Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

dava dilekçesinde konu ve açıklamalar ile sonuç istem arasında fark varsa

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-06-2008, 14:38   #1
ZEKİYE KAPTANOĞLU

 
Varsayılan dava dilekçesinde konu ve açıklamalar ile sonuç istem arasında fark varsa

Herkese Merhaba,

Dava dilekçesinde konu ve açıklamalar ile sonuç istem arasında fark varsa HUMK. 74. maddesi kapsamında sonuç-istem kısmı esas alınır, diye hatırlamakla birlikte bunu teyit eder mahiyette tercihen yeni tarihli Yargıtay Kararlarına acil olarak ihtiyacım var, yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

Not: dava temyiz aşamasında olduğu için dava dilekçesinin davacıya açıklatılması ya da ıslah yolu mümkün değil.
Old 11-06-2008, 16:17   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan







T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4465

K. 2006/4580

T. 24.4.2006

• DAVA DİLEKÇESİNDEKİ İSTEMİN TALEP KISMINDA YER ALMAMASI ( Davacının Ortaklarla Şirket Arasındaki Uyuşmazlıkların Hakem Vasıtasıyla Çözüleceğine İlişkin Anasözleşme Hükmünün de İptalini İstemesi - Anılan İstem Hakkında Hiçbir Değerlendirme Yapılmadan Hüküm Kurulması Bozmayı Gerektirdiği )

• HAKİMİN TALEPLE BAĞLILIĞI ( Davacının Ortaklarla Şirket Arasındaki Uyuşmazlıkların Hakem Vasıtasıyla Çözüleceğine İlişkin Anasözleşme Hükmünün de İptalini İstemi Hakkında Hüküm Kurulmamasının Hatalı Olduğu )

• ŞİRKET ANASÖZLEŞMESİ HÜKMÜNÜN İPTALİ ( Anılan İstem Hakkında Hiçbir Değerlendirme Yapılmadan Hüküm Kurulması Bozmayı Gerektirdiği )

1086/m.388,74


ÖZET : Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, ayrılma payı ve kötü yönetim nedeniyle uğranılan zararın tahsili ile anasözleşmenin ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlığın hakem vasıtasıyla çözüleceğine dair hükmünün iptali istemlerine ilişkindir.
Davacı, her ne kadar talep sonucunda belirtmemiş ise de diğer istemlerinin yanında dava dilekçesinin konusu bölümünde ve içeriğinde ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlıkların hakem vasıtasıyla çözüleceğine ilişkin anasözleşme hükmünün de iptaline karar verilmesini istemiş ve bu talebini zapta geçen beyanlarında da tekrar etmiştir. Ancak, mahkemece anılan istem hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 5. Ticaret Mahkemesince verilen 23.12.2004 tarih ve 2004/158 - 2004/787 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içersindeki dilekçe lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalının ortağı olduğunu, ana sözleşmenin 19. maddesinde ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlıkların hakem vasıtasıyla çözüleceği yönünde hüküm bulunduğunu, anılan düzenlemenin hükümsüz olduğunu, arazi alımları ve şirkete devirlerde bazı ortaklara haksız kazançlar temin edildiğini, şirketin zarar etmeye başladığını, kendisinin ortaklar kuruluna çağrılmadığını, şirket müdürünün şahsi işleri dolayısıyla Amerika'da bulunduğunu, işleri vekaleten yürüttüğünü, çok sayıda aracın bakımsız bırakıldığını, gereksiz personel çalıştırıldığını ileri sürerek, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasına, ortaklık payı olarak 150.000.000.000.- TL ve 30.000.000.000.- TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında daha önce sebebi, yanları ve maddi vakıaları aynı olan birisi hakemde olmak üzere iki dava görüldüğünü, kararların kesinleştiğini, kesin hüküm bulunduğunu, ana sözleşmede tahkim şartının olduğunu, öncelikle uyuşmazlıkta hakemin görevli bulunduğunu, kötü yönetime dair tüm iddiaların yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davanın şirket ortaklığından ayrılma, ortaklık payının tespiti ve tahsili istemlerine yönelik olduğunu, davalı şirket anasözleşmesinin 19. maddesinde gerek ortaklar arasında gerekse ortaklarla şirket arasında çıkacak ihtilafların tahkim yoluyla halledileceğinin düzenlendiği, davacının aynı istemle Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açtığı davanın reddine karar verildiği, keza hakem heyetinde açtığı davanın ret edildiği, her iki kararın kesinleştiği, davacının bu defa aynı nedenlerle eldeki davayı açtığı, kesin hükmün bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, ayrılma payı ve kötü yönetim nedeniyle uğranılan zararın tahsili ile anasözleşmenin ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlığın hakem vasıtasıyla çözüleceğine dair hükmünün iptali istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, her ne kadar talep sonucunda belirtmemiş ise de diğer istemlerinin yanında dava dilekçesinin konusu bölümünde ve içeriğinde ortaklarla şirket arasındaki uyuşmazlıkların hakem vasıtasıyla çözüleceğine ilişkin anasözleşmenin 19. maddesinin de iptaline karar verilmesini istemiştir. Bu talebini 27.10.2004 tarihli zapta geçen beyanlarında da tekrar etmiştir. Ancak, mahkemece anılan istem hakkında hiçbir değerlendirme yapılmamıştır. O halde, davacının anasözleşmenin iptali yönünde açtığı bir davasının olup olmadığı irdelenmeden bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açılanan nedenle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Dava dilekçesinde açıkça anlaşılacak şekilde talepler mevcutsa ve netice kısmında bu husus atlanmışsa;Yargılama aşamasında olsa idi,mahkemeye açıklattırma beyanında bulunabilirdi.
Dosya temyiz aşamasında ise ve bu durum temyiz sebebi yapılmış ise ;dilekçenin içeriğinin önemli olduğunu,açıkça anlaşılan hususlarda bir karar verilmemesinin bozma sebebi olacağını düşünüyorum.
Saygılarımla
Old 12-06-2008, 13:04   #3
ZEKİYE KAPTANOĞLU

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Her ne kadar gönderdiğiniz Yargıtay Kararının aksine bir karar arıyorsam da ilgilendiğiniz için teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kadastro - yeni tapuda kesinleşen alanla eski tapudaki alan arasında fark AV.ELİF GÖKDEMİR Meslektaşların Soruları 4 21-12-2015 16:55
ihtiyati hacizle esas takip arasında fark olması Av.ZekiÖZSOY Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 5 14-07-2009 13:58
Dava dilekçesinde dava konusu parselde yapılan maddi hatanın düzeltilmesi AVUKAT AYŞE Meslektaşların Soruları 1 12-03-2008 14:37
AVUKATLIK ÜCRETİ acil çözüm beklediğim bir konu varsa yargıtay kararı çok sevinirim ali ekmekçi Meslektaşların Soruları 1 23-10-2007 14:44
İki Köy Arasında Mezarlık Sorun Var....acil Bir Konu... kentpolisi Hukuk Soruları Arşivi 5 28-06-2005 10:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05223989 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.