %5 ihtiyat akçesi ayrılır. kalan hissedarlara ödenmiş sermaye üzerinden hisseleri oranında dağıtılır. kara iştirak edenlerle hissedarlara dağıtılması kararlaştırılan miktardan ttk 466. maddesinin 3 numaralı bendi gereğince %10 ayrılarak umumi yedek akçeye eklenir. kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılması veya şirket adına işletilmesi gibi kararlar şirket sermayesinin en az %51ini temsil eden hissedarların kararına bağlıdır."

3 ortaktan bir tanesi kar paylarının dağıtılmasını istiyor ancak diğer ikisi buna yanaşmıyor. isteyen ortak aynı zamanda müdür.bilindiği üzere Limited ortaklıkta karın dağıtımına ortaklar kurulu karar verir.müdürlerinde ttk 538e göre ortaklar kurulunu toplantıya çağırma hakkı var. ortağın kar payını dava yoluyla talep edip edemeyeceği çok açık değil.

1- kar payı almak isteyen ortak aynı zamanda müdür. müdürün ortakları kar payının dağıtılması ile ilgili olarak toplantıya çağırması ve %51 ile payların dağıtılacağına ilişkin karar aldırması gerekiyor. olayımızda 3 ortak var ikisi hayır dediğinde karar alınamayacak. bu durumda müdür aynı zamanda kar payının dağıtılmasını isteyen ortak aşağıda sunacağım karar göre kar payının tespiti ve dağıtılmasını talep edebilecek midir?
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/13209

K. 2003/5053

T. 16.5.2003

• LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ KAR PAYININ TAHSİLİ TALEBİ ( Ortaklar Kurulunun Kar Payını Sebepsiz Yere Dağıtmaktan Kaçınamayacağı )

• KAR PAYININ DAĞITILMASININ ZORUNLU OLMASI ( Limited Şirket Ortaklar Kurulunun Geçerli Bir Sebep Olmadan Kar Payını Dağıtmaktan Kaçınamayacağı )

• ORTAKLAR KURULUNUN KAR PAYI DAĞITMAKTAN SEBEPSİZ YERE KAÇINAMAMASI ( Limited Şirket Ortağının Açtığı Kar Payının Tahsili Davasında Yapılması Gereken İşlemler )

• ŞİRKET ORTAĞININ AÇTIĞI KAR PAYININ TAHSİLİ DAVASI ( Limited Şirketlerde Geçerli Bir Sebep Yoksa Kar Payı Dağıtımının Zorunlu Olması )

6762/m.533,539/4

ÖZET : Dava, limited şirket ortağının kar payı tahsili istemine ilişkindir. Limited şirketlerde ortağın kâr payı alacağı, ortaklar kurulunun TTK.nun 539/4'üncü maddesi gereğince kâr dağıtma kararıyla muacceliyet kazanır. Ancak, şirket ana sözleşmesinde aksine hüküm yoksa, şirket ortaklar kurulu TTK.nun bu konudaki düzenlemeleri ile bağlı olup, tahakkuk eden kazanç üzerinde dilediği gibi tasarruf yetkisine sahip değildir. Ortaklar kurulu bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde, diğer bir değişle hot be hot sarfınazar edemez. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı olan kararlar iptal ettirilebileceği gibi, şirketçe kâr dağıtmama konusunda haklı bir nedene dayanmayan direnme halinde ortaklar, kazancın kanun hükümleri gereğince tespit ve dağıtılmasını da talep ve dava edebilirler. Bu nedenle somut olayda da davalı şirketin kuruluşundan beri kâr payı dağıtmadığı, bu konuda ortaklar arasında uyuşmazlık çıktığı ve davalı şirketin direngen hale geldiği anlaşıldığından, davacı ortağın kâr payının tespit ve tahsilini mahkemeden isteme hakkı olduğunun kabulü gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 11.06.2002 tarih ve 2001/469-2002/668 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı şirket vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 23.05.2003 günde davacı avukatı ile davalı avukatı gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı asıl, davalı Ltd.Şti.nin %50 oranında ortağı olduğunu,1997 yılında kurulan şirketin bilanço, kâr zarar hesapları, defter ve dayanaklarının kendisine incelettirilmediğini,ana sözleşmenin 12 nci maddesi uyarınca ihtiyat akçesi ayrıldıktan sonra kalan net karın şirket sermayesinin en az %51'ini teşkil eden hissedarların kararıyla dağıtılacağı hükme bağlanmış ise de, ortaklar kurulunun kar dağıtımına yönelik bir karar almasının mümkün olmadığını, mahkeme kanalı ile yaptırılan tesbitte 1998 yılı için ( 1.081.177.026 )TL,1999 yılı için ( 22.807.739.955 )TL net kâr alacağı olduğunu ileri sürerek,asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere ( 25.832.739.955 )TL'nin %60 faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili,müvekkili Fatih'e husumet düşmediğini, kâr dağıtılması için ortaklar kurulu kararı gerektiğini, karar defterinin davacı tarafça alıkonması nedeniyle kar dağıtımına ilişkin karar alınamadığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, taraflarca sunulan kanıtlara ve yaptırılan bilirkişi incelemesine göre dava, kâr payı alacağının tahsiline ilişkin olup, davalı ortağa husumet düşmeyeceği, TTK'nun 539 ncu maddesi uyarınca kural olarak karın paylaştırılması şekli ve zamanı ortaklar kurulunun kararına bağlı ise de, somut olayda olduğu gibi kâr dağıtımının yapılması yahut yapılmaması hususunda karar alınabilmesinin hukuksal olarak olanaklı olması gerektiği, davalı şirketin ortakları arasında sadece kâr dağıtımı hususunda değil bir çok hususta uyuşmazlık bulunduğunun anlaşıldığı, TTK'nun 336/3 maddesi hükmü gereğince limited şirketlerde karar alınabilmesi için ödenmiş sermayenin en az yarısından fazlasını temsil eden ortakların müzakere edilen bir husus lehine oy vermesi gerektiği, davaya konu olayda ortakların belirtilen oy nisabına uyarak kâr payı dağıtımına karar alamadıklarının belirlendiği, yukarıda açıklanan mutlak kuralla bağlı kalındığı takdirde, davacının diğer ortakla uyuşmazlığı nedeniyle hiçbir zaman kâr dağıtımı yönünde bir karar alması ve dolayısıyla kâr payı almasının olanaklı olmadığı, kâr payı dağıtımı konusunda doktrinde ve yargı içtihatlarında bir istikrar bulunmadığı, bu durumda kâr payı dağıtılması hususunda ortaklarca bir karar alınmasının hukuksal olarak olanaklı olması halinde ortaklar kurulu kararının zorunlu olduğu, aksi halde ise, şirket bilançosunda kâr gösterilmiş ve kârın dağıtılmaması yönünde ortaklar kurulunca bir karar alınmamışsa dava yolu ile ortağın kâr payını isteyebileceği, bilirkişilerce davalı şirketin 1998 ve 1999 yıllarına ait net kârın belirlendiği ve buna göre davacının 1998 yılı için 1.081.177.026TL ve 1999 yılı için 22.817.397.500TL alacağı bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle,davalı Fatih hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, ( 23.888.574.526 )TL asıl alacak ile ( 1.871.574.671 )TL'nin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.

