Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

senetle ispat--itirazın iptali davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-06-2009, 15:18   #1
emrah_orbay

 
Varsayılan senetle ispat--itirazın iptali davası

Merhabalar.. olayı kısaca anlatıyorum:
Karşı taraf (alacaklı), müvekkil aleyhine 1.800 TL'lik ilamsız icra takibi yapıyor. Alacak nedeni de emlak komisyon ücreti olarak gösteriliyor. Arada herhangi bir sözleşme, senet veya yazılı belge yok. Ancak müvekkilim böyle bir borcu olmadığı için takibe itiraz ediyor ve takip duruyor. Bunun üzerine alacaklı itirazın iptali davası açıyor.
Alacaklı-davacı, davada tanık dinletme talebinde bulundu. Biz de senetle ispatı gereken bir durum olduğu için tanık dinletilmesine muvafakat etmediğimizi bildirdik. Buna rağmen hakim tanıkları dinledi.
Hakimin dikkatini çekebilmek için bu konuya uyan yargıtay kararlarını sunmak istiyorum ancak bulamadım. Yardımlarınızı bekliyor saygılar sunuyorum..
Old 11-06-2009, 15:30   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın emrah orbay;
Aşağıda sunduğum yargıtay hukuk genel kurulu kararına göre mahkeme, iddiasını tanıkla ispat etmek isteyen tarafın bu talebi doğrultusunda karşı tarafa "muvafakat ederseniz tanık delili geçerlilik arzeder, etmez iseniz geçerliliği yoktur" hatırlatmasını yapmadığı için bozma gerçekleşmiştir. Faydalı olması dileğiyle..

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/13-440

K. 2005/461

T. 13.7.2005

• SENETLE İSPATI GEREKEN HUSUSLARDA TANIK DİNLETİLMESİNE MUVAFAKAT ( Mahkemedeki Muvafakat Beyanının Bağlayıcı Olması İçin Hakimin Muvafakat Eden Vekile Muvafakatin Sonucunu da Açıkça Hatırlatmış ve Bu Hususu Zapta Geçirmiş Olması Zorunluluğu )

• TANIK DİNLENMESİNE MUVAFAKAT BEYANININ GEÇERSİZ OLMASI ( Hakimin Senetle İspatı Gereken Hususta Tanık Dinlenmesine Muvafakatin Sonuçlarını Hatırlatıp Zapta Geçirtmeden Sadece Tanık Dinlenmesine Muvafakat Edip Etmediklerini Sorması ve Vekilin de Tanık Dinlenmesine Muvafakat Ettiğini Beyan Etmesi )

• YAZILI DELİLLE İSPATI GEREKEN HUSUSLARDA TANIK DİNLENEMEMESİ ( Hakimin Tanık Dinlenmesine Muvafakat Edip Etmediğini Sorması ve Taraf Vekilinin de Muvafakat Ettiğini Beyan Etmesinin Muvafakati Geçerli Kılmaması - Hakimin Muvafakatin Sonucunu da Açıkça Hatırlatmış ve Bu Durumu Zapta Geçirtmiş Olması )

