Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

telefonla bir kere arama ve taciz suçu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-12-2009, 10:06   #1
norm

 
Varsayılan telefonla bir kere arama ve taciz suçu

Merhaba herhese,
Arkadaşlar benim şuan yazdığı dilekçedeki oolayda birisi savcılığa telefonla taciz edildiğine dair şikayette bulunuyor ve o saatlerde benim müvekkilimin aradığı tespit diliyor. Ancak sadece 1 kez ve 20 saniye kadar. 123.maddeden açılan davadaki şartlar zaten ısrarla arama kavramına girmediğinden oluşmamış oluyor. Arama süresi de çok kısıtlı. Ancak bu konuda bir de yargıtay kararı koymak istiyorum. Çok acil yardımcı olabilecek kimse var mı? Teşekkürler
Old 25-12-2009, 14:17   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın norm;
Sunduğum yargıtay kararı, sadece bir kez aranmakla suçun unsurlarının oluşmadığı yönündedir. Faydalı olması dileğiyle..
YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 1998/5-268 K. 1998/320

• SARKINTILIK SUÇU ( Şüpheden Sanığın Yararlanması )

• TELEFONLA SARKINTILIK SUÇU ( Şüpheden Sanığın Yararlanması )

• ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİ ( Telefonla Sarkıntılık Suçunda Sanığın Suçu İşleyip İşlemediğinin Tam Olarak Anlaşılamaması )

• CEZA YARGILAMASININ AMACI ( Maddi Gerçeğin Hiçbir Duraksamaya Yer Verilmeksizin Ortaya Çıkarılması )