Kararı,davalı şirket vekili temyiz etmişti.

Dava, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere limited şirket ortağının kâr payı tahsili istemine ilişkindir.

Kural olarak bir sermaye şirketi türü olan limited şirkete TTK.nun 533'üncü maddesi uyarınca bu şirketin sağlayacağı kazançtan yararlanmak amacı ile ortak olunur. Yine ilke olarak bu tür şirketlerde ortağın kâr payı alacağı, ortaklar kurulunun TTK.nun 539/4'üncü maddesi gereğince kâr dağıtma kararıyla muacceliyet kazanır. Ancak, şirket ana sözleşmesinde aksine hüküm yoksa, şirket ortaklar kurulu TTK.nun bu konudaki düzenlemeleri ile bağlı olup, tahakkuk eden kazanç üzerinde dilediği gibi tasarruf yetkisine sahip değildir. Ortaklar kurulu bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde, diğer bir değişle hot be hot sarfınazar edemez. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı olan kararlar iptal ettirilebileceği gibi, şirketçe kâr dağıtmama konusunda haklı bir nedene dayanmayan direnme halinde ortaklar, kazancın kanun hükümleri gereğince tespit ve dağıtılmasını da talep ve dava edebilirler. ( Bkz. Ord. Prof. Dr. Halil Aslanlı-Prof. Dr. Hayri Domaniç, Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, İst. 1989 C.lll. Sah.454. ) Bu nedenle somut olayda da davalı şirketin kuruluşundan beri kâr payı dağıtmadığı, bu konuda ortaklar arasında uyuşmazlık çıktığı ve davalı şirketin direngen hale geldiği anlaşıldığından, davacı ortağın kâr payının tespit ve tahsilini mahkemeden isteme hakkı olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektörün genel gelişimi, davalı şirketin ekonomik faaliyet ve amaçları ayrıca şirket işlemlerinin devamlı gelişmesini veyahut mümkün olduğu kadar istikrarlı kâr payı dağıtılmasını temin bakımından 1999 yılında davalı şirketin kâr payı dağıtmasının gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, ne oranda dağıtması gerektiği yolunda bu sahada uzman kişilere bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, sadece şirket bilançosu esas alınarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca, dava konusu alacak kalemlerinden olan 1998 yılı kâr payı alacağı için o yılın bilançosunun onaylandığı 1999 yılı içinde davacı tarafça istemde bulunulup bu konuda uyuşmazlık çıkarılmadığından 1997 yılında kurulan davalı şirket kâr payını ödememekte o yıl bakımından direngen duruma düşmüş sayılamayacağından bir başka deyişle,kâr payı dağıtmaması konusunda örtülü bir kabulün bulunduğu bu döneme ilişkin geriye yönelik kâr payı istenemez. Bu nedenle 1998 yılı kâr payı tespit ve tahsiline ilişkin istemin reddi yerine, bu yöne ilişen istemin kısmen kabulüne karar verilmesi de yerinde değildir.

O halde yukarıda açıklanan nedenlerle davalı limited şirket vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı şirket vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 275.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 21 nci maddesi gereğince KDV'si ile birlikte davacıdan alınarak davalı şirket'e verilmesine,16.05.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
limited şirkette hisse devri avzeynepcan Meslektaşların Soruları 13 29-12-2012 17:06
Limited Şirketin İflası ve Esas Sermaye Payının Haczi TRINITY Meslektaşların Soruları 1 07-11-2008 17:28
limited şirkette sermaye payının ödenmesi/ödenmemesi sorunu avmuhammet25 Meslektaşların Soruları 4 22-09-2007 00:37
limited şirkette sorumluluk Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 1 08-08-2007 08:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04115200 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.