1086/m.288,289,290


ÖZET : Bir taraf aslında senetle ispat edilmesi gereken bir hukuki işlemi tanık ile ispat etmek isterse, hakim kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre bu hukuki işlemin senet ( kesin delil ) ile ispat edilmesi gerektiğini ( tanıkla ispat edilemeyeceğini ), ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini, karşı tarafa hatırlatır ve karşı taraftan tanık dinlenmesine muvafakat edip etmediğini sorar. Somut olayda, tanık dinletmek isteyen davalının hasmı durumunda olan davacıya HUMK.nun 287 ve 288 maddeleri hükümlerine göre ( bu olayda tanık dinlenmesi mümkün değildir. Ancak siz tanık dilenmesine muvafakat ederseniz o zaman bu olayda tanık dinlenebilir. Aksi halde yazılı delil ibraz edilmesi gerekir. ) şeklinde açıkça kanun hükümleri hatırlatılmamış ve bu hatırlatma hususu zapta geçirilmemiştir. Sadece 20.5.2003 tarihli oturumda taraf vekilleri "tanık dinletilmesine muvafakat ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlar, HUMK.nun 289. maddesine uygun bir beyan olarak kabul edilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nazilli Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 2.12.2003 gün ve 2003/89 E. 754 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 9.12.2004 gün ve 15715-18025 sayılı ilamı ile;
( ...Davacı, maliki olduğu daireyi satması için vekil tayin ettiği davalının, tapuda 8.000.000.000.-liraya sattığı daire bedelinden 5.000.000.000.-Lirayı verdiğini, kalan 3.000.000.000.-Lirayı ödemediğini öne sürerek, 3.520.000.000.-TL'nın tahsili için başlattığı icra takibine vaki davalı itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, olası bir şufa davası ihtimaline karşılık taşınmazın tapuda satış bedelinin yüksek gösterildiğini, gerçek satış bedeli olan 5.000.000.000.-Lirayı davacıya ödediğini bildirmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Dairemizce 6.7.2004 tarihli onama ilamı üzerine davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacının vekili olarak davalının, davacıya ait 815 parsel sayılı taşınmazdaki payını tapuda dava dışı şahsa sattığı ve tapuda akit tablosunda satış bedelinin 8.000.000.000.-Lira olarak gösterildiği hususları taraflar arasında çekişmesizdir. Davacı taşınmazın satış bedelinden kendisine 5.000.000.000.-Lira ödenip, kalan kısmın ödenmediğinden bahisle bu davayı açmıştır. Davalı ise taşınmazın gerçekte 5.000.000.000 Liraya satıldığını, diğer hissedarlar tarafından açılabilecek şufa hakkı davasını önlemek amacıyla akit tablosunda satış bedelinin 8.000.000.000.-Lira gösterildiğini savunmuştur. Davacı hissesinin 4.11.2002 tarihli satışında, tapu dairesinde düzenlenen resmi senette, davacıya ait payın 8.000.000.000.-Liraya satıldığı hususu anlaşılmaktadır. Bunun aksini, yani davalı savunmasında olduğu gibi, taşınmazın 5.000.000.000.-TL'ye satıldığını, gerçek satış bedelin bu kadar olduğunu, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini davalının bir yazılı belge ile ispat etmesi gerekir. Davalı her ne kadar davacı imzası olmayan, haricen taşınmazı satın alan kişi ile arasında düzenlediği, kendisinin de vekil olarak imzaladığı bir belge ibraz etmiş ise de, bu belgede, davacının imzası olmadığı için davacıyı bağlamadığı gibi, davalının savunmasını kanıtladığı da kabul edilemez. Olayda miktar itibarıyla ve davacının açık muvafakati olmadığı için HUMK.nun 288.ve devamı maddeleri gereğince tanık dinlenemez. Tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamaz. İspat yükü davalıda olduğu için mahkemenin davalıya resen yemin teklif etmesi ve bu yeminin davalı tarafından eda edilmesi de hukuki sonuç doğurmaz. Böyle olunca davalı savunmasını kanıtlayamamış ise de, 5.5.2003 tarihli delil listesinde açıkça "sair yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davacıya yemin teklif edip etmeyeceği, davalıya sorularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir. Hükmün bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defaki inceleme sonucu anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermek gerekmiştir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : A- DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili, davacının 86/96 payının maliki olduğu 815 parsel numaralı taşınmazı, dilediği kişiye satması için davalıya vekaletname verdiğini, davalının 8.000.000.000 TL. karşılığında davalıya satış yaptığını, aldığı bedelin 5.000.000.000 TL.sını davacıya ödediğini, kalan 3.000.000.000 TL.sını ödemediğini; davalı aleyhine icra takibine geçtiklerini, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:
Davalı cevap dilekçesiyle, tapuda satışın 8.000.000.000 TL. gösterildiğini, gerçekte davacının bilgisi dahilinde 5.000.000.000 TL. üzerinden satış yapıldığını, diğer paydaşın şufa hakkını kullanmasının engellenmesi düşüncesiyle böyle bir yola gidildiğini, davanın reddini savunmuştur.
C- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Yerel mahkemece, davalıya resen yemin teklif olunmuş, davalı yemin etmiş, davalının aldığı satım bedelini müvekkiline ödediğini ispat ile yükümlü olduğu, taraf vekillerinin 20.5.2003 günlü oturumda tanık dinlenmesine muvafakat etmiş oldukları ve taraf tanıklarının dinlendikleri, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
D- TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:
Hüküm Özel Dairece önce onanmış, davacının karar düzeltme isteği üzerine, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiği davalının savunmasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davalı ile satın alınan kişi arasında düzenlenen belgenin davacıyı bağlamayacağı, miktar itibarıyla ve davacının açık muvafakati olmadığı için HUMK.nun 288 ve devamı maddeleri gereğince tanık dinlenemeyeceği, tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağı; ispat yükü davalıda olduğu için mahkemenin davalıya resen yemin teklif etmesi ve bu yeminin davalı tarafından eda edilmesinin de hukuki sonuç doğurmayacağı; böyle olunca davalı savunmasını kanıtlayamamış ise de 5.5.2003 tarihli delil listesinde açıkça "sair yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya yemin teklif edip etmeyeceği davalıya sorularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, davada miktar itibarıyla ve resmi işleme karşı davalı vekilinin savunmasını kesin delille ispatlaması gerekliyse de HUMK.nun 289. maddesi gereğince karşı tarafın muvafakatıyla tanıkla ispatın mümkün olduğu, taraf vekillerinin 20.5.2003 tarihli duruşmada bizzat imzalı beyanlarıyla tanık dinletilmesine muvafakat ederek delil sözleşmesi yaptıkları, buna göre tanıkların dinlendikleri, davalının savunmasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde direnme kararı verilmiştir.
E- GEREKÇE:
Taraflar delil sözleşmesini mahkeme önünde ( sözlü olarak ) yapabilirler. Bu şekil, daha çok bir tarafın tanık dinletmek istemesine karşı tarafın ( açık olarak ) muvafakat etmesi yolu ile olabilir.
Senetle ispatı gereken hususlarda ( m.288, m.290 ) bu husus ( m.288 veya m.290 hükmü ) hatırlatılarak, karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir ( m.289 ). Bu halde, aslında senetle ispatı gereken bir hususun tanıkla ispat edilebileceği hakkında, mahkeme önünde ( sözlü olarak ) bir delil sözleşmesi yapılmış olur.
Bir taraf aslında senetle ispat edilmesi gereken bir hukuki işlemi tanık ile ispat etmek isterse, hakim kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre bu hukuki işlemin senet ( kesin delil ) ile ispat edilmesi gerektiğini ( tanıkla ispat edilemeyeceğini ), ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini, karşı tarafa hatırlatır ve karşı taraftan tanık dinlenmesine muvafakat edip etmediğini sorar ( m.289 ).
HUMK. m. 289'da açıkça yazılı olduğu gibi, hakim, tanıkla ispat edilmek istenen hukuki işlemin kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre senetle ispat edilmesi gerektiğini, ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini karşı tarafa hatırlatmak zorundadır. Aksi halde, diğer iki şart ( karşı tarafın muvafakati ve bunun tutanağa geçirilerek karşı tarafa okunup imza ettirilmesi ) tamam olsa bile, taraflar arasında tanık dinlenmesine ilişkin bir delil sözleşmesi yapılmış olmaz ve aslında senetle ispatı gereken o hukuki işlem hakkında tanık dinlenmez ( Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt III, 2001 baskı, s.2924-2925 ).
Somut olayda, tanık dinletmek isteyen davalının hasmı durumunda olan davacıya HUMK.nun 287 ve 288 maddeleri hükümlerine göre ( bu olayda tanık dinlenmesi mümkün değildir. Ancak siz tanık dilenmesine muvafakat ederseniz o zaman bu olayda tanık dinlenebilir. Aksi halde yazılı delil ibraz etmeniz gerekir ) şeklinde açıkça kanun hükümleri hatırlatılmamış ve bu hatırlatma hususu zapta geçirilmemiştir. Sadece 20.5.2003 tarihli oturumda taraf vekilleri "tanık dinletilmesine muvafakat ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlar, HUMK.nun 289. maddesine uygun bir beyan olarak kabul edilemez.
O halde Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 13.7.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 11-06-2009, 15:45   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın emrah_orbay,