765/m.421/2


ÖZET : Sanığın babası ramazan, oğlu hüseyin, köy muhtarı n. K ve mağdure meral'in babası mehmet aşamalarda tanık olarak dinlenmişler, ancak atılan suçu sanığın işlediği hususunda sanık aleyhinde bir beyanda bulunmamışlardır. Telefonla sarkıntılık olayının katılanı meral'in anlatımları ise; bu suçu sanığın işlediği hususunda kesinlik arz etmemekte, suçlamanın, ptt idaresince sanığa ait telefon ile mağdurenin evine bir kez telefon edildiğinin saptanması nedeniyle varsayıma dayalı olarak yapıldığı anlaşıldığından; suçun subutu şüpheli kalmış, sanığın suçu işlediğine dair bir başka kanıt da elde edilememiştir. Ceza yargılamasının amacı ise, hiçbir duraksamaya yer verilmeksizin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Suçun subutunun kuşkulu kaldığı durumlarda varsayımlara dayanarak karar vermek, ceza yargılamasının bu amacına ve şüphe sanık lehine yorumlanmalıdır şeklindeki evrensel ceza hukuk kuralına aykırıdır. Bu itibarla, suç subuta ermemiştir.
DAVA : Sarkıntılık suçundan sanık A. Ö.nün TCK'nin 421/2. cümlesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Balya Sulh Ceza Mahkemesi'nce 16.7.1996 tarih ve 35/29 sayı ile verilen karar, sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nce 2.7.1997 tarih ve 2089/2554 sayı ile;
"PTT tarafından yapılan tespitle sanığın evinden telefonla müdahillerin evinin bir kez arandığı belirlenmiş ise de, sanığın aynı evde babası ve 17 yaşındaki oğlu ile birlikte oturduklarının anlaşılması ve müdahilleri arayan şahsın sesini tanıyamadıklarını, 3. şahsın da olabileceğini, ama en çok sanıktan şüphelendiklerini açıklamış bulunmaları karşısında sanığın aleyhinde şüpheden öteye kesin bir kanıt bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden, bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise 30.9.1997 tarih ve 53-75 sayı ile;
"Bozma kararında belirtilen 3 şahıstan dede ve torun ayrı ayrı iki kez dinlenmişler ve ısrarla mağdureyi telefonla aramadıklarını rahatsız etmediklerini belirtmişlerdir. Hatta sanığın babası R. Ö. hiçbir telefon numarası bilmediği gibi, telefon etmeyi de bilmediğini açıkça beyan etmiştir. Bu iki tanık ( dede ve torun ) ayrıca sanığı kurtarmak amacıyla "duyduğumuza göre başkaları telefon ederek müdahil Meral'i rahatsız etmiştir" şeklinde beyanda bulunmuşlar, ayrıca telefonlarının başkaları tarafından kullanılamayacağını da açıkça belirterek dolaylı ikrarda bulunmuşlardır.
Olayın geçtiği yer küçük bir köydür. Olay bütün köyde duyulmuş, müdahilin adı lekelenmiştir. Küçük bir yerleşim yerinde herkesin birbirini tanıdığı ortamda, hiç kimse kendi namus ve şerefı aleyhine iftirada bulunup, yok yere başkasını suçlamaz.
Telefonla sarkıntılık olayını tanıkların ( dede, torun ) değil, bizzat sanığın gerçekleştirdiği kesinlik kazanmıştır. Bu durumda sanık hangi şüpheden yararlanacaktır" biçimindeki gerekçeler ile önceki hükümde direnmeye karar vermiştir.
Bu kararın da sanık vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 18.9.1998 tarihli tebliğnamesiyle birinci başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Telefonla sarkıntılık suçunu işlediği iddiasıyla sanık hakkında açılan kamu davasında Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suçun subutuna ilişkindir.
Mağdure M. D.nin kocası O. D., Balya C. Savcılığı'na verdiği 23.3.1995 tarihli dilekçe ile evindeki ... .. .. numaralı telefonun kendisi evde yokken sık sık aranıp eşine tehdit ve sarkıntılıkta bulunulduğunu bildirerek telefonunun dinlemeye alınmasını ve sanığın yakalanmasını istemiştir. Bu istek üzerine Yerel C. Başsavcılığı'nca PTT idaresine yaptırılan tespit sonucu mağdure Meral'in akrabası olan sanık A. Ö.ye ait olduğu ... .. .. nolu telefondan müştekilerin evine bir kez telefon edildiğinin saptanması üzerine, sanık hakkında atılan suç nedeniyle kamu davası açılmıştır.
Sanık, C. Savcılığı ile duruşmadaki sorgu ve savunmalarında suçu inkârla, kendi evinde 61 yaşındaki babası, 17 yaşındaki oğlu ve diğer aile bireyleri ile oturduğunu, müştekilerin telefon numarasını bilmediğini, onların evine telefon etmediğini, suçsuz olduğunu ısrarla söylemiştir.
Mağdure M. D. ise C. Savcılığı'nda ve duruşmadaki ifadesinde "Tespit edilen telefon sahibi sanık Adnan'ın, dedesi tarafından akrabası olduğunu, aralarında geçmişe dayalı husumet veya bir namus meselesi bulunmadığını, sanığa ait telefonun bulunduğu evde sanıktan başka, babası ve oğlu da oturmakla beraber, daha çok, sarkıntılık teşkil eden sözleri sanık Adnan'ın söylediğinden şüphelendiğini, ancak onunla da daha önce telefonla hiç konuşmadığı için, telefondaki sesin ona ait olup olmadığını kesin olarak bilmediğini, telefonla konuşan kişinin ağzını herhangi bir şeyle kapatmış olabileceğini, bu yüzden sesini tam alamadığını, ancak, postaneden sanığın telefon numarası tespit edildiğine göre, kendisini rahatsız eden kişinin de sanık Adnan olduğunu zannettiğini söylemiştir.
Sanığın babası Ramazan, oğlu Hüseyin, köy muhtarı N. K. ve mağdure Meral'in babası Mehmet aşamalarda tanık olarak dinlenmişler, ancak atılan suçu sanığın işlediği hususunda sanık aleyhinde bir beyanda bulunmamışlardır.
Telefonla sarkıntılık olayının katılanı Meral'in anlatımları ise; bu suçu sanığın işlediği hususunda kesinlik arz etmemekte, suçlamanın, PTT idaresince sanığa ait telefon ile mağdurenin evine bir kez telefon edildiğinin saptanması nedeniyle varsayıma dayalı olarak yapıldığı anlaşıldığından, suçun subutu şüpheli kalmış, sanığın suçu işlediğine dair bir başka kanıt da elde edilememiştir.
Ceza yargılamasının amacı ise, hiçbir duraksamaya yer verilmeksizin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Suçun subutunun kuşkulu kaldığı durumlarda varsayımlara dayanarak karar vermek, ceza yargılamasının bu amacına ve şüphe sanık lehine yorumlanmalıdır şeklindeki evrensel ceza hukuk kuralına aykırıdır. Bu itibarla, suç subuta ermediğinden, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnme hükmünün istem gibi BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığı'na tevdiine, 20.10.1998 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Cinsel taciz suçu Anayasa Mahkemesinde. DeryaK Hukuk Haberleri 7 23-02-2010 20:24
telefonla taciz Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 6 02-08-2009 10:17
2. kere isim değiştirme av.h.şahin Meslektaşların Soruları 1 21-10-2008 11:54
Cinsel Saldırı İle Cinsel Taciz Suçu Arasındaki İnce Çizgi üye19576 Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-08-2008 02:47
Yargıtay: Yaş bir kere düzeltilebilir canan ufuk Hukuk Haberleri 0 15-12-2006 11:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03954101 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.