Mahkeme karşı taraf tanıklarını hangi hususta dinledi?

Saygılarımla...
Old 11-06-2009, 16:22   #4
emrah_orbay

 
Varsayılan

arada böyle bir ilişkinin olduğu, bu alacağın doğduğu ve emlakçının hizmet karşılığını hakettiği hususunda dinledi sayın hades.saygılarımla
Old 11-06-2009, 16:26   #5
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan

HUMK M.188/1,2'de senetle ıspat sınırı belirtilmiştir. Buna göre 540 TL'yi aşan miktarlarla ilgili davaların senetle ıspatı gerekmektedir, şahit dinlenmesi ancak karşı tarafın muvafakatine bağlıdır. Siz muvafakat etmediğnizi tutağa geçirttiyseniz ve yahut yazılı olarak bildirdiyseniz bunun yargıtay'da bozma sebebi olacağına inanıyorum
Old 11-06-2009, 16:29   #6
emrah_orbay

 
Varsayılan

evet sayın av.ezo ben de oyle dusunuyorum zapta da aynen sizin dediğiniz gibi gecirttim ama yargıtay kararı arıyorum. hakım baska turlu inanmıyor biliyorsunuz ayrıca bu işin yargıtaya gitmeden ilk derece mahkemesinde çözülmesi daha iyi olur. yargıtayda gözden kaçabilir mazallah saygılarımla
Old 11-06-2009, 16:47   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın emrah orbay,

Taraflar arasında emlak komisyon ücretinden kaynaklı bir niza olduğunu ve arada sözleşme bulunmadığını yazmışsınız. Her ne kadar aradaki hukuki ilişkinin ispatı açısından tanık ile ilgili sayın meslektaşlarımın "senetle-yazılı delille ispat gereği" ne dair açıklamalarına katılsam da hakim artık tanıkları dinlemiş ve siz de tutanağa beyanınızı geçirerek "şimdilik" bu konuyla ilgili görevinizi ifa etmişsiniz. Bu sebeple olaya bir de şu açıdan bakmanızda fayda var (tabii mahkemenin de bu konuya ilgisini çekerek ):

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 31.1.2007 T., 2006/13497 E., 2007/759 K: "Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, yaptığı, tavassut işlemleri sonucunda davalının bir taşınmaz satın aldığını, aralarındaki sözleşmeye rağmen davalının ücretini ödemediğini, girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 2.580.- YTL. üzerinden davanın kabulüne, %40 tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TTK.'nun tatbikine ilişkin 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değiştirilen B.K.nun 404/son fıkra hükmü uyarınca gayrimenkul tellallığı akdi yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz anılan yasa maddesi hükmü buyurucu niteliktedir. Tellallık sözleşmesi için öngörülen yazılı biçim İSPAT DEĞİL GEÇERLİK KOŞULUDUR. O nedenle taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece doğrudan gözetilir. Yazılı olarak yapılması yasaca öngörülen ve özellikle Tellallık Sözleşmesinde olduğu gibi tarafları karşılıklı yüküm altına sokan bir sözleşmenin hukuken geçerlik kazanabilmesi ancak borç yüklenenlerin imzaların bulunmasıyla mümkündür. ( BK.Md.13 ) sadece bir tarafça imzalanmış bulunan belge hukuken tek taraflı bir irade açıklanması niteliğini taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcı kabul edilemez. Bu nitelikteki bir belgeye dayanan tarafın iyiniyetli olması dahi az yukarıda açıklanan yazılı biçime ilişkin hukuki esasları etkilemez. O nedenle tellallık akdinde her iki tarafın imzalarının bulunması şarttır. Olayda dayanılan belge sadece davalının imzasını taşıdığı açıktır. Bu durumda geçerli bir tellallık sözleşmesinin varlığından sözedilemez. Yargıtayın sapma göstermeyen kökleşmiş içtihatları bu doğrultudadır. ( Y.H.G.K.10.7.1971 gün E., 1968 T. - 805, Y.H.G.K. 11.10.1974 gün K., 1971/4-467, Y.13.H.D. 1.10.1991 T. A., 5835, K.8712 ) Mahkemece açıklanan yasal kurallar gözden kaçırılarak Tellallık ücretine dayanan istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 31.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi."

Saygılarımla...
Old 12-06-2009, 08:29   #8
emrah_orbay

 
Varsayılan

bu hususu gözden kaçırmışım tesekkur ederım sayın hades..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
itirazın iptali davası gencerx07 Meslektaşların Soruları 1 22-05-2009 00:02
senetle ispat kuralı EYLÜLHUKUK Meslektaşların Soruları 6 10-10-2008 09:50
itirazın iptali davası için bir yıllık süre dolmadan alacak davası açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 2 20-07-2008 22:14
Tüketici Mahkemelerinde Senetle Ispat Şartı Geçerli Mi? SEZİN Meslektaşların Soruları 2 04-05-2007 10:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12420297 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.